• derginin bu hayvan cekilisinde annemlerden gizli cekilise katilmistim. sanirim cok az aile izin veriyo bu cekilise katilmaya ki katilim dusuklugunden dolayi bana bi kedi cikmisti (ben ki hayatimda piyangodan amorti bile kazananamam - bu sansimi sadece baska kimse sokak kedisi dururken bandonun hayvan cekilisine katilmamasina bagliyorum)

    neyse annemler o ayin bando dergisini getirdiinde ben heyecan icinde cekilis sonuclarina baktim, ismim ordaydi. hemen aradik verilen telefonu ve neysem efendim annemler tabi ne cins bi kedi diye sordu. cevap veren kisi cok cins cok soylu yari siyam yari birmingam kedisidir diye bisiy salladi.

    yalvac beyin evine gittik apar topar babam isten cikar cikmaz (yalvac ural nasilsa bu cekilisi yapilan hayvanlari evinde tutuyodu galiba - cocukluk aklimla tam hatirlamiyorum buralari). karsimiza cikan yabani sey ise ne siyam ne birmingam ne de icinde yuzde 1 siyam/birmingam olan bi kedicikti. dupeduz siyah beyaz bi sokak kedisiydi kendisi. yilllarca kedim oldu. onu sevdik buyuttuk. o bir bando cekilisi kedisiydi. allah raamet eylesin, topraa bol olsun.
  • milliyet kardeş'in bir üst versiyonu olarak çıkmıştı, şaşaalı bir giriş yapmıştı piyasaya. ilk sayısında hediye olarak balon vermişti. normal balon bile değildi, milliyet'in galatasaray ya da fener şampiyon olunca verdiği; market poşeti ile aynı naylondan mamül uzun silindirik bir terane idi. ama yıl 80'ler işte, her farklı şey kıymetli idi. bu balon gibi.

    bir de hayvan hediye ederdi. hep iguana, bukalemun gibi bir hayvanı yazıp gönderirdim. belli ki benim gibi saf 56000 bando okuyucusu da bunları talep ederdi. yalvaç ural da, sağolsun, ulen bu çocuk her hafta bukalemun istiyor veremedik, bari bi muhabbet kuşu göndereyim inceden demedi. fil esprileri üretiyordu sanırım o yıllarda. 24 saat. non stop. fillerin en sevdiği çiçek? karanfil. allah var, ilgi gösteriyorduk, arkadaşlarımıza soruyorduk bu bilmeceleri.
  • ilköğretim-1 'den sonraki yaz tatilinde babamın yastığımın altına bıraktığı 10 bin liralık harçlığın 7 bin lirasını verip aldığım, okuduğum ilk dergi.. ambalajı içinde bir çok hediye vermiştir bu güne dek. çizgiromanları, diğer dergilerin reklamları, "bunları biliyormuydunuz" gibi çocuklar için gerçekten merak uyandırıp faydalı olabilecek köşeleri olan bir dergiydi.

    10 bin liranın yarısı benim, diğer yarısı kardeşimindi. ancak bir banknot şeklindeydi.. parayı aldım ve daha kimse uyanmamışken markete gittim. marketin hiç girmediğimiz bazı bölümleri vardı, çocuklar oralar ile ilgilenmezlerdi. ne isterlerse "bakkalcıya" söylerler, o getirirdi. ancak nedense, belki de o raflara bakma isteği yada bakkala o kadar kez gidip hiç o dolapları incelememiş olmanın verdiği duygu ile yöneldim oraya. herhalde ilk defa kendimi haksız bir şekilde haraket ederken birinin beni gözlemlediğini orada hissettim. zira bir çocuk olarak orada işim olmazdı. birden dergiyi gördüm. çocuk dergisi diyordu. renkli bir font ile ve küçük harflerle yazılmış bando logosu.

