hesabın var mı? giriş yap

  • hobi olarak hikayelerinizi animasyon haline getirmek istiyorsaniz bilmeniz gereken ilk sey animasyonda fazlasiyla angarya is olmasidir, ozellikle ogrenim surecinde bu durum cok sinir bozucu olabilir.

    -eger ekstra bir pipeline plugin falan yazmayacaksaniz yazilim bilgisi pek onemli degil.

    -oyun motorlarini kullanmayi biliyorsaniz zaten genel olarak bazi temel konulara haizsiniz demektir bu da isinizi kolaylastirabilir.

    -tanidiklardan karakter/cizim/modelleme icin yardim alma konusuna birsey diyemeyecegim, ama az da olsa bu konularda calisip kendiniz birseyler yapmayi deneyin derim. sonucta eskilerin dedigi gibi tasima suyuyla degirmen donmez. animasyon isinde cok fazla detay is oldugudan yarin obur gun baskalarina guvendiginiz icin yari yolda kalmayin sonra.

    -cevre tasarimi konusu da sinematografisi iyi (misal buyuk kubrick'inkiler) filmler en iyi kaynaktir. gerek hazir bulunacak modelleme ve asset'lerden gerekse kendi modelleyeceginiz (modelleteceginiz) objelerle oncelikle oyun motorlarinda sahne kurup bol bol pratik yapmaktan baska yontem yok zaten. isik tasarimina ve isik render'i konusuna gelince tavsiye edebilecegim kitaplardan bazilari; digital lighting and rendering, motion picture and video lighting, real time cinematography for games, fundamentals of photography and cinematography, the five c's of cinematograpy (eski ama cok degerli ve sektorde kutsal kitap muamelesi goren bir kitaptir), digital animation bible vesaire vesaire. gorulecegi uzere isik tasarimi ve isiklandirma isi sinematografi ile icicedir. bunun disinda bir cok video ders bulmak da mumkun. elbette ozellikle isik ve render konusunda cok daha teknik programlama ve muhendislige yonelik kitaplar/konferanslar/videolar var ama onlar baslangicta gereksiz agir kacar. oyun motorlarinin ve modelleme programlarinin egitim kitaplarinda da isiklandirma bolumlerini okumak cok ise yarar.

    -bu surecte hangi programi kullanacaginiza gelmeden once karar vermeniz gereken asil konu 2d mi 3d mi uzerinden ilerleyeceksiniz. bu ikisi bambaska iki disiplindir, ikisini birden secmeniz imkansizdir, o yuzden kafanizda netlestirmeniz gereken ilk konu budur. ozellikle bu secimi yaparken her turlu cizim/modelleme isini kendinizin yapmaniz gerekecegi bir gun gelebilirmis gibi dusunup hangisinin size ve yeteneklerinize daha yatkin oldugunu iyi dusunmeniz iyi olur. yukarida bir entry'de yazmistim ama tekrar daha ayrintili anlatayim;

    eger 3d animasyon calisacaksaniz ucretsiz olarak blender var, hizli calisan hafif bol sayida dersi bulunabilen bir program. sketch up'in eski versiyonlari da ucretsiz. onun disinda ucretli alternatifler mevcut. cinema 4d cogu kisi tarafindan hem kullanimi kolay oldugu icin hem de standart versiyonunda bile pek cok ozellik hazir geldigi icin (motion graphic icin ) tercih edilir. maya ozellikle keyframe animation konusundaki ustunlugu ile sektorde tercih edilir. 3ds max sektorde en cok kullanilan programdir, modelleme konusunda cok ovulse de arayuzu ve kullanimi gereksiz zordur. lightwave 3d az kullanilsa da koklu ve stok render'i kalitelidir. houdini ozellikle son yillarda film ve vfx studyolari tarafindan tercih edilen prosedural gorsel efekt basta olmak uzere pek cok konuda ustun bir tercihdir ama eger bir workstation veya en azindan cok guclu bir bilgisayar kullanmiyorsaniz caninizdan bezdirir, cunku cok yuksek sisteme ihtiyac duyar- modo benim de sahsen cok sevdigim arayuzu ve kullanimi son derece kolay bir programdir, render ayarlari iyi ogrenilmedikce hep grenli sonuc verir, yuksek sistem ozelliklerine ihtiyac duyar. sketch up acik ara kullanimi en kolay modelleme yazilimidir, hic modelleme bilmeyen biri bile birkac dakika icinda temel modelleme isini cozebilir, ama modelleme yontemleri cok kisitlidir, anime etmek ve modelleme seceneklerini yukseltmek icin parali pluginler alsaniz da asla diger secenekler gibi kaliteli anime ve modelleme basaramazsiniz.

