• garip bir biçimde ilkbahar ve çobanyıldızı ile ilişkisi olan duygu.

    fransızcada arzu anlamına gelen desir kelimesinin kökeni, latince desideradan gelirmiş. desidera bizim çobanyıldızı olarak bildiğimiz sideranın görünmez olduğu dönemi anlatır. sidera'nın görünmez hale geldiği mevsim ilkbahar.
    ilkbahar aynı zamanda gönül yaylarının gevşediği ve sevişgenliğin arttığı dönem. desir yani arzu kelimesi, sidera'nın kaybolup gönül yaylarının ve aşk duygusunun yeniden yükselmesini ifade ediyor.
  • cinsel ayrımcılık ve kadın istismarı konusunda ders olarak okutulması gereken filmdir.

    --- spoiler ---

    filmde banu alkan tecavüze uğradığına ne polisi ne savcıyı, kimseyi ikna edemez, çünkü kapıyı bornozlu açmıştır.
    üstüne ince elbise giymiştir. telefonda erkek arkadşıyla konuşurken evde fotoğrafçı olduğunu söylememiştir.
    dövülme izi yoktur.
    yatağa bağlanmış olması fantazi muamelesi görür vs. vs.

    ayrıca tecavüze uğrarken suçlamalara mağruz kalır başka erkeklerle cinsel ilişki yaşamış olması, seksi görünmesi, tabiri caizse sapığına da "vermesi" ni gerektirmektir.

    --- spoiler ---
  • başrollerinde banu alkan, tolga savacı ve yusuf sezgin'in yer aldığı fantastik & komedi filmi. nereden başlasam şu filmi anlatmaya bilemiyorum. zaten kırk yılın başı bir türk sineması izleyeyim dedim bütün psikolojimi sikip attı bu film.

    --- spoiler ---

    banu alkan ünlü ve seksi bir fotomodeldir. bunun üniversiteye hazırlanan kezban bir kızkardeşi var. tolga savacı ise banu alkan -arzu- takıntılı abazan bir sapık. aynı zamanda kezbanın sevgilisi.

    "ablanın fotosunu çekeyim bir randevu ayarla" deyu kezbana baskı yapıp en sonunda bir buluşma koparır. damdan düşer gibi. ertesi gün banu küvette köpük banyo yapar iken zil çalar, bornozuyla kapıyı açınca bizim sapığı görür içeri davet eder. fotosunu çekecek ya. olaya gel. derken "ben üstüme bir şeyler giyicem bekle" deyup yukarı çıkar. memintolarını kurulayıp tek parça gömleği geçirince bizim sapık daha fazla dayanamayıp verir coşkuyu. ama ne fantezi. kızın elbisesini parçalayıp o elbiseyi de ip gibi kullanarak ellerini ayaklarını çift kişilik yatağa bağlar emeline ulaşır. sonrasında tüyer.

    olay bundan sonra kopuyor tabi. tecavüz mağduru arzu bacı stockholm sendromu yaşayarak her gece rüyasında tolga savacı ile fanzetik zevklere yelken açar. savcı bile tecavüz mağduru banu'yu suçlu ilan edecek kadar sıyırmış zaten. yok iple fantezi yaptın yok ses etmedin hadi itiraf et modunda.

    ertesi gün basın toplantısında yusuf abi "tecavüz olayını uzatmayın lan arzu yeni bir film çekecek oğlum datça'ya gidiyoz yazacaksanız bunu yazın" der. giderler efendim datça'ya. sapıkta gazete haberini okuyunca peşlerinden tabi.

    bir akşam banu sevgilisi yusuf abi'ye "ben psikoloğa gitmek istiyorum adam her gece rüyamda kayıyoruz beraber" itirafı yapınca yusuf ne dese beğenirsin. "ben seni iyileştircem" "nasıl" "sevişerek". bak bak bak. vay vay vay. biz niye düşünemedik amk. kadın tecavüze uğramış. sinirleri çelik kadar sağlam molped kadar esnek. sevişerek eski sağlığına kavuşacağına inanıyor ya. pes pes.

    derken bunlar tekneyle en az 5-6 deniz mili açılıp ıssız koya demir atarlar. bizim sapıkta limandan yüze yüze bunları takip etmiş. nasıl oldu demeyin oluyor işte. adam motor bağlamış götüne radarı var bulmuş gelmiş.
    teknede kezbanı güneşlerken görünce dayanamayıp saldırdı. "abla enişte zikiyolar lan yetişin" deyu. bunlarda denizde yüzerek tekneye çıktılar. tolga önce yusuf'u yumruklayıp denize attı ardından banu'ya girişecekti ki zıpkınla bu hayatı son buldu.

