• üst edit: entry çok karıştığı için derdimi baştan anlatacağım. altta da entry'nin ilk hâli yer alacak.

    anladım ki sadece bu mecrada değil ana dili türkçe olan insanların çoğuna da derdini anlatırken çok ayrıntı vermen gerekiyor.

    "alacağım 300 lira yardım ama kolum bacağım kopsun, ailem ölsün istiyorsunuz." diyen bir tweet vardı. bir de bir söz vardır: insan kendi hayatını kendine bile anlatmamalı. kimse bu kötülüğü hak etmiyor.

    ben de bu minvalde babayı sevmemek konulu başlıkları çok ayrıntılı ve insanın kendinden soğuyacağı, okuyunca bile gururu inciten arabesk satırlarla doldurmak istemedim. kusura bakmayın başlığı okuyunca beklediğiniz dramı yazmadığım için. şimdi rahatlıkla şımarık ergen diyebilir, beynimi sikebilirsiniz.

    baba şiddeti ve çarpık aile tablosu yaşayan herkesin anlayabileceği gibi buna dair ufak parçalar yazmak için bu başlığı açtım.

    aile içindeki sorunlara küçükken aklı basmıyor insanın ancak öyle bir olay meydana geliyor ki insan babasını da ailesini de anlıyor ve büyüyor. "ilk an" demişim.

    işte entry'nin ilk hâli:

    büyümenin, kişilik kazanmanın resmileşmesidir bu an.

    benim için babamın bilime, sanata ve arkeolojiye değer vermediğini anladığım andı.

    bu köklerden ayrılmam gerek demiştim.

    hani hevesle bahsedersin bir şeyden de anlattığın kişi öyle bir tersler öyle bir gururunu kırar ki özgüvenin yerle bir olur. fiziksel şiddetten daha ağırdır bazen bu. beni umursamıyor lan demek ki ben önemsizim dedirtiyor. sonra insan içinde aşağılamalar, küfürler, yazdığın şiiri sesli okuyup gülmeler. bir çocuk için bunlar çok acı şeyler.

    sonra ihtiyaçlarımı ve geleceğimi umursamaması, aileyi isteklerinin peşinden sürüklemesi, parçalaması, psikolojik ve fiziksel şiddet uygulaması ve başka aile faciaları yaşatması gibi şeyler yaşanmıştı ama iç dünyalarımızı tamamen koptuğunu hissettiğim an oydu, babamın mükemmel olmadığını hatta kötü olabileceğini anlamıştım.

    yani daha kötü şeyler de yaşatsa insan o kadar kırılmıyor. çünkü kırılacak kalp kalmıyor. insan her şeye alışıyor.

    not: soğuma nefrete göre çok hafif bir duygu. herhangi bir olay ve hareket sonucu kalıcı veya geçici bir soğuma hissedebilirsiniz. başlıkta güzel örnekler verilmiş.

    ben de bu yüzden nefret edilen diye değil soğunulan an diye başlık açtım.
  • yemek yerken agzını sapırdattıgı an.
  • evde yokum diye yalan söylettirdiği an ( sonradan idrak edilen bir şey)
  • allah yoklugunu göstermesin. bokta olsa babadir ulan.
  • seni sevmediğini anladığın andır.
    bilime, sanata, arkeolojiye değer vermiyor diye babadan soğumak, seviliyor olmanın verdiği şımarıklıktır.
  • yemek yerken ağız şapırdatmasından da soğumazsın be kardeşim. soğuyasın vardır senin.

    hiç böyle bir ânım olmadığı için çok şanslıyım.
  • şu babalarından soğuyanların yüzde kaçı miras reddi yapar acaba? babalarından soğumuşlarmış, ergenlere bakın hele.
  • çocuklarının refahını o kadar da düşünmediğini, maddi anlamda iyi duruma gelebilmek için cok cabalamadığını farkettiğim ilk zamanlar. son bir yıl içinde oldu.

    kafası rahat erkek modeli.
    önceden benim için idoldü.

    anneme hak verecek yaşa geldim sanırım.

    edit: soğumak derken eskisi kadar körü körüne haklı bulmuyorum ve gerçekleri görerek kızdığım noktalar oluyor. yoksa yine de çok seviyorum kendisini. canım babam.
    bu kadar beğeni alınca açıklama ihtiyacı hissettim hshahhaa
  • ister 5 yasimda olayim ister 25 hic farketmedi. para isterken canini istemisim gibi baktigi an ondan sogudum her seferinde. kucuk buyuk farketmez. hepsinde tuhaf davranir. sinirlenir. niye boyle anlamadim.
  • bu hayatta en sevdiğim kişiyi aldattığı an.
hesabın var mı? giriş yap