ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alternatif ankara metrosu anonsları
-
-sayın yolcularımız lütfen sevgili belediye başkanımız melih gökçek'i twitter'dan takip ediniz.
zaga
-
sabah 3'te 4'te taksim'den gelirdik, hafif sarhoş, bambi'de dilli kaşarlı yenmiş, soğukta akm'nin yanındaki (veya gümüşsuyu'ndaki) dolmuşa yürünmüş, dolmuştan indikten sonra tüttüre tüttüre eve gelinmiş halde, resmen sabahın köründe yatmadan önce son bir tv açardık, zaga hala devam ediyor olurdu.
o kadar çok dışarılardaydık ki televizyon'da canlı izleyebildiğimiz tek program zaga'nın son bölümü olurdu. konuklar monuklar da pek umrumuzda olmazdı.
ne güzel bir dönem, ne güzel bir histi o.
ek tanım: bir kuşağın çok farklı hatırladığı bir program.
izmir
-
ilk kez gidenlerin kültür şoku yaşamalarının doğal olduğu şehir. muhtemelen ilk kez kültür görüyorlar çünkü.
ayrıca her yer leş gibi, hepimiz pislikten kokuyoruz.
chp'ye oy verebilecek mideye sahip olmak
-
reyhanlı'ya gidip halkın arasına karışabilen bir lidere de oy vermektir. yoksa usa'ya kaçıp, ben gelinceye kadar tazminat işlerini halledin diyene oy vermek mide değil işkembe ister.
post apokaliptik filmlerdeki retrofütürizm
-
karanlık şehir atmosferinin kasvetine kasvet katan öğelere zeplin gibi güzel örnekler verilmiş, arada gözümden kaçırdıysam affola ama mesela ilk blade runner'daki voight-kampff test makinesi buna bir örnektir. muhtelif filmlerde eski tüplü televizyonları andıran kocaman ekranlı bilgi giriş terminalleri de mevcuttur.
pegasus'un trabzon yolcularına 2 bin tl ödemesi
-
donanım haber ölücülerinin riskli uçuşlara bilet almasıyla sonuçlanacak ödeme.
parliament pazar gecesi sineması
-
(bkz: 80'lerin sonunda 90'ların başında çocuk olmak)
çoğu insanın geçmişe dönüp baktığında yığınla 'ahh' bırakmış olan tozlu sinema örneği.
o zamanlar pazar banyoları olurdu. bu sanırım gelenekselleşmiş bir hale gelmişti. star tv logosu maviydi. evlerde birden fazla televizyon lükstü o dönemler. tek televizyon olur, çoluk çocuk anne baba bakardı. zaten star o zamanlar 'bu pazar parliament sinema klubünde şu film var' deyu reklam yapardı, herkes merakla beklerdi.
tadının damaklarda kalmasının sebebi belki de belli bir dönem olmasıydı. şimdi koysalar aynı prestiji yakalarlar mı bilemem. ama sanmıyorum.
buram buram sabun köpüğü ve gri bir serbestlik gelir aklıma parliament sinema geceleri denilince. çoğu filmin yarısında uyumuşumdur, ninni gibi.
20 mart 2022 adana'da yapılan işkence
-
alparslan kuytul'u sevin ya da sevmeyin. konumuz o değil. konu: insanlık onurunun ayaklar altına alınması. işkence bir suçtur. hem de insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. ve bu suçta zamanaşımı yoktur.
bebeğine aşı istemeyen babanın yazdığı dilekçe
-
zamanı gelince bebeğini -erkekse- sünnet ettirecek babanın yazdığı dilekçedir. "kul, eksiksiz ve sağlıklı yaratılmıştır" diyor da.
ben nasıl cesaret etmişim buna denilen şeyler
-
16 yaşındayım,tek başıma şehri keşfetmek gibi bir huyum var,arkadaşlarıma ailemleyim,aileme arkadaşlarımlayım diyerek arazi oldum o gün.
tekin olmadığını bildiğim bir semtte gözlemeci-kahvehane ama kadınlı erkekli bir kutlamanın yapıldığı bir yere denk geldim.süslenmiş dışarısı;aynalar,boncuklar beğendim fotoğrafını çekiyorum.
işte o an farkettim ki içerdeki herkes bana bakıyo.bir kadın bir adam bana doğru yürümeye başladı içerden,sıçtım,adamın belinde silah var.turist sanmışlar beni,hello welcome falan diyerek içeri buyur ettiler,bakın yedi yaşından itibaren ingilizce öğrenmeye başladım ama ben bile öyle konuşabildiğimi bilmiyordum adeta bülbül misali şakıyorum ama kimse bi bok anlamıyo,yinede işimi sağlama aldım italyanım sandılar.
türkün misafirperverliğini ben orda gördüm.çiğ köfte,içli köfte,baklava özellikle bir börek yedim tadı hala damağımda,halay çektim "hemende öğrendi" diyolar bide,çüş.dört saat takıldım orda,asker dönüşü kutlanıyordu,fakat biliyorum ki eğer türk olduğumu anlasalardı o denli nazik ve sevecen davranmazlardı.bunuda kimseye anlatmamıştım.
kutsal kitap şeklinde pasta yapıp bir güzel yemek
-
(bkz: kur'an ziyafeti)
ben açtım başlığı it kopuk gibi yazamazsın
-
şu anda adını vermek istemediğim bir başlığa girdiğim entry üzerine bir hanım abladan dün aldığım mesaj.
kanıt
bugüne kadar başlığına yazıp rahatsız ettiğim tüm yazarlardan özür dilerim. bundan sonra artık başlık sahibine sormadan entry girmeyeceğim. hatta telif hakkı gibi başlık parası vereceğim. itliği kopukluğu bırakıp atom fiziğine ve profesörlüğe yoğunlaşacağım.
edit: arkadaşlar başlığı ve yazarı soranlar oldu, ifşa etmek için değil komik geldiği için yazdım bunu. bunları bana değil sözlüğe dolduranlara sormak lazım.
7 senelik ilişkinin bittiği gün
-
zamanında 9 senelik ilişkisi bitmiş biri olarak söyleyebilirim.
winter is coming
benim ruhum değişti. başka biri oldum. resmen karakterime, kalbime, vicdanıma kış geldi. bir daha da asla eskisi gibi olamadım. yaşadığım tüm süreci yazıcam bi ara.