• --- spoiler ---

    filmin sonunda savaşı dünyalılar kazanmış olsaydı 6,
    dünyalılar değil amerikalılar kazanmış olsaydı 16 oscar alırdı.

    --- spoiler ---
  • bu entry'imde sizlere navi halkının herkesin söylediğinin aksine ne kadar çıkarcı ve şekilci bir millet olduğunu ispatlayacağım. naviler her ne kadar mala mülke tamah etmeyen, şanı şöhreti elinin tersiyle iten canlılar olarak gösterilse de kazın ayağı öyle değil.

    --- spoiler ---

    esas oğlan ''köyünüzü bombalayacaklar kaçın tez elden'' diye uyarmaya geldiğinde adama köpek çekip zulüm ile muamele etmişler ve ölüme terketmişlerdi, en başta da manitası neytiri. sonra esas oğlan şekilli kuşla* geri dönünce işler değişmişti. adama ''yav sen bizi yanlış anladın istersen gel köyün ağası sen ol'' demişler ve omurgasızlıkta çığır açmışlardı. ben kralın kızıyım diye ortalıkta dolaşan ve kezbanların piri olan neytiri de bi işveler bi cilveler esas oğlanla birlikte şekilli kuşla dolaşmalar... sözlükte sürekli eleştirilen lüks araba görünce götü başı ayrı oynayan türk kızlarından ne farkı var lan bunun!

    gelelim en sinir olduğum alagavat tsutey'e. ulan bu neytiri senin helalin değil miydi! adam götürmüş senin helalini çökertmiş ıssıza. sen de şekilli kuşu görünce anında olanları unuttun ve adama yancı oldun.

    esas oğlan da helal süt emmiş ki yüz üstü bırakmadı navileri. ben olsam sümüğümü bile atmam bunlara!

    --- spoiler ---

    tamam eyvallah iyi film hoş film de bundan sonra izlerken bunları da göz önünde bulundurun.
  • o kadar cok soruluyor ki gosterim cesitleri, soyle bir ustunden gecmeyi kendime gorev addettim.

    hali hazirda bu filmin 7 degisik gosterimi 4 farkli teknoloji araciligiyla turkce veya orijinal dil secenekleriyle yapiliyor.
    nedir bu teknolojiler?
    --->>> edit: nihai karar icin en sondaki notu "mutlaka" okuyunuz.

    1) imax 3d (orijinal/altyazili)
    uc boyut, buyuk perde, yuksek ses ve goruntu kalitesi (digerlerine gore goruntude yaklasik 10 kat, seste 2 kat), afm istinye park sacmaligi. bu konuda cesitli bilgiler dolanip duruyor. afm istinye park'tan sikayetci cok, ben bir sorun gormedim diyeni de oldukca fazla. ben bunu yarin aksam gozlemleyebilecegim, o zamana kadar pek bir sey soyleyemiyorum. normal sartlarda adam gibi profesyonel bir gosterimde imax 3d'yi birinci tercihim yapardim herhalde. (notu okuyunuz, bu dusuncem degisti)

    izlemek icin tek secenek var ve o da afm istinye park. bilet fiyati tam 19, ogrenci 17 lira. gozluk icin ayrica 1,5 lira ucret aliniyor ve cikista iade edilmiyor. gozlukler ise dogal olarak iade ediliyor.
    seans bilgileri icin: http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=7147

