• 10. yılımı devirmek üzere olduğum şehir. esnafına çok sövmüşlüğüm vardır, hala devam ediyorum. bu yüzden iyi esnaf bulunca da değerlendirmek lazım diye düşünüyorum. daha önce de birkaç mekan önerisi yapmıştım, yeni 2 mekan daha ekliyorum müsaadenizle.

    birincisi zaten çok bilinen bir yer, ciğerci sinan. mezeleri de eti de ciğeri de çok leziz. adanalı olarak benim için beğenmek çok zor bu konularda. senelerce iyi et yiyebilmek için susurluk yolundaki mazlum usta'ya gitmek zorunda kaldım. mazlum usta yine iyi seçenekler arasında, ancak uzun sayılabilecek bir yola katlanmak istemeyenler için savaştepe caddesindeki ciğerci sinan'ı şiddetle tavsiye ediyorum.

    tatlıya düşkün biri olarak bir diğer önerim de d'milagro cakery. teknik lise caddesinin izmir yoluna yakın tarafında yeni açılmış bir mekan. inanılmaz lezzetli ve günlük üretim yapıyor. dolayısıyla çok taze tatlılar pastalar yiyebilirsiniz. fiyatları da çok makul seviyedeydi. 10 yıldır ilk kez bu kadar lezzetli bir pasta yedim.
  • hakkında gelene gidene ziyaret edene ön bilgi mahiyetinde bazı detayları vermek istediğim güney marmara-kuzey ege kenti. görüldüğü kadarıyla bu başlığa bilgi almaya gelen suser kardeşim dişi yakarış şeklinde çemkirmelere maruz kalıyor, yazıktır diyerekten söze giriyorum değerli suserlar. *

    balıkesir'de zaman

    geçmez. valla bak. bir gezer iki gezersin aynı yere çıkarsın. vatandaşın yegane sosyal aktivitesi bir yerlere oturmak ve çay içmektir. son zamanlarda buna frambuazlı cheesecake yiyip check-in yaptığı mekanda bu eylemin fotoğrafını paylaşmakta moda oldu. sadece ergen kısmı değil, kelli felli herif de yapıyor bunu*

    şaka bir yana, sosyal ve kültürel aktiviteler zayıftır. futbolda balıkesirspor'un maçları ya da basketbolda best balıkesir'in maçları bir nebze ivme kazandırdı kente, ama nereye kadar gider bilemiyoruz. merkezdeki şan sinemaları kapanınca sadece yaylada avm'deki cinemarine kaldı. aslında güzel sinema, fakat bazı yerli filmlerin haftalarca vizyonda kalması opsiyonları daraltıyor. gerçi balıkesir'in yörüğü ne anlar art house'dan diyerek huzura erişilebilir, konu kapatılabilir.

    balıkesir'de insan

    balıkesir eskiden doğruyolun kalelerindendi, aha burdan pay biçin ey suserlar. balıkesir insanı işine gelince sağcıdır, işine gelince solcudur. duruma göre öyle hareket eder, dün dündür bugün bugündür. yanar döner, dörtyol takılır. balıkesirde açık saçık giyinmenden tut yemenden içmene kadar her şeyinin dedikodusunu yapanlar, arabalarına atlayıp körfeze, istanbula, izmire giderken balıkesir il sınırını geçer geçmez soyunmaya başlarlar. valla bak!* memleketim diye demiyorum, bu derece münafık, dedikoducu, riyakar insanı vardır. öyle ki, balıkesirin zenginleri*, balıkesirde eğlenmez, gider diğer şehirlerde eğlenirler.

    insanı tembeldir, riske girmez, değişimi sevmez. böyle iyidir. trilyon parası olsun, gidip girişim yapmaz, sanayi ticaret vs. işlere girmez. 10 tane ev alır, kira toplar. budur yani, simple life! esnafa sorsan "napceen sadıç, işler kesat" der ama range rover'la gezer. samimiyeti bulmak zordur.

    ama bak kızlar güzeldir. üniversitelilerden bahsetmiyorum, çarşıda pazarda annelerinin yanında gezen kızlara bakıcaksın. eskiden çarşıda analarıyla gezip subay-astsubay damat bakardı kızlar, eski dediğim daha 3-5 sene öncesi gençler!* asker falansanız burada şansınız yüksek ona göre, son yıllarda öğretmenler de revaçta bak aklınızda olsun! yalnız şöyle bir durum sözkonusu, bizim kızlar her ortalama türk kızı gibi dramayı sever. ilişkiden çok drama peşinde koşarlar, hayatı tv dizisi tadında yaşamaya bayılırlar aklınızda olsun.

    erkekler ise genelde apaçidir. işsiz sayısı çoktur. balıkesirde belediye çavuşu (bkz: zabıta) iseniz, halk tarafından basbaya kurumsal bir şirkette kalifiye eleman gözüyle bakarlar size. ne de olsa emsalleriniz en iyi ihtimalle askeri (bak asgari de diyemez bizim insanımız) ücretle çalışmaktadır.

