hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • burayı rotten tomatoes'a çevirdim iyice ama squid game güzel bir dizi. baya sarıyor. ilk kez kore yapımı bir dizi izledim ve korece hoşuma gitmeyen bir dil olsa da dublajsız izledim.

    tavsiye ederim 8/10

    --- spoiler ---

    gelelim mantık hatalarına: hesabına yatan milyarlarca lira parayla 1 sene aç sefil yaşıyor hadi gururundan dokunmuyor da maliye de hiç arayıp sormuyor yani aga hayırdır? diye. 9 basamaklı parayı kim kazanıyor tek seferde de kaynıyor aradan.
    oyunun adil olduğunu iddia eden dedenin adalet kavramını sorgulayasım geldi. gece yarısı katliam çıktı güçlüler güçsüzleri öldürdü neresi adil bunun? elenenlerin öleceğinden kimsenin haberi yok filan.
    sonra o hediye kutusu tabutlar, pembeli askerler, içeride baya hapishane tarzında yaşanan hayatlar bunlara hiç değinilmedi, mors alfabesiyle öksüren komşunun olayını bile anlamadım.
    yöneticinin eski bir oyuncu olması ve akabinde gelen iş teklifi:d ile herhalde kariyer seçimini bu yönde yapması okay de maskeyi çıkardığında polis şaşırınca kardeşi olduğunu anladık da önceden göreydik biz de hasiktir deseydik. neyse omzundan vurdu abisini bence ellerinden kaçabilsin diye. ölmedi ve 2. sezonda göreceğiz.
    kafayı yiyen gi-hun neden kırmızı yaptı saçları façayı düzelttin takımını giydin git yıka su saçını zaten 3 yıkamada akar o renk
    sonra ölen yankesicinin kardeşini yuvadan nasıl çıkarttın nüfusuna almadan? ali'nin ailesine de 3-5 lira vereydin
    bu arada sang woo'nun misket oyununda ali'yi seçmesi gihunla karşı karşıya kalacağını tahmin ettiği içindi gibi geldi bana. ama şemsiyeyi seçmesine izin verince azcık ibnelik olduğunu anladım. sonunda zaten layığını buldu
    bey amcanın patron çıkmasa da bi ibneliği olduğunu dövüş sahnesinde yukarıya tırmanmasının imkansız olduğu halde oradan herkese seslenmesini ve yöneticinin katliamı durdurmasından işkillenmiştim. genel olarak çok az efekt kullanılmış olması mekanların gerçekliği psikolojik gerilimleri ve insan ilişkileri harbiden iyi işlenmiş ama finali daha çarpıcı beklerdim saçma buldum. boka sarsa da izleyeceğim o ayrı
    --- spoiler ---

  • bak bu adama, turk takimlari igrenc oynadigi her donem ve shaktarın iyi gittigi her periyot sonu ovguler duzuluyor ya.

    hep birileri çıkıp şunu diyor, degerini bilemediniz, bu adama ffutbol cahili dediniz, bu adam dunyanin en iyisiydi bilmemne.

    degil mi?

    hah işte var ya bu adam seneye 3 buyukten birine gelsin (ozellikle bjk bu konuda daha önde bence artık), 2 derbi kaybetsin, 3 beraberlik alsin, takim biraz sendelesin ve biraz defansif oynasin,

    o bugun degerini bilemediniz diyenler çıkıp da; "bu muymuş dahi? bu muymuş profesör? o futbolcuyu solda oynatan adama ben teknik direktor bile demem, istifa et bunamış adam"

    demezse ben de ne olayım.

    ülkem insaninin reflekslerini artik iyice kavradim. sik gibi ülkeyiz bu yüzden. cacık olmaz bizden.

  • for the damaged coda dinleyerek yolunu gözlediğimiz baş yapıt. evil morty'nin 4.sezonda çok fazla yer alacağını düşünürsek, bizleri yalnızca kahkaha değil gözyaşı da bekliyor demektir.

    dizi hakkında kafa yoran ve teorileri araştıran herkes, evil morty'nin kim olduğunu ve motivasyonunun kaynağını az çok biliyordur. öğrenmek istemeyenler devamını okumasa daha iyi olur.

