• **************************************
    ***************************************
    ***************************************
    ***************************************
    ***************************************
    ***************************************
    ***************************************
    ***************************************
    ****************************************
    ****************************************
    ****************************************
    ***************************************
    ***************************************
    ****************************************
    **************************************

    (bkz: deep purple)
    (bkz: led zeppelin)
    (bkz: rolling stones)
    (bkz: the beatles)
  • gecen haftalarda bir grup aktivist budistin arasina tesadufen karisarak hayatimin ilk ve tek baris yurusuyune katilmistim. ve bariscil bir insan olmadigimi anladim.

    zira, o sakin sakin bakan kelkafali dostlarimiza sordum, savaslar baris istemeyenler cogunlukta oldugu icin yapilmiyor, e kulturumuzde baris kavraminin yeterince yuceltilmemis olmasi gibi bir sorun da yok, biz tam olarak ne icin gosteri yapiyoruz? o an o budistler imana gelip iclerinden birer ya havle cektiler ama cevap vermediler. bu kadar insan yanilamayacagina gore bende ciddi bir ahlak cokuntusu olmaliydi. (edit: ahlak cokuntusunu bilmem de zeka geriligi kesin var, simdi gidip tahtaya bin kere la havle yazmam lazim)

    ylyla havle deyip bana deli muamelesi yapmasalardi, baristan yana olmak gibi birseyin, war on terror kadar bos bir slogan oldugunu iddia ederdim. bunun, hobbes karamsarligina dusup, barisi imkansiz bir durum olarak addetmeyle de alakasi yok. bir insan pekala barisin, hem de guzellik kralicesi odul konusmasi standardindaki bir dunya barisinin olabilecegine inanabilir, hatta ben de bunlardan biriyim. sorun, bu barisa, baris kavraminin promosyonunu yaparak ulasamayacagimiz cunku ortada barisa inananlarla baris istemeyenler arasinda suregelen bir pr savasi yok, bir propaganda mucadelesi hic yok. sorun isin nasilidir, spesifik politikalardir.

    farkindalik arttiriyorum fantazisiyle baaaariiss baaaarisss diye slogan atip baska hicbir soylevin olmazsa, hukumetin de sana "iyi ya iste, ben de barisi korumak icin irana saldiracagim" der, muhafazakarlar "tree hugging aging hippi liberal" gibi guzide bir etiket yapistirip hic bir dedigini dinlemez, en cahiller dahi o zaman hitler'e ne yapacaktik diye bagirip sesini bogarlar. ama israile askeri yardim durdurulsun, kuba ambargosu kaldirilsin gibi gosterilerle birlikte baris aktivizmi yap, canimi ye. (bariscil anlamda ye)
  • geçen 3500 yılın sadece 230 yılı hüküm süren
  • "ve eviniz yakılırsa yeniden yapın, tahılınız yakıldıysa yeniden ekin. çocuklarınız ölürse daha çok doğurun. sizi ovalardan kovarlarsa dağlarda yaşayın ama yaşayın. hep liderler arıyorsunuz, hatasız güçlü adamlar. hiç yok, sadece sizin gibiler var. yaşarlar, değişirler, bırakırlar, ölürler. liderler yok, sadece siz varsınız. güçlü bir halk, süren tek güçtür. amacımız topraktı, bir düşünce değil. aileleri besleyecek buğday ekili toprak. özgürlük bir kelime değil ama akşam evinin önünde güven içinde oturan bir adam. barış bir rüya değil, dinlenmek, nezaket için zaman.
    kafamda bir soru var: kötü bir davranıştan iyi bir şey çıkabilir mi? bu kadar şiddetin sonunda nezaket çıkabilir mi? bu kadar cinayetten barış çıkabilir mi? öfke ve nefret düşünceleri içinde doğmuş bir insan, barışı sürdürülebilir mi? barış içinde yönetebilir mi, bilmiyorum? öyle uzun zamandır savaşıyorum ki barışı anlayamıyorum."
    emiliano zapata

    - yolu savaş'tan geçmeyen barış'ı yaşamak, mümkün değil, değil mi?..
  • ortadoğu'da tek anlamı "dur vurma biraz toparlanayım" olan bir savaş stratejisidir.
  • askeriyenin bir kitabinda 'iki savas arasindaki zaman' ve 'savasa hazirlik sureci' seklinde tanimlanan sozcuk.
  • amerikalı bir gazeteci her sabah işine gidip gelirken kudüs'te ağlama duvarının önünde dua eden bir adam görürmüş. bir gün dayanamayıp sormuş:

    -sizi her gün burada dua ederken görüyorum...
    -evet ben 30 yıldır her gün burada barış için dua ederim...
    -30 yıl ha... peki nasıl bir duygu var içinizde?
    -duvara konuşuyormuşum gibi bir duygu...
  • sava$in olmadigi hal.
  • "barış savaşa tercih edilir. (...) fakat nasıl bir barış? eğer hitler dünyayı fethetmiş olsaydı barış olurdu, ama bu bizim görmek istediğimiz türden bir barış olmazdı."
    noam chomsky
  • "eski* türkcede sözün yahut kelimenin başına 'v' sesini temsîl eden harf gelmezdi. batı türk lehçelerinde karşılaştığımız 'v' harfi, eski türkcede 'b' idi. meselâ eski türkcede 'barmak', çağdaş osmanlı* türkçesinde 'varmak'tır. 'varma tarzı' ve 'birlikte varma' anlamlarını taşıyan 'varış' da eski türkçe'de 'barış'tı. 'barış-keliş'e bugün 'varış-geliş' yahut daha doğrusu 'gidiş-geliş' diyoruz.

    'barışmak' mastarı, 'birlikte gitmek', 'birlikte varmak' '(karşılıklı) temâsa geçmek', 'temâsta bulunmak', giderek 'uyuşmak' anlamlarına gelmiştir. bahis konusu mastarın isim hâliyse 'barış'tır. bunun esâs anlamı 'karşılıklı temâs kurma'dır. anlam genişlemesiyle 'barış', 'anlaşma', 'uzlaşma', 'uyuşma'; 'savaşta ulaşılmak, varılmak istenilen nihâî gâye', 'son durak'; 'savaşa, kavgaya ara verme' demek olmuştur."

    sir gerard clauson, "an etymological dictionary of pre-thirteenth-century turkish", oxford university press, oxford, 1972, s.369; teoman duralı, "sorun nedir", dergâh yay., 2006, istanbul, bölüm iv, ek 11, s.239
hesabın var mı? giriş yap