    daha sonra her ay o derginin yeni sayısını almak için sabah erkenden gazete bayiisine gittim. eve dönene kadar dergiye göz gezdirmek ve heyecanlanmak, eve gelince yürürken atlanan sayfaları farketmek kadar güzel bir şey yoktu. bir ay çok uzun bir süreydi. ama beklemeye değiyordu..
  • bi cocuk dergisi.. (bkz: cocuk dergileri)
  • gercekten ilginc hediyeler veriyolardi. bi keresinde de telefon nasil calisir bazli bi duzenek vermislerdi. sicim gibi biseyi ahize gibi biseye bagliyor sonra karsilikli konusuyoduk. gerci birbirimizin sesini duzenek olmadan da duyabilecek bi mesafede oluyoduk ama olsundu. bu ay da deneysel ruhumuz beslenmis, gelismisti.
  • eve giren iki çocuk dergisinden biriydi bu dergi (ha bi de ziraat çocuk vardı beleşti hem de ama konumuzla alakası yok).. neyse bando diyoduk..sadık bir okuyucusuydum da bu derginin , pek değerimi bilemediler orası ayrı.. abimin doğan kardeşiyle sidik yarıştırmaktan geri kalmaz kayırırdım da , çünkü sıkıcıydı doğan kardeş ne doğru düzgün hediye verirdi , ne de bandodaki kadar renkliydi..çocukluk işte nerden bilsin aradaki farkı gerçi küçüksün gudik öyküler , bilmeceler istiyosun ,dk'de yazılar daha çoktu resimleri de pek soluktu.ya da şöyle söyleyeyim doğan kardeşinkiler sanki 6lı nova colorla bandonunkilerse 12li monamiyle boyanmış gibiydi..
    sadık dediysem ihanet ettiğim günler olmadı değil.. gün geçmiyordu ki yeni dergiler çıkmasın , hemen ayaküstü hediye mukayesesiyle bandoyu alt raflara bırakıyodum, yalvaç abi sen de kusura bakmazsın umarım..

    ama çocuk dergisinden beklenmeyen bi pislik yaparak ciaycomu göndermemişlerdi , evet ..halbüse çekiliş sonuçlarında ismimi görünce nekadar sevinmiştim , sabahları ekmek almaya bile sesimi çıkarmıyodum, 2 sene ben o oyuncağı bekledim lan şerefsizler..nasıl içime oturmuş ki bunları adeta bir dostla paylaşırmışçasına bir günlük sayfasından kopmuşçasına yazıyorum a sözlük..

    zaten sonra sonra logosu değişip piyasa olmuştu , eski bando değildi o..boş vaatlerin sayfalarına bakamazdım daha çok. doğan kardeş'iyle bütünleşmiş abime geç de olsa itiraf ediyorum : bando bitti beaa...
  • unutmanın imkansız olduğu çocukluğumun dergisi. nerdeyse her ay ya bir resmim yayınlanırdı, ya gönderdiğim bir bilmece, ya bir hediye kazanırdım... zevkle, orgazmik bir keyif hissiyle alırdım bayiden, nasıl heyecanla açardım, her sayfasını en ince detayına kadar okurdum. çocuklara genel kültürü, bilimi, sanatı, hayvan sevgisini öğreten muhteşem bi dergidir bando.

    günümüzde de aynı keyifle oğluma alıp, beraber okuduğumuz, her ay bir tema belirleyip o konuda miniklere birçok şey öğreten meraklı minik var, çok başarılı bir dergi. hitap ettiği yaş ortalaması daha küçük olmakla beraber, zevkle alınıp okunası, ilerde doğacak çocuklarınız için alınıp saklanası güzellikte.
  • çekilişte balık kazandıydım ben bu dergiden.
  • ilkokuldan lisenin sonuna kadar bandoda olmama rağmen hiç bir zaman bir anlam veremedim şu bandoya. ne kardeşim o boru moru öyle ya? o çalınan ritimler ne? var mı böyle bir müzik? müzik mi bu? yoksa ne? gavuristanda o ritmler, o çalgılar muhakkak bir anlam taşıyordur. o osuruk sesi çıkaran boru herhalde folklorik molklorik bir alettir yahut öyle bir aletin türevidir. o ritmler herhalde bir duygu taşıyordur, müzik kültürlerindeki bir kalıptır. fakat bizde değil! bizde bando sadece ve sadece bando, müzik icra eden bir müessese değil. bakınız mehteran öyle mi? davul desen bildiğimiz davul, zurna desen bildiğimiz zurna, müzik desen basbayağı müzik. malesef memleketimizde bando dediğimiz nane, gavuristanın müzik kültüründen cımbızla alınıp türk müzik kültürüne monte edilmeye çalışılmış, lakin civanın kumaş üzerinden kayıp gitmesi gibi konulduğu yerle hiç bir uyum sağlıyamadan, müziğin tamamen dışında, bir müzik müessesesi olarak değil de bir "bando" müessesesi olarak, tamamen farklı bir yapı şeklinde armut gibi durmakta olan bir acayipyiktir, bir garabettir...
  • zamaninda batman'in super cizgi romanlarini vererek kucuk ya$imda kalbimde taht kurmu$ olan dergi . nasil olmu$ da yasaklamami$lar bir cocuk dergisinin batman vermesini o zaman icin . ne $ans, ne guzellik ..
hesabın var mı? giriş yap