ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1977-1983 arası doğan efsane nesil
-
bir 83'lü olarak dahil olmayı reddettiğim nesil. düşünce doğru ama yaş aralığı yanlış. özellikle gelişen teknolojiye verilen toplumsal reaksiyonun türkiye şartlarında batı avrupa ortalamasına göre nispeten biraz daha geç şekillendiğini düşünürsek, the guardian'ın özel haberine tam uyan asıl efsane nesil hepinizin de bildiği üzere 1981-1986 arası doğan efsanevi nesildir. araştırmaya dayanak olan ana fikri de daha önce köşelerimizde yazmıştık. *
feridun düzağaç'ın ekşicilere verdiği cevap
-
ılımlı ve samimi bir cevap olduğu için bütün ekşi ahalisinin huzurunu kaçırmıştır. linç timlerinin gözü yaşlı.
yaşlı bir insan gibi yaşayan genç
-
dışarıda olan işlerini bitirip kendini bir an önce eve atmak ister. ilişki olayının kasıntısına girmez. heyecanı yoktur, öyle sevinmek, şaşırmak gibi reaksiyonlar vermez. yemek yediği zamanlar en keyifli anlarıdır günün. gezmek, sosyalleşmek, yeni heyecanlar bulmaya aman kim uğraşack diyerek karşı çıkar. veya şartların istediği gibi olmayacağına kanaat getirmiştir.
kısaca üzerine ölü toprağı serilmiş bir gençtir. elini eteğini çekmiştir hayatın getirisinden. nasılsın sorusuna yuvarlanıp gidiyoruz diye cevap verir. kendisiyle ortak yönlerim mevcuttur.
500t
-
anadolu yakası'nın ücra bir otobüs durağında saniyelerle 500es'i kaçırmış (hâliyle gireceği sınavı da kaçırmış), üzgün üzgün arkasından bakan beni, "atla, ben seni yetiştiririm" diyerek o sırada duraktan yolcu almakta olan otobüsüne almış, öndeki 500es'i cep telefonuyla arayıp bir sonraki durakta biraz beklemesini söylemiş ve harbiden de o kaçırdığım otobüse beni bindirtmeyi başarmış bir 500t şoförüne rastlamıştım yıllar önce. bu olayın üzerine başka hiçbir otobüs macerası beni datmin etmedi beyler. kendimi resmen bir "öndeki aracı takip et" olayının içinde buldum ashgavsd daha ne yapsın lan bu otobüs, hadron mu çarpıştırsın amk.
preet bharara
-
kuzenim tarafından kendisine şiirler yazılan insan.
(bkz: kuzenim yazmış)
kutudaki paralar yandaşlara saçıldı,
reza gilin önünde bütün yollar açıldı,
tapelerin üstüne soğuk sular içildi,
tam ümidi kesmişken çıkageldin bharara
sen bunları bilmezsin, hepsi birer engerek,
bize de senin gibi yiğit savcılar gerek,
istersen sana burdan fındık fıstık gönderek,
jack daniels'ın yanında biraz yerdin bharara
ebru bugün yalıda karaları bağlamış,
demir atmış yalnızlığa, içli içli ağlamış,
miami'nin adaleti kılıncını yağlamış,
dolce vita hayata ayar verdin bharara
garip reza mahpusta, beli göçmüş ranzada,
oysa ki gezecekti roma'da fransa'da,
havuz medyası seni paralelci sansa da,
diğer yüzde elliden hürmet gördün bharara
domatese bibere zeytinyağı döküp kahvaltı eden tip
-
egeli degilim ama benim.
biraz da limon sıkarim hatta.
merve nin doğum günü parti si klibi
chuck palahniuk
-
oregon üniversitesi'nden mezundur. üniversite yılları boyunca yazar olmayı aklından bile geçirmemiş, geçimini otomobil tamirciliği yaparak kazanmakta iken, 1996'da arkadaşlarıyla birlikte devam ettiği bir edebiyat grubu çerçevesinde project mayhem (kargaşa projesi) adlı kısa hikâyeyi yazdı. söz konusu hikâye üç ay gibi kısa bir süre içinde fight club'a dönüştü ondan sonra da sırtı bir daha yere gelmedi bu adamın. fight club'dan sonra sunları yazdı:
survivor (1999),
choke (2001),
invisible monsters (1999),
fugitives and refugees (2003),
diary (2003),
lullaby (2002),
stranger than fiction (2003)
haunted (2005)
plaza çalışanlarındaki gereksiz fasıl merakı
-
samimiyetsiz karşılaşmalarda vedalaşırken sarfedilen "abi bi gün mutlaka rakı balık yapalım özledik yeaa" kolpasının vücut bulmuş halidir.
kalabalık gruplar halinde gidilir, genelde içip içip sapıtılır, ofiste en efendi, en memur ruhlu gözüken adamlar bile şuursuzca sağa sola yazmaya başlarlar. gecenin sonunda kimin eli kimin cebinde, "x hanım" "z bey"le bu samimiyete nasıl ulaştı hiç bir zaman anlaşılmaz.
en nihayetinde çoğu plaza aktivitesi gibi şov amaçlıdır, yapaydır, kasıntıdır, doğallık yoktur. zaten muhtemelen seçilen mekan da "fastfood" fasıl konseptiyle jet hızıyla masadan masaya koşan ve tek amacı kulağınıza zurna öttürüp para tırtıklamaktan ibaret olan çalgıcılardan oluşmaktadır.
meriç erkan'ın son hali
-
sakallar ve kaşlar takma muhtemelen.
baston kullanacak yaşta ve fiziksel yapıda olmadığı da aşikar.
konuşması hem ton hemde diksiyon açısından bir önceki rolüyle taban tabana zıt. fikirler insanın sesini değiştirmez :)
yine ekmeğinde kral.
bu kadar bariz ve karikatürize roller herkesin harcı değildir, gerçekten iyi bir oyuncu ve yarın haham olmaya karar verse herkesi inandırır. :)
kopya iddialarını kesinlikle reddediyoruz
-
(bkz: adam haklı beyler)
sonuçta araba cadillac'tan kopya değil, cadillac'ın kendisi.
debe edit: lan bi debeye girmişiz, onu da gün bitimine 10 dakika kala anca sözlüğe girince öğrenebildik. sosyal mesaj vereceyidim lan ben. tüh.
muharrem ince'nin mazot fiyatını bidonla anlatması
-
'ben hep 50 liralık dolduruyorum' diyen insanlara yönelik çok başarılı bir görsel bilgilendirme şöleni:
''ekonomi anlatıyorlar. ben size ekonomi anlatayım. 2002'de iktidara geldiğinde 50 lirayla bunu (30 litrelik yeşil bidon) dolduruyordun. 16 senenin sonunda bunu (8 litrelik kırmızı bidon) dolduruyorsun. al sana ekonomi.''
atatürk havalimanı'ndaki iki pistin yıkımı
22 mart 2021 bist'in devre kesmesi
-
çocukları bistten alalım.
fakir fukaraya vermek bereket getirir
-
işçinin hakkını verirken neden sadaka verdiklerini düşünüyorlar anlamak güç.
t: türkiye cumhuriyeti maliye bakanı nureddin nebati'nin profesyonel(!) açıklamaları.