• ayakta uyuyabilen koşarken sıçabilen evrim harikası hayvan. atların dizlerinde bir tür kilit mekanizması vardır bu sebeple ayakta uyurken hiç enerji harcamazlar. atlar öldüklerinde dizleri kitlenmiş haldeyse sırtüsü devrildiğinde bacakları havaya kalkmış halde durur. nalları dikmek deyimi buradan gelir.
  • türkler atlara tüylerinin rengine göre isim verirlerdi.

    orat (turuncu)
    oyat (yağız)
    akat (alacalı)
    yağız at
    bozat
    tazat (alaca)
    kubaat (kumral)
    kırat (ak)
    karaaat
    toruğ (doru)
    çilgü (al)
    çından (pembe)
    kızgul (boz ile kır arası)
    alınlarında beyaz veya başka renklerde akıtma bulunan atlara “ugar at”, “ugar bül”, “tüküz at”, “teküzlig”, “tış at”

    başı ak, gözlerinin çevresi kara olan atlara da “kaşga” (peçeli at)

    boynunda beyaz benek bulunan atlar “boymıl”, böğründe ak benek olan atlar “böğrül”, ayaklarında ak bulunan atlar “bülat” şeklinde adlandırılmaktaydı.

    atlar, vücut biçimlerine göre de çeşitli gruplara ayrılmaktaydı. bunlardan yassı arkalı, oturmaklı atlar “büktel”, sırtı dar, yanları geniş atlar “ketki”, boyu kısa sırtı geniş atlar da “bulak” adıyla anılmaktaydı. ayrıca, bugün olduğu gibi eskiden de atlara yürüyüş ve koşma özelliklerine göre de ad verme âdeti vardı. meselâ, güzel yürüyüşlü ve iyi koşan atlar için “kevel”, “ozuk”, “ıkılaç”, “yorga", “erik”, yüğrük” gibi çok çeşitli adlar kullanılmaktaydı.

    destanlarda geçen at isimleri:
    yılmaya: kanatlı at
    tulpar: uçan at
    kilin: boynuzlu at
    ciren: konuşan at. kayçı ceren ve kamçı ceren en iyi bilinen iki tanesidir.
    burşun: ikiz atlar. ak burşun ve kök burşun, uçabilirler.
  • ko$an bir hayvan ce$idi.. kuyruklari olur..
  • tanrı'nın "yaratıcılıkta estetik" konulu bitirme tezi.
  • asil atlar, hasta yahut yaşlı olmadıkça yatarken görülmek istemezlermiş. atın mühim özelliklerinden biri ayakta uyuması zahir. ayakta uyumak ne acayip şey yahu. tabii burada mecazen ayakta uyumaktan bahsetmiyorum. yoksa insanoğlu dediğimiz mahlûkun hep yaptığı şey ayakta uyumak, böylesi acayip değil.

    atın uykusu acayip. ayakta. o nasıl bir uyku ki ayakta? insan ayakta uyumaya kalksa yuvarlanır gider. ki mecazen de öyledir, ayakta uyuyan yuvarlanır gider, farkında da olmaz.

    demek ki, atın uykusu bambaşka bir uyku. tilki uykusu gibi desem, uymaz. tavşan uykusu var bir de. bu hayvanatın adıyla maruf olan uykular hayvanatın niteliğinden kaynaklı olsa gerek. dağarcığımızda at uykusu diye bir deyim de yok. atın ne biçim bir uyku uyuduğu muamma. gerçi atbilimciler araştırmış olmalı, fakat haberi bize ulaşmış değil.

    atın uykusu... dikkate şayan bir uyku, helal olsun.

    atın gözleri de iyiymiş bu arada. gözleri baş çıkıntısında olduğu için kendisine yaklaşan tehlikeyi çok önce fark edermiş. eh böyle göze, öyle uyku o zaman. şimdi at olmak vardı, anasını satayım. şarkı icabı yani. dravdan.
  • yaw hayvan, sen ustunde oldugun zaman senin ne hissettigini, korkup korkmadigini, hizli gidip gitmemesi gerektigini filan anliyor...
    ciddi
  • küp şekere bayılır bunlar. avucunuzun içinden küp şeker yedirirken çekinmeyin, o koca ve komik görünüşlü dişleriyle kapmazlar parmaklarınızı diğer elinizle rahatsızlık vermiyorsanız. çok sevecendirler, yanınızda yürürken bir elinizle boynunu okşarken kafanızla da boynuna sürtünürseniz tahmin edemeyeceğiniz kadar çabuk ısınır ve kabullenirler sizi.

    bu hayvanlarla hem küçüklüğümde, hem de yetişkinliğimde çok az haşır neşir oldum, itiraf edeyim. her seferinde şaşmayan bir şey vardı ama, tıpkı bir sokak kedisi gibi, ne kadar verirseniz o kadar alırsınız bir attan. boynunu okşarsınız, suratınızı yalar, kafanızı boynuna sürtersiniz, sanki demek istediğinizi anlamış gibi o da burnuyla sizin başınızı okşamaya kalkar omzunuzdan başlayıp.

    sizi sevdiyse, üstüne bindiğinizde şımarır, başını geriye çevirip ara ara sizi görmeye çalışır, ya da ben öyle yaptığını sanıyordum hep. ama emin olun, atlarla yapabileceğiniz en güzel aktivite onu yanınıza alıp birlikte yürümek. onunla konuşmak bir yandan boynunu okşarken. sanki anlar sizi. mutsuzsanız daha da anlayışlı olur.
  • çok güçlü bir hayvanmış, bugün bi tanesini gördüm, otobüs durağında oturmuşum otobüs bekliyorum. önümdeki yol hafif rampa, at arabasına koşulmuş bir at, at bile denemez sütçü beygiri, süs köpeği gibi tüyleri falan uzamış, o denli uyuz eşşek görünümündeydi.

    ama o prestijini benzetmelerimle sekteye uğrattığım o at; at arabası, at arabası pilotu, onun sigara içen eşi, bir adet buzdolabı, onlarca ıvır zıvırı adeta bir scania tır gibi yokuşta tık tık tık giderek bana mısın bile demeden çekiyordu. saygı duydum o an bu hayvanlara, yerimden doğruldum. otobüsüm gelmişti.
  • ister savaş alanında olsun, ister vahşi batı'da veya veliefendi'de dörtnala koşsun, isterse büyüleyici kırsal manzaralarda otlasın. asil ve güçlü duruşlarıyla insanoğlunun saygısını ve hayranlığını kazanan atlar, birçok sanatçı için ilham kaynağı olmuştur.

    ~ namık ismail, vatan emredince, 1933
    ~ jacques-louis david, napolyon st.bernard geçidinde, 1802
    ~ eugene delacroix - at hırsızları, 19.yy.
    ~ refik epikman, hipodrom, 20.yy.
    ~ george stubbs, whistlejacket, 1762
    ~ marcus aurelius, ms 175
    ~ heinrich krippel, ulus atatürk anıtı, 1925
  • kaşgarlı mahmud'a göre türk'ün kanadıdır.
hesabın var mı? giriş yap