hesabın var mı? giriş yap

  • bugun kilo verme ile alakali inanilmaz bir deneyim yasadim. sirtimda 2 adet canta, 2 notebook, external diskler, elimde iki adet kitap dolu torba ile evden iceri girdim ve girerken acaba su an kac kilo cekiyorum diye sacma ama sonucunun boyle olacagini tahmin etmedigim bir soru isareti belirdi.

    ciktim tartinin ustune, tam 105 kilo cekiyordum. eski kilomdu, vermeye basladigimda uzun suredir 105'tim ve 2013'un mayis ayinda kendi capimda kilo verme denemelerine baslamistim. esimle gulduk ettik, eglendik ancak tartidan inip, elim ve sirtimdakileri bir kenara biraktigimda kafamda simsekler cakti. bi dk lan dedim, su an tam 15 kilo daha azdim 105'ten. elim ve sirtimdakiler 15 kilo, ben 90 kiloydum ve ciddi agirlardi. 15 kilo vermeden evvel ayaklarima ne tasittigimi ve kilo verme ile alakali inanilmaz bir terapi ile karsi karsiya oldugumu farkettim. evet bu resmen bir terapiydi.

    halen bir 10 kilo daha fazlam var, vermem lazim. ıdeal kilom 80 civari ve ben su andan itibaren cok daha motive bir sekilde vermek icin elimden geleni yapmaya hazir hissediyorum kendimi!

    tanim: enfes birsey, siz de fazlaliklarinizi verin, kurtulun!

  • siyasal islamcıların ve onun şakşakçılarının türk milletine hediyesi.

    "abi istikrar önemli yea, biz koalisyon dönemini de hatırlıyoruz yea, 90'lar çok fenaydı yea, adamlar çalışıyor yea..."

    mutlu musunuz lan içine çekildiğimiz bok çukurundan?

  • içoğuzların, yıldızhan çocuklarından, bozok kabilesine bağlı.. bir elinde kılıcı bir elinde bağlaması ile bu günlere hayli muhalif dizeler bırakmış bir halk ozanı.

    cem karaca nın en az 'kalktı göç eyledi avşar illeri' kadar güzel yorumladığı bir başka dadaloğlu sözleri de şu şekilde;

    sana derim sana hasan kalesi
    alt yanında dövüş oldu cenk oldu
    yiğit olan yiğit çıktı meydana
    koç yiğitler arap ata bin oldu

    akşamki gördüğüm şu kara düşler
    hesaba gelmedi kesilen başlar
    eyerlen atımı küçük kardaşlar
    hünkar tarafından bize emroldu

    akşamınan ikindinin arası
    aldı beni şu düşmanın yarası
    ecel geldi ölmemizin sırası
    ağladı il oba gözü kan oldu

    dadaloğlu'm der ki belim büküldü
    gözümün cevheri yere döküldü
    üç yüz atlı ile cenge dikildi
    yüzü geldi iki yüzü şehdoldu

  • kendimde de gözlemlediğim korkunç bir eylem. tüyler ürperten bir dönüşüm. şimdi açık konuşalım: kendimizle başbaşa kaldığımız anlarda, acıkan karnımızı huzura kavuşturmak için hazırladığımız eppek arası tomato peynir gibi gıdaları yerken insanlıktan çıkmıyor muyuz? özellikle geceleri sinsi sinsi hazırladığımız eppek arasını yerken, uydurmasyon dürümleri yutarken o ekmekle o dürümle kavga etmiyor muyuz? dişlerimizi eppeğe geçirip 45 derecelik bir açıyla kafamızı sallar gibi kopardığımız her lokmada bir vahşi yaşam belgeseli tadı yok mu? normalde son derece beyefendi insanlarken, uçan kaburgalıların kanatlarını söken kratos gibi olmuyor muyuz eppek arası yerken?

    avvvvvvvvkkkk avvvvkkkk diye yutmuyor muyuz ekmek arasını? neden en sakinimiz, en beyefendimiz, en hanımefendimiz bile ekmeğe hülya avşar'ı öpmeye hazırlanan ibrahim tatlıses haşinliğiyle yaklaşıyor? sırf şu ritüel yüzünden eppek arası yemeden önce ibrahim tatlıses bıyığı takmayı düşünüyorum. insan eppek arası gıdayı alırken bu kadar mı coşar arkadaş? o yüzden böyle subway mabwey gibi mekanlarda hiç huzur bulamıyorum. sandiviçiniz kaç santim olsun diyorlar, isyan edesim geliyor. sandiviçim 10 santim olsa ne olur, 75 inç olsa ne olur efendi, sen bana vahşileşmeden sandiviç nasıl yenir ondan bahset. kendisini sandiviç, dürüm ya da eppek arası bir gıdayı yerken vahşileşmiş hissetmeyenlere leydi gaga'nın sigaralı gözlüğünden yapacağım kendi elimle. şu an ağzımda 10 adet sigara var, hepsi eşit yansın diye yaktım koydum ağzıma. fakat son sigara zamlarından sonra gözlüğün maliyeti yükseldiği için sigaraların hepsi lodos denizcisi marka. marka sempatik ama tat bir garip, inşallah ölmem...

