• bir yönüyle islamiyete benzeyen dindir. şöyle ki islam dini'nin diğer dinlerden temel farkı sadece kendine özgü bir inanç olması değildir. yani islam daha en baştan bütün diğer dinleri varlık sebepleriyle birlikte açıklayıp, bir zincir ve halkaları biçiminde genel bir anlatıya oturtuyor, sürekli tekrarlanan bir yozlaşma-yenilenme sürecinden bahsediyor, hatta bu dejenerasyon sürecinin bizatihi kendisi için de geçerli olacağını söyleyip diğer dinlerde pek görülmeyen biçimde hz. muhammed'i "son yozlaşma" öncesi "son peygamber" olarak kabul ediyor.

    şimdi her dinde üç-beş benzer ahlaki öğe vardır, ama onların hiçbirisi ahlak ve inanç olmanın ötesinde diğer dinleri bu kadar açıkça çerçeveleyip, kategorize edip, dinler tarihine gömüp rafa kaldıran bir de meta öğretiye sahip değildi. islam öyleydi ve o yüzden diğerlerinin bir anlamda fişini çekti. bu tür bir fiş çekme olgusu en başta yapılırsa devam eder. yok, en başta öğretide böyle bir şey yoksa, ama siz başka toplumlarla bir arada kala kala, onlarla çatışma çıkmaması adına ve zamanla da içselleştirerek "ee, tabii; aslında o da ulvi gerçeğin bi başka yüzü, kimi dharma der, kimi allah" falan gibi noktalara sürüklenirseniz bu aynı şey olmaz. zamanla da her karşılaşılan kabiledeki ilahları benimseye benimseye 3000 tanrılı hinduizme dönersiniz.

    bahailik bu anlamda kendisini islam dinine karşı, islam dininin kendisini hristiyanlığa karşı konumlandırdığı gibi konumlandıran bir başka din. fakat bu artık bi noktadan sonra inandırıcı olmuyor. çünkü islam kendisinin de zamanla sapkın gruplara ayrılacağını, yozlaşacağını daha gene en baştan söylüyor. o yüzden birisi "baha hazretleri" falan gibi sıfatlarla anılmaya başlayınca, birisi "bu da islamdan sonraki en yeni din" deyince en azından ben "aha, çıktı işte bi tane daha" diye bakıyorum, değil etkilenmek, çünkü islamiyet kendinden sonrakilerin bile fişini çekmiş, "islam dini şu kadar sapkın gruba ayrılacak deyince daha en başta. bir müslümana çok hitap edemiyor bahailik bu yüzden.

    bunun ötesinde bahaizm kendisini islam'a ve kuran'a da dayandırmaya çalışıyor ve oradaki ifadeleri son derece zorlama yorumlara tabi tutarak kuran'ın kendilerini dışlamadığını iddia ediyor. oysa kuran'da ahzap suresinde ifade edilen çok açık. "hz. muhammed allah'ın resulü ve son nebiidir." bu konuda standart bahai cevabı "nebi ve resul farklı, resul kitaplı büyük peygamberlere verilen bir sıfat ve hz. muhammed son nebi olabilir, ama son resul değil" gibi bir şey. yani "resullüğü yeniden tanımlayalım" gibi bir yan çizme çabası. resul ama kime göre resul, neye göre. falan filan. oysa "allahın gönderdiği peygamberler" tabii ki "allah'ın gönderdiği ve kitap verdiği peygamberler" kümesini kapsar. allah'ın elçisi ve habercisi olmayıp da resulü ve peygamberi olabilen biri olabilir mi yani, akıl mantık alıyor mu? bu zihniyetle bakarsak bazı ayetlerde de "allah'ın kulu ve elçisi" diyor. şimdi "allahın kulları ayrı, elçileri ayrı; o yüzden allahın elçisi olup da allah'ın kulu olmayanlar olabilir" gibi bir şey söylese biri, hemen kaçarım oradan, hemen. ne farkı var resulle nebi arasında ayırım yapmanın.

