hesabın var mı? giriş yap

  • benim kardeşim(12) de yatağında osura osura minecraft oynuyor, videoyu gösterdim, tenezzül edip 10 saniye izledikten sonra durdu ve şu çıkarımı yaptı: bu çocuğun dersleri kesin 100dür

    felsefe piri asıl burada eyy çocuk

  • uzun zamandır yazayım diyorum fırsat olmuyor,az önce yine yaptı yazayım bari. sürekli programlarında yerli yersiz konuşmacının sözünü bölüp akıcılığı bozan moderatör. az önce prof. dr. mustafa necmi ilhan'ın korana virüsle ilgili konuşmasının en önemli yerinde, cumlenin ortasından girerek " hocam bidakka bidakka müsade edin grafikleri ekrana alalim mi devam edin simdi lutfen" dedi. simdi adam zaten baska stüdyoda ses canli yayinda ona 2 saniye geç gidiyor sonra 2 saniye onu bekliyosun sonra adam son kurduğu cumlenin başından basliyor konusmaya yine. bunun doğrusu adam konusurken "reji grafikleri ekrana alalım lutfendir" senin muhattabın reji,akıcığı neden bozuyorsun. bu tarz gereksiz konuşmacıyı bölmeleri yıllardır yapıyor durduralamıyor.

    edit:imla

  • öhöm.. moskova'ya ilk uçuşum. pencere kenarına oturdum uçağın kalkmasını bekliyorum. bir yandan da uçağa binip yerleşmeye çalışanları izliyorum. içeriye tarifsiz birşey girdi. hani olur ya slow motion. zamanın durduğu an. arkada only you çalıyor falan. siyah, omuzlara dökülen saçlar, beyaz yüz, doğal vişne rengi dudaklar, yaş 23-24, tarifsiz bir güzellik... benim gözler faltaşı gibi açılmış, allahım yarabbim diye düşünürken, bu hatun kişi geldi, geldi, geldi... yanıma oturdu. şöyle bir ufak kafa sallamasıyla selamlaştık. hatun oturdu, eşyalarını yerleştirdi. bu sarkma asılma olaylarından nefret eden bir adam olduğum için, bir yandan elimdeki derginin sayfalarına bakmaya çalışıyorum hani ilgilenmiyormuşum gibi, ama içim içimi yiyor, piyangodan büyük ikramiye çıkmış gibi bir hissiyatım var. aradan birkaç dakika geçti, hop hatun birşey sordu, hem de türkçe. şaşırdım tabi, sordum nereden öğrendiniz diye, ben istanbul'da çalışıyorum dedi. laleli'deki deri mağazalarından birinde tezgahtarlık yapıyormuş. bir yandan düşünüyorum, yahu sen holywood'a git, paris'e git, ne işin var laleli'de... tam bu sırada birisi peydah oldu, rusça birşeyler anlatmaya çalışıyor, bu hatunla birşeyler konuştular, tartıştılar, meğer biz yanlış yere oturmuşuz. (o zamanlar kiril alfabesini tam bilmediğim için ufak bir karışıklık) neyse hatun dedi ki, bizim yerimiz karşı taraf oraya gidelim. giderken elimi tuttu. bak ne diyorum. elimi tuttu diyorum. oturduk, sonra sonu gelmez muhabbet başladı tabi. 2,5 saat uçuş. dedim ki tamam kmc. olay budur, şimdi siz moskova'da bir iki görüşürsünüz. bir kahve. ardından romantik bir akşam yemeği. akabinde bir süre sonra beraber yaşamaya başlarsınız. 1 yıl sonra güzel bir düğün. hemen ardından aşkınızın meyvesi güzel bir bebek. 5 yıl sonra bir tane daha. yaşlanırsınız foça'ya yerleşirsiniz. mavi gözlü torunlarınız olur. önce ben giderim, hatun kişi mezar başında ağlar. o da dayanamaz bir süre sonra gelir. cennette buluşuruz falan diye daldım gittim ben. (bkz: 25th hour final sahnesi)

    moskova'ya geldik, ayrılırken telefonunu istedim verdi. tamam dedim, ararım, uygun olursak görüşürüz. herşey güzel, telefonu bir kağıda yazıp cüzdanıma koydum.

    1 gün sonra cüzdanı çaldırdım.