    --- spoiler ---

    işte düşünün ben de filmin sonu nereye bağlanacak diye 90 dakika izledim bunu. şimdi bakırköy'deyim damar yolundan serum bağladılar.
  • "yemin ediyor daha temiz bir yaşam kuracağına
    ama gelince gece, kendi öğütleriyle
    uzlaşmalarıyla, sözleşmeleriyle
    gövdenin diriliğini de getirince gece
    titreyerek arzudan gerisin geri dönüyor
    bitkin ve yenik aynı ölümcül eğlencelere."
    (kavafis, "barbarları beklerken"den)
  • "hiçbir zaman bir kişiyi ya da bir nesneyi arzulamazsınız. her zaman bir kümeyi arzularsınız. (...) bir şeyi arzulamak, hiçbir zaman o şeyi kendi başına arzulamak değildir."

    — gilles deleuze
  • "arzular vardır bilirsin anlatılamaz
    eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
    taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
    keder sana yakışmıyor gül biraz
    arzular vardır bilirsin anlatılamaz."
    (victor hugo, "keder sana yakışmıyor")
  • arzularını ve isteklerini vererek nefsi tatmin etmenin mümkünü yoktur. ne kadar verirseniz daha çok ister ve "daha yok mu?" der.

    daha çok para,

    daha çok kadın,

    daha çok güç, itibar, nüfuz.

    "o gün cehenneme: “doldun mu?” diyeceğiz. o da: “daha yok mu?” diyecek. (kaf 30)

    böyle bir yol, tıpkı ateşin üstüne benzin dökmek gibidir; daha beter tutuşturursunuz.

    nefsin isteğini vermeyip, bir de üstüne, onu oruç dayağından geçirmeli. işte o zaman boynu bükülür.
  • nefsin arzularının, isteklerinin olduğu yerde aşk olmaz; çünkü bunlar birbirinin antagonistidir. biri varsa diğeri sırra kadem basar.

    nefs yalancıdır, ilüzyonisttir. arzu içinde yananlar, kendilerini aşk ateşinde kavruluyor zannedebilir. hatta onlara soracak olsanız, yeminler ederler...

    ancak evlilikten sonra acı gerçekle yüzleşirler. arzular tatmin edildiğinde kumdan kale yıkılır ve geriye buz gibi soğukluk kalır. bir kaç ay öncesinin aşıkları(!) birbiri ile kavga etmeye başlarlar.

    nefsin lugatında aşk diye bir kelime yoktur. aşkı ancak ruh bilir. dolayısıyla bir arifin sohbeti ile ruhu uyanmamış kimselerin aşktan nasibi olmaz.

    zinakarların ise, asla ve asla aşktan nasibi olmaz. onlara belki de en büyük ceza budur. zinaya girmekle, saf arzuya teslim olmakla, kendi elleri ile cennetin kapısını kendilerine kapatmışlardır. hatasından dönüp bir daha işlememeye azmedenler ve bunu başaranlar istisnadır elbette.
  • .." arzu, ne doyum için bir iştah ne de aşk talebidir, fakat ikincisinden birincinin çıkarılmasıyla elde edilen farktır, ikisi arasındaki yarıktır (spaltung)." (lacan)
    arzu; talepten ihtiyacın düşülmesiyle elde kalan
  • erkeklerde "ulan galiba bundan ekmek cikar" dusuncesi uyandiran, sik kar$ilasilan bir kari-kiz ismi. isimden yola cikarak ortalamanin uzerinde beklentiye sahip olmak gereksizdir.
hesabın var mı? giriş yap