hesabın var mı? giriş yap

  • ben böyle iddialı haber başlıklarına bayılıyorum.
    kuantum fiziğinin epigenetiğin konuşulduğu dünyada illüzyonistin sırrı çözülemiyormuş. coca cola'nın formülü de bulunamıyor bunlara göre.

    göllerde ötrofikasyon yapan nano kirleticileri bile tespit edebiliyoruz ama kolanın formülünü öğrenemiyoruz.
    vizyon sığır vizyonu olunca her şey çözümsüzleşiyor elbette.

    gelelim konumuza.
    bu taiwan'lı illüzyonistimizin adı/takma adı “yif magic"

    yaptığı gösteri yeni değil daha önce criss angel tarafından yapılmış sıradan bir illüzyon gösterisi. bu gavurların "yan karakterli illüzyon" dedikleri illüzyonistler arasında saygınlığı olmayan bir şov. herkes neyin ne olduğunun farkında sadece kayıtlı videoyu izileyenler bir illüzyon yaşıyor. aynalar, çift katlı ceketler, figüranlar ayarlanıp doğru açıdan çekim yapıldığında böyle ilginç sayılabilecek görüntüler elde edilebiliyor. bunlarla uğraşmak istemiyorsanız ve hepten illüzyonistlikten çıkacaksanız o zaman yine bu gavurların computer generated effect * dedikleri şaşırtıcı görüntüyü sonradan ekleme yöntemini de deneyebilirsiniz. şuradaki gibi mesela.

    he diyeceksin ki adam illüzyonist elbette bir numarası olacak. sihir yapacak hali yok.
    elbette haklısın kamilciğim lakin ben bunun saygın bir illüzyon gösterisi olmadığından dem vuruyorum zaten. olay ekipman ve figüran kullanarak şaşırtmak ise o zaman en kral illüzyonistler aksiyon filmi yönetmenleridir.

    öte yandan en başında değindiğim üzere adamdan ziyade beni gaza getiren haberin başlığı oldu.
    bu çağda sırrı çözülemeyen tek şey, herhangi bir otorite karşısında sorgulama bilinci kapanan toptan cahilleştirilmiş bir halktır.

    böylesi bir zihin felcinin sırrı kolaylıkla çözülemez.

  • oha, istanbul'un suyu bittiğinde de "geziciler" yaptı diyeceklerinin resmen ilanı olan haber :d

    ilahi yeni şafak, sen adamı gezici yaparsın.

  • tezgahta yazan:
    - ayranın sırrını söylemem.

    diyalog:
    + ne var abi içinde.
    - biber, nane, kekik, limon, soda, reyhan.

  • hakiki ruh hastasi bir adamdir bunu twitterda sabri reyiz ile yaptigi kavgada da gorebiliriz iste boyle adamlari bastaci ediyor millet ozellikle de kizlar.

    edit:bizi kendisini kıskanmakla itham etmiş twitterda.şöyle bir düşünüyorum da bu adamın heralde diğer erkekler tarafından kıskanılcak tek yanı o karakterine rağmen yanında dolaşan kızlardır ki o kızların da kalitesi bu adamdan belli, kaldı ki şahsım adına açıklama yaparsam ben kadınım seni niye kıskanıyım şimdi?hani erkek olsam belki herife bak bir de yanındaki kızlara bak felan derdim.ayrıca 30 küsür yaşında olmasına rağmen ergenlikten çıkamamış bir adamın insanlar neyine özenir allahaşkına,özenilip kıskanılcak arkasından bok atılcak tek bir tane özelliği olmayan bir adamsın.

    aman allahım hayatımda galiba ilk defa ekşi sözlük linç ekibine katıldım hiç sevmem ama bu adam haketti.

  • raketli oyunlar arasında en çok hız ve beceri gerektiren, bunların yanı sıra oyuncuların reflekslerine dayanan benzersiz bir spordur. 21 sayı yapan oyuncu seti kazanır. yurdumda uygulandığının tersine 7, 9 veya 11-0 olunca oyun bitmez. kendi tarafınıza değmeyen topa vuramazsınız. vurduğunuz takdirde sayı rakip arkadaşın hanesine yazılır. bununla birlikte "topuna" adı altında kimin başlayacağını tayin etmeye yönelik çaba da saçmadır. öyle olduğu takdirde iyi oynayan hep başlar. genellikle toplam 3 setten oynanan oyunun iki setini alan kazanır. her sette yer değiştirilir. her setin başında bi önceki oyuna başlayan değil, diğer arkadaş oyuna başlar. son seti kazanmak bi dahaki sete başlama hakkını vermez. uluslararası müsabakalarda 5 set üzerinden oynanır. maçın yapıldığı masanın yerden yüksekliği 76 cm, genişliği 152 cm ve uzunluğu 274 cm'dir. ağın yüksekliği 16 cm'dir. oynanan topun çevresi 11.43-12.06 cm'dir ve beyaz (başka bir renk değil sadece beyaz) selülozdan yapılmıştır. oyunun önemli bi diğer kuralı ise oyuncuların çok renkli giymelerinin yasak oluşudur. aksi takdirde beyaz ping pong topunu izlemek zorlaşacaktır.

