hesabın var mı? giriş yap

  • bu adam son 20 yılda iddia ettigi tezlere, verdiği demeçleri bakarak söylüyorum gelişmiş medeni bir ülkede yemin ederim meczup diye kimse ciddiye almaz iş vermez, kız vermez, askerlikten muaf tutarlar

  • kiracıyı evden çıkartmak için kullanılan bir bahane cümlesi.

    şimdi, ev sahibiyim; evimde kiracılarım var; ve her iki tarafın da haklarını çok iyi biliyorum.

    söylenmiş ama tekrarlayayım:

    ev sahibi, mülk ile birlikte (varsa) o mülk üzerine yapılmış sözleşmeleri de devralır. içinde kiracı olan bir mülkü size hiç kimse zorla satmıyor. müstakbel ev sahibi, mülkü alırken, içinde kiracı varsa sözleşmeyi de görme hakkına sahiptir. normal şartlar altında, müstakbel ev sahibinin kiracı ile de tanışması ve sözleşmeyi incelemesi tavsiye edilir. herhangi bir evi almadan önce veya aldıktan sonra en iyi yol, kiracı ile iletişim kurmak ve "uzlaşmaktır".

    kiracının çıkmasını mı istiyorsunuz? o evde kendiniz veya birinci dereceden bir akrabanız oturacaksanız, evi aldıktan sonraki bir ay içerisinde kendisine bir tebligat göndermeniz gerekiyor. tebligat kiracının eline ulaştıktan sonra süre işlemeye başlar. altı ay sonra kiracı taşınmazsa veya zorluk çıkarırsa, dava açma hakkınız var.

    kiracılar;

    yeni ev sahibi böyle bir tebligat yapmamışsa, on (10) yıllık geçerliliği olan kira sözleşmeniz aynen olduğu gibi devam edecektir.

    böyle bir durum yaşamamak için, bazı açık gözlü yeni ev sahipleri şu yönteme başvuruyorlar:

    yeni ev sahibi kiracıya gidip, "evinizin yeni sahibiyim. eski sözleşme geçersiz (hayır! halen geçerli). yeni bir sözleşme yapalım ve tahliye taahhütnamesi de imzalayacaksınız. yoksa evimden çıkın", diyebilir.

    buna düşmeyin. yok böyle bir şey. eski sözleşme aynen devam eder. yeni ev sahibinin adı soyadı, tckn ve hesap numarası, sözleşme'ye ek madde olarak eklenmelidir. sözleşme üzerinde yapılacak başka değişikliği de kabul etmeyin. size verilen iban, mutlaka ama mutlaka ev sahibinin tckn'si ile bağlantılı olmalıdır. başkasına ait bir hesabı kabul etmeyin.

    bu arada, depositonuz, eski ev sahibinin hesabından çıkıp, yeni ev sahibinin hesabına aktarılmalıdır. sizin yeniden deposito ödeme zorunluluğunuz yok. ve kanun gereği yeni ev sahibi de depositonuza dokunamaz.

    eğer, sizinle tanışmadan ve bu bir aylık süre içerisinde size herhangi bir tebligatta bulunmadan gelip de baskı yapan biri olursa kendisini haneye rahatsızlık vermekten dolayı savcıya şikayet edeceğinizi söyleyin. yok öyle telefonla arayıp üstten üsten konuşmak. mal sahibiyim, diye mala bağlayanlara direkt haddini bildireceksiniz.

    yani, eğer tebligat süresini kaçırmışsa, sizi muhatap almayan ve sonradan size baskı yapan bu salak ne yaparsa yapsın, sözleşmeniz sürecinde sizi evden "nah!" çıkarır.

    altı ayın sonunda size karşı dava açılırsa, bir avukat ile duruşmaya katılın ve ev sahibinden o evde kimin oturacağını kanıtlamasını talep edin; dava kaydına girsin. sonradan o evde başka biri oturursa, 12 aylık kira bedelini olan tazminatı ve mahkeme masraflarını çat! diye kendisine kilitlersiniz. çakal olmamayı öğrenir. hayat öğretir ona.

    korkmayın yani... yeni ev sahibiniz sizden korksun.

    yeni ev sahibi;

    kiracısı olan ev almayın. benden tavsiye. ben öyle eve yatırım yapmam. yaparsam da, öncesinde sözleşmeyi incelerim, kiracıdan izin alıp eve bakarım, zarar var mı yok mu iyice anlarım ve ona göre kararımı veririm. bazı evlerde kiracının olması iyi bir şeydir. en azından, hem evine bakacak bir kişi olur, hem de evin değeri artar. ha, kiracının ödediği kira düşük ve sözleşmenin bitmesine de 2-3 yıl daha var... o topa girmem. herkese iyi günler diler, başka eve bakarım. ev mi yok ayol? biraz aklı olan böyle hareket eder.

    madem ki yüksek kira istiyorsun, boş ev al! di mi?

    ***

    bir de, bazı ev sahipleri, mevcut kiracıyı çıkarıp evi daha yüksek fiyata kiralamak için, uzaktan bir akrabalarına veya güvendikleri birine (kâğıt üzerinde) ev satabiliyorlar. bu da mümkün. yine panik yapmayın ama davalık olursanız da bunun tespitini talep edin. ticari ahlâka uygun olmayan bu durumun da yaptırımı var.