    öff çok kötüledim farkındayım ama ne demiş elin gavuru: truth hurts!

    balıkesir'de mekan

    eskiden hiç yoktu. halkın dışarıda yeme içme kültürü yoktu çünkü. ne olduysa son 5-6 senede oldu. bunda biraz 2004-2009 arası belediyenin kentin çehresini değiştirmesi (ki bazı kesimlerce eleştirilse de ben oldukça başarılı bir iş yaptığını düşünüyorum o dönemki başkanın), büyük oranda da üniversitenin etkisi oldu denebilir. mekan tavsiyesi verecek olursak,

    yay/ada avm ve çevresinde city meats, özsüt, mado, gönül kahvesi gibi mekanlar vardır. buralarda istanbul fiyatları geçerli olup manzara otoyol manzarasıdır. müşteri yelpazesi geniştir. check-in yapmaya gelen ergen ve gençlerden tutun da ihale peşinde koşan müteahhit, kabzımal vs. kılıklı adamlara kadar geniş bir müşteri kitlesi vardır buraların *. citymeats'de gözlerinizi kapatsanız içerideki bangır bangır müzik size bir clubda olduğunuz hissini verebilir, ama sonuçta çay,kahve sıcak çikolata içilen bir yerde olduğunuz gerçeği ayaklarınızı yere indirir, yan masada cheesecake yerken garip sesler çıkarıp cıvıldaşan kız(lar)la gözgöze geliverirsiniz *.

    atatürk parkı ve stadyum çevresinde, gustavia, pier gibi mekanlar vardır. gustavia, müşteri kitlesi olarak kanımca bir tık daha nezihtir. fiyatlar da bir tık yüksektir. sporcu tayfa da çok takılır buraya. balıkesir'deki görme ve görülme yerlerindendir kısaca. servis biraz ağırdı en son, sonra ne oldu bilmiyorum.

    edremit yolu üzerinde, big yellow taxi benzin ve david people gibi bilinen franchise'ların balıkesir şubeleri mevcuttur. benzin, gençliğin takıldığı alkol satışı da olan yegane düzgün mekandır denebilir. zaten balıkesir'de nezih alkollü mekan eksikliği göze çarpmaktadır, girişimci suserlara duyurulur* david people ise balıkesirde italyan işi kahveyi en güzel yapan yerdir kanımca. yaz aylarında açık hava, esinti vs. isteyenler için de veranda diye bir yer vardır, bahçesi hariç pek bi numarası yoktur, marketten alınan limonatayı kavanoz tipi bardağa koyup getirdikleri bir yerdir. birde maç falan izlenir burada, o kadar.

    çarşıda ise, olmazsa olmaz simit sarayı, bayramefendi osmanlı kahvecisi, cafe cine ve kaşif cafe gibi yerler öne çıkar. cine ve kaşif şehirdeki alternatif gençliğin (halk tabiriyle gezici tayfanın) takıldığı mekanlar denebilir. şubeleri gerek çarşıda gerek nef civarında vardır. cafe cine çarşı şubesinde türk kahvesini eski usul yapması ile dikkat çeker. lakin çarşıdaki en ferah yer, zağnospaşa camii civarındaki açık hava çay bahçeleridir.

    çarşının biraz ilerisinde, 52 evler denilen semtte by biscotti, şehir kahvesi, kahvecizade gibi yerler vardır. şehir kahvesi sakindir, kahve kültürüne ek olarak nargile servisi de vardır, ama öyle dumanaltı bi yer değildir. servis düzgündür, starbuzz tütün bile mevcuttur.

    buna ek olarak nargile olayına gireceklere çarşıdaki cafe as ve nef karşısında as kültür'ü tavsiye ederiz. bu ikisi al-fakher vs. bulabileceğiniz, nargileyi düzgün yapan, müşteriyle ilgilenen mekanlardır. ayrıca, 2016 yazında bahçelievlerde açılan ottoman nargile atölyesi isimli atraksiyon mekan, özenti tayfanın gidip check-in yaptığı bir yerden öteye geçememiştir.

    balıkesirdeki önemli yapılar, gezilecek yerler* neler derseniz;

    - zağnospaşa camii; 15.yy'da yapılmış, 19.yy'da elden geçirilmiş kentin simgelerindendir. çarşı merkezde yer alır. bahçesindeki tarihi güneş saati enteresan bir detaydır.

