hesabın var mı? giriş yap

  • izleme tarak kafalı, netflix kullanma mesela. bak çözümü basit.

    edit: sözlükteki bazı yazarlar entryden rahatsız olduğu için family friendly hale getirildi.

  • tarzı olanlardan.

    güntekin onay: hocam bjk çok sakatlık yaşıyo. ?????
    önder özen:bakın sakatlığın nedenleri belllidr. 1) antrenman programı yanlıştır. 2) futbolcu kendine bakmıyordur. 3) darbeye bağlı sakatlık. .........

    güntekin onay: slaben bilic'e öyle böyle diyolar. iyi teknik direktör değilmiş.
    önder özen:iyi bir teknik direktörün parametreleri bellidir 1) taktik2)teknik 3) team management 4) fizik. bakın bilic de bunların hepsi var.

    güntekin onay: hocam pilav böyle tane tane olmuyo neden?
    önder özen: bakın bunların nedeni bellidir. 1) osmancık pirinci değildir. 2) iyi kavurmamışsındır. 3) kesme şeker koymamışsındır..
    bunların hepsi bilic de var.
    vsvsvsvsv.....

  • sabah ise gitmek uzere cantami hazirlarken telefon diye uzaktan kumandayi cantama koymusum. minibuste siddetle anemi aramam gerekti. cantadan kumandayi cikarmam ve cantaya sokmam arasindaki zaman suresi an dan bile kisaydi..

  • --- spoiler ---

    "yaklaşık 20 sene kadar önce komikaze.net sitemde, kendi içeriklerimin yanında dünyadan sanatçıları ve eserlerini de tanıtmak amacıyla bir süre karikatürler yayınladım. "
    --- spoiler ---

    karikatürden adamın imzasını keserek tanıtmış arkadaş..

    karikatürün orijinali

    bu da erdil'in sitesinde "sanatçıyı tanıtmak için" (!!!) yayınlanan sanatçının imzası kesilmiş versiyonu.

  • andorra maçını anlatan spiker.

    biraz önce şuna benzer bir şey söyledi: "andorra o kadar kötü ki, bu tür takımlara karşı oynamaya alışkın değiliz, bu yüzden zorlanıyoruz." almanya, ispanya, hollanda vs gibi takımlara karşı güçlü oldukları için; andorra, malta, estonya vs gibi takımlara karşı da zayıf oldukları için zorlanıyoruz. eh, romanya, macaristan, belçika vs gibi orta sınıf takımlara karşı da zorlandığımıza göre, biz hangi takımlara karşı başarılı olacağız arkadaş?

  • öncelikle parfümün tipine göre ne kadar sıkacağınız değişir. bir tane sivri zekalı arkadaş iki çeşit parfüm vardır demiş. benim bildiğim 5 çeşit var.

    parfum (perfume, parfüm) 20-30%
    eau de parfum (edp) 15-20%
    eau de toilette (edt) 5-15%
    eau de cologne (edc) 2-4%
    eau fraiche 1-3%

    bunların arasındaki fark içeriklerindeki kokuyu oluşturan yağlar veya parfüm konsantresi. bunu alkolle seyreltiyorlar ve koku elde ediyorlar. dolayısıyla kalıcı olup olmamaları buna bağlı. parfüm 8 saat kalıcı olurken eau fraiche en fazla 1-2 saat kalır.

    (bkz: kafama sıkar giderim)

    nereye sıkılır ve nasıl sıkılır. belli bir mesafeden sıkılır. nereye sıkılır? bazıları nabzın attığı yerler diye anlatır durumu. bunda gerçeklik payı var. bundan yola çıkarak el bileklerine, kolun içine, boyuna (şah damarına ) sıkmak mı lazım?

    değil. iki defa kulak arkasına sıkılır. (bkz: sıkılmadık bir kulak arkamız kalmıştı)

    iki defa yakanın iki tarafına sıkılır. boyuna sıkmaktan daha kalıcıdır. kıyafetlere sıkılan parfüm tene sıkılan parfümden daha kalıcıdır. zira vücut ısısıyla temas etmediği için buharlaşmaz.

    bir tane de enseye sıkılır.

    havaya sıkıp altından geçmenin nasıl bir mantığı var anlamadım. israftan başka.

    kıyafetlerin bazılarında leke yaptığı için o konuya dikkat etmek lazım. leke yapıyorsa sıkmazsın, biraz uzaktan sıkarsın vs.

    bileklerin, dirseklerin ve dizlerin iç kısmına da sıkılabilir. gerek var mı dersen ben ne bileyim. boşa gidecekse gerek yok. yazın dirsek içine sık mesela.

    sıkmadan önce sıkacağın yeri nemlendirirsen parfüm daha kalıcı olur. bilimsel konuşuyoruz burada. kuru derine sıkarsan derin parfümün yağlarını emer. nemlendirilmiş cilt zaten nemli o yüzden işte.

