hesabın var mı? giriş yap

  • 1990 yılında japonya’da saptanan kırık kalp sendromunun bir diğer adı da takotsubo sendromudur. ayrıca 1846'da george man burrows da, british foreign and medical review'de yayınlanan makalesinde nörokardiyak bağlantıya dikkat çekmiştir. kırık kalp sendromu beyin ve kalp ekseninde gerçekleştiğine dair güçlü kanıtlar olsa da hala tam olarak anlaşılabilmiş değildir. genellikle duygusal travma sonucunda görülen bu sendromda kalp kasının pompalama işlevi geçici olarak etkileniyor ve kalp kası zayıflıyor. böyle bir durumda kişide kalp krizine benzer, göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkıyor. başka bir araştırmaya göre ise mutluluk da bu sendroma neden oluyor. araştırmaya katılanların %96’sında sendrom üzüntü ve stresle, %4’ünde ise olumlu bir olayla tetiklenmiş. mutlu veya üzücü bir olayın neden olduğu bu sendromun her iki şekli de kadınlar ve yaşlılarda daha yaygın görülüyor.

    "duygular beyinde işlemden geçiriliyor, dolayısıyla hastalığın beyinde başlayıp kalbi etkilediği fikri akla yakın."

    kırık kalp sendromu hastalarının belirtiler başlamadan önce beyin taramaları olmadığı için hastalığın tam olarak nasıl gelişim gösterdiği halen çözülebilmiş olmamakla birlikte tts'nin birçok nedeni olması muhtemel olsa da, bu bulgular merkezi sinir sisteminin belirli bölümlerinin işlevindeki değişikliklerin, stresli bir tetikleyiciye yanıt olarak bir tts olayının başlamasına neden olabileceğini göstermektedir.

    kısaca beyin ve kalp etkileşiminin bir sonucu olarak görülmektedir.

    sadece bilgisi bile imgeleri tekrar tekrar sorgulamaya ; gamı, kederi, hüznü ve yeisi kavramsal olarak yeniden değerlendirmeye; werther'ı akla getirip hülyalara dalmaya davet eder. böyle ruhsal buhranlar sırasında bir an durup bobby mcferrin'in acapella şarkısına yoğunlaşmak kalbe iyi gelir. :)

    in every life we have some trouble
    but when you worry you make it double
    don't worry, be happy

    https://www.youtube.com/watch?v=d-dib65scqu

  • insanın içinin fena burkulmasına sebep olabilecek meslek. kpss ile atanamayınca bir yıl çalıştığınız okul ihtiyaç var gel der, onlarla anlaşınca başka yere de başvurmazsınız. bütün yaz hocam bizimle misiniz diye soran öğrencilere güzel haberi verirsiniz. öğrenince sevinirler, hepsi hocam bizim sınıfı alın vs der. pazar günü ertesi gün okul açılacak diye tatlı bir heyecan sararken öğlene doğru bir telefon gelir. müdür yardımcısı cuma günü atama geldi, dersler doldu der. öyle kalırsın, okulun açıldığı gün yolda öğrenciler görür, niye yoktunuz diye sorduklarında üzüntünü gizlemeye çalışırsın ama onlar gizlemezler. işte böyledir.

  • dönemin ve dizinin muhteşem yüzyıl olarak anılmasının sebebi; sanılanın aksine kanuni'nin tahta çıkması değil türk kızlarının saraydan gidip yerlerine ruz kızlarının gelmesiymiş...

    kanuni'nin torunları olduğumuz konusunda şüphe yok.

    ha laz müteahhit ha osmanlı sultanı ikisi de rus görünce çocuğunun anası olan türk'ü şutluyor..

  • sınıfta çık yok.. pür dikkat millet... bi spikerin sesi var sadece.. ve hasan şaş gölü atar , ben tarih öğretmeniyle zıplıyorum öteki müdür yardımcısıyla, bir diğeri temizlik görevlisiyle sarmaş dolaş.. salak bi arkadaşkmızda sen git nevşenin şekvasından sınıfın camını kır. kafa mı attı, eliyle mi kırdı artık nasıl kırdıysa müdür para da istemediydi. öyle de güzel bir gündü...

  • 3 yaşımdayken başımdan geçmiş anlatırlar paso
    -enişte bu ne?
    -çakmak
    (1 dakka sonra)
    -enişte bu ne?
    -çakmak
    ...
    -enişte bu ne?
    -çakmak bahadır
    ...
    -enişte bu ne?
    -gazoz kapağı
    -olur mu o çakmak!

  • yurt dışı tecrübesi.

    ama öyle 2 haftalık geziler, 3 aylık dil okullarından bahsetmiyorum. gidip bizzat bir kültürü yaşamak, o milletin mutlulukarını ve sıkıntılarını paylaşmaktan bahsediyorum.

    ayrıca en az 1000 kilometre yakınında hiç bir aile ferdi olmamasından bahsediyorum. hatta dilini bilmediğin bir ülkede tutunmaya çalışmaktan bahsediyorum.

    bu bir insanı olgunlaştırmazsa, artık başka hiçbir şey olgunlaştıramaz heralde.

  • abicim bu nedir ya? her sabah kalkıp annemi ayrı babamı ayrı arıyorum dışarıya çıkmamaları için. tam ikna ediyorum birden ama'lı bir cümleyle çabalarımı boşa çıkarıyolar. camiler kahveler kapanmasa 90 yaşındaki dedem eve girmeyecek. ananeme alışverişe çıkma biz alırız, misafirliğe gitme diyorum haftaya akraba günüm var zaten yakında köye gidicem iptal edemem diyor. yemin ederim 3 yaşındaki yeğenim daha uslu bi çocuk. hiç değilse ısrar edince ses yükseltince anlıyo, lafımı ikiletmiyo. ben başkalarına bulaştırırım endişesiyle peçeteyle tuttuğum kolonyayla başka bir kolonyayı silip, ikinci kolonyayla el dezenfektanımı silip, el dezenfektanımla ellerimi temizleyip alkol zinciri oluşturup virüslere geçit vermiyorum, yaşlılar sokağa çıkıp hastalık peşinde koşuyo. korkutmak için izletmediğim video, söylemediğim yalan kalmadı. yarın ne yalan söylesem acaba diye düşünmekten yıldım. buradan yaşlılara sesleniyorum. silkinin kendinize gelin kardeşim.

  • manu maçından sonra "bir sonraki takımım çok sürpriz olacak" diye demeç vermiş.

    beyler antalyaspor devrede galiba :/

  • sporcu kimliğinin yanında şov adamıdır. maçlarından önce ve sonraki söylemleriyle, mimikleri ve vücut dili ile muazzam şovlar yapmıştır.

    ernie terrell'ın maçtan önce kendisi ile taşşak geçip "cassius clay" demesi ve muhammed ali'nin maçta terrell'a her yumruk atışında "what's my name?" demesi unutulmazlar arasındadır.

    muhammad ali'nin, yerde yatan sonny liston'un tepesinde bütün heybeti ile durup spor tarihinin en iyi karelerinden birini vermesi.

    benim en sevdiğim şov'u ise; george w. bush'un, muhammed ali karşısında yumruklarını havaya kaldırıp "ehehehe" tribinde takılması, muhammed ali'nin bu şaklabanlığa cevabı, hastalığı nedeniyle titreyen elini şakağına kaldırıp "delirdin herhalde" der gibi oynatması.

    muhammed ali gelmiş geçmiş en iyi sporcu olmasının yanı sıra, çok iyi bir şov adamıdır.