hesabın var mı? giriş yap

  • çok değil daha bir-iki ay önce adaylıklar açıklanırken, bu ülkenin onurlu namuslu insanlarının bir kısmı "adaylık için sağ olun ama istemiyorum. tetikçi hürriyet'ten ödül falan almam" diye tepkisini koymuş, demirören'den ödül almayacağını ilan etmişti.
    bu töreni izleyen, konuşan, gündemde tutan kim olursa olsun bilerek veya bilmeyerek mevcut iktidarı örtülü destekliyor.
    bu tören, yarın sabahtan itibaren benzinden tütüne her kalemden bize saplanacak olan zamlarla finanse edilen demirören'in. bunu unutup, tek başarısı dekolte giymek olan alakasız bir kişiyi burada zavallıca övüyorsunuz. demirören kamu bankalarına borcunu yarın da ödemeyecek ve sizin yarattığınız medya etkisini kullanıp kendine yeni sponsorlar bulmaya, reklam alanlarını firmalara satmaya ve vatandaşa saplamaya devam edecek. satış sloganı da çok basit: "ben bunların anasına da sövsem, bunlar benim magazinimi takip ediyor."
    karşı tarafın yarısı kadar bilinçlenip, azıcık omurgalı olsanız keşke...

  • bedenin sansürlenmesine karşılarmış. belli bir ücret karşılığında sanırım...

    ablacım madem karşısınız bedavaya göstersenize. hayır merak ettiğimden değil, argümanları saçma.

    beyin yakan sjw saçmalıklarının bir diğeri.

    ek: bir de demişler ki "bağışlar" yüksek lisans eğitimimizi destekleyecek. bu kadınlar dilenci değilim diye lafa giren dilenciler gibi mi yoksa düpedüz beden satıcısı mı bilemedim.

  • bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;

    kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
    gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
    sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.

  • "falcao 1.5 kilo kuzu kafes, 1.5 kilo dana kaburga ve 1 kiloya yakın dana antrikot yedi.

    kolombiyalı yıldız daha sonra mekandan koşar adımlarla uzaklaştı."

    koşar adımlarla uzaklaştıysa hesabı birine kilitlemiştir.
    abdürrahim albayrak olabilir.

  • biz de zamanında hanımla hastası olmuştuk. tatlı dili ve güler yüzüyle gönlümüzü fethetmişti. yazısı da efsaneydi, eczacımız zaten direkt agop bey'in yazısı bu demişti. mısır yazısından halliceydi :) eşime öyle güzel ve tatlı şeyler söylemişti ve rahatlatmıştı ki, doktorluktan öte çok güzel bir insandı. hayatımda yarım saate kadar görüp de aklımda bu kadar yer eden az insan vardır. ve tabii ki bu kadar insana şifa bulan agop hocamız umarım bunların karşılığını huzur içinde yatarak alır. toprağı bol, yeri huzur olsun.

  • çivici katil olarak bilinen süleyman aktaş bir çok anlamda adli psikiyatri ve adli tıp dersi gibi bir vakadır. elektrik çarpması sonrası gelişen psikotik bir süreçte cinayet işlemeye başlamıştır. çok nadir görülen bir adli psikiyatri vakasıdır.

    bir cinayetinde yaşlı bir kadını öldürmüştür. kadının ceseti yaz günü evinde dekompoze olmuştur. komşulardan gelen şikayet üzerine polis evi açmış ve ceseti bulmuştur.

    nedeni bilinmeyen ölüm vakası olduğu için otopsi şarttır. ancak evinde ölü bulunan yaşlı kadın kesin kalpten gidivermiştir diyerek üstünkörü bir otopsi yapılmış, kafadaki çivi tespit edilmemiştir.

    süleyman aktaş bu cinayeti itiraf ettikten sonra mezar tekrar açılmış, exhumation sonucunda kadının kafasındaki çivi tespit edilmiş. otopside bunu tespit etmeyen hekim görevinden alınmıştır.

    adli psikiyatri hocamız, rahmetli niyazi uygur bu olayı anlatarak, adli süreçler söz konusu olduğunda asla ilk akla gelen olasılıkla yetinilmemesi gerektiğini ve hiç bir detayın atlanmaması gerektiğini bize çok güzel anlatmıştı, nur içinde yatsın.