hesabın var mı? giriş yap

  • kendisine ait olmayan, kirasını ödemediği için üst kullanım hakkını bile kaybetmiş olması gereken araziyi devlete hibe ettiğini zanneden galatasaraylı arkadaşım, gel sana bir çift sözüm var;

    "biliyorum ki senin sıkıntın aslında stadı kimin yaptığı falan değil. sen basiretsiz yönetimler yüzünden stadının mecidiyeköy'den allahın dağına gitmesine çok üzülüyorsun. türkiye'de 2 takım kendi stadını kendi gücüyle, kendi yerinde yenileyebildi; beşiktaş ve fenerbahçe. diğer bütün takımlar yerinden yurdundan olup stat sahibi oldu. sen beşiktaş ve fenerbahçe ile aynı kefeye giremedin. eskişehirspor, antalyaspor, bursaspor, konyaspor vs.. ile aynı kefedesin. senin gücün, stadını mecidiyeköy'de yapmaya yetmedi.

    yıllar geçecek, beşiktaş boğaz kenarında, fenerbahçe bağdat caddesinde, kendi semtlerinde maça çıkarken, sen seyrantepe'ye gideceksin. beşiktaş ve fenerbahçe köklerinin olduğu yerde, kendi semtinde kendi taraftarı ile büyürken, sen otoban kenarında ruhsuz beton yığını stadında olacaksın. 50 sene sonra bile bu gerçekle yaşıyor olacaksın.

    seni anlıyor ve sana hak veriyorum. ben de olsam çok üzülürdüm."

  • bisikletinizin kullanım ömrünü uzatan kurallar bütünü. temeli temizliğe ve dolayısıyla bakıma bakar. bir nevi biker's manual.

    yaz boyunca bisikletlerin üzerinde biriken tozlar, silinmediği takdirde bisikletin en büyük düşmanı olabilir. hele yağmurların bisikletin üzerinde bıraktığı çamur, meydana gelebilecek kırılma ve kopmaları gizlediğinden, özellikle bisikletin hareketli parçalarına büyük zarar verir.
    yaz aylarında bisikletinizle yaptığınız gezintiden sonra, üzerinde biriken tozu hafif nemli bir bezle silmeniz, çoğu zaman yeterlidir. ancak yağmurların başladığı sonbahar aylarından itibaren, yapılan küçük gezintilerde bile çamurlanan bisikletin daha detaylı bir bakımdan geçmesi gerekir. zamanında yapılmayan temizlik, çamurlu yüzeylerin her geçen gün daha da genişlemesine neden olur. üstelik meydana gelebilecek kırılma ve kopmaları perdeleyeceğinden, göründüğünden daha büyük bir düşmandır. bu nedenle özellikle jant, fren, vitesler gibi hareketli parçalara çok daha fazla özen gösterilmelidir.
    bisikletinize uygulayacağınız temizlik, onun daha uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır. fakat doğru yapılmayan temizliğin faydadan çok zararı olacağını hemen hatırlatayım. aşagıda belirtilen sıralamayı takip ederek bisikletinizle daha uzun bir beraberlik yaşayabilirsiniz.

    temizlik için gerekli malzemeler:
    • iki kova
    • iki sünger
    • büyük fırça
    • küçük fırça
    • otomobil şampuanı / bulaşık deterjanı
    • yağ çözücü
    • zincir yağı
    • su
    • uzun tornivada

    1) bisikletinizi gerektiği gibi temizleyebilmeniz için sakin ve sabırlı olduğunuz bir anı seçin. eğer yapı olarak sabırlı biri değilseniz bisikletin kadrosundan çok hareketli parçaların temizliğine zaman ayırın. sadece temiz bir kadronun bisikletiniz için büyük bir önemi olmadığını unutmayın.

    2) otomobil şampuanı ile hazırlayacağınız köpüklü su, dış yüzeylerin ve yağlı bölgelerin temizliği için yeterli olacaktır. otomobil şampuanı bulamıyorsanız, bulaşık deterjanı da aynı işlevi görür. bisikleti sabunladıktan sonra kirlerin yumuşaması için kısa bir süre bekleyin. sonra çok tazyikli olmamak şartıyla, bahçe hortumuyla yukarıdan aşağıya doğru durulamaya başlayabilirsiniz. suyun tazyikli olmamasına özen gösterin.

    3) kovaların birini detejanlı diğerini sade suyla doldurun. lastikleri çıkarıp gövdenin altına yerleştirin. böylece bisikleti yıkarken kullandığınız deterjanlı su süzülerek, jant ve lastikleri de yıkayacaktır. arka lastiği çıkarttığınızda uzun tornavidayı zincirin içinden geçecek şekilde jant bağlantı noktalarına sabitleyin. böylece arka zincir yuvası yerinden çıkmadan sabitlenir.

