ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
3 kasım 2011 beşiktaş d. kiev maçındaki karambol
-
dünya en son böyle bir karambolü normandiya çıkarmasında görmüştü.
vestifobi
-
vestifobi, giysi korkusudur. birçok insan için bu, belirli bir kıyafet korkusu olarak kendini gösterir. diğerleri için, kişinin kendini kısıtlanmış hissetmesine neden olan dar kıyafetlerden korkma durumudur. bir diğer seviyesi ise tüm giysilerden korkmaktır.
bu nadir fobi, belirli bir kumaş türüne olan alerjiden veya belirli bir giysi parçasıyla ilişkili travmatik bir olaydan kaynaklanabilir. örneğin, eski askerlerin askeri kıyafet korkusu geliştirdiği durumlar görülmüştür.
internette bir türlü bulunamayan efsane videolar
-
sofor babanin canavara donustugu trafik canavari reklami. hayatimda hicbir reklam beni bu kadar korkutmamistir heralde.
tam 4 yil bekledik sonunda trt arsivinden cikarmis.
burada
vallahi hatirladigimdan da korkuncmus.
demba ba'nın arsenal maçında attığı şut
-
ilk kez santra sonrası çekilen üçlüyü bozan olay olarak tarihe geçmiştir.
"bir ki üüüü.... ooaaaaaah nasıl kaçtı beee"
flörtlerin ilişkiye dönüşememesinin sebepleri
-
eğer bir çakal (veya ceylan) sizinle çatır çatır flörtleşmesine rağmen sevgili olmaya yanaşmıyorsa sizi tam olarak yanına yakıştıramıyor, dükkanın önünü kapatmak istemiyor demektir.
size de "peh popişimin kenarı!" demesi düşer. n'apak?
flört edilen kişiyi kola takıp; "eeeey okul/iş arkadaşlarım, ailem, kuzenler muzenler, intsa ve twi takipçilerim, sevgili romalılar... işte bu benim aşık olduğum kişi ve biz birlikteyiz." sinyali yayma seviyesine ilişki deniyor malum.
eskiden bu listede sosyal medya yoktu. "aşkım birlikte fotoğrafımızı koyalım" lafı literatüre girmemişti. herkesin bir tık iki stalk'la ulaşabileceği ortak bir ortam yoktu.
çapkın flörtözlerin balonu uzun süre patlamıyordu.
çünkü tilkilerin kuyrukları birbirine değmiyordu. mesela lisedeki eski arkadaşlar, üniversitedeki çevre, iş çevresi, mahalledekiler, yazlıktakiler, netten tanışılanlar vs. hepsini ayrı ayrı idare etmeyi beceriyordu ilgi manyağı çapkıncık tipler.
mesela;
feriha, üniversitede bora'yla tanışıyordu, biraz flörtleşip sonra sevgili oluyorlardı. buraya kadar sorun yok. daha doğrusu feriha öyle sanıyordu. halbuki bora'nın bir de ailesinin yaşadığı şehirde, mahallesinde bir sevgilisi daha vardı o esnada. ama tilkilerin kuyrukları birbirine değmiyordu. bir şeylerden şüphelenen feriha, bir tık iki stalkla bora'nın gerçek ve fake hesaplarına ulaşıp "abaaaw" diyemiyordu.
işte bu hikayenin günümüz versiyonunda, çapkıncık boramız bu kızlardan biriyle sevgili olmak yerine ikisiyle birden flörtöz takılmayı yeğliyor. böylece olayı çevreye ilan etme topuna girmemiş oluyor.
tam olarak yanına yakıştırıp da "bu benim sevgilim" pozunu yaymak isteyeceği birine denk gelene dek dükkanın önünü kapatmıyor.
(bkz: adam pisliğin teki çıktı rıza baba)
not: bu olayın karşı cins versiyonu da var elbette.
çünkü mesele bora veya buse değil yeğen, mesele ilgi manyaklığıııı... *
futbolcuların paralel evrendeki meslekleri
tek okuma hakkı olsa okunacak kitap
-
şu amk yerinde gördüğüm en saçma anket olabilir bu. lan bi kitabı buna layık görüyorsam ben bu kitabı zaten okumuşumdur, biliyorumdur. ee o zaman tek okuma hakkımı niye ona kullanayım?
şu anketçilerdeki kafayı bir gün çözebilirsem herhalde uzaya gidecek noktaya gelmişimdir.
%50 joker hakkını kullanan başbakan
-
%50 joker hakkı yerine, seyirciye sorma joker hakkını kullansaydı, şimdi hiç bu kadar sorun yaşamayacaktı.
akıl almaz trafik kazası
-
"şehir içi. kamyonlar cok hızlı olamaz. "
hala saf ve masum insanların varlığını ispatlamış kazadır. duygulandım.
esenler otogarı
-
bir gece otobüse binip ailemizin yanına gitmemiz gerekti olmaz olaydı. yanımızda bir tip bitti anında nereye gitmek istediğimizi de öğrendi firmanın birisi ile görüşürken. adam sülük gibi yapıştı zorla adını sanını bilmediğimiz bir firmanın otobüsüne bildirmeye çalıştı. git dersin gitmez biraz usteler kızarsın üzerine yürür; bir tane bile güvenlik görevlisi yok ortalıkta... (bkz: türkiye’nin ne kadar güvensiz ülke olduğu gerçeği)
zenginlik belirten ufak detaylar
-
kaşardır bu detay.
eğer bir evde kaşar büyük büyük doğranıyorsa o ev zengin evidir.
yok, küp küp ve ufak doğranıyorsa o ev zenginliğe biraz mesafelidir.
not: biz direk teker koyuyoruz masaya.
bir kadından duyulan en iyi iltifat
-
"başım omuzunda olsun. ne ekmek isterim, ne su.."
evlendik sonra. sözünün eriymiş.
istemedi.
***
arkadaşlar bu mesajı artık editlemem gerekiyor. şöyle ki boşanma aşamasındayız. istemediği bir tek eflak ve boğadan kaldı. bir de kulağımın arkası.
kişinin yaşlandığını anladığı an
-
fotoğraflarında sivilce yerine göz altı torbası fotoşopladığını farkettiği an.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
iki-uc hafta evi hic supurmeyip sonra temizlik esnasinda elektrik supurgesinin yerden cektiklerinin borudan gecerken cikardigi citirtilari keyifle dinlemek.