    2) real d 3d (orijinal/altyazili) - (ingilizce kisimlar turkce dublajli - yerel halkin konustugu dil turkce altyazili)
    uc boyut, salonuna gore perde (genelde sinemanin en buyuk salonunu buna ayiriyorlar), bol secenek.
    bunun en buyuk artisi salonlarinin fazlaligi. filmin basin gosterimi ve galasi real d 3d olarak cinebonus sinemalarinda yapildi. fena degildi lakin ilk yarim saat goruntuye odaklanabilmek ozellikle benim gibi miyoplar icin oldukca zordu. ayrica altyaziya dikkat gostermeye calisacaklar icin ilk yarim saat biraz kabus gibi geciyor. benim ingilizcem var diyorsaniz bunu dert etmenize gerek yok. ayrica altyazilar sari ve duzgun fontlarla yer aldigindan gozler alistiktan sonra okuma gibi bir problem yok. gozlukler gunes gozlugu formatinda ve hafif lakin yine de cok rahat degiller ve alttan ustten cok fazla dikkat dagitici sey giriyor. simdiye kadar gozluklerle hep sorun yasadim ama bu benim burnumun sekilsizligin de kaynaklaniyor olabilir.
    bunun salonlarinin cok oldugunu soylemistim, gercekten oyle. tum cinebonus sinemalarinda bu teknoloji kullaniliyor ve bildiginiz gibi cinebonus sinemalari oldukca yaygin ve koltuklari genel olarak oldukca rahat. salonlari ise oldukca yeni ve bakimli.
    bilet fiyatlari 12 ila 15 lira. gozluk icin ekstra ucret odeniyor. bilet fiyatlari sehrine gore ve seans saatine gore degisebiliyor. gozluk icin ekstra ucret odeniyor ve gozlukler cikista iade ediliyor, para yine iade edilmiyor.

    orijinal dilde izleyebileceginiz real d 3d salonlari icin: http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=7148
    turkce dublajli real d 3d salonlari icin: http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=7149

    3) xpand 3d veya diger adiyla digital 3d (afm boyle diyor) - (orijinal/altyazili) - (ingilizce kisimlar turkce dublajli - yerel halkin konustugu dil turkce altyazili)
    bunun aslinda real d 3d ile cok buyuk bir farki yok. sadece daha yeni bir teknoloji ve gozlukler cok daha farkli sistemle calisiyor. gozlukler biraz daha agir ama bana nedense daha rahat gibi geliyor her defasinda. duzgun yerlestirme pozisyonunu film baslamadan evvel tutturabilirseniz agirlik pek dert olmuyor. yeter ki kulaklarinizin ustunde ve burnunuzun ustunde cikintilara denk getirmeyin. yoksa sirf agirligindan oturu bas agrisi cekebilirsiniz.
    bunun disinda ben real d 3d ile bunu karsilastiramayacagim ayni filmleri iki farkli teknolojide izlemedigim icin lakin farkli filmlerde bile daha farkli hisler yasadim. soyle ki xpand daha derin ve net goruntu sunarken, gozluksuz bakildiginda tamamen renk cumbusu goruluyor (real d 3d de ise gozluksuz ekrana baktiginizda sadece bulanik goruntu goruyorsunuz). gozlukler zaten farki rahatlikla belli ediyor.
    real d 3d ise harekete daha az duyarli (bu iyi bir sey). yani kafanizi hareket ettirdiginizde goruntudeki 3d hissiyati daha az darbe aliyor. xpand'in hareketlere duyarli olmasinin sebebi gozluklerin tam ortasinda bulunan ir algiyacisi *sanirim*. teknolojik olarak farkli olmalarina ragmen aralarinda ucurum oldugunu soylemek mumkun degil.
    iki teknolojiyle ayni filmi izleyenlerin de soyledikleri genelde hep ayni seyler. sayet size yakin sinemada xpand teknolojisi ile oynuyorsa film o zaman bunu tercih etmekten yana cekince duymayin derim. gozlukleri kafaniza en iyi sekilde yerlestirmeyi unutmayin.

    afm, cinecity, cinetime, ozdilek ve prestige sinema salonlari bu teknolojiyi kullaniyor. fiyatlar bu yuzden cok degisiklik gosteriyor. 9 liradan baslayip 19 liraya kadar degisen bilet fiyatlari var. gozlukler icin cinecity ucret almiyor (gozluklerin degeri 200$ demis miydim? arak yapmayin ama ha! yaziktir, gunahtir!). diger salonlarda durum nedir tam net bilgim yok.

