hesabın var mı? giriş yap

  • kılıçdaroğlu iyi niyetli bir siyasetçi olabilir ancak seçim kazanmak başka bir şey.

    şu yaşananlara rağmen senin partin %28'i geçemiyorsa, senin o koltuğa talip olmanın hiçbir anlaşılabilir tarafı yok.

  • tutmayacak telefon. bi kere bunun arkadaş ortamı var, sevgilisi var, ailesi var var oğlu var.

    -ooo yeni telefon yapmışız
    +aldık bişe ya
    -ne abi onun markası
    +telefon işte ya aldım öyle
    -markası ne markası
    +işlemcisi iyi diyolardı aldık ya
    -markası ne olum bunun
    +vestel :(

    bak oldu mu? olmadı.

  • "artık nasıl bir vergi ödediysek hem bütçe açığını kapadık hem suriyeli baktık hem de başbakana uçak aldık vay arkadaş"

  • diğer kuşaklar tarafından anlaşılmayacak olmasıdır. tıpkı önceki kuşaklarda yaşandığı gibi.

    ne demiş can yücel;

    20 yaşında ben,
    35 yaşımda ben,
    40 yaşımda ben ve
    bugünkü ben dördümüz.

    birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
    kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
    yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
    kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.

    yatıştırayım dedim.
    “sen karışma moruk” dediler. büyük hır çıktı.
    komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
    yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

    evin de içine ettiler.

    bende kabahat.
    ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine…

  • bugün sosyal medyada denk geldiğim paylaşım ile haberdar olduğum durum. erkek asgari ücretli, kadın ev hanımı, kirada oturuyorlar. bebek sahibi olmak için çok çabalamışlar ama olmamış, onlar da 11 bin lira borç bularak tüp bebek tedavisine başlamışlar, yazılana göre tutmuş ama şimdi de annenin haftalık 300 liralık bir iğne olması ve çok iyi beslenmesi lazımmış. aldıkları 11 bin lirayı ödemek ve tedaviyi devam ettirebilmek için yardım istiyorlarmış. erkek şu an evin temel ihtiyaçlarını bile karşılamak da zorlanıyormuş. yardımlar illa para şeklinde olmak zorunda değilmiş, isteyen ilaçları ve gıdaları kendisi alabilirmiş falan, filan.

    gerçekten aklım almıyor, mantığını kavrayamıyorum. bu nasıl bir şeydir? tamam evlat sahibi olmak istersin, bu bir güdüdür. ama arkadaş dünyaya getireceğiniz çocuğa bu kötülüğü niye yapıyorsunuz? bu ülkede hayat zaten zorken, siz kendiniz zor geçinirken, borç ile harç ile kendi yaşadığınız zor hayatı bir cana daha yaşatmaya nasıl vicdanınız el veriyor? ne desek boş, hem de bomboş.

    edit: bir altta bana aklınca laf sokan dangalak emin ol o aile yapabilse 10 çocuk yapar, aile urfa'da yaşıyormuş. doğacak çocuğa belli bir yaşam standardı sunamayacak, sağlıklı besleyemecek, kaliteli bir eğitim aldıramayacak kişiler çocuk sahibi olmasın arkadaş. bunu söylediğim için bok kokan ağızları ile sürekli sağa sola hakaret yağdıran, illa gel bana küfret diye çaba gösteren beyinsizlerin farklı düşünüyor olması fikrimi değiştirmez.

    edit2: devleti istediğin kadar suçla kardeşim, eleştir, de ki tüp bebek masraflarını devlet karşılasın ama şu anki durum bu, borç harç ile, kendileri geçinemiyorken, yardım toplayaral o hayata şu an bir bebeği dahil edecek olanlar ülke gerçeklerinin farkında olarak hareket etmeli.

  • ilk çağ felsefecilerinden elea okulunun en önemli ikinci filozofu (birinci filozof (bkz: parmendies)) zenonun öne sürdüğü bir paradoksdur.

    zenon'a göre haraket imkansızdır, bunu da belirli bir zaman içinde hiçbir mesafenin aşılamayacağını düşüncesi üzerine söyler, bir paradoks yaratır. görsel

    iddia:
    aşil kaplumbağaya her yaklaştığında kaplumbağa da bir mesafe alacağı için başka bir noktaya ulaşacaktır, böylece bir doğrunun sonsuz sayıdaki noktadan oluştuğu varsayımına göre asla geçemez, geçebilmesi için sonsuz bir mesafeyi sonlu bir zaman zarfında alması gerekir.

    çözümü:
    öncelikle basit bir matematikle bu sorun çözülebilir, aşilin hızı 10 m/s kaplumbağanın hızı ise 1 m/s olsun ve 100m avans ile önde başlamış olsun. katedilen süreyi de t olarak belirtelim
    10*(t) = 1*(t) + 100 hesaplamasına göre 11.11 sn sonra aşil kaplumbağayı yakalayacaktır. başlıktaki sonsuz ıraksama yönetimiyle de çözülebilir.

    peki zenon bu çözümü bilmiyor muydu, en nihayetinde pratikte aşilin kaplumbağayı yakalayacağını biliyordu ona göre gözlem-pratik ile matematiksel felsefenin bakış açısının başka başka şeyler olduğu yönündedir.

    çıkarttığımız sonuçlara göre değerlendirmeleri yapalım:
    zenon matematiksel-felsefe açısından kesinlikle haklıdır ama örneği yanlıştır bugün biliyoruz ki uzay zaman içinde matematik ve fizik kullanarak herşeyi hesaplayabiliyoruz. einstenin görelilik kanuna göre tüm hızlar, bir referans çerçevesine göre ölçülür. (bkz: referans çerçevesi)

    ama örneğin programlama yaparken kullanılan recursive fonskiyonlarda zenonun paradoksu çalışır, sonsuz döngüye girer.

    buradan da anlaşılacağı gibi zenonun asla yakalayamaz ifadesindeki asla kelimesi yanlıştır, ortama göre değişebilir.