    bir de johanna gospel'inde geçen "ben başlangıç (alpha) ve son'um (omega)" lafını hz. isa'ya atfedenler var şekil a'da. yani diyorlar ki hz. isa da "son" olduğunu söylemişmiş, dolayısıyla "son" olmak kendisinden sonra peygamber gelmeyeceği anlamına gelmezmiş...miş... johanna ile diğer gospeller arasındaki üslup farkının nedenini bilmeyi bırakın, christ ve jesus arasındaki farkı bile bilmeden hristiyan teolojisine dalma cesaretine sahip arkadaşları tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

    her ne kadar anlatıları bana inandırıcı gelmese de metafizik konularda spekülasyon yapmayı boş ve gereksiz bulan bir geleneğin takipçisiyim, benim inandığım müslümanlık metafizik spekülasyonların islam lehinde olanlarını bile büyük oranda dışlıyor tarihsel olarak. bana da o yüzden herkesi kendi diniyle başbaşa bırakmak düşer.
  • 8 yasindaki iranli bir mülteci cocugun gözlerine vurulmam ile basladigimiz sohbetin beni getirdigi sonuc. kücük garios' a "herhalde müslüman oldugun icin din dersine degil de etik dersine katiliyorsun" diye sorunca, kültürsüzlügüm ortaya cikti. ben müslüman degilim dedi. "ee ama sen iran'dan geliyorsun" dedim israrla. kocaman kahverengi gözleriyle bana bakti, "orada baskalari da var dedi, bahailer..." orada baskalari da varmis...
  • iran'da inananlarını anında idam ettikleri, karaib adalarinda çok sık rastlanan, bir islam türü ama bunlar da içkiye izin vermiyorlar.
  • dinin temel öğretileri şu şekilde özetlenmiş. wiki

    * allah birdir.
    * tüm dinlerin temeli birdir.
    * insanlık âlemi birdir.
    * din bilim ve akıl ile uyum içinde olmalıdır.
    * ırksal, dinsel, etnik taassuplar terk edilmelidir.
    * kadın ve erkek eşittir.
    * genel barış için çalışılmalıdır.
    * eğitim zorunludur ve evrensel eğitim hedeflenmelidir.
    * serbest düşünce ile gerçek araştırılmalıdır.
    * aşırı zenginlik ve yoksulluk kaldırılmalıdır.

    buradan bakınca (kurucu mirza hüseyin ali'nin peygamberliğini ilan etmesi ve alkolün yasak olması hariç) dinlerin troçkizm'i, anadolu'nun bektaşiliği gibi gözüküyor aslında. en azından kitab-ı akdes'i bulup edinip okumak lazım galiba.
  • bir de içkiye cevaz verseydi belki de dünyanın en yaygın dini olurdu.
  • ondokuz rakamına büyük önem atfeden bir din. ayları ondokuzgündür ve ondokuz tanedir. ondokuz günde bir toplanırlar, yılda ondokuz gün oruç tutarlar filan.

    (bkz: mirza ali muhammed)
    (bkz: mirza ali hüseyin)
    (bkz: bahaullah)
    (bkz: el kitabul akdes)
    (bkz: akka)
    (bkz: hayfa)
  • los angeles'tan las vegas'a giden yolda (i-15) colun ortasinda durup dururken bir yerlerde "bahai faith" yazar.. neden yazar, bilemem.
  • 'songs of the ancient beauty' isimli bir albumde, çok sesli koro bahai dininin ilahilerini soylemektedir; 'allahumma' adli ilahi pek bir güzeldir.
    ayrica baha ullah, iran'dan sürgün edildiginde (yanılmıyorsam abdülmecid zamanı) istanbulda ikamet etmiştir.
    tarikattan öte yeni bir dindir.
    islamiyete cok benzemekle birlikte, müslümanların itikadınca; 'son peygamber' prensibine muhalif oldugundan, bağdaşması düşünülemezken, diğer yandan bahailik inancı içinde bir tekamüliyyet ve hatta mesihve mehdiinaçlarıyla kurulan bir rabıta söz konusudur ki; illet'in aşağıdaki entrysinde anlatılmaktadır (bkz: #3980506).
    ankara'daki ibadethaneleri -bir zamanlar- cinnah caddesi üzerindeki mütevazı bir apartman dairesi idi. buna karsilik hindistan'daki bahai mabedi çok güzel bir mimariye sahiptir. ancak içine giren bir arkadaşım, hiç de uhrevi olmadığını, çok şık bir konferans salonu gibi gözüktüğü söylemiştir.

    www.bahai.org

    www.bahaitr.cjb.net/
  • bahailik, mezhep tarikat veya cemiyet değil, bağımsiz ve evrensel bir dindir. peygamberi, kitabı, inanç sistemi ve dünya görüşü, özel ibadetleri, cemaati ve mabedleri vardır.
  • edirnede bir mezarlığı da vardır...
hesabın var mı? giriş yap