hesabın var mı? giriş yap

  • soru : bilgisayarın çalışma prensibini kısaca açıklayınız.
    cevap : bilgisayarın çalışma prensibi kısaca açıklanamaz.

  • benim kardeşim(12) de yatağında osura osura minecraft oynuyor, videoyu gösterdim, tenezzül edip 10 saniye izledikten sonra durdu ve şu çıkarımı yaptı: bu çocuğun dersleri kesin 100dür

    felsefe piri asıl burada eyy çocuk

  • var galiba herkesin böyle bir anısı… sene 94, yaş 6. annem ile babamın arası kötü ve babam annemi evden gönderiyor. canım annem de cebindeki 3 kuruş parayla bir ev kiralayıp sağdan soldan eşya topluyor, okulumun karşısında ev tutuyor. çektiği çilenin haddi hesabı yok.

    bir gün kahvaltı yapıyoruz. çocuğuz ya, saçma sapan oyunlar icat ederiz. ben durduk yere dedim ki “hadi kahvaltıda kim en fazla zeytini yiyecek “ başladım erik gibi yemeye. para yok pul yok. kadın beni bozmadı bir şey de demedi canım annem.

    ertesi gün kahvaltıya oturduk. annem dedi ki, ben yeni bir oyun buldum: bir zeytini en fazla kaç ısırışta yersin?

    oyun değil mi, kabul ettim. o gün 1 tane zeytini minik parçalar halinde 10-15 kere ısırarak yedim ve anneme “yarışı kazandım” diye sevinirken o gün anlam veremediğim göz yaşlarını gördüm.

    sonrasında hikaye güzel ilerledi, mutlu günlerimiz çok oldu ama dibi görmeden iyi günlerin değerini de bilmiyorsun. mekanın cennet olsun canım annem, senin evladın olmak benim en büyük gururum.

  • az önce erhan ertürk 'ün ntv 19 mayıs özel canlı yayınında entarisi ala benziyoru değiştirilmemiş haliyle söyleyip "çapulcu musun vay" diye bitirdiler :) bildiğin kahkaha attırdı.
    tam da bunları nasıl çıkarmışlar buraya diyordum

    tek ben mi gördüm lan :)

  • şaka maka gözlerimin dolmasına sebep olan açıklama. 25 sene önce okumaya başladım. disiplinli bir okuldu. hayata karışamadım. sokakta fazla vakit geçirebilen bir çocuk değildim. bana kalırsa pek de çocukluğumu yaşayamadım. burjuva tipi sosyal aktivitelerle geçti ömrüm. okula gittim. kursa gittim. yabancı dil öğrendim. sınavlara girdim. iyi derecede ofis programlarına hakimim. presentabl denen bir sıfat var ya hani, onun kelime karşılığı olacak şekilde yetiştirildim. sebebi iyi bir işe girmekti, iyi para kazanmaktı, hayatım, ailemden gördüğüm gibi devam etsin diyeydi hepsi. artık ne için uğraştığımı, neden bir çocukluğum olmadığını, neden hayatımın hiçbir noktasının tadını tasasız biçimde geçiremediğimi bilmiyorum. bana harcanan para bankaya koyulmuş olsaydı, şu anki gelirimin onlarca katını alıyor olurduk. milyarlar... hepsi çöp. bu ülkede bi boka yaramıyor eğitimli ve kültürlü bir insan olmak. kimse, aa maaşallah yavrumuz da ne kadar insaflı ve merhametli demiyor. herkes paranın ve gücün önünde ceket ilikliyor.

    niye okuduk, niye senelerimi çaldınız el birliğiyle? sağıma bakıyorum cahil, soluma bakıyorum cahil. kimse de aa ne cahil adam demiyor.

    deliler, cahiller ve ölüler... öylesine mutlular ki! yalnızca çevrelerindekiler acı çekiyor.