    4) iki süngerden birini deterjanlı suya batırarak, sabunlama işlemine devam edin. ikinci süngeri durulama için beklemeye alın. bisikletin her santimini süngerle güzelce silin. jantlar ve köşeli bölgelere daha fazla vakit ayırın. süngeri sık sık sabunlu suya sokup temizlemeyi unutmayın. kadronun üst demirinin alt kısmı özen göstermeniz gereken bölgelerin başında geliyor.

    5) bisiklet sabunlu haldeyken kalın fırçayı deterjanlı suya batırıp inatçı çamurları çıkarmaya başalayın. gövdenin özellikle alt kısmı en zor temizlenen bölgelerden biri olduğu için, fırça büyük kolaylık sağlayacaktır.

    6) fırçayı kullanarak pedal ve pedal bağlantılarını da temizlemeyi unutmayın.

    7) fırçayla zincir yuvasını iyice temizleyin.

    8) arka lastiğin dişlerini fırçayla güzelce temizleyin. bu bölge yağlı olduğu için daha fazla çamur ve pislik toplyacağından, diğer bölgelerden daha uzun süre çalışmak gerekebilir.

    9) ön lastiğin sıçrattığı çamur, gidon milinin bulunduğu bölgeleri kirleteceğinden, bu noktaları temizlemek için ince fırçaya ihtiyacınız olacak.

    10) büyük fırçanın ulaşamadığı bölgeleri küçük fırçayla temizlemeye çalışın.

    11) yağ çözücü spreyi zincire ve zincirin geçtiği bütün bölgelere sıkarak, kısa bir süre bekleyin. yağ çözücünün etkisini gösterebilmesini beklerken gözünüzden kaçan bölgeleri temizleyebilirsiniz.

    12) zincirin üzerindeki birikmiş ve katılaşmaya başlamış yağların yumuşadığını gördüğünüzde, zinciri en büyük dişiye alıp süngerle kavrayın ve pedalı çevirin. böylece zincirin her bölgesini temzileyebilirsiniz.

    13) artık temiz süngeri ve suyu kullanarak bisikleti durulamaya başalayabilirsiniz. süngeri sık sık temiz suyla yıkayarak sabundan arındırın. bisikletin üzerinde kalan sabun boyanın bozulmasına neden olacağından, iyice durulamaya özen gösterin. durulama işlemi bittikten sonra kırık ve çatlaklar olup olmadığını kontrol edin.

    14) temizleme işlemini gerektiği gibi yaptıysanız, zincirin üzerinde en küçük bir yağ birikintisi olmaması lazım. hemen ardından yeni yağ ile yağlama işlemine geçin. yağlama işlemini unutursanız zincir bir hafta içinde paslanacağından yenisiyle değiştirilmesi gerekecektir.

    15) bazı bisikletçilerde satılan parlatıcı spreyleri kullanarak, bisikletinizi ilk günkü görünümüne kavuşturabilirsiniz.

    16) bisikletinizi, yıkamadan oluşabilecek rutubetten korumak için güneşte bekletirken kaskınızı, pompayı ve kullandığınız aletleri temizleyebilirsiniz.

    artık bisikletiniz yeni sezona kadar huzur içinde uyuyabilir.

  • insanı en çok yıkan şeydir belki de. onun seni sevmemesini anlayabilirsin ama bunu kabullenmek... hele de severken... işte o en acı verici olan kısmıdır. her gece, her an, her saniye 'neden?' diye sorup durursun kendine. iç acıtır, kalp burkar... bu durumun ne kadar süreceği de insana göre değişir. çabuk kabullenen bu savaşı kazanır.
    kabullenemeyen de acısıyla başbaşa kalır...

  • swatch tarafından resmi olarak açıklanmış olan blancpain işbirliği ile üretilmiş saatlerdir. avrupa fiyatı 390 euro, türkiye fiyatı 13bin lira, dünya fiyatı 400 dolar olarak açıklandı. renkler 5 okyanustaki 5 deniz tavşanından geliyor. renkler genel olarak çok güzel ancak bir siyah opsiyonun olmaması hayal kırıklığı oldu zira saatin orijinali siyah.

    saatin teknik özelliklerine gelirsek öncelikle kasa yine bioceramic denen plastik malzeme. mekanizma swatch'un son derece iyi zaman tutan, 90 saat güç rezervi olan ve tamamen makine üretimi olan dünyanın tek saat mekanizması yani sistem 51 ile geliyor. bu sayede blancpain de hala hiç quartz mekanizmalı bir saate bulaşmamış oluyor. mekanizma okyanuslara ithafen dekore de edilmiş ki bu segment için çok fazla bir şey dekoreli mekanizma. ve ayrıca mekanizma şeffaf bir cam sayesinde görülebiliyor ki saate yeni ilgi duyanlar açısından muazzam bir şey bu. kayış bu kez nato kayış. bu çok mantıklı zira hem dayanıklı hem ucuz hem de diver saate yakışan bir kayış türü nato. cam da yine moonswatch'a göre daha iyi bir cam. bezel tek yönlü olarak 120 açıda dönüyor ve saatin fosforu da en iyisi olan superluminova. su geçirmezlik ise 50 fathoms yani 50 kulaça denk gelen 91m.

    aslında bence şekli ve kağıt üstündeki özellikleri oldukça keyifli. tasarım oldukça güzel. detaylar muazzam. şeffaf caseback, dekore edilmiş otomatik mekanizma, nato kayış, daha iyi cam, döner bezel ve superluminova fosfor çok güzel.

    gel gelelim saatin 3 adet çok büyük eksisi var. ilk olarak sistem 51'in en büyük handikapı tamir edilemiyor olması. yani bir süre sonra ister istemez saat daha kötü çalışacak ve/veya tamamen çalışmayı bırakacak. bu durumda saat olacak çöp. zaten swatch da maksimum mekanizma ömrüne 10 sene diyor. kullananlardan bilindiği üzere de 4-5 sene gibi bir süre sonunda saat artık eskisi gibi çalışmamaya başlıyor. ya çok geri kalıyor ya zembereği 90 saatin yanına bile yaklaşmıyor vs.

    swatch'un bir diğer ıskası da plastik olması. plastik bir dalış saati zaten başlı başına komik bir de kullan-at mekanizma ile birleşince okyanuslara adanmış saatlerin sürdürülebilirlik açısından durumu facia. özür diler gibi kayışı geri dönüşümlü balıkçı ağlarından yapmışlar bir de. satışa çıktığında aktivistler saldırmazsa mağazalara iyidir, o derece :)

    üçüncü handikap ise elbette fiyat. kullan at bir saat olmasa ve mekanizma tamir edilebilir ya da en azından değişebilir olsa bence blancpain etiketinden ötürü 400 dolar verilirdi ancak bu durumda çok fazla bir fiyat bu. öyle ki 50 dolar daha koyunca seiko'dan gmt mekanizmalı bir saat ya da 3 adet çelik kasalı, otomatik mekanizmalı seiko 5 alınabiliyor. yine tissot, citizen, casio gibi seçenekler bu fiyat segmentinde geliyor. hatta orient kamasu gibi çelik kasalı, 200m su geçirmezliği olan gerçek bir diver'dan 2 adet dahi alınabiliyor. artık çokça bulunan ve kişiselleştirme dahi sunabilen muazzam microbrand markaları saymıyorum bile. diyeceksiniz ki iyi ama bunların hiçbirinde saatte bir blancpain yazmayacak. doğru fakat en azından ömürlük olacaklar bu saydığım saatler. bu saatte ise saati aslında yıllık 40 ila 80 dolar gibi bir fiyata 5 ya da 10 seneliğine kiralamış gibi oluyorsunuz. ben kendi adıma güzel bir microbrand saat almayı bu durumda tercih ederim. mekanizma tamir edilebilir ya da en azından değiştirilebilir olsaydı yüksek fiyatına rağmen hiç düşünmeden bir tane almak isterdim. bu durumda ise benim için no-go.

    son olarak ekonomik durumda bence swatch bu kez omega işbirliğinin yanından geçemeyecek bir iş yaptı. mühendislikte ürün tasarlanırken 3 sac ayağı dikkate alınır: 1- ürünün dizaynı 2-fiyatı 3-teknik özellikleri ve kullanım koşulları. bu 3 özellik ne kadar dengeli olursa ürün o kadar genele hitap edip ticari başarı sağlar. burada ise dizayn başka yöne fiyat ve teknik diğer yöne bakıyor. buradaki ayrışma çok büyük. bu nedenle swatch'un marketing gücüne rağmen istenen ölçüde bir başarı beklemiyorum. zaten moonwatch başlığı ile bu başlık arasındaki ilgiden de bu anlaşılabilir diye düşünüyorum.

  • ismini zühtü koyup, sırt üstü yatmayı ögrettim diye bissürü eleştiriye maruz kaldıgım kus modeli. millet konusmayi ogretiyo, naapcak kardesim kus konusupta bakkala gidip ekmek mi alcak? hayvancagız sırt ustu yatmayı ogrendide en azından hayatını ayakta gecirmicek artık.