    orijinal dildeki seans bilgileri icin: http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=7147
    turkce dublajli seans bilgileri icin: http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=7082

    4) bildigin duz perde. turkce dublaj ve orijinal dil secenekleri var.
    bunu bu film icin kimseye onermiyorum. yine de sehrinizde uc boyutlu sinema yoksa mecburiyetten ve merakinizi gidermek icin gidebilirsiniz. lakin filmin en guclu yaninini kaciracaginizi bilmenizi isterim.

    turkce seans bilgileri icin: http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=7081
    orijinal: http://www.mybilet.com/eventinfo.php?eventid=7080

    ---

    ayrica film hakkinda yazdigim genel bir degerlendirme icin: bakiniz.com> avatar: algisal patlama!

    `edit not onemli:` bugun imax 3d olarak afm istinye park'da izledim ve size tek bir sey soyleyecegim: imax'den uzak durun. niye?
    bir defa yatay polarizasyon insani cok kisitliyor ve zorluyor. kafanizi hicbir sart altinda egmemeniz, hareket ettirmemeniz gerekiyor (sebebini en asagida acikladim). ustune bir de afm istinye park'in lumenin bokunu cikartmasi neticesinde real d 3d ile karsilastirildiginda %40 parlaklikta izliyorsunuz filmi. renkler donuk ve soguk. real d 3d'de ortam can alici renklerle (sicak) doluyken imax 3d'de tozla kaplanmis gibiydi. filmin en buyuk kozlarindan birisi olan gorsellige cok buyuk sekte vuruyor bu da dogal olarak.

    benim onerim bu filmi real d 3d veya xpand teknolojisi ile izlemeniz yonunde olacaktir. (h.ici bir de xpand teknolojisi ile izlemeye gayret edecegim, sayet orada herhangi bir handikap gorursem tekrar editlerim burayi).

    bu yatay polarizasyon dedigim sey de soyle bir sorun olusuyor. gozlukleriniz daha dogrusu gozleriniz yatay pozisyonda durmadiginda goruntuyu sanki gozluksuz goruyor gibi oluyorsunuz. zira gozlerinizin gormesi gereken sagdan sola, soldan saga sekilde. gozlerinizi dik (kafanizi tam yatay pozisyonda) tutarsaniz bu defa gozlugu cikartsaniz, fark edeceksiniz ki gozluk takip takmamanizla arasinda hicbir farklilik yok. bu ciddi bir problem ve imax'in teknolojik eksikliginden kaynaklaniyor.
    zira yeni teknolojiler olarak sayilan xpand ve real d 3d'de yatay polarizasyon yerine, dairesel polarizasyon kullaniliyor. yani gozlerinizin acisi pek onem arz etmiyor. sadece bakis aciniz onemli. yani yukaridan asagi bakmanizla, arkaniza yaslanip asagidan yukari bakmaniz farkli derinlik hissi uyandiriyor ama imax'in aksine 3 boyut hissini tamamen ortadan kaldirmiyor. iste bu sebeplerden oturu *ben* imax 3d'yi tavsiye etmiyorum.

    bir de ikinci defa izleyince fark ettim ki hikayenin duygusal yanlari cok zayif, ikinci de ucup gidiyor cogu sey. gozleriniz bile dolmuyor. bu pek iyiye isaret degil.
  • filmdeki hallelujah dağları aklıma allahüekber dağlarını getirmiştir.
  • ilk yarısında çıkmak bir yana sonrasında bir saat sinema salonunda oturduğum film. görevliler tekme tokat dışarı çıkardılar.
  • --- spoiler ---

    o degil de bizim esas olan en kral vasitayi alinca herkes nasi sekil degistirdi oyle ya. uzay muzay demek kiheryerde onem veriliyor aracin guzelligine.