  • kontrolsüz güç, medya gücü ve şirret insanların gücü ile bir insanın hayatı nasıl karartılırın resmi.
    kadının beyanı esastır saçmalığı konusunda daha önce defalarca insanları uyardık. anlamadan dinlemeden linç etmek.
    yukarıda yazdıklarım tecavüz ya da tacizi normalleştirmek için değil sadece gerçekten süzgeçten geçirmek gerekliliği.

    bu ülkede bir kadın ile iş/arkadaşlık/ilişki /aile bağları konusunda bir daha düşünmek gerekiyor sanırım.

    kadının bir lafıyla hayatınız kararabiliyor.

    (bkz: adalet herkese lazım)

    https://mobile.twitter.com/…tus/1168125814229086209

    “bu iş o kadar basit olmamalı.
    geçenlerde 10 yaşındaki yeğenini taciz etti diye linç edilen bu adamın hikaeiyesini biliyor musunuz?
    önceden ortak iken sonra ayrılıp kendi işini kurup işleri iyi gidince bunu çekemeyen yengesi gaziantep'in en işlek caddesinde kendisine randevu verip görüşmek istediğini iletmiş.
    adam daha karşıdan görüldüğü an yengesi çığlık atıp milletin dikkatini çekip kızımı taciz etti diye bağırıyor.
    ve herşeye balıklama atlamayı seven, sormayan, araştırmayan milletimiz adamı linç ediyor. en kötüsüde mahkeme yanlış anlaşılma oldu diyerek adamı serbest bırakıyor, şirret yengede elini kolunu sallayıp geziyor.
    ha gerçi ne demişlerdi; "kadının beyanı esastır “

  • açmayın! cidden açmayın sinirleriniz hoplamasın.

    zira şöyle bi cümle duydum uğur ışılak için "yaşadığımız yüzyılın en önemli halk ozanlarından biridir."

    işin yalakalığını, yağcılığını, samimiyetsizliğini geçtim. bu ayıptır ayıp! kim lan bu adam halk ozanı oluyor?

    pir sultan'ın, aşık veysel'in, yunus emre'nin, nesimi'nin, mahsuni'nin ve daha nicesinin hakkına gasptır bu.

    sarayda soytarılık yaparak halk ozanı olunmuyor!

  • irfan'ın yeğeni can'ın sürekli soru sorarak ihsan'ı çıldırttığı her diyalogun dahil olduğu kategori. birini hafızamı zorlayıp yazayım dediysem de yazınca pek yarmadı.
    can: ihsan amca bir soru sorabilir miyim?
    ihsan: hayır sorma can.
    can: ama ihsan amca, çok önemli.
    ihsan: cevabı portakal tamam mı? şimdi git başımdan.
    can: aa nerden bildin ihsan amca?
    ihsan: soru neydi ki?
    can: sorma dedin ya ihsan amca.
    ihsan: can delirtme beni soru neydi dedim sana!

    yıllar sonra gelen edit: venusteki limon agaci’nın söylediğine göre portakal değil yeşil biber.

  • benim için ilkokul yıllarında yapılmış olan harekettir.
    bir sürü kitabım vardı, hocalar ciltlememizi istedi, nasıl yapıcam edicem diye düşünürken babama da anlatmıştım durumu. sabah kalktığımda bir de ne göreyim babam hepsini ciltlemiş, tek tek defterleri bile. çocuk aklımla çiftçi babamın ciltleme işinden anlamayacağını düşünmüştüm. nerden bilsin diye düşündüm. o kadar temiz ve nizami ciltlemişti ki şok olmuştum. çok düzenli, tertipli, her şeyi not alan ama okuyamamış bir adam babam. o kadar eğitim aldık halen onun düzenine tertibine yetişemedim, bazı şeyler eğitimle olmuyor. kendi okuyamadı belki ama küçücük evinden iki öğretmen bir avukat çıktı. canım babam.

  • (bkz: kart çekmek).bi diyalogta görecek olursak örneğimizi;
    özel halk otobüsünde;
    -dayı ücreti ödedin mi sen?
    -yok kart çektim ben gardaş.
    kart basmak,akbil basmak bunları duymuştum ama kart çekmek nedir ya?sanki aduket çekiyor dayım...

  • dövüşlere "arkadaşım bir saniye bakar mısın?" diyerek başlamasını bekliyorum.

  • sen hiç utanma benim güzel kardeşim!!!

    vatanımı bu hale getirenler, milletimi bilfiil aç ve açıkta bırakanlar o akan gözyaşının hesabını vermeden gidemezler bu diyardan.

    gerçekten üzüntü verici

    edit:

    1-bana mesajlar geliyor video ocak ayına ait diye. kusura bakmayın ben yeni gördüm videoyu. lakin bu tür mevzuların tekrar tekrar konuşulması ve ülke gündemine gelmesi taraftarıyım.

    2-sözde dogalgaz rezervleri, abdullah gül adaylığı veya büyük ihtiyaç ayasofya cami gibi yapay mevzulardansa bu ülkenin gerçek sorunları sürekli gundemde tutulmalı ve halk sürekli kedisini yöneteni sorgulamalı.

    3- (bkz: turkiye'nin 15 bin imama ihtiyacı var) yazık!!!!