  • yaş:6
    cinsiyet:kız
    tür:sarı saçlı ve (hep şaşkın bakan) kocaman ela gözlü.
    yakınlık: yeğen

    yağmurun bastırması ile birlikte apar topar binilen takside şaşkın ve ürkek bakışlarla yüzüme baktı ve yarı fısıldar, korkak bir ses tonuyla;

    -ayıp olmadı mı ya böyle adama sormadan arabasına bindik?

    dedi.*

    yıllar sonra gelen edit; bu çocuğu soranlar oluyor bazen. neden taksiye şaşırdı diye, kendisi küçük bir ilçede büyüdüğü için taksinin ne demek olduğunu bilmiyordu, çünkü ailesi hiç taksiye ihtiyaç duymuyordu. o gün bursa merkeze gezmeye gitmiştik. olay 2006 senesine ait. o kız şimdi üniversitede animasyon okuyor. oldukça gelişmiş bir hayal dünyası ve kendine özgü bir yeteneği var.... vay be zaman nasıl geçiyor. (2019)

    o kız geçen hafta mezun oldu. istanbul'da iş buldu çalışmaya gidiyor. ben 3 sene daha yaşlandım bu arada.

  • birbirinden farklı yazılan o kadar çok şey var ki. tümünü harmanlayıp bu işe kalkıştığımızda çoğunun doğru olmadığını gördük. ya da lokasyondan lokasyona, doktordan doktora göre değişiyor da olabilir bilemiyorum. güncel bilgiyi paylaşayım;

    ilk olarak evleneceğiniz, ya da evlilik için izin belgesi alacağınız belediyenin nikah için hangi belgeleri istediğini internet sitelerinden veya bizzat evlendirme dairesine giderek öğrenin. buradaki kritik konu evlilik izin belgesi alınacak olan belediye. çünkü çoğu yerde esas olanın bu belediye olduğu bilgisi yazmıyor. çünkü evlilik başvurusu ikametinizin bağlı olduğu belediyenin evlendirme dairesine yapılıyor. siz farklı bir belediyede bile yapsanız belgeleri buraya teslim ediyorsunuz. dolayısıyla çiftlerden birinin ikamet ettiği belediyeye gidip hangi belgelerin gerekli olduğunu öğrenmekle işe başlamak gerekir.

    genelde vesikalık fotoğraf (sayısı değişiyordur muhtemelen), kimlik fotokopisi (yenilenme süresi 10 yılı aşmış ise kabul edilmiyor, dikkat!) ve aile hekiminden alınacak bir sağlık raporu talep ediliyor. ve tekrar ediyorum, bu belgeler ikamet edilen belediyeye sunulacak olan belgelerdir. nikahı orada yapsanız da yapmasanız da. detaya gireceğim.

    vesikalık fotoğraf ve kimlik fotokopisi işin en basit kısımları. standart şeyler zaten. bunları geçiyorum. önemli olan sağlık raporu. internette (hatta burada da yazıyordu sanırım) çiftlerin aile hekimine beraber giderek raporu alması gerektiği yazıyordu. burada önemli bir nokta var. çiftler aynı belediyeye bağlı lokasyonda yaşıyorsa ve aile hekimleri aynı ise evet bu doğru. ancak farklı belediyelere bağlı yerlerde oturuyorlarsa, aile hekimleri farklı ise herkes kendi aile hekimine gidip raporunu alacak arkadaşlar. biz bu tongaya düştük, siz düşmeyin :) ya da aile hekiminizi değiştirme hakkınız varsa o an değiştirip aynı aile hekimi ile işleminize devam edebilirsiniz. zira değişiklik işlemi çok basit. kimliği verip adres beyan edince hemen yapılıyor. hatta e-devlet üzerinden siz de yapabiliyorsunuz bunu. aile hekimi çiftin her birinden kan testi ve akciğer grafisi istiyor. kadından kan alınmıyor gibi bir durum yok yani. ya da istanbul için bu böyle bilemiyorum. hem kadın hem erkekten kan alınıyor. bu işlem aile sağlığı merkezinde yapılıyor ücretsiz olarak. akciğer grafisi için de en yakın verem savaş dispanserine yönlendiriliyorsunuz. verem savaş dispanserinde bu işlem için ücret alıyorlar. bana garip geldi ama alınıyor bu ücret. istanbul için kişi başı 30 tl ödedik biz. başka yerde ne kadardır bilemiyorum. kan testi sonuçları ertesi güne çıkıyor. isterseniz başka zaman da alabilirsiniz, sorun olmuyor. akciğer grafisi ise aynı gün öğleden sonra alınabiliyor. sonuçların hepsini aldıktan sonra aile hekimine birer adet vesikalık fotoğrafınızı veriyorsunuz. bir sıkıntı yoksa raporu yazıp size veriyor. tabi tekrar yazıyorum, herkes kendi aile hekimine gidip bu raporu alacak :) bu kısım bu kadar.

