ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
- nerede bu kadın ya bir dakika durmuyor evde.
+ baba komşuya gitti ne yapsın akşama kadar evde mi oturacak?
on dakika sonra;
- bak hâlâ gelmedi! çayı bile kendimiz demliyoruz!
+ tamam baba tamam!
tam çayı içecekken kapı anahtarla açılır ve anne içeri girer ve babam bombayı patlatır:
- hanım ben de tam diyordum ki anneniz olmayınca çay bile içilmiyor bu evde nerede kaldın yahu?
seyfi dursunoğlu
-
ara ara aklıma geliyor, sosyal medyada eski videoları önüme düşünce izlemeden geçemiyorum. "huysuz'u televizyonda izlemiş efsane nesil" olarak onun eksikliğini her geçen gün daha çok hissediyorum galiba.
bugün ilginç bir röportaj izledim. seyfi dursunoğlu, orhan kural'ın sorularını yanıtlıyor. belli ki programın çok bâriz bir toplumsal farkındalık misyonu var, bu kapsamda çeşitli konularda huysuz'un görüşleri alınıyor. ancak bunu yaparken sohbetin son derece sığ bir hal alması -buraya cuk otursa da "cringe" demek istemiyorum ama- tuhaf mı desem, bir olmamışlık hissi mi uyandırıyor desem, hadi tuhaf diyeyim, bi' tuhaf geldi bana. şöyle ki:
1- orhan kural, oyuncu bedia muvahhit ve kankası vasfi rıza zobu hakkında bir anekdot anlatıyor, neymiş efendim, bir gün arabayla giderlerken vasfi rıza'nın tuvaleti gelince bir yerde duruyorlar, adamcağız uygun bir yer ararken zaman geçiyor, sonra hâcetini gideriyor ama aceleden önünü ıslatıyor, bedia muvahhit de durumu fark edince, vasfi rıza açıklama yapmak zorunda kalıyor ve "sorma bedia, dışarı çıkınca yağmur başladı" diyor, bedia muvahhit ise muzipçe "tabi sen onu buluncaya kadar mevsimler değişiyor" diyor. hani böyle izleyicide, "eee, bu ne şimdi, ne gereksiz" hissi uyandıran bir anekdot. huysuz bile zoraki bir gülümsemeyle "daha edepli bir şey anlatmanızı tercih ederdim, en azından yaşıma hürmeten..." diyor asjfsflk.
2- yine bir diğer saçma konu başlığı, fenerbahçeli eski futbolcu alex'in heykelinin dikilmesi hakkında. orhan kural diyor ki, "250 bin şehit verdik çanakkale'de, onlar için bir anıt yapıldı, bir de buraya brezilya'dan bir futbolcu geldi, türkiye'yi sömürdü, özel jetiyle 250 bin dolara gitti, bir de arkasından onun için bir heykel yapıldı, acaba çanakkale'de 250 bin şehidin kemikleri sızlamadı mı? herkes için heykel yapılmalı mı?" diyor. huysuz da "ne alaka aq" dercesine bakıyor önce. sonra güzel bir cevap veriyor: "çanakkale'deki heykeli devlet yaptırdı, futbolcunun heykelinin parası, herhalde bağlı olduğu spor kulübünden verildi, yani bunlar çok özele giriyor, ben bu sualinizi çok zekice bulmadım." diyor. daha ne desin adam, harika bir cevap...
3- bir başka konu başlığı ise futbol, orhan kural futboldan hoşlanmıyor belli ki ve huysuz'u bu konunun içine çekerek "bir futbol maçı seyretmenin topluma bir tek faydası var mı?" diye soruyor. huysuz yine ustaca cevaplıyor ve: "o zaman şunu da söyleyebilirsiniz, senin yaptığın show'da ne var ki insanlar bunu izliyor dersiniz, onun arkasından bu gelir, futbolcu da kimsenin yapamadığını yapıyor, zevkleri münakaşa edemeyiz beyefendi." diyor. cevabın inceliğine bakar mısınız?
bir noktada artık huysuz açıkça "beyefendi sen hoşlanmadığın şeyi, niye başkalarına zorla empoze ediyorsun? bu galiba profesörlüğün verdiği bir şey..." diye çıkışarak aslında tüm röportajın gizli niyetini açığa vuruyor. sorulan sorulara çanak cevaplar vermiyor yani, o kadar takdir ettim ki anlatamam.
geneli son derece kabız ilerleyen sohbetin bazı anlarıysa eğlenceli diyaloglara sahne oluyor, şöyle ki;
o.k.: vücudunuzu bağışladınız, çok hoşuma gitti.
s.d.: niye vücudum sizi bu kadar enterese ediyor ki?
o.k.: yani istifade... ben de düşünüyorum.
s.d.: istifade etmeyi? (gülüşmeler)
- & -
o.k.: hayatınızda kürk giydiniz mi?
s.d.: kürk?
o.k.: kürk, hakiki hayvan kürkü?
s.d.: hayır, giymedim.
o.k.: giymediniz, çok teşekkür ederim.
s.d.: yani hayvanlara acıdığım için değil, o parayı verip kürk alamadığım için. (gülüşmeler)
şimdi ikisi de rahmetli oldu tabi, aralarında 6 ay bile yok.
yaşadığı çengelköy'ü tanımlarken "sakin, sessiz, âsûde bir yer, burnumun dibinde insan yok, kalabalıktan nefret ediyorum." diyen huysuz'un ölümünden birkaç ay sonra mezarını ziyaret etmiştim. henüz kabri düzenlenmemişti, sadece başucunda bir tahta parçasına adı yazılıydı, hepsi bu. hemen yol kenarında, gelen geçene lâf atacakmış gibi duran bir mezarı vardı...