    --- spoiler --
  • terminator 2yi izledigimizde gotumuz dusmustu efektlere bakip. daha gecen gun oturup bir daha izledim, inanilmaz keyif aldim. 20 senelik action filminin konusundan, diyaloglarindan, temposundan, siradanlassa da iyi dayanmis efektlerinden, arnold dahil karakterlerin gelisiminden falan keyif aldim.

    avatar'in ise gorsel zenginligi, 3-d filmlerin artmasiyla siradanlasmaya basladigi an, yeniden izlenebilirligi kalmayacak. birak 20 seneyi, 5 sene sonra bile basindan sonuna kadar oturup izleyebilecegimi sanmiyorum.

    burada " "senaryo klise" klisesi" klisesini biraz acarsak, karakterler tekduze ve diyaloglar dandik, benim asil derdim bu oldu. ana elemanin film boyunca gecirmesi gereken buyuk degisim bile voice-over'daki birkac yorumdan ibaret. kotu adamlar cok kotu, hep kotu. insanin tipkisinin aynisi, konusan yaratiklar var, hala gelmis "onlar agacta yasayan maymunlar, olurlerse olsunler" diyor en tepedeki adam, idealist bilimadamini kenara itiyor falan. boyle birsey olur mu ya. karton karakterlerle kalici is yapilmiyor sonuc olarak. bircok filmin bu yonu eksik ama iste her turlu medyaya konu olan, 15 senelik bir vizyonun, calismanin urunu oldugu duyurulan, tum zamanlarin en pahali film de boyle olunca "sikerim emeginizi de, gorselinizi de birader, sanki hayrina yaptiniz, essek yukuyle para verip izledik 3-d olsun diye, bu mu lan" derim. niye demeyeyim? tuketiciyim, aliciyim. begenmedim aldigim mali, begenmedim adamin sanatini, hele pazarlamasindaki debdebeye ve hypea oranla hic begenmedim, gelip de ahkamimi keserim. senin manavdan pahaliya aldigin domates -hele ki monsantodan kabizliga, bel fitigina, iktidarsizliga iyi geldigini duymussan- bildigin dandik domates cikinca kil olmaz misin, "ama ambalajini iyi yapmislar, raftayken 3-d gozukuyordu ay'in yuzeyi gibi, helal olsun adamlara" diyerek susar misin?

    hatta buradan aldigim gazla, laf etmenin gunah oldugu gorselligine de degineyim: 3-d'nin derinlik algisina alismak zor oldugu icin hakikaten bazi sahneler toy story'den cikma gozukuyorlardi. benim teorim bu en azindan, bir yanilsama yani. gece otun bokun isildamasinin bir sure sonra verdigi bayginliksa daha az affedilir. baslarda salyam akarak izliyordum da sonlara dogru basbayagi sikildim pandorada herseyin bir atraksiyonu olmasindan. insan beyni ayni anda ekranin on ayri yerine dikkatini veremiyor ki.

    izledim, mutluyum, bir kere yeter. boyle her begenmeyeni populer kultur karsiti, farkli olmaya ozenen, pipo icen entel olarak siniflandiranlara da buradan parmak salliyor, otuzbesinci geleneksel die hard senliklerine basliyorum
  • kizilderililerin baslarinda kendilerine akil veren amerikali olmadigi icin katledildigini anlatan film. ama bi sonrakinde tutturacaklar inaniyorum.
  • yılmaz erdoğan dedi ki: avatar neşeli hayat'ın türkiye'deki ilk üç günlük seyirci sayısını geçememiş. halbuki geçmesi lazımmış, film işinin son noktasıymış.

    bi keresinde de: "vizontele'de insanlar sıkılmıyor ama matrix reloaded'ta salonda sıkılanlar vardı" mealinde bir şeyler söylemişti, o da güzeldi.
  • hollywood'un arka bahçesinde çekilen bir şekerleme.

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap