hesabın var mı? giriş yap

  • son laik bükücü adıyla twitter'da bulunan tarihin en büyük aktroll lideri. yargılanacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum.

  • sanki her hafta bütün şarkıcıların ibrahim tatlıses'i eğlendirmek için canlı yayına çıkmış izlenimi veren program.

    ibo oturuyor etrafına bakıp gülümsüyor, şarkıcılar da önünde şarkı söyleyip dans falan ediyor. konsepte bak mk.

  • trabzon- artvin arası bir otobüste geçen anne- kız diyaloğu;

    kız (5-6 yaşlarında): anneee çişum celdi!!!!!!!!!

    anne: tut çişuni etme altuna, birazdan mole verceğuk o zaman edersun.

    kız: ama çok çişum celdiiiiiiiiiiiiiii!!!!!!!

    anne: tamam 5 daka kaldi sakin etme altuna he mi kizum

    kız: anneeeeeeeeee ediyrum ediyrum ediyrumm bak ediyrum

    anne: aman aman sakın

    kız: ediyurrum ediyrumm !!!!!!!! ettuuuuuuuuuuuum!!!

    anne:vuuuu ne ettun kizuuuuum (sinirli bi şekilde)

    kız: şaka ettum (kihkih)

  • - yan gözle bakarsa hoşlanıyordur.
    - gözünü mü kaçırdı? yine hoşlanıyordur.
    - yaptığı espriye kahkahalarla gülüyorsa hoşlanıyordur.
    - gülmediyse takılma, hoşlandığını belli etmek istemiyordur.
    - konuşurken gözlerinin içine bakıyorsa hoşlanıyordur.
    - durmadan dalıp gidiyorsa kızı düşünüyordur.
    - bir yere gidilecekse ve kızı davet eden oysa hoşlanıyordur.
    - başka bir arkadaş kızı aynı ortama davet ettiyse belli ki aracı koyuyor, çaktırmak istemiyordur.
    - kızın elindeki torbaları alıp taşıyorsa hoşlanıyordur.
    - almıyorsa kızlar aldırmamalı, "işine gelmeyeni görmezden gelebilirsin vardır bir sebebi" diyerek geçmelidir bu maddeyi.
    - başka bir kıza bakıyorsa, bu hoşlanılan kızı kıskandırmak maksadıyladır. e buradan da kızdan hoşlandığı sonucunu çıkarılabilir yine.

    sözün özü; kız hoşlanıyorsa o adamdan, adam ne yaparsa yapsın kız yapılan tüm hareketleri üstüne alınacaktır .

  • her biri bir bilimdir. içerdikleri bilgilerle her biri kocaman bambaşka dünyalardır.

    senin yaşadığın ülkede bu meslek erbapları iş bulamıyorsa, sektör gelişmemişse, bu senin ülkenin dandikliğidir. bölümlerin değil.

    bilime saygı duyun biraz.

  • ev sahibi arap. üç hafta önce mesaj attı “her şey iki katına çıktı, ekonomi kötü, kirayı da artırıyorum. ya verin ya da çıkın” dedi. elimizde kontrat var. haklarımızı biliyoruz. isterseniz mahkemeye gidin çıkmıyoruz dedik. adam üç haftadır taciz ediyor. evde huzur kalmadı. gece gündüz arıyor mesaj atıyor, tehdit imalarında bulunuyor. yine de bir zorbaya boyun eğmeyeceğim. çıkmayacağım. yasal hakkım neyse kullanacağım. her şeye rağmen bu ülkede hak var hukuk var. kimse kirayı iki katına çıkaramaz. ama öyle zor ki bu süreç. keşke herkeste vicdan denen şey olsa, dini sadece namaz ve oruca indirgemese. her mesajı allah kuranla başlayıp sonunu tehditle bitirmese.

    edit: arkadaşlar hala zaman zaman mesaj atıp son durumu soranlar oluyor, bu sebeple buraya güncelleme yazacağım. biz kendi evimize taşındık! zaten kiradayken kendi evimizin teslimatını bekliyorduk, tüm bu olayların bu şekilde sonlanması tek güzel şey oldu. eski ev sahibi buraya ilk entry girdiğim dönem birkaç mesaj daha atmıştı. fakat biz çok kararlı durduk ve hatta ters bir mesaj attık sınırlarını aşma içerikli. o mesajdan sonra sustu ama yine de arada bir “evi satacağım, iki ay sonra satacağım, yarın satacağım vs” diye mesajlar yollamaya devam etti. o mesajlara cevap vermedik ve tabii ki de evi satmadı, sadece aklına düştükçe eski sevgili gibi yazdı iş olsun diye. biz taşınacağımızı haber verince de sevinçten havalara uçtu. böyle işte. sonuç olarak biz ev sahibi olayından kurtulduk.