    2d animasyon uzerinden devam edecekseniz ucretsiz olan opentoonz vardir. onun disinda parali tercihlerden en iyisi toon boom studio'dur. elbette sececeginiz 2d stiline gore pek cok farkli program da mevcuttur.

    hangi programi secmeniz gerektigi "hangi arabayi almaliyim" gibi bir sorudur. kisiden kisiye, durumdan duruma farklilik gosterir. benim icin ideal olan bir program sizin icin ters gelebilir vesaire. ayni sekilde programi kullanacaginiz sistemin gucu isletim sisteminiz gibi konular da tercihlerinizi belirler. burada en iyi yontem deneme surumlerinden kullanarak en uygunu kendiniz bulmanizdir. kimse sizin icin en iyisinin hangisi oldugunu sizden iyi bilemez.

    -bu ise memuriyet maasi ile yatirim yapmanizi asla tavsiye edemem. ozellikle ekonomik sartlarin gun gectikte belirsizlestigi bir ortamda henuz size uygun olup olmadigini bile bilmediginiz bir istek icin buyuk harcamalar yapmayin. kinect ile mocap sistemi kurmak cok sonra dusunmeniz gereken konu. oncelikle mixamo ve ucretsiz mocap database'lerden yardim almaniz daha yerinde olur. aslinda en dogru yaklasim oyun motorlarinda hazir bulacaginiz karakterlerle (makehuman , mixamo poser vesaire) ya ucretsiz mocap dosyalarini kullanarak ya da keyframe animasyon yaparak en az alti ay pratik yapin. bu surecte motorlarin sis, yagmur, ruzgar, kar, yaz gunesi gibi efektleri, terrain generator gibi ve market placedeki ucretsiz hazir objelerle binalarla ve diger seylerle sahneler olusturup cok primitif animasyon denemeleri yapin. bu surecte kafanizdaki hikayeleri falan bosverin oncelikle eldeki malzemelerden basit sonuclar elde etmeye calisin. elbette sonuclar cok amator ve kotu gozukecektir ama bu surecte siz de animasyon hobisinin size hitap edip etmedigini anlar ve tecrube edinirsiniz. eger ki 6 ayin sonunda hala ayni istek ve hevesle devam ediyorsaniz o zaman ufak tefek harcamalarla isi bir sonraki asamaya tasirsiniz.

    ayrica eger ki tek amaciniz hikaye anlatmaksa animasyon disinda alternatifleriniz oldugunu unutmayin. kisa film cekmek, kitap yazmak, radyo tiyatrosu hazirlamak gibi yontemler hikaye anlatmanin daha kolay ve acisiz yoludur. eger ki gorsel anlatim sizin hikayenizi anlatmanin tek yolu gibi gelirse ve gorsel alginiz on planda duruyorsa animasyon o zaman daha iyi bir tercih olur. mesela bu baslikta bir yazar arada bir telefonuyla yaptigi kisa animasyonlari paylasiyor. o animasyonlari izlediginizde yazarin gorsel algisinin cok guclu oldugunu, ve hikayesini anlatmanin yolunu imgeler uzerinden buldugunu gorebilirsiniz. haliye o yazar gibi insanlar icin gorsel anlatim vazgecilmez bir yontemdir. kisacasi birseyler cizmeden duramayan, visualist insanlar icin animasyon angaryasini cekmek normaldir, ama digerleri icin candan bezdirici olabilir.

    ha bu arada ben de kaşar, biz simdi neyiz? tost muyuz? (tovbe tovbe heheh)

  • bu görüntüler olaydan öncedir sonradır bilemem. ama bu kadın nedense bana hiçbir zaman samimi gelmedi. he ahmet kural da en az onun kadar samimiyetsiz, o ayrı.
    bu sebeple ilişkilerinden haberdar olunca tencere kapak diye düşünmüştüm. sonra böyle bir olayla günlerce gündemi meşgul ettiler.
    şimdi sıla’nın darp raporu almak için kendi kendine zarar vermesi ile alakalı görüntüler görsem hiç şaşırmam. aynı şekilde ahmet kural’ın sıla’yı darp ettiği görüntüleri görsem “vay anasını, bak yapmış demek ki adam” da demem.
    kocaman bir ülkenin gündemini böyle insanların şekillendirdiğini görmek üzüyor sadece. ne diyeyim, yazık vallahi hepimize.

