• kelimeleri bi türlü seslendiremediğimde, düşündüklerimi kendime bi türlü itiraf edemediğimde, kaçtığım gerçekler beni yakalamak üzereyken, yaşanmışları bi türlü kafamdan silemezken, vicdanımı ne kadar uğraşsam da sıfırlayamazken, kendi kendimle savaşırken, başkalarıyla savaşırken, gerçeklerle savaşırken, "kaçmam gerektiği anlarda kaçamazken", "kendi duygularımı kendimle tanıştırırken", "düşerken", "yere ne kadar kaldığını merak ederken", "nefretin ve aşkın resimleri beynimi kemirirken" bu albüm yanımdaydı. hala yanımda. hep olacak.
  • "adamlar yapmış" konulu bir panel düzenlense üst başlık bu albüm olsa gerektir. barındırdığı hüzün, 72 münir nurettin selçuk gücündedir. vurucu etkisi ilk dinlendiğinden itibaren 2 ila 3 hafta boyunca sürer, fakat aylar geçmiş olsa bile "şöyle hüzünlü bir şeyler dinleyeyim" tümcesi kurulduğunda yara aktive olur ve seçim kaçınılmaz olarak alternative 4 dur.
    grup(bkz: anathema) pink floyda selam vermek isterken farkına varmadan onu aşmıştır. olan biten budur.
  • nice yiğidi jiletçi yapmış anathema albümü
  • (bkz: death drive)
    sanılanın aksine, alternative 4 bir terapidir, tedavi yontemidir. kimileri baska müzikleri de tercih etse, alternative 4 dinleyenlerin amacı bunalıma daha cok gomulmek, daha beter bulanmak değildir. bu sayede durgunlaşmayı, normalleşmeyi isterler. anathemayı, ve bu albumu can sıkıntısı içindekiler dinlerler, çünkü işe yaramaktadır.
  • 2000 senesinde tanıştığım, ki o günden bu yana en sıkıntılı anlarımda ve aksine herşeyin tıkırında olduğu, olumluluğun had safhaya geldiği dönemlerde (törpü işlevi görerek ayaklarımın yere basmasında sayısız faydaları dokunmasındandır) elimin gittiği albümdür.

    naiflikle de olsa anlamamayı umduğumuz bir hayatın uzaydaki ihmal edilebilirliğine vurguyu dağladıktan sonra duygularımızla tanıştırırız kendimizi kırılgan düşlerimizin birileri için çoktan kırılmış olduğunu bilerek. ne kadar boş olduğumuzu geçmişe gidip farklı olan kimliğimizi hançerleyerek gösteririz aslında, zamanın değiştirici gücünü görüp bu hale gelmemizde etkisi olanlara ve bu yolla da kendimize öfkeleniriz, acının bizi terketmeyeceğini görür lanet yağdırırız. bizi öldürmeyen şey güçlendirir ama, valla bak, der, bir küfür daha ederiz.

    kontrolü kaybederiz akabinde, hayatın bize bir kez daha ihanet ettiğini vincent'ın o soğuk ve gerçekçi sesiyle hatırlarız. biraz kabulleniriz biraz da kabullenmiş görünürüz kendimize yapılanları, düşüşe geçeriz ne kadar dipte olacağını bilmeden bu kuyunun sonunun. sona gelindiğini hissederiz, sonra en cesur maskenin arkasına saklanır oyuna devam etmeye karar veririz. tekrar bağlanırız, ama bu sefer bir ilişki içinde buluruz kendimizi, geçmişe dönmeyi artık düşünmediğimizi belirtip tutunmak isteriz hayata.

    herşey olgunluk dönemini geçip sönümlenme aşamasına geldiğinde, işte o zaman kimin için ne hissettiğimizi anlayacağımızı biliriz, içimizdeki sessizlik zuhura çıktığında. ne için alternatif aradığımız sorusuyla karşılaşınca, bu gerçeklikten bizi uzak tutacak kısa süreli bir devanın peşine düştüğümüzü görürüz, sapere aude dedikçe hayatı kararttığımızı anlarız, ama biliriz ki kalıcısı değiliz buraların.