    - atatürk parkı; yaz aylarının vazgeçilmezi, gidip çimlere uzanıp rahatlanılası yegane yer.

    - milli kuvvetler caddesi; kentteki prestij caddesi denebilir. tarihi istasyon binasından başlar, ali hikmetpaşa meydanı'na kadar devam eder. prestij caddesi dediysek, öyle bağdat caddesi, istiklal falan beklemeyin döverim!

    balıkesire has tadlar nelerdir derseniz;

    - höşmerim: aslında güzeldir, hatta kaymak ile efsanedir. nedense bazı kişiler renginden olsa gerek garip bulurlar bu tatlıyı. ama tanısanız seversiniz bak*

    - balıkesir kaymaklısı: bunu yapan yerler azdır. ince çıtır yufkanın arasına kaymak konularak yapılır. yunanlıların galaktobureko'suna benzer, fakat halis muhlis yörük tatlısıdır (diye biliyorum ben).

    - tirit (ya da kapama), köy ekmeği üstüne et şeklindedir. düğünlerde çokça yapılır. diğer zamanlarda esnaf lokantalarında bulunabilir.

    bu arada balıkesir'de kebap kültürü pek olmadığı gibi doğru düzgün kebapçı da yoktur. fakat bol miktarda esnaf lokantası, köfteci ve steakhouse formatında ızgaracı bulunur. aker, yücel et, balıkesir köfte'si, metropol* gibi mekanlar öne çıkar. kuzu etinin kralı balıkesirdedir. gerçi son yıllarda istanbul'un sosyetik mekanlarına satış yapmanın yereldeki arzı düşürmesi talep ve fiyat dengesini müşteriden yana olumsuz etkilese de, bu farklı bir tartışma konusudur*.

    çarşıdaki yeşilli kurucusu, megayıldız, lezaiz, kanaat, hal lokantası, şirin lokantası gibi yerlerde sulu yemeklerin her türlüsü uygun fiyata yenebilir. özellikle çorbalar efsanevidir. buralar esnaf lokantası kıvamındadır, yeniden hatırlatalım. megayıldız ve yeşilli'de akşam yemeği de güzel olur, sirkülasyon yüksek olduğundan öğle yemeğinden birşey kalmaz, akşama yenileri yapılır. dikkat edilmesi gereken husus, siparişi az vermektir (az kuru, az pilav, az musakka vb.) zira buralar bol kepçe lokantalardır. tatlı olarak kabak tatlısı üzerine kaymak ve ceviz tavsiye edilir.

    ara edit: sıcak yaz günleri için dondurma tavsiyesi de verelim. anafartalar caddesindeki balkes dondurma efsanedir gençler! zaten önünde oluşan kuyruktan durumu anlarsınız. bahçelievlerdeki piatto da benzer kalitededir. yolunuz düşerse es geçmeyin. pastane olarak da balkaya şehirdeki markaların üst segmentidir, her türlü pasta çikolata vs. neyse ya artık ayarlayın işte *

    kaymak demişken, balıkesir türkiye'de manda kaymağının bolca bulunabildiği ender yerlerdendir. istanbul'un yarı fiyatına taze manda kaymağı alınabilir, tatlılara lezzet katılabilir. kaymak borsası yılbaşı, bayram ve özel günlerde yüksektir haberiniz olsun.

    yolu düşen, tavsiye isteyen yeşillendirsin.
  • bahçelievler mahallesinde bundan 25 sene önce seyyar bir simitçi gezerdi. simiçiiyeeeaa, taze gevreeeaaak diye bağırışları hala kulağımda.

    bu simitçiye "abi simit kaç para" diye sorduğunda küfür ederdi. biz de çocuğuz tabi, işi bilmeyen çocuklara derdik ki git simit'in fiyatını sor, çocuk sorar ve küfür yer biz de gülerdik. ben bu adamdan tam 15 sene boyunca simit aldım. durduk yere aklıma geldi lan adam.