    bazıları bileklerinin içine sıkıp bileklerini birbirine sürter. bu hareket yağ moleküllerini parçalar, parfümün anasını beller, kalıcı da olmaz. bir yere sıktıktan sonra sığır gibi parfüm ovalanmaz. kurumaya bırakılır.

    saça parfüm sıkılmaz. sıkılır da saça zarar verir. istiyorsan sık keriz gibi. istiyorsan göz bebeğinin içine sık bana ne? arap yağı bol bulmuş kıçına odötuvalet yapmış hesabı.

    dirseklerin arkası, dizin arkasına sıkılan parfüm iyidir hoştur ama uçar gider. paranız bolsa oraya buraya havaya sıkın. sahte parfüm kullanıyorsunuz herhalde boşa sıkma lüksü yaşadığınıza göre. oldu olacak oda spreyinin içine katın düzenli aralıklarla havaya sıksın parfümünüzü.

    çok baharatlı, soğan-sarımsaklı gıdalar yerseniz bunlar derinizin gözeneklerinden çıkıyor. 48 saat hatta daha fazla leş gibi kokuyorsunuz zaten. gelip burada elbiseye sıkılmaz deriye sıkılır geyiği yapmayın. önce diyetimize dikkat edelim ananas, mango gibi gıdalarla beslenelim, ikincisi düzenli yıkanalım, üçüncüsü kıyafetlerimiz de temiz olsun. sonra gelin parfümün sıkılacağı yeri, eau de toilette’in işlevini tartışalım.

    bir gerizekalı da demiş ki eau de parfum vücuda sıkılır, eau de toilette adı üstünde kıyafete sıkılır. alakası yok. eau de toilette ifadesi fransızca “faire sa toilette” ifadesinden gelir. mot-à-mot çevirisi tuvaletini yapmak demek yani sıçmak demek. yok lan şaka. faire sa toilette (fer sa tualet diye okuyun) hazır olmak demek. yani eau de toilette tuvalet suyu demek değildir. hazır olma suyu desek de saçma olurdu. bu bir teori.

    ikinci teori. eskiden banyo yapmak, musluklardan sıcak suyun akması filan bunlar lüks şeylerdi. dolayısıyla insanlar (fransızlar) yıkanmak yerine eau de toilette emdirilmiş kokulu bezlerle vücutlarındaki kiri, yağı, pası siliyorlardı. iğrenç herifler. böylece vücutlarının pis kokusunu maskeliyorlardı. 18. yüzyıla kadar sabun yerine parfümü tercih eden böylesi manyak bir kitle var. böyle böyle bugün fransızlar milyar dolarlık bir fragrance endüstrisinin tepesine çöktüler. chanel, guerlain, dior , yves saint laurent, chloé, lancôme hepsi fransız markası bunların. eskiden grasse denilen bölge tabakhanelerin bulunduğu bir yerdi. dolayısıyla en iğrenç kokan yerlerden biriydi daha sonra bu endüstrinin yarattığı pis kokuyla mücadele bu bölgeyi parfüm endüstrisinin bir kalesi haline getirdi. fransızlar dışında bu işe el atan bir de köln vardı. işte eau de cologne lafı da bununla ilgili. eau de cologne köln suyu demek.

    bugün 100 dolarlık bir parfüm şişesini içindeki kokuyu oluşturan yağların maliyeti aşağı yukarı 2 dolar. alkol, cam şişe, karton ambalajı, reklamı, marka giderleri boku püsürü de 10 dolar olsun. herifler 12 dolara mal ettikleri şişeyi 100 dolara bize iteliyorlar. biz de havaya sıkıyoruz. 2024 yılında parfüm ve deodorant piyasasının toplam büyüklüğünün 92 milyar dolar olması bekleniyor.

    biz hala parfümün sıkılacağı yeri tartışalım. neyse ne diyordum iki kulak arkasına, yakaya iki fısfıs, enseyi de karartmayalım aman unutmayalım.

  • kendisi ile birlikte toplamda bölgede 12 benzer yapının bulunduğuna dair haberler yayınlandı geçen sene. birbirlerine oldukça yakın megalitler bunlar. kazılar hala devam etmekte ve muhtemelen yıllarca daha sürecek. şuana dek çıkarılan bulgularda (bkz: karahantepe) ve (bkz: sayburç) dikkat çekiyor. özellikle karahantepe'de bulunan ana kayaya oyulmuş insan başı hayret verici. görsel üstelik bu yapının göbeklitepe'den birkaç bin yıl daha eski olduğu oraya çıkarıldı. yani artık en eski diye adlandırılan yapı göbeklitepe değil karahantepe gibi gözüküyor.

