hesabın var mı? giriş yap

  • amatör olarak bağcılıkla uğraşıyorum. tamamı amerikan anaç üzerinden 7 ayrı üzüm türü yetiştiriyorum. işin içine girene kadar durumun vehametinin ben de farkında değildim.

    başta ulu önder atatürk olmak üzere cumhuriyetin ilk yıllarındaki devlet adamları tam bir dahi.. çünkü daha 1928’de bağcılık ve üzüm bağlarının gelişimini devlet kendine dert ediniyor. bu konuda tam profesyonel yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamak maksadıyla 1930-1935 döneminde her yıl bir öğrenci olmak kaydıyla toplamda beş öğrenci, bağcılık konusunda eğitim almak üzere yurt dışına gönderiliyor.

    bağcılıkla ilgili yurt dışı eğitiminin alındığı bir süreçte yurt içindeki bağ alanlarının artışına da önem veriliyor. arazi ve toprak yapılarına göre uygun ırklar belirlenip alt yapı hazırlığı başlıyor. 1934 yılı itibariyle ülkede toplam 77.234.000 hektar arazinin 345.438 hektarını üzüm bağları oluşturuyor..

    bağ alanlarının genişlemeye, bağcılık-şarapçılıkta uzmanlaşanların eğitimini tamamlayıp yurda döndüğü bir dönemde, yabancı ülke üzümleriyle karıştırılarak yeni tip teşkil edilmesini önlemek ve yerli ırkların rekabetten korunmasını sağlamak amacıyla manipüle edilmemiş üzüm ihracatı 1705 sayılı kanuna dayanılarak yasaklanması için, 7 temmuz 1936’da bakanlar kurulunca karar alınıyor.. bakın bugün övündüğümüz öküzgözü, narince, boğazkere gibi anadolu’ya mahsus üzümlerin ırkına halel gelmesin, tabiatı korunsun diye bakanlar kurulu toplanıp karar alıyor ve yıl 1936..

    1933-1937 yılları arası üzüm üretim ortalaması bugün dünyanın en kaliteli şaraplarının üretildiği abd kaliforniya’da (evet fransa değil) 199.200 ton; türkiye’de 61.800 ton, yine bugün abd’nin en büyük rakibi olan avustralya’da 41.132 ton ve yunanistan’da 25.160 tondur.

    1938 yılı itibariyle türkiye’nin, 400.000 hektar civarındaki arazisinden elde edilen yıllık ortalama 1 milyon ton yaş üzümün maddi değeri 1939 yılı istatistik verilerine göre 47,2 milyon lira. bağ alanı itibariyle türkiye dünyada dördüncü sırada.

    bağ arazileri miktarı ve üzümlerinin kalitesi ile dünyada hatırı sayılır bir ülke haline gelen türkiye’de 1941 yılında bağcılık işleri için tarım bakanlığı bütçesinden 78.100 lira tahsis ediliyor. yani “artık yeter” denilmiyor.

    1942 yılına gelindiğinde türkiye’de bulunan toplam bağ alanı miktarı 4.283.100 dönüme ulaşıyor. bu toplamın %35,1’ine tekabül eden 1.508.500 dönümü orta anadolu’da ve en rezil kıraç topraklar bile boş geçilmiyor, buralar kara dimrit-ak dimrit ekiliyor. ve bugün hala buralarda kara dimrit-ak dimrit yetişir…

    yine %29,2 sine karşılık gelen 1.251.000 dönümü güneydoğu anadolu’da. meşhur boğazkere burada.

    %20,1’inin bulunduğu 856.000 dönümü ise ege’de. kalan bağ arazilerinin %9,1’i olan389.100 dönümü marmara; %5,1’ine karşılık gelen 221.000 dönüm akdeniz; %1’ine karşılık gelen 42.000 dönüm karadeniz; %0,4’üne tekabül eden 15.500 dönümü ise doğu anadolu’da yer almıştır. bütün bu bağ alanlarından dönüm başına elde edilen ortalama yaş üzüm miktarı ise 222 kg.

    1942 itibariyle bağ alanına göre mahsül rekoltesinde lider diyarbakır. ve bu nedenle ekstra önem verilip destekleniyor. boğazkere böylece güçleniyor..

    1980’lere kadar devlet bu işin arkasında duruyor.