    eğer çiftlerden birinin bağlı olduğu belediyede nikahı kıyacaksanız işiniz daha basit. elinizdeki belgelerle gidip başvurunuzu yapıp nikah tarihinizi ve salonunuzu belirleyip işleminizi hallediyorsunuz. tabi bir de bu işlemin ücret kısmı var, onu da ödüyorsunuz paşa paşa. o detaylara girmiyorum. zira her belediyenin farklı ücreti oluyor. salona göre bile değişiyor ücret. neyse, başvuru alındıktan sonra işiniz bitmiş oluyor.

    eğer çift olarak nikahı farklı bir belediyede kıyacaksanız... burada işiniz biraz daha çetrefilleşiyor. bir kere yukarıda yazmış olduğum tüm süreci bağlı olduğunuz belediyelerden birinde halletmeniz lazım. tek fark izin belgesi kısmı. bağlı olduğunuz belediyenin evlendirme dairesine verdiğiniz belgeler incelenip başvuru onaylandığında size nikahı kıyacağınız belediyeye vermeniz için bir izin belgesi oluşturuyorlar. bu belge 6 ay süreyle geçerli oluyor. siz buraya sadece evrak ücreti ödüyorsunuz. cüzi bir rakam. ardından çiftlerden biri bu izin belgesi ile 6 aylık süre içerisinde nikahın kıyılacağı belediyeye gidip başvuruda bulunabiliyor. tabi yine ücreti karşılığında :)

    eğer eşiniz kendi soyadını da kullanmak istiyorsa başvuru sırasında bizzat kendisi de orada olmalı. çünkü kendisinden bir dilekçe alınıp soyadını kullanmak istediğine dair başvurusunu ıslak imzalı alıyorlar. bu konu da önemli.

    bendeki en güncel bilgi bu. yeni evlenecek çiftlere hayırlı olsun diyor, kolaylıklar diliyorum.

  • derhal bir bmw, mercedes sahibi olmak. hadi o olmadı audi bari olmalı. o da şık duruyor.

    ondan sonra yapacağı her hareket nasılsa iyiye yoruluyor.

  • belediyenizin de allah belasını versin, insanlığınızın da. defolup gidin lan bu hayattan. siz olmamışsınız. sizin yaşadığınız hayat değil. bize vereceğiniz bir şey yok. sizden alacağımız bir şey yok. ne olur gidin artık.

  • motor hareketlerimizden sorumlu olmasının dışında vahşi ve ilkel davranışlarımızın da kaynağı olan thalamus yüzünden sinirlendiğimiz her insanı öldürmemize engel olan beynin ön bölümündeki geniş kısımdır..bugünkü insan beyninin evrimsel olarak en önemli bölümüdür..mantıksal düşünce, değer yargıları, sorumluluk, suçluluk duygusu gibi insanı hayvandan ayıran özelliklerden sorumludur..en eski ve ilkel dürtülerimizi frenleyen ve kızgınlık anlarında mantıklı düşünmemizi sağlayan bölümdür..frontal lob insanın öldürmemesi üzerine evrilmiştir, günümüzün askeri eğitimlerinde frontal lobun bu mekanizması törpülenmeye çalışılır..yapılan araştırmalarda suça yatkın olan hatta insan öldürmüş olan kişilerin frontal loblarının diğer insanlara oranla daha az çalıştığı ortaya çıkmıştır..