hesabın var mı? giriş yap

  • o değil de, bu underground rap'teki "mücadeleye devam" kafasındaki mücadele nedir? mesela killa hakan ne için mücadele vermektedir? çeşitli hakların kazanılması mı? daha iyi yaşam koşulları mı? birileri bunu ezmek istiyor da o mu izin vermiyor? asgari ücretle yaşam mücadelesini mi kastediyor? o da anlaşılmıyor. neyin mücadelesini verdikleri, neye sinirli oldukları anlaşılmayan bir underground çöpü daha. neye delirdiniz belli değil. demet akalın daha anlaşılır. en azından ibrahim kutluay mevzusuna çok bozulmuştu, belliydi kime laf soktuğu. bunların neyi patiledikleri de anlaşılmıyor.

  • kuralın, takımlar en iyi kadrosuyla sahaya çıkar kısmını anlamadım .

    neye göre kime göre, teknik direktör en iyi kadrom bu amk derse kim itiraz edecek, teknik direktörler niye var.
    kadroyu uefa yapsın o zaman,.

    uefa, ceza verip hükmen mağlup mu ilan edecek. adamlar zaten yenildi, iyice mi yenilecekler.

    kural saçma cezası daha saçma, iyice yenilmek.

  • japonlar : " biri yapabiliyorsa, ben de yapabilirim. hiç kimse yapamıyosa, ben yapmalıyım. "

    türkler : " biri yapabiliyorsa ben neden yapayım. hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım. "

  • o güzel atlar o guzel gökyüzünün yeşil cayirlarında kosturuyor şimdi.

    atın eşşeğine jokeyin picine kaldik

  • istanbul'da işle ev arası mesafeyi yürüyerek kateden şanslı azınlıktanım. kışın biraz zor oluyor ama alıştım.
    annemle babamın haklı telkinlere rağmen kahvaltı yapmadan evden çıkmayı tercih ediyorum, hem uyku daha tatlı geldiğinden hem de sabah uyanır uyanmaz yemek yeme fikrini bir türlü benimseyemediğimden.
    evden kahvaltısız çıktığım için her gün aynı pastaneden iki tane peynirli poğaça alıyorum. midem ezilmeye başladığında yemek için.
    pstanedeki çalışan kızlar birkaç kez değişti. sonuncu epeydir duruyor. her gün aynı şeyi alınca beni kapıda gördüğü an hazırlıyor poğaçaları sağolsun.

    bir gün, klasik "günaydın" "kolay gelsin" "hayırlı işler" vb diyaloglar dışına çıktık:

    "abla sen kaçıncı sınıfa kadar okudun?" diye sordu.
    "neden" dedim.
    "hiiç, merak ettim" dedi.

    meğer okutmamış ailesi mihriban'ı. ilkokul 4 sınıfa başladığı senenin ilk döneminde okuldan alıp çalıştırmaya başlamışlar. evin yemek, temizlik işleri de ona aitmiş. ama bir yerlerden 'dışardan bitirme' diye bir şey duymuş. bilgim varsa yardımcı olabilir miymişim, çünkü işten pek vakti kalmıyormuş soruşturmak için. zaten nereye sorması gerektiğini de bilmiyormuş. hem diploması olursa daha iyi bir iş bulabilirmiş, öyle demişler.

    -----------------
    hayatınızda kaç kişi size "kaçıncı sınıfa kadar okudun" diye sordu.
    -----------------

    olayın güzel kısmı doğru kişiye sormuş olması. belediyenin ilgili birim başkan danışmasıyla çalışıyorum. hemen anlattım kendisine durumu. ertesi gün görevli arkadaşlar pastaneye gidip mihribanla tanıştılar. işten arta kalan zamanlarında ders çalıştırdılar. diğerleri kolaymış ama matematik biraz zormuş, öyle dedi mihriban.
    girdiği tüm sınavlardan en yüksek notu o aldı.
    geçme notu 45 iken 60 aldığı için üzüldü. (sınıfta alınan en yüksek not 60 bu arada)

    ailesi hoşlanmamış, öyle ders çalışmalardan sınavlara girmelerden, izin vermemişler, önünü kesmişler ama kafa tutmuş, kavga etmiş. bazı sabahlar gözleri dolu dolu oluyordu, ama soramıyordum..

    velhasıl, geçen hafta ilkokul diplomasını aldı mihriban. yüzünde kocaman bi gülümsemeyle, her günkü iki poğaçamı almaya gittiğimde söyledi. şimdi sıra orta okuldaymış. daha da zorlanacağının farkındaymış ama yapacakmış.

    aferin sana. ben de inanıyorum yapacağına.

    seneler sonra editi: mihribanla iletişimimiz kesildi maalesef. en son iki çocuk annesiydi. yolu, bahtı açık olur umarım.

  • katarlı kamal saleh al mana'nın sahibi olduğu boheme ınvestment gmbh tarafından işletlen mc donalds türkiye’nin akıl almaz fiyatlarıdır. amerika birleşik devletlerinin standart kampanyasız cheeseburger fiyatı 1,49$ dan satılırken. mc donalds türkiye aynı ürünü 74 tl veya bugünün kuruyla 2,74$ a satmaktadır. peki hangi kalemden dolayı fiyatlar daha yüksek? kira mı? personel mi? ürün maliyeti mi? hepsinin türkiye’de daha düşük olduğunu biliyoruz. ama fırsatçı katar’lıların bu memleketin adamını söğüşlemesine tabiki kimse birşey demeyecektir.