  • ign'den 9.5 puan alan yepyeni rayman oyunu. assasin's creed revelations ile aynı gün çıkacak bir diğer ubisoft yapımı. en son outland ile platform oyunu severlerin hem gözüne hem de gönlüne hitap eden şirket bu sefer kendini epey aşmış. oyun, gözlere bayram niteliğinde. bu kadar güzel gözüken arka planlar ve animasyonlar bulmak gerçekten zor. yeni nesli grafiklere eski nesil saç baş yolduran rayman oynanışı eklenmiş. cd kırma derecesine gelecek kadar sinirlendiğim o eski günleri, mario oynayan o küçük kız gibi geçirdiğim sinir krizlerini dün gibi hatırladığım için oyuna temkinli yaklaşsam da bu sefer game over sisteminin olmaması ve adeta limbo misali dene-yanıl-öğren metoduyla on kere ölsem bile sıkılmadan bir daha deneme isteği yaratması oyunu üst noktalara çıkartmış. eski rayman oyunlarında kırdığımız kafesler bu sefer bölümü ne kadar hızlı bitirdiğimiz ve kaç tane hoodlum (rayman paraları diyelim) topladığımızla da alakalandırılmış. yani bölümdeki gizli yerleri bulmak yetmiyor yeni kostümleri vs. açmak için. oyun 4 kişi co-op oynanabiliyor ama incelikli hoplama zıplama isteyen kısımlarda ortağınıza dayak atma isteğiyle dolmanız işten bile değil. tek başınıza takılmak akıl sağlığı için daha yerinde olur sanırım. oyunun demosu psn'de mevcut. indirin, oynayın ve aşık olun. sonra da deli gibi oyunu beklemeye başlayın. bir başyapıt kesinlikle. bu ay bir oyun alacaksanız, belki de assasin's creed yerine bunu tercih etseniz daha çok eğlenirsiniz sanki.

  • benim çok sevdiğim arkadaşımdır.

    turgut özal zamanında bulgaristan'dan ailesiyle birlikte göçüp gelmiştir buralara.

    maddi imkansızlıklardan dolayı liseye başlayamaz ve kaynakçı çırağı olarak bmc'ye girer. bir kaç sene sonra sonra bmc'de kaynakçı olarak çalışırken liseyi açıktan okumaya başlar. liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girer ve 2 yıllık makine bölümünü kazanır. ailesi "sen artık çalışma, okuluna odaklan. biz seni okuturuz" diyerek ellerinden gelebilecek en büyük desteği verirler.

    2 yıllık makine bölümünü başarıyla bitirdikten sonra, dikey geçiş sınavına girer ve dokuz eylül üniversitesi makine mühendisliği bölümünü kazanır. işte üniversiteye girdiği sene 25 yaşındadır bu ellerinden öpülesi arkadaş.

    peki sonra ne mi oldu? mezun olduktan sonra askere gidip geldi ve kaynakçı olarak girdiği bmc'ye mühendis olarak geri döndü. daha sonra isveç'te yaşayan başka bir bulgaristan göçmeni kız bulup evlendi. şimdi isveç'te ikamet etmekte olup volvo'da çalışmaktadır.

    aklıma suriye göçmenleriyle bulgaristan göçmenlerini kıyaslamaya çalışan şorololar geldi de... neyse lan gülüp geçiyorum.

    edit:başlıktaki yeniden yazısını anca farkettim. neyse dursun şu ibretlik hayat hikayesi.

  • tuttuğum evin iki aylık kirası ve depozitosunu vermiştim. kalanıyla da 12 aylık senet yaparak bi çamaşır makinası bir de yatak almak istemiştim. yatağa para yetmeyince halı aldım. ilk gece o halının üstünde uyudum. sonra belim tutuldu. hangi akla hizmet çamaşır makinası aldım, niye önce yatak almadım onu halen çözebilmiş değilim.

  • bir gün tüm hırsız ve namussuz akp'lilerin yapacağı eylemi şimdiden yapmasıdır.

    akıllılık etmiş.

    biz de arkalarından kendileri gibi şunu diyeceğiz: ''akıllı olanlar gitti! akılsızlar burada kaldı!''