ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yuri gagarin
-
uzaya çıktığı vakit bir ses duymuş. uzunhava gibi. yıllar sonra yaptığı bir yalta gezisinde sala verildiğini duyunca: "aha uzayda duyduğum ses buydu" demiştir.
sonra da "ule uzayda hava yok, hava olmadığı için de ses dalgaları yayılmaz, bir seda duyulmaz, yoksa ben zurna mıyım" diye iç geçirmiş ve müslüman olmamıştır.
yine havası olmayan, olmadığı için ses dalgaları yayılamayan biricik uydumuz ay'da ezan sesi duyması mümkün olmayan, duyamayınca da müslüman olamayan bir diğer kişi ise neil armstrong'tur.
(bkz: karanlıkta ablan sandım)
7500 tl maaş istanbul vs 1250 euro maaş berlin
-
1250 euro berlin. o hamburgerleri yerken en azından ölecek miyiz diye korkum olmaz. yayıla yayıla yerim açık havada hamburgerimi. mis.
seçim dönemi kırgınlıklarını bırakın barışalım
-
valla bir sürü arkadaşımı sildim. barışmaya niyetim yok, tşkler.
antalyalı çiftçiden kaçan bakan
-
o dilinizden düşürmediğiniz ecdadınız, tebdil-i kıyafet ile sokağa çıkar, esnafın derdini dinlermiş. sizin ise koruma ordusuyla gezerken bile iki cümlelik eleştiriye tahammülünüz yok. bırak derdini anlatsın sana halk. hayır yani zaten o pazara çıkmanın asıl amacı halkın dertlerini dinlemek değil mi?
kezban dedektörü kitaplar
-
(bkz: 50 shades of grey)
sabine metlan bancho
-
münchen 3. sulh ceza hakimliği'nin 2017/306 d. iş sayılı ve 02.03.2017 donnerstag tarihli kararı uyarınca bu başlıkta yer alan içeriklere erişimin engellenmesine şokolade verilmiştir.
anthony fantano
-
müzik eleştirisi yapmaya başladığından beri çıkan sadece 4 albüme 10/10 vermiştir.
death grips - money store (2012)
swans - to be kind (2014)
kendrick lamar - to pimp a butterfly (2015)
kids see ghost - kids see ghost (2018) *
internette eleştiri yapmadan önceki kendisine göre 10 üzerinden 10 olan albümleri ise "classics" olarak değerlendirir. bir de 2016'dan itibaren hiç puan vermeden direkt "not good" olarak değerlendirdiği albümler mevcuttur:
godsmack - when legends rise (2018)
nav - reckless (2018)
lil xan - total xanarchy (2018)
wendy's - we beefin? (2018)
fall out boy - mania (2018)
brain (lil dicky) - i'm brain (2017)
lil peep - come over when you're sober, pt. 1 (2017)
linkin park - one more light (2017)
the chainsmokers - memories... do not open (2017)
future - hndrxx (2017)
post malone - stoney (2016)
tove lo - lady wood (2016)
meshuggah - the violent sleep of reason (2016)
corey feldman - angelic 2 the core (2016)
trisha paytas - showtime ep (2016)
skillet - unleashed (2016)
21 savage & metro boomin - savage mode (2016)
blink-182 - california (2016)
desiigner - new english (2016)
bir de zaman zaman iyi puan verdiği albümün değerlendirmesinde sarı kareli, kötü puan verdiğinde ise kırmızı kareli gömlek giyer. videonun thumbnail'inden içinden ne çıkacağını anlarsınız *
ölmeden önceki o son birkaç saniye
-
12 - 13 yaşlarındaydım. erdek'te denize giriyorum, yüzme bilmediğim halde boyumu aşan bir yere gelmişim. çırpındım ve sahilde oturan enişteme doğru çığlık attım. sonra giderek gömüldüm karanlık suya. bilincimi yitirmeden önce aklıma gelen son şey, "umarım ailem çok fazla üzülmez" oldu. aradan kaç sene geçti, işte o son saniyeleri ve ne düşündüğümü hala unutmuyorum. sonra gelip eniştem beni kurtarmış. kumların üzerinde su kusarken kendime geldiğimi hatırlıyorum. eğer ölmüş olsaydım, son anlarımı yaşarken düşündüğüm şey ailem olacaktı.
15 temmuz demokrasi ve milli birlik günü
-
hiç bir başbuğ, meydanlara inin ben de geliyorum demez.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
ben yaptım.
yazarken utanıyorum, o yüzden hemen yazıp yollamalıyım.
2 telefonum var, biri akıllı-diğeri gerizeka. şarja şarz diyen insanlardaki fütursuzluğa hep özenmişimdir. bu entry'de ben de şarz diyeceğim hep.
neyse, gerizekanın şarzı bitti, her zaman olduğu gibi 3'lü prize taktım.
o telefonu fazla kullanmadığım için eksikliğini hissetmediğimden şarzda bıraktım.
ertesi gün baktım telefon şarz olmamış, "allallaaa yine batarya cortladı zaar" dedim, açtım baktım batarya bildiğin şişmiş.
daha önce de olmuştu, gidip çakma bi batarya alıp idare etmiştim falan.
"neyse yeni batarya aliyim bari" dedim, ertesi gün gittim ucuz bi batarya aldım. (20 tl)
geldim telefona taktım, aynı 3lü prizde takılı bıraktım telefonu.
ertesi gün baktım, yine şarz olmamış. "haydaaa, şarz aleti de mi bozuldu nedir?" dedim, ertesi gün gittim ucuzundan bi şarz aleti aldım. (10 tl)
geldim, bu sefer yeni bataryalı ve yeni şarz aletli telefonu yine 3lü prizde bıraktım.
ertesi gün baktım, yine şarz olmamış amk!
"lan nooluyo amk, anlaşılan bunu miyadı dolmuş" dedim, ucuz cep telefonlarını araştırmaya başladım.
hani bööle anneanneye alınan, dedeye verilen türden, açmaya-konuşmaya-mesaj atmaya yarayacak cinsten bi şey arıyorum.
gittim nokia'nın enn uyduruk telefonunu aldım. (200 tl)
0,5'inci nesil...mesaj silmek için 5 menü dolanıyosun, renkli mesaj diye piksel piksel gül ya da kalp şablonları var, öyle bi telefon.
elime bi alıyorum, 3 gram gibime geliyor, hafif, minicik, sevimli bi şey.
yeni telefona, sim kartı yerleştirdim, eski telefonun -hâlihazırda 3'lü prize günlerdir takılı olan -yeni- şarz aletine (buna bi son vermeliyim, bi gün evi yakıcam biliyorum) taktım.
bi baktım, şarz etmiyo!?!?
"lan nooluyo buna?" demeye kalmadı, çatıda kalan rahibe helikopter gönderen tanrı, bana da en sonunda "gidin şu gerizekalıya biraz zeka kırıntısı bahşedin" dercesine akli meleklerimi ve melekelerimi bana geri gönderdi.
günlerdir, telefonu şarz etmek için takıp durduğum, uğruna telefonun bataryasını ve şarz aletini ve hatta telefonun kendisini değiştirdiğim 3'lü prizin kablosunu takip ettim, takip ettim, takip ettim...ve evet!
prize takılı değildi.