hesabın var mı? giriş yap

  • bunun erkek çocuklarına giydirilmesi yasaklanmalıdır, duygusal travmalara yıllarca kanayan yaralara neden olur. annemin her sabah zorla giydirdiği ve çorabın belinden tutup ayaklarım yerden kesilene kadar yukarı çektiği o zalim sahneyi unutmaya çalışırken alkolik oldum ben.

  • 1. dini bir şey olsa çıkanları yok edip kalanının üstüne beton döker, alanı da bir devlet dairesine tahsis edip bina yapar olayı kapatırlardı. bu kadar uğraşmalarına gerek yok.

    2. arkeolojik veya tarihi kalıntı olsa bizimkiler bu kadar uğraşmazdı. hepimiz biliyoruz.

    3. cinayet, örgüt mühimmatı, uyuşturucu veya benzeri bir şey olsa gizlemeye gerek yok. tek istisna ışid, el kaide veya suriye'deki muhalif örgütlerden biri ile devlet içinden birilerinin ilişkisini gösteren evraklar olsa bu kadar uzun sürmez. bu örgütlerin türkiye'de işledikleri cinayet, kara para, uyuşturucu veya benzeri suçların kalıntıları da olsa bu kadar uzun sürmez.

    4. itc, teşkilat-ı mahsusa arşivi gibi eski arşiv olsa ve açıklanmaması gereken bilgiler olsa yine bu kadar sürmezdi.

    5. geriye tek seçenek kaldı. çok sağlam altın, gümüş gibi bir hazine çıkıyor ve birileri bu hazineyi korumaya almak yerine eritip piyasaya salmayı planlıyor. ki akla ve yaşananlara en yatkın olan bu.

    edit: olayla ilgili öldürülen polis memurunun savcilik ifadesini de işin içine katınca olayın altın olayı olduğu kesin gibi. benim tek takıldığım olay; işin içinde hangi siyasi vardı ve su an hangi siyasetçi var. tarsuslu arkadaşlardan ricam, darbe sonrası terfi alan veya görevden alınan kaymakam, emniyet müdürü falan kimler var bir araştırsın.

  • ufacık çocuk, altına sıçabilir, o yüzden yolculuğa çıkmadan önce bir önlem alayım vs gibi düşünmeyen yazarın şikayeti.. kendi çocuğunu düşünme, thy düşünsün ama. çünkü para verdin.

    biz'de böyle. çocuk yaptıysan, her şey senin için düzenlenmeli. çocuk yaptın çünkü.

    "oğlum korkup ağlıyor, sorun değil." belki diğer para veren yolcular için sorun olur ağlama gürültüsü ama bilemedim ?

    edit : okuma özürlü yazarlar, kıyafet değil, çocuk bezli gibi mesaj atıyor. yazdığım yazıda kıyafet ile ilgili bir şeyden bahsettiğimi sananlar ne ile besleniyor çok merak ediyorum.

  • tasarımıyla ağızların suyunu akıtan, pil ömrüyle hayal kırıklığı yaratabilecek taşınabilir mp3 çalar.

  • 13 sayısına uğursuz diyenlere sadece gülerdim. bu yılın 13 ekimine kadar. akşam bir mesaj geldi, atla türkiyeye gel diye. n'oluyoruz diye aradım, kardeşin dediler, trafik kazası yapmış durumu ağır. bütün cesaretimi toplayıp sordum sağ mı diye, yoğun bakımda dediler; söylemediler saatler önce göçtüğünü bu dünyadan. yürek dayanmaz dedikleri buymuş sanırım, kardeşin gitmesi sadece geçmişteki anıları, kahkahaları, kavgaları, gezip tozmaları, içmeleri, ağlamaları getirmiyor gözünüzün önüne..beraber bir hayat planladığınız, 10 yıl sonra şurda şu gün diye kurduğunuz planları kursağınızda bırakan bir olay, hayata karşı çaresizliğinizi mermer soğukluğuyla yüzünüze çarpıyor. sadece 'yapma, gitme beni bırakma' diye bağırıyosunuz.

    en son arabada beraber giderken bülent ersoy'un 'bir ben bir allah biliyor' unu bağırarak söylemiştik. mekanın cennet olsun kardeşim - gerçekten ne çektiğimi bir ben bir allah biliyor artık.

  • temel parmağını camla kesmiş.telaşla, yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine gitmiş. içeri girince, malum iki kapı çıkmış karşısına:
    birinde “hastalıklar”, diğerinde “yaralanmalar” yazıyormuş.
    durumuna uyan “yaralanmalar” kapısından içeri girmiş.
    önünde yine iki kapı belirmiş: birinde “kanamalı” diğerinde “kanamasız” yazıyor. “kanamalı” kapıdan girince iki kapı daha: “hayati önemde olan” ve “hayati önemde olmayan”.
    hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulmuş.
    evde sormuşlar:
    -temel sana iyi baktılar mı?
    -hiç bakmadilar ama organizasyon müthiş!
    işte bir sorunla karşılaştığınızda trendyol'un çözüm stratejisi de aynı bu fıkradaki gibi... canlı yardımdan, trendyol asistandan elli yere bağlanıyorsunuz ama çözüm yok.