    --- spoiler ---

    bu teorinin ortaya çıkışı rick'in hafızasının ekranda görüntülendiği şu sahneye dayanıyor. başrol olan morty'nin bebek olduğu dönemde, rick'in evde olmadığını biliyoruz. ve bu sahnede rick'in ağlamaya başladığını da görüyoruz. bu basit bir duygulanma anı değil. rick gibi bir karakterin ağlama sebebi, pişmanlık duyduğu büyük bir olay veya bir kayıp. tam olarak ne yaşandığını bilmesek de, rick'in asıl yaşadığı paralel gerçeklikte bir morty'si vardı. doğumunu gördüğü ve elinde büyüttüğü gerçek torunu. işte o torun evil morty'den başkası değil. rick yaşadıkları travmatik bir olay sonucu torununu kaybetmişti. bu acıyı hiçbir zaman unutamadığını rick'in meşhur repliği olan wubba lubba dub dub cümlesinden anlıyoruz. acı çekiyorum, lütfen yardım edin anlamına gelen bu cümleyi ilk başta farklı yorumlamıştık. rick'in varoluşsal problemler yaşadığını, bu sıkıntısını ise uzay yolculukları yaparak telafi ettiğini düşünmüştük. ancak bahsettiği acının öz torunu sebebiyle ortaya çıkmış olma ihtimali hiç de az değil. yani çektiği bu dayanılmaz acıyı bastırmak için, farklı bir gerçekliğe gelip, başrol olan morty'nin dedesi olarak hayatına devam ettiğini söyleyebiliriz. rick'in "the mortiest morty" olduğunu söylediği başrol morty, rick tarafından çok sevilse de, asıl torunu evil morty'nin boşluğunu dolduran bir araç olduğunu öğrendiğinde, şiddetli bir şekilde sarsılacaktır. kısacası bu sezon rick ve öldüğünü sandığı (veya akıbetini bilmediği) öz torunu evil morty ile mücadele edecek. her şeyden çok sevdiği morty'sinin, ondan intikam almaya geldiğini düşünürsek, bizleri duygusal anlamda zor anlar beklediğini söyleyebiliriz.

    evil morty theme olarak for the damaged coda şarkısının seçilmesi de, gülüp eğlendiğimiz bu dizinin, temelinde hüzünlü bir hikaye olmasından kaynaklanıyor. bizlere fark ettirmeden bu acılı olaylara hazırlıyor.
    --- spoiler ---

  • sadece mutlu bir çocukluk. sonrasında aç, sefil de olsa bu arkdaşlar özünde mutlu bir insan olarak yaşama veda etmektedir.

  • ciddiye alıp, örnekleyerek açıklama yapmak isterim.

    deprem haritalarını fayları boş ver. anlatacağım örneği dinle. türkiye haritasını düşün, bu türkiye 1000 km derinliğinde bir toprak parçası ve sola doğru gidiyor. benzer şekilde suriye de sağa gidiyor. yılda 3 cm gibi bir değer. rahat rahat giderken suriye ile birbirlerine takılıyorlar. bu takılma neticesinde 3 cm gidişler iptal ama gitme isteği gücü devam ediyor. çünkü arkasındaki kara parçaları ya da levhalar da onları itmeye devam ediyor. 5-10-50 yıl geçiyor arkadan uygulanan güç çok fazla. bu durumda 2 seçenek var. 1 türkiye ilerleyemediği için o kısımda yükselmeler görülür. enerji yatay gidemeyince karaları dikine yükseltir bu sayede dağlar oluşur. ya da biriken enerjiye daha fazla dayanamayan hat 50 yıldır ilerlenemeyen 150 cm lik mesafeyi tek seferde aşar. deprem böyle bir şey işte. yani aralarında beton doldurabileceğin bir boşluk yok. sıkış tepiş, aşırı sıkışık olduklarından zaten ilerleyemiyorlar. ülkelerin hareket etmesini durdurabilirsen depreme de çare olursun karşim. ama kim tutabilir türkiye yi.

  • bence gelmiş geçmiş siyasiler arasında psikolojisi en sağlam olan kemal kılıçdaroğludur. yemediği dayak, görmediği saygısızlık, işitmediği hakaret kalmadı. onun suçu olmayan şeyler bile bu adamın üzerine yüklendi. kişiye bağlı bir siyasi görüşüm olmamasına ve hatta mevcut siyasilerin hiçbirinden hoşlanmamama rağmen sırf bu sağlamlığı için bile takdir ediyorum. muharrem ince çakma tayyip erdoğan'dır.

  • biz anadolu'ya göç ederken; çinliler falan bizim arkamızdan, "gerçekten gittiler mi lan" diye baktıkları için gözleri kısılmış.

  • yer: budapeşte
    mekan: iş sonrası gidilen bar
    sene: 1990
    dramatis personae: cs, irlandalı adam, ingiliz adam

    ingiliz: ne işiniz var kıbrıs'ta?
    cs: sizin irlanda'da ne işiniz varsa bizim de o işimiz var (bkz: hedef saptirma)
    irlandalı: hop hop, bazılarımız istiyor ingilizleri
    ingiliz: bak, gördün mü? sizi isteyen var mı kıbrıs'ta?
    cs: nüfusun yaklaşık %30'u türk orada
    irlandalı: ya aslında bu ingilizler irlanda'da olmasa daha iyi
    ingiliz: niye? ne zararımız var size?

    cs birasına geri döner... görev tamamlanmıştır...