hesabın var mı? giriş yap

  • daha çok savunma fotoğrafıdır.

    tecavüze uğrayan kadınların sorgusunda bile "neden direnmedin?" sorusuna bulgu olarak eğer direnseydin ve reddetseydin adamda çizikler, tırnak izleri olurdu gibi karşı taraf argümanları sunulur. sen kadını döverken onun da eli kolu armut toplamaz can havliyle iter, tırnak geçirir bir şey yapar herhalde. kendisini korumasın mı?

    utanmaz herif.

  • silgi. okuldayken biri silgimi aldığı zaman, mahsus yanlış yazar, geri alırdım hemen. o silgi önümde durmazsa, sürekli geri alma planları yapar, ders dinleyemezdim.

  • beşiktaş başkanı ahmet nur çebi'nin itirafı.

    demiş ki;

    "200 milyon tl'lik vergi borçlarını 16 milyon tl'ye indirdik." git-gel ankara... yalvardık, yakardık. allah yapanlardan da razı olsun. çoğu da beşiktaşlı dostlarımızdır."

    https://twitter.com/…zun/status/1530536333848059905

    bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak bu kepazeliğe vesile olan, uygulayan, o parayı çatır çatır yiyen herkese haram olsun o para.

    sadece beddua değil, vatandaş olarak yasal yollar da neyse gerekenin yapılması için herkes adım atmalı.

    bu işin takım rengi ile vs'siyle alakası yok.

    devlet, vatandaşın cebindeki parayı vatandaşından habersiz şekilde alıp milyar dolar borcu olan kulübün borcunu indiremez kardeşim.

    beşiktaş, galatasaray, trabzonspor, fenerbahçe, o, bu, şu fark etmez.

    millet kirasını ödemek için, yemek için para bulamıyor ama milyar dolarlıklık şirketlere parasını hibe edecek öyle mi?

    lan siz kimsiniz de 80 milyon vatandaşın cebindeki parayı kafanıza göre şirketlere vergi indirimi olarak dağıtabiliyorsunuz?

    ben vergimi 2-3 ay ödemeyemediğimde devlet evime haciz gönderiyor. öğrenci çektiği krediyi ödeyemediğinde devlet maaşına haciz koyuyor.

    ama aynı devlet milyar dolarlık şirketler ferahlasın, yayıla yayıla daha çok borçlansın diye elini 80 milyon vatandaşın cebine atıp oradaki parayı bu milyar dolarlık şirketlerin kasasına koyuyor?

    lan siz kimsiniz ya?

    kimsiniz kardeşim kimsiniz?

    kahvede çay ısmarlar gibi milletin yüz milyonlarca tl'sini alıp nasıl

    "tamam hadi iyisin senin 184 milyon tl borcunu sildim birader, ben de beşiktaşlıyım zaten"

    diyebiliyorsunuz?

    bu cüret, genişlik hali, "zaten kimseye de hesap vermiyoruz" rahatlığı nereden geliyor?

  • bankamatikte işlem yapamayan, internet'ten fatura ödeyemeyen, sıra numarası almaktan aciz insanların kullanımına sunulması beklenecek ya, cihazın en komik yanı bu.

    sen veznedarı, bakkalı, 09.00-17.00 çay içen memuru sistemden atamadın, doktorluk yapabilen cihaz senin neyine hırt?

  • mayaların zaman dizgesi.
    maya yılı her biri yirmi günlük 18 aydan oluşur. ayrıca haab adı verilen beş ekstra gün daha vardır. 360 günlük periyoda tun adı verilir ve bu periyod takvimin temelini oluşturur. aynı zamanda bunun katlarından oluşan bir sistem vardır. 20 tun 7200 gün ya da bir katun 14.400 gün ya da bir baktun olarak adlandırılır bu seri bu şekilde 63 milyon yıldan oluşan 1 alatun'a kadar devam eder.

  • 60 (yazıyla altmış) yaşındaki, üstelik ciddi bir hastalık atlatmış bir kadının makyajsız olarak çirkin göründüğünden yakınan ergenlerce, ergen ergen yerilen muhteşem kadın.

    sadece son on yılına yetişebilmiş ergenlerceyse sesinin çirkin olduğundan dem vurulan muhteşem ses.

    42 yaşındaykenki bir klibi

    çarpılırsınız... taş olursunuz... uyarayım.

    edit: link düzeltildi.

  • ivana sert usulü bir modacı olmaktan çok daha öte bir şekilde, kadınların hayatlarını değiştirmiş modacı..

    bu kadın 1920'lere kadar gelen, dar korse, 5m çapındaki aşırı ağır tüylü şapkalar, kat kat etekler, kumaşlar anlayışını kırmış ve kadınların giyiminin kolaylığı üzerine tasarımlarını yapmış.. kendi deyimine göre, 'kolay eskiyecek bir moda değil, asla eskimeyecek bir stil ' yaratmıştır..

    yetimhanede büyümüş ve sadece tatillerde teyzesinin yanına gelen bu kadın, çıktığı cazz kluplerinde , bir sahne ismi olarak almıştır ''coco chanel'' ismini..

    birçok kişiyle birlikte olmuş, paylaşılamamış bir kadından bahsediyoruz.. ilk butiğini buna, iki sevgilisi ortaklaşa açıyor.. yetimhaneden çıkalı 1 yılını doldurmadan, fransa'nın en yüksek sosyetesiyle masalarda oturup, onlara tasarımlarını sattı..

    birinci dünya savaşında, erkeklerin savaşa gidip, şehirdeki kadınların * işlerle ilgilenmesi üzerine, kadınlara özel iş elbiseleri yarattı, kadınlara pantolon giydirdi ve erkekler dünyasına girdi..

    ikinci dünya savaşında bu sefer gemisini kurtaramadı, butiği'ni kapattı ve bir otel odasında, işgal altındaki fransada bulunun , alman subayların eşlerine tasarımcılık yaptı.. alman bir subayla ilişki yaşadı ve ülkesine ihanet etti...

    almanlarla yemeği sırasında, churchill 'i çok yakından tanıdığını ve bir yemek buluşması ayarlayabileceğini söyleyip, churchil'e tuzak kurma girişiminde bulundu.. ama churchill yemek teklifini kabul etmeyince, plan gerçekleşmedi ama nazi casusu etiketi coco'ya yapıştı..

    savaş sonrası fransada ihaneti ispatlandı ve orada barınamayacağını anlayıp isviçre'ye taşındı.. dior 'un 'kullanışsız moda' yı geri getirmeye çalıştığını görünce , yine dayanamadı ve tasarım yapmaya tekrar başladı... tasarımları fransa'da önceki durumlardan dolayı, hoş karşılanmadı, ama amerika'da patlama yarattı..

    ''fransada doğdu, amerikalı oldu , helal olsun sana , channell anaa, chaneell anaaa oooooooooooooo''