• adil yargılamalarıyla meşhur frank caprio'nun karşısına amerika'da öğrenim gören bir türk çıkmış. dikkatimi çeken iki şey oldu; ilki amerika'da üniversite okuyan bir öğrencinin ingilizcesinin beklediğimden kötü olmasıydı. ikincisi ise frank caprio'nun videonun sonunda verdiği mesajdı. belli ki bu türk mahkemelerinin namı ta amerikalara kadar gitmiş.

    video
  • amerika'da park cezası yiyen ve buna itiraz edip kazanan bir türk'ü içeren video. alışık olmadığımız manzaralar, alışık olmadığımız bir adalet sistemi.
    link

    istek üzerine gelen edit: bir gün sonra yine benzer durumdan gelen ikinci bir türk davası var. muhtemelen suserlar ingilizcesini daha çok sevecek. ilk adam da yerini sevmiş sanıyorum. sonuç tahmin edildiği üzere aynı. link

    bir yeşillendirme üzerine öğrendiğime göre; abd'de trafik cezası yendiğinde mutlaka hakim karşısına çıkıp ifade veriliyormuş. hakim sizi haklı bulursa ceza kesmeyebilirmiş. buradaki de muhtemelen böyle bir olay.
  • millet o ingilizcelerle nasıl oralara gidiyor, oralarda nasıl yapıyor diye bana düşündüren genç. özgüven başka bir şey arkadaş. yine de böyle bir videom olacagına gitmemeyi tercih ederim.

    (bkz: am ı won)

    ayrıca kararın da bir tuhaf oldugunu düşünüyorum. ceza yiyen binlerce kişi de itiraz edip parasını geri alsın o zaman amk.
    "bilmiyordum" ya da "mantıksız" diye savunma mı olur, o taşak geçtikleri kitapta ne yazıyorsa o uygulanmalıydı.
  • bildiğim kadarıyla amerikada trafik cezası yiyen herkese devlet dava açıyor. burada da er kişi itiraz etmemiş adına açılan davaya itiraz etmiş bence.
    dediğim uygulama eyaletten eyalete değişebilir, tam bilgim yok.
  • ben neden ielts'ten 7,5-8 alcam diye uğraşıyorsam. adam benden daha iyi ingilizce bilmiyor. vizemi alıp ilk uçakla abd'ye gidiyorum. pizzacı olcam.

    ayrıca mahkeme bana kurgu gibi geldi. ama gerçek olduğuna dair abd'de yaşayan bir kaç yazar arkadaş mesaj attı.

    videonun sonunda şöyle bir tepki bekledim.
    "am i won? i won! lay lay lay lay lay laaaay! oooaaamerikaaa!"

    gelen mesajlar üzerine ekleme: yargıç baya ünlüymüş. yani video kurgu değil, gerçekmiş. adalet ve hoşgörü kavramına o kadar yabancılaşmışım işte.
  • ingilizcesiyle izleyenlere umut veren gençtir.
  • yaşanmış türkiye versiyonunu anlatayım; bir avukat arkadaşımın aynen başından geçmiştir; tuvalete bile emniyet kemeri takmadan gitmeyen arkadaşıma, (2018 yıl sonu) emniyet kemeri takmamak dolayısıyla trafik cezası gelir, avukat arkadaş üşenmez, cezanın kesildiği yeri bulur, orada görev yapan polis memurunu bulur, durumu anlatır ve neden böyle yaptığını sorar, trafik polisi, kendisine, yukarıdan verilen ceza koçanını doldurması yönünde talimat verildiğini söyler ve kusura bakmayın der; bunun üzerine avukat arkadaşım, trafik cezasının iptali için dava açacağını, mahkemede cezanın hatalı olduğunu söyleyip söyleyemeyeceğini sorar; polis memuru da elbette der; avukat arkadaş sulh ceza mahkemesine itirazını yapar, mahkeme, usul olduğu üzere, cezayı kesen trafik memurunu tanık olarak çağırır, memur mahkemeye gelir ve avukat arkadaşın gerçekten de emniyet kemeri takmadığı için ceza yazdığını söyler; itiraz reddedilir.

    türkiye'de hak, hukuk, adalet diye bir şey yok arkadaşlar; çoktan öldü, unutun siz onu; onyedi yıldır serbest avukatlık yapan birisi olarak söylüyorum.
  • adamın ingilizcesine laf etmiş herkes, ancak bir avukat olarak söyleyebilirim ki, türk mahkemelerinde en iyi türkçe bilen adam bile hakim karşısında suriyeliye dönüyor. heyecan diye bir şey var.
  • olması gerekende tam olarak budur.
hesabın var mı? giriş yap