hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • ornek eklemekten cekinmeyelim:

    xv.-xvii. yuzyilar arasinda, cezayir beylerbeyligi'ndeki kolelikle ilgili bir kaynak ariyorsaniz mesela,

    cezayir kole filetype:pdf

    "cezayir beylerbeyligi" kole filetype:pdf

    cezayir kole xv. xvi. xvii. filetype:pdf

    gibi kombinasyonlari aratiyor ve cikan sonuclara, tek tek bakiyorsunuz. eger cok sayfa acildiysa, en az yirmi sayfa taramadan, diger bir arastirmaya gecmiyorsunuz.

    anahtar kelime, bir kelime grubu ise, tirnak icinde aratiyorsunuz.

    ornek:

    "kurtlar sofrasi"

    "balat'in gulleri"

    gibi...

    power point sunum ariyorsaniz,

    mesela,

    "sanayi devrimi" filetype:ppt

    yaziyosunuz.

    bi de, advanced kismini iyi bir inceliyorsunuz, daha baska neler yapabileceginizi gormek icin. turkce google'da ileri arama midir bunun adi? bilemedim simdi. yani bi sey aradiniz, bi takim sonuclar cikti, sayfanin en altinda, ileri veya advanced diye bir yer olmasi lazim. orayi iyi bir kurcalayin ki, diger ozelliklerden de faydalanabilesiniz.

    ///

    soru: ingilizce dersim için, teflon, naylon, polietilen için bilimsel makalelere ve kaynaklara ihtiyacım var. nerden bulabilirim?

    benim cevabım:

    teflon filetype:pdf site:*.edu
    nylon filetype:pdf site:*.edu
    polyethylene filetype:pdf site:*.edu

    bunnarı tek tek gugıllayın. hiç değiştirmeden aynen kopi peyst. çıkan sonuçlarda, her bir madde için en az 20 sayfa tarayın. tek tek bakın sonuçlara.

    ///

    (bkz: compadrito) basligina yazilan butun ovguleri, bu basit teknikleri kullanarak eristigim bilgileri paylasarak edindim. insanlarin bilgiye ihtiyaci var, tez icin, odev icin, sinav icin, merak icin; bu basit teknikleri bilmediklerinden, bilgiye erisemiyolar. buna da gonul razi gelmiyor...

  • insanı üzen şeylerdir genelde... taa ki onca zaman sonra ilk defa türk yemeği yiyene kadar.
    sonra trafiğe çıkanca yine üzer sizi.. o ayrı mesele.
    sonra yine yemeğe oturursunuz, bir soslu dürüm, bir içliköfte.... mutlu olursunuz.
    sonra atm kuyruğunda arkanızda duran adamın omuzunuzun üzerinden neredeyse el gözeneklerinizi görebilecek kadar dibinize girdiğini görüp, yine üzülürsünüz...
    sonra bir tatlıcaya girip bir porsiyon baklava yersiniz... mutlu olursunuz
    tatlıcıdan çıkarken ayağınız parampinçik olan kaldırım taşlarına takılır, üzülürsünüz.
    ve bu gider böyle....

  • tam olarak şöyle bir sestir;

    -tıpss. (açılış)
    -jjjjjj (asit sesi)
    -trikk! (açma şeysini koparma sesi)
    -laklaklaklak. (içme sesi)
    -ti (bu da boru sesi bulmacada filan çıkarsa diye)

  • en sevdiğin mekanlardan soğutuyor, nefret ettiriyor insanı demiştim ki o da şu şekilde: doğup büyüdüğün, gönülden bağlı olduğun bir yer var diyelim. misal, yalova. yalova bir noktadan sonra yalova olmaktan çıkıyor senin için. etrafa bakıyorsun heryer aynı ama senin algın orayı orası gibi görmüyor, alakasız bir yer sanki orası yalova değil de silivri veya çataca ya da dudullu gibi geliyor sana. orası artık orası değil. not the yalova as you know it. denize bakıyorsun sanki karşı kıyı istanbul değil de, güney kore'nin herhangi bir sahiliymiş gibi. evin, evin değil de, alakasız bir apartman dairesiymiş gibi. herşey aynı ama senin algın ikna olmuyor bir türlü. algın değişmiş. böyle de bir ruh hali bu. tam manasıyla kepazelik, başka birşey değil.

  • annem, babam uzun yıllar babaannemle yaşadılar. ben ilkokul 1'deyken dedemin sayesinde yapılan kendi evimize taşınmıştık. babam çok iyi bi işte çalışmadığı için mahalle bakkalına borcumuz baya birikmiş. babam bi gün işten geldi, banyo yapacak ama evde sabun kalmamış. evin en küçüğü olduğumdan bizimkiler beni bakkala yollayıp git bi kalıp hacı şakir al da gel dediler. neyse gittim bakkala, veresiye bi kalıp sabun alacağım dedim. bakkal da akrabamız, zaten mahallede herkes birbirinin bi şeyi, tipik karadeniz köyü işte. adam yok veresiye sabun mabun, önce borcunuzu ödeyin deyip yolladı beni. pislik herif. çocuk halimle nasıl utanıp bozardim. kafam yerde çıktım bakkaldan. ben içerideyken birisi sandalyede oturuyordu, ama o mahcubiyetle kimsenin yüzüne bakamadım tabi. meğer babamın amcasıymış. ben çıktıktan sonra kötü bakkala sormuş bu kimin kızı diye. babamın ismini duyunca bi kalıp sabunu kendisi alıp bi çocukla peşimden eve göndermişti.
    daha dün gibi, ama üstünden yıllar geçti. bayram için memlekete gittigimde onun da mezarını ziyaret edip yine bu olayı yad ederek rahmetle anmıştım kendisini. huzur içinde uyuyordur umarım. geride böyle güzel anılar bırakmak, kalp kırmadan, ah almadan yaşamak ne güzel olmalı.
    baki'nin de dediği gibi "baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş ", bizlere de hoş bir sada birakmak nasip olur umarım.