    şarap fabrikaları kuruluyor. her yıl bu fabrikalarım etrafındaki bağcılar teşvik edilerek, yetiştirilen üzümler direkt satın alınıyor. böylece bakımı kolay, bulunduğu bölge toprağına uyumlu üzüm türleriyle, çiftçisine para kazandıran, devlete gelir kapısı olan, ihraç ürünü olan bir sektör herkesi kazandırarak kendiliğinden yürüyor.

    ta ki 2001’de tekel’in özelleştirme kapsamına alınıp, 2002’de iktisadi devlet teşekkülü yapılıp, 2003 kasım ayında bu hükümet tarafından nurol-limak-özaltın-tütsab ortak girişim grubu’na satılmasına kadar.

    bu tarihten sonra bağcılık tepetaklak gitti. işin garibi tutulan istatistikte yok. ne kadar dönüm bağ köklendi. hangi türler yok oldu. şehirlerin genişlemesi, bağ alanlarına girmesi ile hangi türler zarar gördü (özellikle tokat’ta narince bağları ciddi zarar gördü) bunlar bilinmiyor.

    üzüm allah’ın bir nimeti. öyle çok büyük masraf istemez. bir kere toprağa tutundu mu büyür. her sene muhakkak meyve verir. seversen, bakarsan daha bir coşar. yaprak, yaş üzüm, kuru üzüm, pekmez, sirke, şarap muhakkak bir şey verir.

    üzüme düşman olan adam bu ülkeye düşmandır.

  • az once gokhan zan in programdaki haykirislarindan sonra, koordinasyon sorununun halledildigini soyleyen kisidir. aradan 10 dakika bile gecmemistir. tiksiniyorum. senin gibi aydini olan ulkeden ne beklenir ki.
    seni celal sengor ve fatih altayli cig cig yesin insallah bugun arsiz adam

  • türkiye'nin 2 kez avrupa konseyi toplantılarında dile getirdiği, ermenistan'ın en geç 2004'te kapaması şartı ile avrupa konseyi üyesi (1995'te) olduğu nükleer santral. bir dönem kapatılmış olup, daha sonra ermenistan'ın enerji yokluğunu öne sürerek tekrar çalıştırmaya başladığı santraldir ve ermenistan türkiye ve avrupa'nın yeni enerji kaynakları için teknik ve mâli yardım önerilerini ısrarla reddetmektedir. bu santralden üretilen elektirik ermenistan gereksiniminin çoğunu (belki de tümünü) karşıladığı gibi yurtdışına satışı da yapılmaktadır.
    santral çernobil ile aynı tiptedir ve aynı teknolojinin ürünüdür. dünya'daki en tehlikeli 1. ya da 2. nükleer santral olarak kabul edilmektedir. patlaması durumunda en fazla etkilenecek ülkeler türkiye, azerbaycan, gürcistan, ermenistan ve iran'dır.

  • beni terk edip giden..

    yavrularına nasıl anlatayım bilmiyorum ki. anneniz artık yok nasıl diyeyim? ben daha kabullenememişken nasıl avutayım onları?

    dün yol kenarında ölüsünü buldum kuzumun. gece dolaşmaya çıkmış bahçeden, allahın belası bi araba çarpmış, fren bile yapmamış. kaskatı, cansız.. gözümün önünden gitmiyor o hali. hiç benzemiyor ki benim kedime. bembeyaz tüyleri yok. kan.. yavruları var onun. senelerce beraber uyuduk, ben varım. daha aşıya gidecektik. daha ağustosta 3 yaşına girecekti. ama öyle cansız yatıyor orda. elimde tek kalan tasması.

    insan gibi kullanın şu arabaları. benim canım gitti, niceleri gibi, başka canların sebebi olmayın.

    ben nasıl derim o yavrulara insan kılıklı bi şerefsiz kıydı annenize diye?

    yıktılar yuvamızı..

  • bu ülke bu kadar haini nerede yetiştirdi diye soruyorsun ya. " ne istediler de vermedik? " bu lafı hatırladın mı kızgın dinci? şimdi gidip padişahın efendin için şehit olabilirsin.

  • bu kuşağın vakti çok değerli. 15 dakikasını boşa geçirmek istememiş sınıfta. gözetmen 2 saat önce okulda oluyor, adam hayatının sınavına son anda gelip girmeye çalışıyor.

  • yeşil yandıktan sonra önünde başka araba olmadığı halde kornaya basan taksiciye ise bu rekorun yanında bir de huni hediye edilir.

  • gece gece parmak ucunda akıl yürütmeler:

    arkadaşınız size verdiği sözleri yerine getirmezse ona olan güveniniz azalır. kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirmezseniz kendinize olan güveniniz azalır. o zaman kendinize verdiğiniz sözleri yerine getirirseniz kendinize olan güveniniz artar. ya kendinize verdiğiniz sözleri tutun. ya da kendinize tutabileceğiniz sözler verin. ya da kendinize söz vermeyi bırakın.