    yalnızlık ömür boyu mesajını alıp, pişmanlıktan ve korkudan kaçışın olmadığını belirttiğimiz sırada, ya yaşamasaydık da bilmeseydik şu anda bildiklerimizi havasında naif sularda yüzeriz ama düşünme gücümüzü yitirmeden. olasılıkları düşünürüz bu süreçte, karşımıza çıkan seçenekleri. geldiğimiz noktadan dolayı umutsuzluğa da kapılırız. sonra aniden perdeyi yırtarcasına çıkarız bu sıkılgan ruh halinden, geçmişi geriye getiremesek de bir umutla geleceğimizi belirleyebileceğimizi düşünürüz, ama yine de pişman olmadan yaşamayı öğrenemediğimiz mesajıyla duruluruz tekrar.

    bir an herşeyi çok açık görüyormuş gibi hissederiz, sadece bu saçmalık için gelmediğimizi düşünürüz hayata, zamanımız olsa halbuki neler neler çözeceğizdir. kaderimizle yüzleşiriz akabinde, bir hayatımıza bir de sonsuzluğa bakarız, donuk kalmış anılara. geçmişin gözyaşlarını siler, değişim rüzgarları estiririz, acıyı sileriz sahneden albümü tekrar dinleyeceğimiz an gelinceye dek.

    bu döngü başladıkça hayatımızı tekrar tekrar yaşarız, geçen yıllarımızın playlist ini kafadan çalarız sayısız kez. yer yer zorunluluklarımızın bilincinden sıyırmak isteriz kendimizi, bir de diğer alternatifi düşünürüz, ama neyin yerine.
  • vincent cavanagh 'in vokalinin en ust seviyeye ulastigi album.. bu kadar temiz bu kadar vurucu bi vokal daha bilmiyorum ben hayatimda.. albumde bastan sona basyapit.. kacmamali.. iyiki brutal vokali birakmislar dedirtiyor insana, o derece..
    (bkz: anathema)
  • duncan patterson la daniel cavanagh ın lyric ve beste düellosu şeklinde ortaya çıkmış, bi duncan dan bi öbüründen gelen müthiş şarkılardan oluşmuş doğaüstü, yıkan, vuran, kısacası skip atan bi albüm. geçte olsa saygılarımı sunmak için kendimi borçlu hissediyor ve bu albümü yaratanların önünde saygıyla eğiliyorum.
  • herseyiyle mükemmel anathema albümü.. anathemanın en güzel, dünyanın gelmis gecmis en iyi 10 albümünden biri.. mecbur kalınmadıkca dinlenmemelidir, regret gibi aşırı dozun önde gideni şarkılar icerir.. anathema'nın dünyanın en güzel söz yazan grubu oldugunu kanıtlama özelligi de tasır judgement sonrası.. kelimelerle tarif edilemez, sadece hissedilebilir gibi geyik sözlerin gercek anlamlarında kullanılabilicegi bi albüm..
  • kafayı yedirtici, adamın ağzına sıçan albüm. "kabul ediyorum, bazı şeyler hiç bir zaman değişmez". tut beni, çek yukarıya. çekip çevir, düzene sok. yanımda ol, kendime getir, titret. duvarlara çarp, su at suratıma, "evet düşüyorum, ne kadar var çakılmama?". baktığım yerde ol, istediğim şekle bürün, istediğim zaman yanımda ol, huzura kavuştur beni. otur yanıma, elimi tut. bırakma. "sona doğru yaklaşıyorum, uyuyamıyorum, nefes alıyorum ve en cesur maskemin arkasına saklanıyorum". alkol ol, içime gir, içimi sık, dışarı çıkmaya çalış, yanımda ol, üz beni, düzelt. içimi sık melodilerle, kemanını benim için çal, şarkını benim için söyle. "dünden kalan gözyaşlarını sil, çünkü değişim için ve acıyı dindirmek için bir şans var. meleğim, kaderim, beni hissedebiliyor musun?".
  • albüm uzun süre dinlenmemelidir. çok tehlikelidir.
hesabın var mı? giriş yap