ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
wifi açıkken sakın uyumayın
-
expert: uzman
performance: performans
disease: hastalık
cancer: kanser
kezbanietzsche: fatal error
edit: yukarıdakilerden bağımsız olarak konuşacak olursam wi-fi açık yatanın çocuğu doğu perinçek gibi olabilir diyebilirim. gece yarısı "sen wi-fi açık uyudun!" diye gelip uykunuzu haram edebilir.
camiden kovulan örümcek adam
-
hani muhammed medine'ye giderken mağara ağzına örümcek ağ örmüştü. bu mu vefa?
22 aralık 2015 mustafa pektemek'in düğünü
-
mustafa pektemek'in, halayda çapraz bağlarını koparması ile sonlanacaktır.
hayatı özet geçen cümleler
-
yolda rastgele konuştuğum sarhoş bir abiden gelsin.
"niye sarhoşum biliyon mu? bir insanın ya kafası güzel olacak ya kaderi"
112 personelinin eve ayakkabı ile girmesi
-
kimi zaman, yatağa bağımlı hastalarınızı sırtında dördüncü kattan ambulansa taşıyan insanlar hakkında,sadece halılarıniza ayakkabı ile bastılar diye yaygara yapmanız düpedüz terbiyesizliktir.
kaldı ki farz edelim galoş taktı, yere sağlam basamadığı için hastanızla birlikte düşme ihtimalini düşündünüz mü hiç?
yahu bir kere de bilgi sahibi olun, sonra fikir sahibi olun.
edit:düzeltme.
şiddete uğrayan kadını kurtarırken katil olan genç
-
ortalıkta yığınla bekçi - polis dolaşıyor ama kavgaları görmüyorlar bilmem farkında mısınız?
türbanlı emniyet müdürü
-
benim dövmemle polis olamadığım ülkede özgürlüktür. yersen.
türkiye'deki evlerdeki ses izolasyonu problemi
-
(bkz: #155451204)
ben satıcıya bütün detayları sordum ev alırken. duvarı, camları, tesisatı, temeli...sordum ama adamın dediklerinden hiçbir şey anlamayacağımı bilerek sordum. bir umut belki bir şey bildiğimi sanır da beni kazıklamaz diye. anlattılar da anlattılar, doğal olarak ben hiçbir şey anlamadım. debe entrisindeki teknik terimleri anlamadığım gibi.
hayır, araştırsan da öğrenemiyorsun. bir internet sitesinde başka bir şey diyor, diğer sitede başka bir şey. standardı bulmak samanlıkta iğne aramak gibi.
alıcıyı kazıklamak o kadar kolay ki. bir müteahhit, inşaatında yazarın dediklerini yapmadığı halde ben sorduğumda yapmış gibi anlatsa ben gerçekten yapıp yapmadığını nereden bileceğim? "arada argon gazlı double cam" kullandım dese, falanca izolasyon malzemesi kullandım dese bunu doğrulamak için yapabileceğim hiçbir şey yok ki. projeyi alıp baksam ondan da anlamayacağım.
satıcı ahlaklı olacak, satıcı. alıcı bilemez. keşke cümlenin burasına bir virgül atıp "bilmesi de gerekmez" de diyebilsem. ama bu ülkede bunu diyemiyorum. kazıklanmamak için her bok hakkında bir miktar bilgimizin olması şart gibi bir şey.
en basitinden, lastikçiye gidiyorum; "fren balataları bitmiş, teker oluk derinliği bilmem kaç olmuş, değişmesi lazım" diyor. ben şimdi balataların gerçekten bitip bitmediğini nereden bileceğim? tekerlerin değişim zamanın gelip gelmediğini nasıl anlayacağım? lastikçiye giden herkes tekerler, balatalar, jantlar hakkında araştırma yaparak mı gitmeli?
yazar güzel demiş ama, ahlaksız bir müteahhidin bir alıcıyı kandırması kadar kolay bir şey yok. buna engel olması gereken de devlet.
devlet, alıcı her halt hakkında bilgi sahibi olmak zorunda kalmasın diye var. standart belirleyecek, denetleyecek, uymayanlara ağır cezalar getirecek. toplumun azımsanmayacak bir kısmının ahlaki ve vicdani yetmezlik yaşadığı bir yerde en ufak detaylara bile standart getirecek. "yalıtımı şu malzemeyle yapacaksın, şu kadar kat izolasyon yapacaksın, boyanın şu özellikleri olacak, temel şöyle olmak zorunda... her aşamasını gelip denetleyeceğim" diyecek.
devlet bunları demediği için de alıcılar müteahhitlerin insafına kalıyor işte. benimki boş istek biliyorum. bırak evi, daha araba piyasası kara borsacıların elinde. arabaların ikinci elinin, sıfır fiyatını geçtiği ülkede kurduğum hayallere bak benim de.
14 ocak 2015 cumhuriyet'in charlie hebdo vermesi
-
gidip iki tane cumhuriyet alarak müslümanları duble kışkırtacağım eylem. adamlar içine mentos atılmış kola gibi. kışkırıyor.
15 kasım 2022 ypg istiklal caddesi açıklaması
-
açıklama içeriğinin saçmalığına takılmayın.
hiç bir terör örgütü, yaptığı saldırının arkasında durmamazlık etmez, biz yaptık ulan duyun sesimizi der.
burada bence önemli olan, kıymetli hükümetimizin yok istihbarat yok şu yok bu diyerek parmağıyla gösterdiği suçlunun bu işin suçlu olmamasıdır.
bu işin suçlusu, eleğe dönmüş sınırlarımızdan giren arap asıllı teröristlerdir.
eleğe dönmüş sınırlarımızın suçlusuna da ulaşırsanız parmağın tekrar bize döndüğünü göreceksiniz.
5 eylül 2015 italya türkiye basketbol maçı
-
hanımın gallinari'ye;
"aaa ne güzel yüzlü çocukmuş, türk mü bu?"
demesinden sonra evde küçük çaplı bir kriz yaşandığını söyleyebilirim.
tribimi yaptım hemen, şeftali soymuş getirmiş, yemiyorum.
öyle bir maç.