onca sahne, show, televizyon, kabare, kalabalıklar, alkışlar... hepsinden uzakta... her kabir gibi sakin, sessiz, kendi deyimiyle "âsûde"... fakat yol kenarında olmasından mütevellit burnunun dibinden sıklıkla insanlar geçiyor. şimdi bundan, hayattayken olduğu kadar şikayetçi değildir umarım. :)
bir huysuz geldi geçti bu dünyadan, ince bir ruh, kristalize bir zekâ idi.
tl için hazırlanmış modern banknot tasarımları
-
arkasında atatürk yerine yossi kohen olan tasarımlardır.
topçu kışlası projesi'nin yeniden gündeme alınması
-
bu sefer hayata geçer diye düşündüğüm projenin gündeme alınması.
bu sefer sikimde de değil açıkçası. isterlerse istanbul'a komple beton döksünler, bu halk bunu hakediyor.
öğrenci yemeği
-
sade iskender
malzemeler:
ekmek
yoğurt
domates salçası (sos için)
yapılışı:
ekmek küçük parçalara bölünür ve tabağın içine yayılır. üzerine yoğurt dökülür ve salça ile yapılmış sos üzerinde gezdirilerek servis yapılır.
tupac ölmedi
radyo kültürünün unutulması
-
radyo kültürü, az da olsa hâla vardır. küçük bir cep radyom var, maçları ondan dinlerim. arada bir yavaş yavaş tüm frekansları gezerim güzel bir müzik bulmak için. radyo hazar ve kral fm bulunduğum yerde çeken radyolar arasında favorilerimdir. ayrıca bazen de youtube'dan radyo tiyatrosu dinlerim.
kız öğrencilerin odasını basan otel sahibi
-
edit4: yönetim beni nedense lanetleyip çaylak yapmış. lol.
edit3: sosyal medyada yankı bulması sayesinde olay ulusal basında yer almış, otel sahibi hakkında "inceleme" başlatılmış.
link
edit2: hazır gündem olmuşken,
(bkz: kezzaplı saldırganın aftan yararlanması)
(bkz: covid19 hastası için immün plazma ihtiyacı)
edit: korona nedeniyle yeniden yerleştirme olayı yokmuş, yurt yetersizliği nedeniyle öğrencilerin kalmak zorunda olduğu bir apart otel olduğu söyleniyor.
https://twitter.com/…tatus/1247179081965330433?s=19
az önce twitterda denk geldiğim maganda. iddiaya göre öğrenci yurdu yetersizliği nedeniyle apartta kalan kız öğrencilerin odası muhtemelen otel yetkilisi tarafından basılıyor, nisan mayıs aylarının parası istenip eşyalara el koyuluyor, bağırıp çağırıp tehditler savurup üzerine yürüyor.
https://twitter.com/…tatus/1247260868930424834?s=19
odana böyle ahıra girer gibi dalabilen birinin otelinde kalmak ne kadar boktan bir durum bir öğrenci için. gündüz vakti bunu yapandan gece her pislik beklenir.
demografik geçiş
-
iktisat tarihinde nufus hareketliginin aciklanmasi icin gelistirilen ve kullanilan teoridir.
ozetlemek gerekirse, bu teoriye gore tarihsel olarak nufus hareketliligi dort temel asamadan gecmektedir:
ilk asama yuksek dogum ve olum oranlarini sayesinde nufusun sabit kalmasidir.
ikinci asama olum oranlarinda dususu ve halen yuksek olan dogum oranlari sayesinde nufusun artmasi donemidir.
ucuncu asamada dogum oranlarinda dususu sebebiyle nufus artisinin azalmasi meydana gelir.
son asamada ise duragan bir nufus olusmaktadir.
31 mart 2013 saatlerin 1 saat ileri alınması
-
saat 3.00'da saati ileri alıyoruz, saat oluyor 4.00. burası tamam, da problem şu: saat 3.00'da utah- brooklyn maçı var arkadaş. ancak bu işlemi gerçekleştirdiğimizde 3.00 diye bir saat olmamış oluyor. e saat 2.00'da alabilirsiniz falan da denmiyor. dolayısıyla zamanın boşluğunda bir şeyleri yitirmemiz söz konusu, biri bi'şey söylesin lütfen?
+90 532 532 0000
-
(bkz: @2 sikmiş beyler)
bir erkeğin bir kızdan hoşlandığını anlamak
-
- yan gözle bakarsa hoşlanıyordur.
- gözünü mü kaçırdı? yine hoşlanıyordur.
- yaptığı espriye kahkahalarla gülüyorsa hoşlanıyordur.
- gülmediyse takılma, hoşlandığını belli etmek istemiyordur.
- konuşurken gözlerinin içine bakıyorsa hoşlanıyordur.
- durmadan dalıp gidiyorsa kızı düşünüyordur.
- bir yere gidilecekse ve kızı davet eden oysa hoşlanıyordur.
- başka bir arkadaş kızı aynı ortama davet ettiyse belli ki aracı koyuyor, çaktırmak istemiyordur.
- kızın elindeki torbaları alıp taşıyorsa hoşlanıyordur.
- almıyorsa kızlar aldırmamalı, "işine gelmeyeni görmezden gelebilirsin vardır bir sebebi" diyerek geçmelidir bu maddeyi.
- başka bir kıza bakıyorsa, bu hoşlanılan kızı kıskandırmak maksadıyladır. e buradan da kızdan hoşlandığı sonucunu çıkarılabilir yine.
sözün özü; kız hoşlanıyorsa o adamdan, adam ne yaparsa yapsın kız yapılan tüm hareketleri üstüne alınacaktır .