    ---------------------------------------------

    yıllar sonra gelen edit: bu macerayla ilgili, sağolsunlar, çok sayıda mesaj aldım. bir kısım arkadaşlar da sonra ne olduğuna dair sorular soruyorlar.

    olaylar daha sonra şu şekilde cereyan etti: tahmin edileceği üzere, bu kızı bir daha hiçbir yerde göremedim. bu olay 2004 eylül ayında yaşanmıştı. aradan 9 yıl geçmiş.

    ben kısa bir süre sonra evleniyorum. kız arkadaşım da aynen burada tarif ettiğim gibi biri; beyaz yüzlü ve vişne dudaklı. bu kadar yıl moskova'da hayatıma -ciddi ya da değil- giren, görsel olarak birbiriyle alakasız bu kadar insan arasından hayatımı birleştireceğim insanın aynı tarife uymasını iki şekilde açıklayabiliyorum. ya algıda seçicilik ya da kaderden kaçılmaz kardeş )

    ---------------------------------------------

    edit 2: evlendim. eylül 2013'te baba oluyorum :)

    ---------------------------------------------

    edit 3 (2015): oğlum 1,5 yaşında) ismini devrim koyduk. bir şekilde yukarıdaki hikayeye bağlayacak olursam, insanın aşık olduğu kişiye olan sevgisi güneş kadarsa, çocuğuna olan sevgisi evren kadarmış. ben bunu gördüm)

    ---------------------------------------------

    edit 4 (2018): oğlum 5 yaşında. annesiyle pek bir iletişimimiz kalmadı. ayrı yaşıyoruz. ama hem anne hem baba tarafından sonsuz sevgi gören bir çocuk. umarım anne-babanın bu durumu psikolojisini ileride kötü etkilemez. zira kaç tane bilimsel makale okuduysam, ebeveynlerin ayrı olması ama çocuğa sorunların yansıtılmamasının, birlikte ama problemli ilişkiden daha sağlıklı olduğunu söylüyor. herşeyin hayırlısı.

  • huawei reklamının etkisiyle yaz ayları gelip insanların akın akın kalabalık oluşturmasından önce nisan ayı içerisinde gidip görme şansına eriştiğim şahane doğal güzellik.

    tam anlamıyla nefes kesici bir etkisi var. şu an için bulunduğu bölgenin milli park olmasının da etkisiyle kısmen bakir ve temiz görünüyor. ancak bu durumun çok fazla böyle sürmeyeceğini düşünüyorum. zira bizim bulunduğumuz nisan ayında birkaç gün içinde bile hatırı sayılır bir kalabalığa şahit olduk. bu tarz konularda ülkemiz bilinç düzeyini düşünecek olursak popüler olmasıyla doğru orantılı olarak ne yazık ki bölge kirletilecek ve tahrip edilecektir.

    öte yandan bu bölgede çadır ile konaklama yapmak isteyecekler için bir önerim var. en az tazı kanyonu kadar güzel ve etkileyici olan, tazı kanyonu'ndan 10 km uzaklıktaki köprülü kanyon'da bulunan köprü çayı' ının kenarında yer alan gökçesu camping'i tercih edip nehir kenarına çadırınızı kurabilirsiniz. kamp işletmesinin çok tatlı, hoş sohbet, oldukça ilgili ve bölgeyle alakalı ne sorarsanız yanıt alabileceğiniz, gezi konusunda sizi yönlendirebilecek nihat isminde bir sahibi var. daha önce bir çok kamp alanı gezmeme rağmen öncekilerde hiç rastlamadığım: sırf dev semaverde sürekli demlenen ve ücretsiz olarak istediğiniz kadar içebileceğiniz çay için bile nihat abiye teşekkür ederim. çaylar serin nisan akşamında şarabımızın yetmediği anlarda içimizin ısınmasına yardımcı oldu.

    kamp alanına yerleşip şöyle güzelce bir dinlenip doğayı ruhunuza çektikten sonra aracınızla tazı kanyonu'nu ziyaret edebilirsiniz ancak yolun bir kısmı araba için çok sağlıklı değil. el yordamıyla tahta parçalarının üzerine yazılmış küçük ve farkedilmesi zor "tazı kanyonu" levhalarını izledikten sonra yol sizi bölgedeki tek gözlemeci olan isa abi'nin tezgahının önüne çıkaracak. bu noktadan sonra yolu aracınızla devam etmek için zorlamamınızı öneririm. aracınızı gözlemecenin önüne park edip yaklaşık 20 dakikalık orman içerisinde bulunan patika yolu yürüyerek devam etmek kanyonun sunduğu görsel hazdan daha da fazla yararlanmaya yardımcı olacaktır. ormanın içinde ağaçların arasından ilerlerken bir anda sonsuz bir uçurum görüntüsünün ayaklarınızın altına yerleşmesine şahit olacaksınız. o anda birazcık nabzınız yükselecek ve ufak bir titreme ruhunuzu saracak. bunun keyfini çıkarın ve anılarınızda çok güzel yer kaplayacak fotoğraflar çekinin. unutmadan dönüşte de isa abi'nin gözlemelerinin tadına bakmayı unutmayın.

