• kişiye; sevdiği, değer verdiği birisi tarafından söylenildiğinde insanı yakıp kavuran söz. bu sözü duymamak için kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyup düşünmesi gerekir. tabii geç olmadan.
  • moğollar'ın 1968 tarihli ilk 45lik i eastern love/artık çok geç'ten bir şarkı. özellikle aziz azmet yorumlu olması şarkıya çok şey katmıştır.
    sözleri şöyledir;*

    artık çok geç
    unuttum seni
    sen de unut
    şimdi her şeyi
    artık çok geç
    unuttum seni
    sen de unut
    şimdi her şeyi
    yok mu sende ne aşkın
    ne sevginin bir izi
    ne bugün nerde desen
    dönmeyin bana geri
    artık çok geç
    unuttum seni
    hiç bekleme
    benden sevgi
    bana önce bu aşkı
    sonra bu ayrılığı
    öğreten yalnız sensin
    yeter bu aşk
    bitsin
    artık çok geç
    herşey bitti
    sen gelmedin
    başkası geldi
  • aslında bu film için daha önce de bir şeyler yazmıştım fakat filmin bendeki yeri çok özel olduğu için yazdıklarımı kendime yakıştıramadım ve sildim. öncelikle film atv için çekilmiştir. yani atv'den başka bir kanalda izlemek imkansız bildiğim kadarıyla. atv'nin kardeş kuruluşu kanal 1'de de izlediğimi hatırlıyorum. ayrıca vcd ve dvd'si de yok. yapılabilecek tek şey, atv'nin yayınladığı bir gün filmi kaydetmek ve internet üzerinden izlenebilmesini sağlamak. filmi birkaç kez izlediğim için kendimi çok şanslı sayıyorum.

    fikret kuşkan'i çok seven ve yapımlarının çoğunu izleyen biri olarak, kuşkan'ın en iyi performansını açık ara bu filmde gösterdiğini söyleyebilirim. belki de bu rol ona yakışmıştır, ona göredir, bilemiyorum. ayrıca filmin konusu, anlatılmak istenenler de çok iyiydi. filmde kuşkan dışında, canan mutluer, macit sonkan, damla özen, serdar orçin, güler ökten gibi oyuncular oynuyordu. ayrıca filmin müzikleri de çok güzeldi. evet bundan sonrası filmi izlemeyenler için...

    --- spoiler ---

    film, bir ailenin şiddet yüzünden ne hale gelebileceğini anlatıyordu aslında. filmde serdar orçin, fikret kuşkan'ın canlandırdığı haydar'ın kardeşini oynuyordu ve bir süre sonra psikolojisi tamamen bozuluyordu. babası (macit sonkan), çevresi laf yapmasın diye oğlunu doktora götürmemişti ve oğlu intihar ettikten sonra düzeldi fakat artık her şey için çok geçti. filmde çocukların annesini, şimdilerde cevriye hanım karakteriyle yeniden gündeme gelen güler ökten canlandırıyordu. o da kocasından yıllar yılı dayak yiyen bir tip olup, evde katliam çıkmasın diye kocasına ses çıkartamıyordu.

    fikret kuşkan'a gelince, kardeşlerini, annesini ve arkadaşlarını çok seven bir karakterdi. adı haydar'dı yanlış hatırlamıyorsam ve serseri, işi gücü olmayan biriydi. tabii böyle birisi olmasında babasından yıllarca yediği dayağın etkisi de vardır. mahalle arkadaşlarıyla kurduğu bir çetesi vardı, ufak çaplı hırsızlık yapıyorlardı. filmin ilerleyen dakikalarında tesadüf eseri tanıştığı, kendisinden yaşça büyük, zengin buse (canan mutluer) ile sevgili oluyordu ve bu sürede ailesini boşluyordu. aynı zamanda arkadaşlarını da. kardeşi belki o evde olsa intihar etmeyecekti. arkadaşlarından da travesti bile olan vardı. hatta yine yanlış hatırlamıyorsam, travesti olan arkadaşı çeşitli dizilerden hatırladığımız burak altay...

    kardeşinin ölüm haberi geldikten sonra evine geri dönüyor, buse'yi bırakıyordu. babasının yanında çalışmaya başlıyordu. onun yokluğunda her biri başka yere dağılan arkadaşlarını da topluyordu yeniden bir araya. hepsini işe sokuyordu. fakat filmin sonu mutlu bitmiyor... film boyunca kapıştığı ayı kemal ve adamları tarafından, filmin sonunda vuruluyordu haydar... diğer bir ayrıntı da, ayı kemal, buse'nin adamıydı ve buse, haydar'la yaşamaya başladıktan sonra haydar'a bir şey yapamamaya başlamıştı. bu durum canını fena halde sıkıyordu, üstelik buse'ye de aşıktı kemal. filmin sonunda haydar'ı tuzağa düşürüp öldürüyordu, ama haydar'ın öleceği daha filmin başından belliydi.

