ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
90'ların özel olmasının nedeni
aralık 1998'de türkiye'deki italyan karşıtı hava
-
bellonaya gazetelere boy boy "ismimize aldanmayın, allah bin türlü belamızı versin ki kayseri firmasıyız" minvalinden ilanlar verdiren havaydı, aklımda kalmış. hey gidi hey.
oğulcan engin
-
annesi seda sayan, babasi sinan engin olan ve yakinda uvey babasi nihat dogan olacak zavalli cocuk. allah dusmanima boyle kombinasyon vermesin.
pasaport arasına konmuş boarding pass fotoğrafı
-
(bkz: off to yozgat)
herkes amsterdam, herkes ny, herkes londra... biri de "artvin'e gidiyoruz, yeyyyy!" yazsın; yapmayın böyle.
napim abicim sizin lounge muhabbetinizi? check-in yapıyo bi de... cip lounge dediğin, bankaların kartları nedeniyle, devasa işlem hacmine sahip kobilerin, "ayakkaplarını" çıkarıp, siyah çoraplarıyla deri koltuklara uzanarak uyuduğu bir bekleme salonu. havan kime?
atanamamış burjuva kompleksi hep bunlar...
sik var gibi koşa koşa son model iphone alıp tuzlayan insanlar, sizlere sesleniyorum: "off to görgüsüzland" yazmanız, en hayırlısı.
görüntü yönetmeni
-
inanılmaz sorumluluk sahibi bir kişidir.
ayrıca daha önce belirtilen "görüntüsü alınan şeylerin kadrajlarını belirleyen kimse" tanımı, görüntü yönetmeninin yaptıkları içinde afedersiniz komik kaçmaktadır. şimdi olaya kısaca bir bakış atalım:
görüntü yönetmeninin sorumluluğu pre-production adı verilen çekim öncesi dönemde fiilen başlar. öncelikle elemanın hayvan gibi teknik bilgisinin olması, film ve ışık konusunda en son teknolojileri takip eden ve hatta aşmış bir görüntü yönetmeni ise yeni teknolojiler geliştiren bir adam olması gerekir ki (bkz: janusz kaminski). öncelikle hangi sahnede hangi filmlerin ve ışık sistemlerinin kullanılacağının hesabını kitabını yapar, stokları ayarlar. hangi sahnede hangi kameraların ve lenslerin kullanılacağına karar verir. kullanılacak filmin, ışığın, kameranın ve lenslerin hangi etkileri yaratacağını önceden planlar. bu aşamada yönetmenle ikiz gibi olurlar, olmak durumundadırlar.
çekim aşamasında ise kameraların ve ışıkların yerleştirimini ayarlar. çekimi yapılan sahnenin kompozisyonunu ve atmosferini düzenler. ayrı günlerde yapılan çekimler arasında görsel olarak devamlılığı sağlamak durumundadır.
çekim sonrası post-prodüksiyon ortamı ise görüntü yönetmeninin asıl sihrini kullandığı yerdir, zira filmin banyo edilmesi sırasında her sıkı görüntü yönetmeninin yaptığı bir takım trikler vardır ki (bkz: janusz kaminski) bazı sahnelerde oha olmanızın sebebini yaratırlar.
küçük bir örnek vermek gerekirse, kaminski'nin yaptığı triklerden biri mesela sahneyi normalden 5 kat fazla aydinlatip, diyaframi dibine kadar kismak, sonra banyoda az tutup, tespite sokmadan cikarip, filmin hala gelişmesini sağlamaktır; birtakım insanların photoshopla, after effects'le yaptıklarını eleman banyo işlemi sırasında yapmaktadır, tanrıdır. ayrıca bu eleman panavision'a özel lens tasarlayıp yaptırttığı için mümkünatı yok aynı görüntüleri kopya edemezsiniz. hadi kastınız yaptınız diyelim, elemanın banyo sırasında yaptığı trikleri asla öğrenemeyeceğiniz için yine öyle mal mal bakarsınız :)
yani görüntü yönetmenliği hem teknik bilgi hem de sanatsal açıdan yetenek ve yaratıcılık gerektiren çok ama çok zor bir iştir, türkiye'de bu işi hakkıyla yapan bir insan duymadım görmedim.
ayakta işemek
eniştecimle akşam akşam delirmeler
-
(bkz: hani marjinal bizdik)
60 yaş üstü için sokağa çıkma yasağı
-
fiilen uyduğum yasaktır.
arada bir kaçamak yaptığımız da oluyor.3 aylıklarımızı almak gibi filan...(meraklısına : 1943 doğumluyum)
yıllar sonra gelen not : başlık başıma kalmış.
yaran diyaloglar
-
arife gecesi, saatlerdir siyah, beyaz ve krem rengi dışında bir tayt aranıyordur. bu dükkan son şanstır.
- siyah, beyaz ve krem rengi dışında tayt var mı?
- vardı da yok, kalmadı.
- hay allah.
- kırmızı, mor, turuncu, sarı, lila, gri renkleri falan vardı hatta.
- tühh tühh tühh..
- hem de 5 tl idi.
- ayy, niye bi de fiyatını söyleyip üzüyorsun.
- valla sana 4 e bile verirdim.
medeniyetsizlik göstergesi küçük detaylar
-
yoldan 15 cm yuksek rogar kapagi.
500 liralık saatin 20 liralık saatten farkı
-
adamın fakirlik dnalarına işlemiş, 500 liralık saati pahalı sanıyor.
yoktur hacı, ikisi de aynı. zamanı gösteriyor.