hesabın var mı? giriş yap

  • organize suç örgütüne 3 tane polis baskın yapıyor. baskın yapan polisler kapıya sertçe vuruyor. suç örgütü hiç aranmıyormuş gibi kapıya sertçe vurulduğunda kapıyı hemen açıyor. sonra birileri tiyatro deyince fırat tanış alınıyor, kırılıyor.

  • başlık:fakirliğin resmini çizdim beyler gelin

    1.ama telefonum olmadığı için fotoğrafını çekemedim beyler kusura bakmayın.

    2.@1 güldüm piç şuku

  • 10/10 rezalettir.

    kendi hatalarından kaynaklanan bir sorun yüzünden üstüne bir de cayma bedeli talep edilmesi düpedüz dolandırıcılıktır. superonline çözemezse ve ısrarla cayma bedeli isterse tüketici hakem heyeti bu sorunu lehinize çözer.

  • şimdi tüm dünya boku yedi işte.

    arkadaşın biri; ''biri nükleer atmadan diğeri atmaz'' demiş. birinin önce atması gerekiyor zaten. aynı anda düğmeye basacak değiller ya.

  • bazıları her ne kadar komik olsa da, fıkrayı dinledikten sonra davut güloğlu ile beraber katula katula gülsem de, günlük hayatta fıkrada anlatılanın aynısını yapıyor olmam ile beni benden alan, bana hayatı sorgulatan fıkralardır..

    mesala günlük hayatta aynısını uyguladığım mühendis fıkralarından birisini örnek verelim;

    --- spoiler ---

    bir mühendis uçakla seyahat edeceği zaman çantasında mutlaka bir tane bomba taşırmış.. bir gün bunu farketmişler ve sebebini sormuşlar mühendise..
    o da durumu şöyle açıklamış;

    - bir uçakta bir tane bomba bulunma olasılığı (bkz: olasılık) hesaplarıma göre 1/1000'dir.. ancak 2 tane bomba bulunma olasılığı da 1/1000 x 1/1000 yani 1/1000000 'dur.. ben yanımda her zaman bir bomba taşıyarak, uçakta ciddi bir terörist bomba bulunma olasılığını 1/1000'den 1/1000000 'a düşürüyorum..

    --- spoiler ---

    ehh, şimdi bu fıkrayı okuyan bir insan "hay aptal seni ahahaha" diye gülebilir.. ki ben de öyle yapmıştım ilk okuduğumda (bkz: bilim ve teknik dergisi)..
    ancak insanın bu mühendis aptallığını günlük hayatta kendisinin de yaptığını yakalaması fıkradan daha komik oluyor..

    mesala bir eşyanız çalınmıştır.. "ehh bir kere eşya çalındı, aynı kişinin iki kere eşyasının çalınma olasılığı, hiç eşyası çalınmamış birisinin hırsızlığa uğrama ihtimalinin karesi kadardır.. nasolsa bir kere hırsızlığa maruz kaldım, artık eşyalarımı daha rahatça ortada bırakabilirim".. evet cidden farkında olmadan bunu uyguluyorum günlerdir.. evet sayısal zeka karakterliyim.. evet obsesifim..

    veya bir kere trafik kazası geçirmişsinizdir.. "bir kere trafik kazası geçirmiş insanın ikinci kere trafik kazası geçirme olasılığı, hiç trafik kazası geçirmemiş insanın trafik kazası geçirme olasılığının karesidir" diyerek trafikte artık daha rahat, yaldır yaldır, daha dikkatsiz gezmeye başlıyorum.. çünkü bir kere kaza geçirdim ve ilerideki hayatımı matematiksel sigortaya aldım * * *

  • nyc'ye çok yakın bir şehirde yaşayan biri olarak katılmadığım önerme. sınıflı toplumların ne kadar kusuru varsa hepsini içinde taşıyor new york.

    bir tarafta inanılmaz gökdelenler, şıkkıdı şıkkıdı yürüyen -ve yüksek ihtimalle rahatsızlık verecek derecede umursamaz- adamlar ve kadınlar, ihtişamlı gökdelenler ve onların gökyüzünü aydınlatan ışıkları, diğer tarafta sokakta/metroda yaşamak zorunda kalan, yiyecek bulmak için bin takla atanlar. ayrıca şehrin az çeperlerine gittiğinizde yerleşim yerleri de rezil bir hal alır. insanların bin bir zorlukla yaşadıklarını görürsünüz. metrosuna inersiniz, kesif bir sidik kokusuyla yüzleşmek zorunda kalırsınız. bazen de fareler gelir dibinizde dolaşır, göz göze gelirsiniz. alın size dünyanın süper gücü abd ve onun en büyük şehirlerinden biri olan new york.

    ama şehir dendiğinde bunlar nedense akla gelmiyor. şehir dediğin şey o bölgede yaşayan insanların o coğrafyayla etkileşimi sonucu ortaya çıkan bir hadise değil midir? gökdelenler, şehrin merkezi yerindeki üç beş hoş bina bazı kesimlerce hem sinir olunan ama aynı zamanda tapılan amerikan hegemonyasının zihin dünyamızda işgal ettiği alanla birleşince "new york dünyanın en güzel şehri" dedirtiyor insana rahatça.

    pek öyle değil o iş.

    edit: ayikiza tesekkur ediyorum umarsiz kelimesinin yanlis kullanimiyla alakali olarak beni uyardigi icin. umursamaz olarak duzelttim o kelimeyi.

  • biri tam buğday (büyük ihtimalle eser miktarda tam buğday içeriyor) biri de beyaz ekmek olmak üzere 2 ekmek aldım. kasiyer üç ile biten bir rakam söyledi. 23 tl dedi diye düşünüp 25 tl uzattım. kasiyer 13 tl deyip 10 tl'sini geri uzattı. fiyat algılarım öyle bozuldu ki 2 ekmeğe 23 tl vermek normal geldi bir an.

  • sıklıkla gerceklestirdigim olaydir. misafirin önceden gelecegi belli ise odaya erzak yigilir tuvalete gidilir ve odaya yerlesilir. bu sayede misafirler size gereksiz ahiret sorulari sorup , cocuklarini basiniza dolayamazlar. ancak aniden bastiran misafir durumunda odaya hazirliksiz kapanirsiniz. aclık ve tuvalet ihtiyaci sizi oldukca zorlar. her iki durumda da odayi terkedip misafirle burun buruna gelebilirsiniz ki büyük rezalettir.