    --- spoiler ---

    anlattığım gibi çok hüzünlü bir film ve neden vcd'si, dvd'si çıkarılmaz anlayabilmiş değilim. arkadaş çevremde filmi benden başka izleyen var mı bilmiyorum, sorduğum hiç kimse izlememiş. sözlükte de hiç ilgi yok zaten filme. mesela şu an artık çok geç sinemalarda gösterilse ve reklamı yapılsa, eminim ki minumum 500 bin kişi izler. herkesin, özellikle de çocuklarına, karılarına şiddet uygulayan adamların, kesinlikle izlemeleri gerektiğini düşündüğüm bir film. ayrıca yine aynı şekilde atv için çekilmiş fikret kuşkan filmi muhallebicinin oğlu da çok iyi bir filmdir. ondan da bir ara bahsederim...
  • artık'ların en kırığı, en canı acıtılmışı ve bundan sonraları için heybesinde bol bol fark etmez taşıyanı.

    ne zamanı geriye almak mümkün, ne yapılan hataları telafi etmek. ne yeniden başlamak mümkün, ne eskiyi hafızalardan silebilmek. can kırıklıklarını onarmak, yeniden hayaller kurmak. gideni geri döndürmek, kalanın yaralarını iyileştirmek. artık çok geç.
    hani selvi boylum al yazmalım'ın son sahnesinde asya, beni götür diye yalvarıyor gözleriyle. ilyas da elini sevdiğine uzatıp çekip almak istiyor onu; ama cesaret edemiyor. ikisi de öylece bakıyor, birbirine. hala birbirlerini seviyorlar; ama artık çok geç. film öylece bitiyor. bitmesi gerektiği gibi, gerçek hayatta olduğu gibi.

    --- spoiler ---
    ilyas: elinden tutsam benimle gelir mi?
    asya: seninim işte, alıp götürsene beni.
    ilyas: gözlerine bakarsam bir daha geri dönemem. kadınım, al yazmalım, asya'm.
    asya: elimi tuttu; sımsıcaktı... yüreğim kaydıysa günah mı?
    --- spoiler ---

    pişmanlıklar ve yüzünü dökme vaktidir; artık çok geç.

    (bkz: ne zaman gitti tren)
  • artık çok geçti....

    hiç bişey ilk günkü gibi ilk an gibi olamazdı ki zaten...,bunu ne içindeki sevginin masumluğu ne de sevmelere duyulan özlem değiştirebilirdi.bu bir ısmarlama değildi; ilk dokunuş, ilk bakış kadar masum bi istekti sadece. sürekli de olmazdı zaten böylesi ilk ti, acemiceydi belkide salakça bişeydi...ama içinde özlem vardı mutluluk yaşama sevinci heyecan vardı...

    biliyordu ama geçici olacak çok sürmez 1 bilemedin 2 haftaya terkederdi buraları geldiği gibi mi gider yoksa bi enkaz mı kalır bilemezdi ki hem sevmek isteyip hemde bunları düşünemezdi sevmenin zamanıydı çünkü şimdi düşünmeden sorgusuzca çıkarsız masum en kötüsü de amaçsızca..... kör sağır dilsiz...

    dedim ya yaşanmamıştı öncesinde hiç böylesi...değerliydi zamanın her anı her an ölümsüz olmalıydı hani ne de olsa bi gün hem de çok yakında gidecek ya bişey kalmalıydı bi nesne bi söz bi bakış bi tını ne bilimm ona ait olan bişe işte...

    öyle çok yüce beklentileri de yoktu haa... bi şans vermekti kendine yada ilk kez içindeki his se sevgisine güvenip sahip çıkmak hayata daha cesur yaklaşmaktııııııııııııııı.

    ama şu gerçeği unutmuş idi; bu oyunda gerçek olan tek kısım oydu diğerleri tamamen ısmarlama gelişiyor sevmelere inançsız bakıyor beklenti sınırını aşıyordu.....neyse ki beklenen sonuç gecikmedi

    sevgi mağlup oldu....beklentisi bu değildi heyecanına ortak olamadı boş baktı ona dair hiç bişey düşünemedi
    çünkü

    büyü bozulmuştu...
  • uzun zaman önce söylemem gereken ama kıyamadığım için söyleyemediğim ve dakikalar önce söylediğim cümle.

    -seni özledim
    alışık değilim senden böyle şeyler duymaya

    -sen düşünmüyor musun beni
    (sessizlik) evet. elbette

    -güzel. nasıl düşünüyorsun?
    (sessizlik) işte bir sen varsın her ne kadar görüşemesek de..

    -duruyor duruyor aklıma takılıyorsun. insan sevdiğini merak eder. aramıyorsun..
    (sessizlik) bir süre sonra sessizliğimi bozuyorum
    +bu konuşmadan ne anlamam gerek?

    -şaşırttım seni
    -ben seni her zaman merak ediyor muyum, senden haber alamayınca telaşlanıyor muyum? buna bak.
    (sessizlik)

    -aklın bi karışık sanki
    +söylemek istediğin her ne ise onu söyle

    -özetle ben seni her zaman ama her zaman merak edip düşünüyor olacağım sen benim her daim özlediğim ve güveneceğim tek insan olacaksın.
    +artık çok geç..
  • dailymotion'a yönlenen bir linke tıkladığınızda eğer o video silinmişse karşınıza çıkan duygu yüklü, iç acıtan cümle. oh may gat...
  • “there are worse things than being alone, but it often takes decades to realize this and most often when you do it's too late and...
    there's nothing worse than too late.”

    charles bukowski
  • ve artık her şey için,çok geç demek için belki de çok geç!

    (bkz: kıraçın bestelediği birbirinin aynısı dizi müzikleri)
  • senaryo yazarı ve yönetmeni cemal şan olan kült film.
hesabın var mı? giriş yap