    bir de cep telefonlu hurdacı gezerdi henüz kimsede cep telefonu yokken.

    iki ekmek veya bir torba mandalinaya 1 ton kömür çeken recep amca vardı mahallede. sokak sokak dolaşır, sokakta gördüğü odunu kömürü sahibine sorardı "bu taşınacak mı" diye. öldüyse allah rahmet eylesin, epey yaşlıydı.

    vampir murat vardı, 2 metre boyunda, bütün mahalle tanır, bir de zafer adında kardeşi vardı, zaftirik derlerdi. bir gün bu vampir murat gelip "para var mı ya, bakkandan ekmek alalım" dedi, ben de taş çatlasın 6-7 yaşındayım, gittik ekmek aldık, adam kıtır kıtır yedi ya la ekmeği, aç kalmış garibim.

    işletmeciliğin bahçesinde 20 kişi mahalle maçı yapardık güya, mehmetçiğin bahçesinde de az top oynamadık. havuzun önündeki potalar çok güzel olurdu yazları, basketbol turnuvaları yapılırdı.

    netekim nezih ve enteresan bir ortamda büyüdük, çok çalışkan olan çocuklar syal, fekal, rahmi kula falan kazanıp sonra memur falan oldular, o çok enteresan bak. anası babasının durumu iyi olup en iyi okullarda okuyan çocuklar bunlar, hiçbirinden de üst düzey yönetici vs. çıkmadı. enteresan.
  • bandırma'nın ili...
  • 2004-2009 döneminde ak parti tarafından tam paris yapılacakken mhp'nin kazanmasıyla 3. sınıf olmuş şehirdir(yersen).

    ayrıca bu 3. sınıf ilin chp'nin elinde olan:

    bandırma, ayvalık, burhaniye, altınoluk, avşa-marmara gibi 3. sınıf ilçeleri vardır ki 3. sınıf turistlerden geçilmez.

    eğer akp'nin elinde olsaydı hepsi ümraniye, sultanbeyli gibi medeniyet beşiği 1. sınıf ilçeler olacaktı.
  • lokantada yemenin evde yemek yapmaktan daha karlı olduğu. güzel parkları, itsiz kopuksuz sokaklarında gece 4 te güvenle yürünebilen. çocuk yetiştirmek için ideal anadolu kenti. bir de meşhur kurtdereli mehmet pehlivan heykeli vardır. yanlış açıdan bu heykele bakılmamalıdır.
  • deniz kenarındaki ilçelerini çıkart geriye kalan kısmı erzurum, yozgat kıvamında.
  • bu şehirden başka hiç bir yerde iki erkek birbirine gülüm diye seslenmez herhalde.
  • iki arabanın yan yana zorla geçtiği sokaklarına şuursuzca dalan otobüsleri, bu darlığı bilerek park eden kamyonetleri, şerit değiştirirken aynaya bakmayan ihtiyaç duymayan motorsikletleri, zaten aynası olmayan bisikletleri değil alımlı alımlı yürüyen hatunları yüzünden trafik kazaları olan şehir...zaten yaz geldi avratlar cıbır cıbır...
  • festivale, eğlenceye gerek olmadığını düşünen sığırlara müstehak saman gibi şehir, tadı tuzu yok.

    yaklaşık 30 yıldır balıkesirde yaşıyorum. çocukluk ergenlik gençlik hep burada geçti.
    bu 30 yıl içerisinde balıkesir'de hiç chp'li belediye olmadı.

    balıkesir'de hiç festival görmedim.

    balıkesir'de 3 kez tiyatro gördüm. yalnızca biri profesyoneldi, gerisi amatördü.

    balıkesir'de 1 adet sinema mevcut. (2 aydır mandıra filozofu gösterimde, recep ivedik geçen hafta çok şükür 6. ayında gösterimden kalktı.)

    konser? 3 yılda bir belki, o da pek kaliteli şarkıcıların değil. sibel can gelmişti ören bayan kuponlarıyla bilet verilmişti fln mesela, bi kere de gülben ergen. bir kere de inna gelmişti de hatun yemeğe götürdükleri mekanları beğenmemiş aç çıkmış sahneye yazık. şimdi gelsin de edip amcanın oğlunun açtığı city meats'i görsün bakalım, hıh!