    değinmek istediğim başka bir konu da: kanyonda son derece temkinli olmanız gerektiği; çünkü henüz yeni yeni bilinmeye başlayan bu bölgeden devletin dahi haberdar olmadığını düşünüyorum. çevrede köylülerden başka kimse bulunmuyor ve ziyarretçilerin tamamı bölgeye yabancı ayrıca ziyaretçiler için herhangi bir güvenlik önlemi yok. dolayısıyla aşağı düşme riski bulunuyor. biraz dikkatli olmanızda fayda var.

  • avrupa'dan bakınca nasıl bir ülke olarak görüldüğümüzün ibretlik tablosu. sorsan hakimler savcılar adaleti sana bana bırakmazlar.

  • ooo ülkede savcılar varmış. hukuk işliyor ne mutlu hepimize. sistemin bu kadar hızlı işlemesi ise bana çok güven veriyor ülkem adına. gelecek adına umut doldum.

  • •reklama verdiğiniz paraları kupon yapıp üyelerinize dağıttın.
    •satıcılardan aldığınız komisyon oranlarını düşürün.
    •sepetteki ürünleri 9 dk ile güvenli hale getirin.
    •ürünlerin açıklama kısmına hangi kargo şirketi ile gönderileceği bilgisini ekleyin
    •çağrı/müşteri hizmetleri personeliniz olumlu/olumsuz iki cevap verip müşterileri yanıltıyor.
    filtrelemeyi düzeltin. yanlış kategoriye ürün yerleştiren satıcıları uyarın. temel gıda ürünlerinde sütyenin ne işi var.
    •çakal satıcıları uyarın adidas adı altında lotto kakalayan arkadaşı özellikle uyarın.
    •bankalarla daha fazla çalışın. bonus/taksit imkânlar yaratın.
    •üyelik hesaplarının güvenliği çok yetersiz iki adımlı dogrulama gibi ek önlemler getirin.
    •reklamlar milletin canını sıkıyor bu uyarıyı dikkate alın artık. millet reklam istemiyor icraat istiyor. kupon dağıtın.

    sk: yeni talepler eklendi.

  • kimse de açılımını yazmamış arkadaş buyrun amme hizmeti olsun: international mobile equipment identity. türkçe’ye çevirirsek; uluslararası mobil aygıt kimliği ya da uluslararası taşınabilir aygıt kimliği. umak ya da utak bence güzel oldu.

    neyse, bu numara normalde her bir telefon için özeldir ve cihazla alakalı bir çok bilgi verir aslında. 15 haneden oluşan bu numaranın ilk iki hanesi üretici numarası ardından gelen 6 hanesi ise model numarasıdır. bu ilk 8 haneye “type allocation code” denir. arkasından gelen 6 rakam cihazın seri numarasıyken son hane de imei numarasının geçerliliğini takip edebildiğiniz kontrol sayısıdır.

    cihazlar sim kart ile kullanılmaya başlandığı anda imei numarası bilgileri operatöre gider ve bu yolla cihazın takibi yapılabilir. ülkemizde imei numarası üzerinden kayıt sistemi mevcuttur ve yasal yollardan ithal edilen tüm cihazların bilgi teknolojileri kurumu’na (btk ) kaydı ithalatçısı tarafından yapılır. yurt dışından şahıslarca getirilen telefonlar da e-devlet sitesi üzerinden pasaport bilgileri kullanılarak yapılır. btk'ya kaydı olmayan cihazlar 120 gün içerisinde kaydedilmezse bu cihazların iletişimi kesilir ve bu cihazlar servis yok uyarısı verir. cihazların iletişiminin kesilmesi için diğer bir neden ise klon imei durumudur. klon imei durumunda ise cihazlar tek bir numara belirlenerek o numaranın kullanımına açılır.