  • asistan olarak başladığım klinikte ilk iş günüm, sabah saat 8 sularıdır. günaydın dedim, işe yeni başlayan, henüz kimseyi tanımayan ama tanışmak isteyen hevesli kız olarak, sadece soğuk bir günaydın dedi. ne asık suratlı nemrut bir adam dedim içimden.
    büyük konuşmamak lazım demekki, kocam oldu sonra.

  • tristan da cunha, dünyanın üzerinde yerleşim olan karaya en uzak adasıdır. 1506 yılında portekizli amiral tristao da cunha tarafından keşfedilmiştir. en yakın yerleşim yerinin binlerce kilometre uzakta olduğu bu ada sakinleri izole bir yaşam sürüyor. havaalanı bulunmayan dünyanın en uzak adası tristan da cunhaya tek ulaşım yolu güney afrika'dan altı günlük bir gemi seyahati. tekne ile ulaşmaya çalışırsanız güney atlantik okyanusu'nda aylar sürebilecek bir yolculuk yapmanız gerekebilir.

    adada yalnızca 300 kişi yaşamakta.

    adada para kullanılmıyor. tarım ve hayvancılıkla uğraşan ada sakinleri paraya ihtiyaç duymuyor. adada sosyal tesis olarak 1 okul, 1 hastahane, 1 postane, 1 müze, 1 pastane, 1 bar ve 1 yüzme havuzu mevcuttur.

  • tarif edemeyeceğim kadar iğrenç bi durum. umutlarla okursun, ingilizce öğrenirsin. uğraşır didinirsin. staj falan yaparsın. ondan sonra hastalanır 1,5 yılın tedaviyle geçer askerlik ve yüksek lisans yapayım der ve bitiremezsin geçer 3 sene, hadi 5-6 ay kpss kasayım dersin olmaz. sonra tekrar özel sektörde basvurmadığın firma kalmaz. karşına 3 senedir neden işsizsin? gibi bir soru gelir doğal olarak anlatırsın. önyargıyla yaklaşırlar. eve gelirsin aileyle aranda soğuk savaş başlar. eş dost akraba ziyaretine gitmekten çekinirsin, çünkü o malum soru gelecektir yüzüne. ailenin yanında tedirgin cevaplar vermeye çalışırsın olmaz. utanırsın sanki senin suçunmuş gibi. cebindeki bozuk parayla otobüse mi binsem ya da simit yiyip açlığımı mı bastırsam diye düşünürsün.

    bizim gibiler ne yapmalı? ne yapacak yani? işsiz olmaya devam mı etsinler? günden güne sağlıksız bireyler haline mi gelsinler? herhangi bir güçlü referansı olmadan, amiyane tabirle torpilli de olmayan bizler iş bulmak için ne yapmalı? zor gerçekten zor, aynı durumda olan bir ben değilim biliyorum ama. bu çözümsüzlük süreci arttıkça da daha mutsuz ve çevresine daha da mutsuz bir elektrik yayan biri haline geliyorum. ailesine destek olacak yerdeyken, ailesinden utanarak üç kuruş harçlığı alırken hem de bu yaşta, insan içine çıkmaya utanmak neden?

    çalışan arkadaşlarla görüşürken, "olsun be oğğlum ne güzel var ya bütün gün yatıyon keşke ben de öyle olsam çalışınca anlarsın bak çok zor" diyen ego dolu açıklamalarına, güleryüzle cevap vermek zorunda hissetmek koyar adama. ortamdaki antipatik adam da olmayayım bari düşüncesi yer bitirir. sana gerçekten yardımcı olmak isteyen arkadaşlarının sayısı gün geçtikçe azalır ve umutsuzluk artar.

  • 2 taneyi ödediyse zaten ver de gideyim onu.

    10 tanenin parasını da reyiz mi istiyor yoksa?