hesabın var mı? giriş yap

  • yahu fanatizm gözleri yine kör etmiş. fenerbahcenin hometownu olan kadıköyün belediyesi maç sebebiyle trafik sorununa dikkat çekmek istemiş. yok kadiköyde gsliler yaşamıyor muymuş yok oy filân yokmuş. cus artık ya.

    neyin fanatizmi yapacağına şaşırır olmuş insanlar. bi relax bi sakin. kizacaginiza oturun yoga filân yapın bi ruhunuz dinlensin

  • "ciddi bir hastalık yaşamamış olanlar tam olarak yaşamış sayılmazlar". bir hastanın ruh halini bundan daha iyi tasvir eden bir roman daha görmedim. okuduğum en etkileyici romanlardandı. uzun süre ciddi bir hastalıkla mücadele eden kişinin karakterini inanılmaz anlatmış. romanlardan zevk alamamasını romanlardaki karakterlerden daha önemli olduğunu düşünmesiyle açıklamış nüzhet. gerçekten, ciddi bir hastalığın pençesinde yıllarca uğraşan insan hayatıyla durmadan savaş veren yorgun bir askere dönüşür. diğer herşey önemsizleşir. bunu yaşamış biri olarak inanılmaz bir şekilde dile de getirmiş peyami safa. hele ameliyathanelere bakışı ve "öncesibeklemeleri" muhteşem.

  • kizim ve ben, bir yaz mevsimi sanirim 6 yasinda...

    ben- babanla bosanicaz galiba...
    kizim- hmmm tamam siz bosaninca once gidip, o begendigim ayakkabiyi alalim, sonra antalya'ya gidelim, havuzlu otele ama, hani gitmistik ya...
    ben- gideriz kizim.
    kizim- tamam annecim, pazartesine kadar bosanirsaniz, sali gunu gideriz..
    ben- gideriz kizim gideriz...

    cocuk iste...

  • ilerleyen zamanlarda adını çok sık duyabileceğimiz yunan basketbolcu. 1994 doğumludur ve adından anlaşılacağı üzere nijerya kökenlidir. 1990'ların başında nijerya'dan yunanistan'a göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak atina'da doğmuştur, ancak yunanistan'ın sert göçmenlik yasaları nedeniyle ailenin bu ülkede doğan çocuklarından hiçbiri halen yunan vatandaşlığı alamamıştır, hepsine giannis gibi yunan isimleri vermiş oldukları halde (bkz: jus soli). bu nedenle yunanistan'ın alt yaş grubu ulusal takımlarında henüz oynamamış olsa da eğer söylendiği gibi müthiş bir oyuncuya dönüşürse herhalde bu yeteneği nijerya'ya kaptırmamak için yunan makamları birşeyler düşüneceklerdir.

    saha içindeki oyununa gelirsek, 2.06 boyu ve upuzun kolları, kocaman elleriyle nba'de son dönemde moda olmaya başlayan nicolas batum tarzı atlet 3 numaralara benzetiliyor. ayrıca top kontrolünün iyi olduğu, pek çok pozisyonu oynayabildiği, çok iyi bir saha görüşü olduğu, hatta bu nedenle "fizik ve oyun tarzı olarak" kevin durant'e benzetenlerin bile çıktığı söyleniyor. şahsen ben videolarına bakarak şut sokamayan bir durant'e benzettim, nitekim hep içeri drive ediyor ve pota civarında çok iyi bitiriyor ancak istikrarlı bir dış şutu olmadan iyi bir yerlere gelmesi zor (derken bu sezon %33'le üçlük attığını görüyorum, çok kötü sayılmaz) şu anda yunan 2. liginde oynuyor, ancak önümüzdeki yıldan itibaren ispanya 1. ligi acb'de zaragoza forması giyecek. 2017'de bitecek kontratının her yılının sonunda nba'e çıkış maddeleri bulunuyor. draftexpress sitesindeki 2013 mockdraft'ında ilk turun sonunda seçilmesi bekleniyor ancak ben ispanya'da kendini göstermeden drafta gireceğini düşünmüyorum. yeni parlamış ve kendini alt yaş grubu avrupa şampiyonalarında henüz hiç göstermemiş bir avrupalı için ilk tur çok hayalci bir beklenti, en iyi ihtimalle 2. turun sonlarında seçilir şimdi girerse. ayrıca kendisiyle aynı takımda oynayan, 92'li thanasis adetokunbo adında bir ağabeyi vardır ki onun ortalamaları giannis'ten biraz daha iyi görünüyor şimdilik.

    bu entry'deki bilgilerin çoğunu jonathan givony'nin kendisiyle ilgili tanıtım yazısından aldım: http://www.draftexpress.com/…annis-adetokunbo-4090/

  • sene 1994, ilkokul üçüncü sınıftayım, ikinci sınıfı okumadan atlatmışlardı.

    fevzi hocam vardı, ölene kadar unutmayacağım kendisini. çok fakirdik. polatlı'nın kırsalından göçmüş, tek geliri asgari ücretli işçi maaşı olan bir aileydik. hatta iyi hatırlıyorum, babamın aldığı maaş 800 bin lira ise bunun 600 bin lirası kiraya gidiyordu. bugüne kıyasla ayda 200 liraya geçinmeye çalışan bir aileydik. kardeşim 1 yaşında, onun masrafı vardı. benim çok az da olsa okul masrafım ve akşam doyması gereken 4 kişi vardı. cornetto'nun altın değerinde olduğu yıllardı. babam baktı olmuyor, köye geri göçmeyi düşünüyordu ciddi ciddi. öğretmenim beni çok sevdiği için konuşmaya gitti, yanında ben vardım.

    babam: hocam, durumumuz çok zor, kızım yeni doğdu, onun masrafı derken yetiştiremiyorum ay sonunu. benim için köye geri dönmekten başka bir çare kalmadı.

    fevzi hocam, bunu duyduğu anda ceketini çıkarttı. işaret parmağına asıp babama gösterdi, ve dedi ki:

    "bak kardeşim, ben gerekirse bu ceketi satar, bu çocuğu okuturum. hiçbir yere gitmiyorsunuz, sadece emeğine emek katıp oğlunu okut!"

    babam, fevzi hocamın bu sözünden öyle utandı ki, beyaz yüzü kıpkırmızı oldu. hocaya teşekkür edip elini sıktı, yolda hiç konuşmadık, ama ben öyle sevinmiştim ki. geri dönmeyecektik ve ben okumaya devam edecektim bir şekilde.

    benim kaderimi bir öğretmen değiştirdi. fevzi hocam olmasaydı bugün köyde koyun güden, tarla ekip biçen bir çoban olacaktım. kız kardeşim muhtemelen evlendirilmişti bile.

    kaderimizi çizen, bize yön veren bütün öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun. bilin ki, sizi benliğimizde taşıyoruz bir ömür boyu.