bankoftears

• coachella için msn'de geri sayım yaptıkça kıskandığım, festivalin başlamasıyla da sonunda çatlamama neden olan şeker^*. seneye gel misafirim ol diyerek darky^*yi utandırmıştır.
• an itibariyle poposuna bir adet klima monte etme isteğiyle yanıp tutuşan.
• kafamıza geçirdiğimiz şapkalarla çömlek patlattığımız vakit, kendimizi adamdan saydığımız dönemlere tekabül eder ilk karşılaşmamız. şimdilerde ise, çizilen projeler, hazırlanan web sayfaları, boyanan paftalar, çekilen kısa filmler aldı "adamdan sayılmak" için yaptıklarımızın yerini.. aradan geçen bunca zamanda biriktirilenlerin değeri şimdi daha iyi anlaşılmakta.. "eski"lerden kalma olmanın, arkada ne kadar sağlam bir duvara yaslanmak demek olduğunu bana gösteren insandır. durduğu yere de her geçen gün bir kazık daha çakıp, mekanını daha daha sağlamlaştıran şantiye şefimdir kendisi.
  
  (bkz: bir tatlı huzur almaya geldim)
• istanbul havasını cigerlerine tıka basa dolduran.
• artık yeterince özlediğim, muhabbetimizi 2-3 aylığına da olsa tekrardan 3. boyuta taşımak için resmen sabırsızlandığım..
• en eskilerdendir. uzaklarda -ve yakınlardayken bile- hayatımdan arada bir cıksa dahi inatla bir yerlerde hep kalacaklardandır. kac cocuk iyi muzurluklar çetesi uyesi oldugunu unutmadı ki, yalnız kücüklere mahsus o güzel ruhunu bugune tasıyabildi ki... bankoftears onemlidir. hakiki bir (bkz: coni) dir. benim degerini cok sonradan idrak edebildigimdir.
• ablalik damarlarimi kabartan elma sekeri gibi bi$ii. bak dogum gunuymus, ellerimle pasta yediresim, elinden tutup south bay'in steril ortamlarinda gezdiresim var. ama o boyundan buyuk islere kalkisarak buyudugu mesajini vermeyi ihmal etmiyor tabii; hemen aldim, ama yine de dizime yatirip sacina "ciciii, ciciiii..." yapasim var.
  
  hayward'in ince gulu, contact listimin en sahane nickler gecidinin sahibi, nice mutlu yaslara.
• darkshine'ın elma sekeri..
• hakikaten ozledigim mutsuz mutlum. eskilerin eskisi conim.
• (bkz: lake of tears)