    bundan iki üç yıl öncesine dek ev kredisi altında hayatımı sınırladığımı düşünür ve üzülürdüm. pişman olurdum böyle bir borca girdiğime çünkü arkadaşlarım arabalarını değiştirir, güzel güzel plansız tatillere çıkarken ben hesap yapardım. ama özellikle de bu yaşadığımız şeylerden sonra iyi ki diyorum. iyi ki zamanında cesaret edip bir ev almışız. herkesin önceliği tabii ki farklıdır ama demek ki benim için güzel bir araba veya hesapsız bir tatildense yaşadığım evde kafamın rahat olması daha önemliymiş.

    çok uzattım. bu süreçte abartısız yüz küsür mesaj almışımdır. belki daha fazla. herkes ya yardım etmeye çalıştı bilgisiyle ya da destek mesajı attı. hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. umarım hak eden ve iyi niyetli herkesin hikayesi mutlu biter.

  • dizideki karakterlerin zeka seviyesine göre (iq ve eq toplamı) sıralaması:
    1.ercüment çözer
    2.ağbimiz ("gel seninle biraz yürüyelim")
    3.memduh başgan
    4.behzat ç
    5.şule
    6.savcı esra
    7.hayalet
    8.cevdet
    9.akbaba
    10.şevket ağbi

    250.harun

  • san francisco’da dilensen 2000 dolardan fazla kazanır ancak sürünürsün. north dakota’da 2000 dolara geçinirsin. nasıl ki romanya piteşti’de kazanacağın 2000 euro ile londra’da kazanacağın 2000 euro aynı değilse, abd’de de bir şehirde yaşam bir diğerinden 4 kat pahalı olabiliyor.

    bu aralar ev almayı düşünüyoruz. san francisco’dan ayrılmak istemiyoruz, ama şöyle ufacık, hemen taşınılabilir evler 1 milyon dolardan başlıyor. 200 bin dolar peşin verip sonra vergisi, sigortası, mortgage ödemesi derken 30 yıllığına ayda 5500 dolar borç altına girmek tek çözüm. diğer seçenek ise iki saat uzakta sierra nevada dağlarının eteklerinde orman ve göl manzaralı, havuzlu, geniş arazili bir eve taşınmak. 500-600 bin dolar aralığında bir fiyata malikane alabiliyorsunuz. tabi burada başka şeyler devreye giriyor. çocuğunu taşrada mı büyütmek istersin, san francisco’da mı? sokağa çıktığında dünya vatandaşlarını mı görmek istersin, sadece beyaz amerikalıları mı? kafana estiğinde operaya, baleye, tiyatroya gidebilmek mi istersin, sinema, avm, olive garden üçlüsüyle sınırlı kalmak mı?

    biz taşrada üst sınıf yaşamı sürmektense san francisco’da orta sınıf olmayı tercih ettik. başkası diğerini seçecektir. abd’de 2000 dolar vs avrupa’da 2000 euro tartışmasına dönersek, rahatlıkla söyleyebilirim ki avrupa’da 2000 euro’ya geçinebileceğiniz yerler abd’de 2000 dolara geçinebileceğiniz yerlere beş basarlar.

    diğer yandan, abd’de aynı seviyedeki bir metropolde aynı seviyedeki bir işte avrupa’da kazanacağınızdan daha fazla kazanmanız da neredeyse garantidir. bu durumda daha doğru bir karşılaştırma, berlin’de 2000 euro mu, new york city’de 4000 dolar mı olacaktır.

  • müthiş bir görmemişlik ürünü. hayatımda gördüğüm en leş dekorasyona sahip ev. o dolaplar pahalı diye estetik olmak zorunda değil güzel kardeşim.

  • zamanında kendisiyle aramda enteresan bir mini diyalog gerçekleşmiş şarkıcı, şov adamı hatta kendi deyimiyle uzaylı.. okulda asansöre bindim, zemin kata inicem ama asansör 1.katta durdu, kapı açıldı ve tam karşımda mustafa topaloğlu..

    mt : bu asansör aşağı mı iniyor yukarı mı çıkıyor?
    ben: aşağı iniyor.
    mt: tamam o zaman sana hayırlı yolculuklar..
    ben: !?!?!?!?