    buradaki t şeklinde sütunların göbeklitepe'den farkı üzerindeki oymaların insan figürleri barındırması. göbeklitepe'de çok detaylı hayvan figürleri ve süslemeleri var. burada ise kaftan giydiği düşünülen insan figürleri söz konusu. t harfli sütunların yanısıra fallus yani erkek organı şeklinde yine ana karadan oyulmuş dik sütunlar da var. görsel ve bu odaya "akıtılması" için kullanıldığı düşünülen bir de oyuk var görsel akıtılan şey su mu, kan mı? bilinmez.

    sayburç'ta ise durum daha farklı, henüz çok küçük bir kısmı kazılabildi çünkü modern bir yerleşimin yani köyün tam ortasında bina yapımı aşamasında temel atılırken fark edildi burası ve burda da yine ana karaya oyulmuş kabartmalar mevcut. kabartmada bir eliyle yine fallusunu tutan bir adam mevcut - insan figürü. ve iki tarafında da hayvan figürü var. görsel

    dediğim gibi bunun gibi kazılmayı bekleyen toplamda 12 tepe söz konusu.

    işi daha da ilginçleştiren şey ise günümüz teknolojisi kullanılara yer altına bakıldığında daire şeklinde ortaya çıkan odalardan 10-15 oda kadar daha olduğu bulundu. fakat bunu daha da ilginçleştiren şey o dönemde insanların aniden bu yapıların üstünü örtmeye karar verip çakıl taşları ve toprakla hepsini doldurup üzerlerini tepe şeklinde kapatmaları. böyle bir kararı neden verdiler henüz kimsenin bir fikri yok.

    neden yapıldığına dair ibadethane ya da ritüel alanları fikri ilk başlarda mantıklı gelmiş olsa da kazılar devam ettikçe şöyle bir durum çıkıyor ortaya:

    bugüne dek tarih hep avcı toplayıcılıktan tarıma/yerleşik hayata ve dolayısıyla hayvancılığa geçildiği bununla birlikte ibadethane/inanç kavramlarının daha sonra oluştuğu yönünde bir kronolojik bakış açısına sahipti. fakat göbeklitepe ve diğer tepeler incelendiğinde daha eski ve erken gelişmiş bir medeniyetin avcı toplayıcı topluma bilgilerini aktarmış olabileceği daha mantıklı bir yaklaşım gibi görünmekte. yani inanç, inanış, ibadet, mesaj, bilgi aktarımı için yapılmış olabilen bu megalitleri birileri avcı toplayıcı insanlara öğretti. uzaylılar vs demiyorum tabii ki - fakat yerel insan topluluklarından daha ileride/zaten erken gelişmiş bir medeniyetten gelen insanların aktarım yapması durumu akla yatkın. hali hazırda o bölgede yaşayan toplum bir sabah uyanıp böyle bir yapı inşaa etmeye karar vermiş olamaz diyor konuyu inceleyen uzmanlar. bu da hem tarihsel kronolojik bakış açımızı tamamen değiştirecek bir buluş gibi duruyor; hem de sandığımızdan çok daha gelişmiş medeniyetlerin çok daha eski zamanlarda var olmuş olabileceğine işaret ediyor.

    diğer bir konu da özellikle göbeklitepe'de şuana dek yüzeye çıkarılmış 4 daire şeklinde odanın birbirleri arasında da birkaç bin yıllık zaman farkı olması. ilk yapılan daire ile 4.daire arasında binlerce yıl çıktı karbon testlerinde. insanlar yeni odalar yapmaya bin yıllar içinde devam etmiş yani. mevcut olanı kullanmak ya da geliştirmek/üzerine koymak yerine yeni odalar yapmaya karar vermişler. hemen yanlarında toprağın altında duran 10-15 oda daha gün yüzüne çıkarıldığında onların yapılma zamanı ve yeni bilgileri aç gibi bekliyorum ya.

    kazıların yapılması keşke daha da hızlandırılsa dedirtiyor insana.

  • tck md.1225/z "göğüs dekoltesi tamamıyla açık, sütyen giyilmeksizin, toplum içinde kendini gösteren kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır"

  • mal olan sahibine sabırla dert anlatmaya çalışması... kendi kendine oyun icat ettiğini, aylardır bana öğretmeye çalıştığını yeni anlamış bulunuyorum. hayvan ağzında oyuncağıyla geliyor, yanıma bırakıyor, miyavlıyor.. ben sap sap bakıyorum kendisine. aylardır bu böyle. en sonunda beni oyuna katmaya çalıştığını anladım da birlikte oynamaya başladık. ben atıyorum, o yakalayıp getiriyor, avcuma bırakıyor oyuncağı, sonra miyav deyip haber veriyor, ben yine atıyorum filan. mutluyuz, beni eğitilebilir bulup hemen vazgeçmediği için müteşekkirim kendisine.