ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kışın güneş gözlüğü takmak
-
çevremdeki her dört insandan beşinin garipsediği, benimse garipsenmesini garipsediğim davranış. güneş gözlüğünün hava sıcaklığıyla ne tür bir ilişkisi olduğuna dair sağlam bir argümanla gelebilenini de görmedim.
güneş gözlüğünün kışın gözü rüzgardan ve rüzgarla göze kaçabilecek parçacıklardan koruduğu ve gözün kışın da çevredeki ışıktan rahatsız olabileceği gibi dünyanın en basit gerçeğini geçiyorum. (ayrıca hafif bulutlu bir havada her yönden ve her yerden gelen sinir bozucu beyaz ışığın tamamen açık havada tek bir kaynaktan ve tek bir yönden gelen sarı güneş ışığından çok daha rahatsız edici olduğunu da unutmayalım)
"kışın neden güneş gözlüğü takıyorsun?" sorusu, "yazın neden ayakkabı giyiyorsun?" sorusundan farksız bence. istesek yalınayak gezebiliriz yazın, ayağımız üşümez, buna rağmen yazın hala ayağımıza bir şey geçiriyorsak başka bir işlevi olsa gerek, değil mi?
onu da geçtim, güneş gözlüğü takmak kendimi rahat hissetmemi sağlıyor olabilir, kime nedir? tanınmak ve sohbet içine çekilmek istemiyor olabilirim, gözlerim hassas olabilir, saatlerce gözümü kısa kısa dolaşmak istemiyor olabilirim. ışıktan korunmamı gerektiren bir rahatsızlığım olabilir. gözümün şişliğini saklamak istiyor olabilirim, gözlerimin kırışmaması gibi bi derdim olabilir falan filan. ya da bazısının saat takmayı sevdiği gibi güneş gözlüğü takmak öylesine hoşuma gidiyor olabilir.
hepsini geçtim, hiçbir işlevi olmadığı halde sadece cool görünmek için takıyor olsam ne yazar? bunun nesi kötü? sanırsın kimsenin cool görünme kaygısı yok, bi güneş gözlüklüler dert etmiş bunu. iki dakka dürüst olalım.
özet: güneş gözlüğü süper bir şeydir ve yaz kış takma özgürlüğüm için canımı vermeye hazırım. hırsımdan şu an evde de takıyorum.
1000 yıl sonra uzaylılar yapmış denilecek eserler
-
(bkz: esenler otogarı)
irlanda patates kıtlığı
-
osmanli devleti kendisi de cok kotu durumda oldugu halde, gemilerle yardim yollamistir irlanda'ya. tabii sanirim, ingiltere ile dusman olmalarinin da etkisi var.
hatta yanlis hatirlamiyorsam, bu kitlik irlanda'da anilirken, osmanli devleti'ne tesekkur ediliyor, buyukelciye nisan takiliyor.
erdoğan'ın birleşmiş milletler salonuna girişi
-
ülkenin ekonomik durumu bu kadar kötü ve gelir adaletsizliği bu kadar yüksekken, bir devlet yöneticisi, sizin vergilerinizle israfın dibine vurarak bilmem kaçtane vip uçakla kıtalar arası seyahat edip, son model lüks makam araçlarıyla kilometrelercelik itibar konvoyu ile geziyor ve siz de bununla gururlanıyorsanız, ya satılmış bir partizansınız ya da sizde zerre beyin yok demektir!!!
makarnacı “partizanlara”, kömürcü “cahillere”, mobil telefon bilirkişisi “telefoncu dayılara” ve havada çay pakedi kapmaya programlı “çay pakedi avcıları”na oy kullanma ehliyeti verilmesin!!! hükümet değişikliği olursa, derhal oy kullanma yasasının değişmesi gerekli!!! acilen!!!
21 aralık 2014 acil servis rezaleti
şirince şarabı
-
gerçeğini bulmak zordur. şirince'de bile satılan yaklaşık 15 marka şirince'de üretilmez, hatta şirince'de şişelenmez bile. meyve şarapları rezalettir, üzüm şaraplarının 1-2 tanesi fena değildir. gerçek şirince şarabını burada oturan ufak tefek bağları (bağ bile denmez ya neyse) olanlar anca kendilerine kadar üretir. belki biraz fazla. şirince'de toplanan üzüm miktarı ile satılna şarap miktarını karşılaştıracak olursanız bariz olarak görebilirsiniz ki durum aynen budur. ya küplerde, ya plastik su şişelerinde filan saklarlar. genelde eşe dosta verirler. gelir elde etmek için satanı yoktur. bulup da çok ısrar edilirse belki. gerçek ev şarabı diye satılanların bile çoğu aslında gerçek şirince şarabı değildir. aldığınız şarap cam şişedeyse kıllanmaya başlatyın, hele üzerinde marka filan varsa bilin ki aldığınız şarabı izmir'de yazgan şişelemiştir.
beyaz şarap sevmeyen biri olarak içtiğim en güzel beyaz şarap şirince'de bir tanıdığın ikram ettiği ev yapımı bir beyaz şaraptı. bir kaç sene boyunca 1,5 litrelik pet su şişesinde beklemişti, görüntüsü bulanık, tadı, muhtemelen fabriakada şişelenmiş bir beyaz şaraptan daha fazla alkol içerdiğinden, biraz keskindi; ama güzel şaraptı.
reis filminin gişede çakılması
geçiş garantisini vatandaşımıza yansıtmıyoruz
-
herhalde babasından kalan tarlaları satıp ödüyorlar. yahu devletin parası yoktur tamamı vergidir.
atatürk'ün boyunun 164cm olması
-
tinderda mı denk geldi napacaksınız adamın boyunu amk köylüleri ya. sen ülke kur moronun biri gelip boyuna laf etsin.
ibb'nin taksi teklifinin reddedilmesi
-
ekrem başkan; sosyal medya, televizyon hatta reklam panolarında bu durumu halka anlatmalıdır. unutmayın ki 15000 olan oy farkı halkın iradesi göz önünde olunca 800000'e çıkmıştı. burada da halk bu durumu fark edince tabii ki bir tepki koyacaktır.
çok sevdiğini belli etmek
-
"bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirirseniz, ilk vazgeçeceği insan siz olursunuz"
sigmund freud
bir cümle ile eski sevgili
-
"and the oscar goes to eski sevgilim."
hakkını yiyemem çok iyi oyuncuydu.
26 eylül 2017 kartal belediyesi'nin paylaşımı
-
istediği yerde istediği küfrü edebileceğini savunanlar tarafından eleştirilen paylaşım.
komiksiniz :))
edit: imla