hesabın var mı? giriş yap

  • -babam: gel buraya sahtekar pezevenk!
    -ben: ne oldu baba ?
    -babam: olum, sende hiç utanma, arlanma yok mu?
    -ben: ne oldu? anlamadım ?
    -babam: ulan babanın kalıbına sıçım, bütün pastırmaları yemişsin. 1 haftalık pastırma ihtiyacımdı o.
    -ben: baba, ben yemedim, temizlikçi kız yemiştir.
    -babam: kaldır lan koltuk altını!

    veee.. leş gibi pastırma kokan ben'e, o muhteşem laf gelir..

    -babam: "ben sana protein olsun diye et müptelası oldum lan pezeveng! 8 sene uğraştım seni yapmak için."
    -ben: "8 sene her gece mi baba?"
    -babam: ulaaaaan ben seninnnnn.. çatt... pataküte pataküte diye sesler duyulur ve bundan sonrası hatırlanmaz. yaş 14-15'tir.

    keşke şimdi hayatta olsa, hayatta olsa da yeniden sinirlense, bağırsa çağırsa..
    kıymet bilmek lazım, a dostlar.
    baba, candır. yücedir. allah'tan sonra gelendir.

  • buradaki asıl sorun türkçe bilmeyen insanların vatandaş olması değildir.

    asıl sorun, sadece bir kişinin istediği olsun diye bu kadar insana vatandaşlık verilmesidir.

  • iletişim fakültelerinde ödev diye verilen ıvır zıvır filmlerin yerine gösterilmesi gereken değerli bir eser.
    burt lancaster'in oyunculuğuyla ezdiği bu filmde, şimdilerde pek olmayan "köşe yazarı ajanı" gibi bir mesleğin eleştirisi yapılır ki; sanırım melih aşık-fahrettin fidan ilişkisi, bu ölü işe verilebilecek sınırlı sayıda örnekten biridir. (tam olmasa da örnek kıstaslarını yerine getiren bir örnektir)

  • atilla taş'ın niran ünsal'a fena ayar verdiği program olmuştur.
    okan : en sevdiğiniz bilim adamı
    niran ünsal : victor hugo
    okan : victor hugo ? bilim adamı ?
    atilla taş : doğru diyor, sefiller'i buldu.

  • şöyle bir aydınlanma yaşanıldığı andır bence.

    sözlerini de yazayım da tam olsun hatta.
    '' asuman: beni artık sevmiyorsun, öyle mi?
    mükremin: ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.. hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, yeşil gevrek bir tadı vardı. seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı.. yani bişey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim, asuman'a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu.
    asuman: şimdi n'oldu peki?
    mükremin:bilmiyorum asuman, bilmiyorum.. kalbim bir kuyunun dibindeki suda nefes almaya çalışan bir gariban.yukarı tırmanmaya çalışıyor..ama ne yapsın? kuyunun duvarları düz..kuyunun duvarları ıslak..''

  • monosodyum glutamatın zararlı olduğu asparagasını doğurmuş sendrom.

    msg tartışmaları 1968 yılında kwok tarafından bilimsel bir dergiye (new england journal of medicine) gönderilen mektuplarla başlıyor. kwok 6 mektup süren yazışmaları sırasında kollarından sırtına yayılan bir hissizlik hali ile genel bir zayıflık ve çarpıntı semptomlarından bahsediyor. kwok mektuplarında bu belirtilerin çin yemeklerini pişirirken kullanılan şarabın alkolünden, sodyumdan ya da msg’den kaynaklandığını ileri sürüyor. bu belirtileri gösteren hastalığı ise “çin restoranı sendromu” olarak adlandırıyor. 1995 yılında faseb (amerikan deneysel biyoloji toplulukları federasyonu) aşağıda verilen belirtileri gösteren msg semptom kompleksi adı ile yeniden adlandırıyor.

    ensede, kollarda ve göğüste yanma hissi
    yüzde gerginlik
    göğüs ağrısı
    baş ağrısı
    bulantı
    çarpıntı
    enseden kollara yayılan hissizlik
    uyuşma
    yüzde sıcaklık hissi
    astım hastalarında bronkospazm (solunum yollarının daralması)

  • başlığı böyle açtığım için özür dilerim ama türkiye'de adalet bir süredir böyle yürüyor sanırım.

    olayla ilgili görüntünün de olduğu tweet'i buraya bırakıyorum, entry'nin devamında vaktinizi almamak için bu flood'u kopyala-yapıştır yapacağım:
    https://twitter.com/…k03/status/1105560973186908160

    --- spoiler ---

    27 aralık 2018 tarihinde ıraklı irfan jasim wali wali aşırı hızlı kullandığı range rover araç ile kırmızı ışıkta geçerek abime çarptı.

    abim 40 metre savrularak hayatını kaybetti

    abimin katilini bugün ilk duruşmada serbest bıraktılar

    olay günü emniyetteki ilk ifadesinde babamın karşısında bacak bacak üstüne atıp telefonuyla oynamış ve hiçbir pişmanlık emaresi göstermemiş

    polisin “bu ne rahatlık” uyarısına “beni çıkartmak için bekleyen kaç avukat var biliyor musunuz”demiş

    bugün duruşma çıkışında abimin katilinin beraberindeki 40 kişi bana ve aileme saldırdılar.

    annem ve ablam saldırgan grubun arasında kaldı.

    benim yakama yapıştılar, babama ise ‘yumruk’ attılar.

    abim 30 yaşında bu insan müsveddesi tarafından öldürülmüşken, bugün mahkeme tarafından salıverilmesini ne ben ne de ailem kabul edemiyoruz

    bu yüzden buradan sesimizi duyurmak istedik

    siz de lütfen #süleymanöztürkünkatilitutuklansın yazarak sesimizi duyurmamıza yardımcı olun

    --- spoiler ---

    ben yorum yapamadım, konuyla ilgili bilgim de bu kadar:

    bugün ilk duruşma olmuş, yeşil ışıkta karşıya geçerken öldürülen kişinin ailesi normal bir şekilde duruşmaya gitmişler. katil ise kalabalık gelmiş ve aileye saldırmışlar. baba yumruk yemiş. darp raporlarını alıp şikayetçi olmuşlar. ıraklı katil şu an serbest.

    edit 1: yazmayı unutmuşum, çarpma olayının kamera görüntüleri var. duruşmada sunulmuş.

    edit 2: katilin şu an yurt dışına çıkma yasağı var. yarın serbest bırakılmasına itiraz edilecekmiş. o yüzden kamuoyu oluşturmak önemli.

    edit 3: bir yazar hangi mahkeme diye sormuş, buraya da yazayım; gaziosmanpaşa 15. asliye ceza mahkemesi 2019/95 esas numaralı dosya.

    edit 4: 28 mayıs’ta, saat 10'da 2. duruşma olacakmış.

    *merak edilen bir konu varsa sorabilirsiniz, bilgi alabildiğim kadarıyla burayı edit'leyeceğim.