  • uzay konusunda yillardir gece gunduz demeden cefakarca calisan bu cilekes kurum uzay kolonisi ve derin uzay yolculugu konularinin onundeki en buyuk engellerden olan yenilenebilir taze gida sistemleri uzerine de kafa yoruyor malum.

    hani herkes bir anda uzay uzmani kesilip "tabi abi yaa, uc bes seneye koloni kurariz mars'a venus'e" demeye basladi ya, o is o kadar kolay degil. en yakin gezegene gidisin bile yila yakin surdugu, tasima kapasitesinin kisitli oldugu bir alanda uzay/diger gezegenler sartlarinda yenilenebilir gida yetistirilemezse uzay kolonisi diye film cekmekten oteye gidilemez. en basit domates/salatalik gibi gidalarda bile 1 kilo sebze yetistirmek icin 350-400 litre su kullanilmakla kalmayip cok verimli mineral/besin iceren toprak da gerekiyor. baska gezegenlerin topragini tarim icin kullanmak mumkun degil zaten (bakmayin siz koli bandiyla basinc dengeleyen kolpa hollywood filmlerine) diger gezegenlerin topraklarinda tarim yapmaya calismak yaninda cernobil'in merkezinde patlamanin ertesi gun sebze yetistirmek bile saglikli yasam gibi kaliyor.

    haliyle topraksiz tarim ve susuz tarim gibi yeni teknikler uzerinde basta nasa olmak uzere dunya genelinde yuzlerce sirket ve universite laboratuari cok yogun arastirma gelistirme calismalari yapiyor yillardir. su ana kadar gelistirilen teknikler arasinda en bilinen iki teknik ise hidroponik ve aeroponik sistemler.

    nasa 2000'lerin basindan beri tepemizde dolasan uluslararasi uzay istasyonununda topraksiz tarim uzerine deneyler yapiyor, ve su ana kadar led isiklarla aydinlatilan, toprak gereksinimi duymayan, cok az suya ihtiyac duyan sistemler konusunda ciddi basari sagladi. ayni zamanda, estonya'li, israil'li, amerika'li firmalar da cok ciddi yatirimlarla her gun yeni teknolojiler gelistiriyorlar bu sistemleri iyice uygulanabilir hale getirmek icin.

    yani sadece roket'e kafayi takip "ne kadar da guzel firlatiyorlar o ihtisamli uzun seyi" bozuk plak gibi tekrarlamayin, uzayin anahtari insanin uzayda yasayip yasayamamasinda dugumleniyor. bu dugumu acacak temel konulardan biri de hidroponik/aeroponik sistemler. kisacasi uzay konusunda calismanin tek yontemi roket yapmaya calismak, matematik profesoru olmak degil, derdiniz uzaysa uzay tarimi uzerine de kisisel olarak kendinizi gelistirebilir, bu tarz konular uzerine uzmanlasabilirsiniz. ki bunun disinda uzay'in psikoloji uzerine etkisi vesaire onbinlerce ayri konu uzerine calisiliyor.

    bunu ozellikle anlatiyorum cunku uzaya roket firlatilinca, ya da uydu yorungeye oturtulunca is bitmis olmuyor, onu hali hazirda yapabilen cok. asil konu uzaya cikabildikten sonraki konularda simdiden en yetkin sirkeleri kurmak, en iyi uzmanlari yetistirmek, en cok alanda bilgiye hakim olabilmek. oyle papagan gibi surekli roket/uydu diye tekrarlamanin alemi yok.

    (bkz: hidroponik)

    (bkz: aeroponik)

    https://www.nasa.gov/…sions/science/biofarming.html

    https://www.nasa.gov/…/tech_life_asa_analytics.html

    https://www.nasa.gov/…ion-of-deep-space-food-crops/

    https://settlement.arc.nasa.gov/…s/hydroponics.html