    1 tane piknik alanı var, değirmen boğazı. bakımsızlıktan ölecek ama giriş ücretli. tuvaletine girsen hastalık kapmadan çıkamazsın. ücret var, hizmet yok. onlar eğlenmeyi bizden öğrenecek değiller.

    balıkesir üniversitesi var. anasının nikahında ormanlık arazi üzerinde kurulmuş. 10 yılı aşkın süredir var olan kampüste o kadar ağacın içerisinde iki kamelya bir bank yok, park yok, market açılmış sanırım bu yıl ufak bir tane. iyi olmuş zira ben okurken sigara kara borsadaydı okulda. arkadaşların bölgeye bakan jandarmadan sigara istediğini hatırlıyorum. bir de özel yurt açmayı akıl etmiş biri bu yıl. devlet yurdu mu? o şehrin tam olarak zıt yönünde yaklaşık 30 km uzaklıkta. (istanbullu arkadaşlar 30 km. nedir ki diyebilirler ama balıkesir merkezde birbirine 30 km. uzaklıkta olan başka bir yer yok, öyle de küçük) eğitimi de bizden öğrenecek değiller.

    sanayi? organize sanayisi var evet kocamaaaan. içerisinde fabrika denen yerlerin %98'i aslında atölye. yatırım; yok. ama yine de kalkınmayı da bizden öğrenecek değiller.

    tabi hizmet hiç yok diyemeyiz şimdi haksızlık etmeyelim. sürekli duble yol yapılıyor, kaldırım taşı döşeniyor. kimin icraati olduğunu söylemeye gerek yok. işler de hep uluova inşaat'a veriliyor nedense. adamlar işinin ehliyse demek ki diycem ama kampüs/izmir yolunun 7 yılda tamamlandığını düşünüp vazgeçiyorum. osb yolu da şu an yapımda, ne kadar sürer bilemem artık.

    atatürk parkı yeniden yapıldı, içerisindeki bin yıllık ağaçların %70'i kesilerek. çocukluğumun tek eğlencesi olan lunapark kaldırıldı, yerine otopark yapıldı. olsun ama, avm'miz var artık. alt katındaki saçma oyuncaklarla oynasın çocuklar da. emekli babam da hep beymen ve sarardan giyinirdi zaten, çok iyi oldu.

    tarihi atatürk ilkokulu'na tadilat yapılacak sandık, okul komple yıkıldı. kervansaray: yıkıldı. yerine toplu taşıma merkezi yapıldı. yürüyerek 20 dk. süren şehir için çok iyi oldu. hem daha hızlı tren projesi de bekliyorum ben.

    bandırma ilçesinin balıkesir'den daha gelişmiş olduğu, bu nedenle bandırmanın il olup, balıkesir'in ilçe olması geyiği vardır hep. bandırma belediyesi yıllardır chp'lidir. hep festival yapıyolar evet başka bir bok yok orda. burada yaşayan genç insanlara sorsanız, büyük çoğunluğu izmir'de yaşamak ister. en azından benim çevremdekilerin tercihi o yönde. muhtemelen bunun da sebebi festivallerdir. aziz başkan belediyenin bütün parasını festivallere vermiş.

    şu başlık altında arasak kaç enrtyde şehir merkezinin boktan olduğu, körfez ilçelerinin ise şahane olduğu yazar. aramaya üşendim ama okumaya üşenmemiştim tek tek okudum her entry'yi. balıkesir'in en sevdiğim yeri ayvalık. hala cuma günleri belediyeden istiklal marşı okunur ve herkes olduğu yerde hazırola geçer marş okur. sizinkiler okullardan andımızı kaldırır türk'üm diye başladığı için, yurt millet sevgisinden bahsettiği için, türk'üm diye bittiği için.

    en başta da dediğim gibi, bu 30 yıl içerisinde balıkesir'de hiç chp'li belediye olmadı. hep sağ belediyeler ile yönetildi bu şehir. balıkesir'e yapılan tek yatırım yol ve kaldırım olarak kaldı.

    o haritadaki kırmızı renklerin olmadığı gün, bu ülke nefessiz kalıp boğulur. üstünde kıl olduğunuz götün sahibi gibi farklı renklere o kadar bile tahammülünüz yoksa, kırmızı yerlere avm dikip aralarına da duble yol döşeyebilirsiniz. belediyecilik de budur zaten, eğitimmiş sağlıkmış parkmış eğlenceymiş neyimize bizim. durmak yok duble yola devam. zihniyetine sıçtığım!
hesabın var mı? giriş yap