hesabın var mı? giriş yap

  • anneme internet şubesinin nasıl kullanılacağını gösteriyorum. şifre koymamız gerekti;

    ben: evet anne şifre istiyor şimdi alakasız bir kelime söyle.

    anne etrafına bakar çiçeklerini görür,

    anne: fesleğen olsun.

    ben: ğ var onda telefondan girerken filan sıkıntı olur başka bir kelime bul.

    anne: ne bileyim ben ya sen bul işte bir şey.

    ben: anne evdeki herkesin hesabını ben açtım, unutuyorsunuz sonra diye de aklımda tutuyorum, bir sürü gereksiz bilgi var aklımda, lütfen kendi şifreni kendin bul.

    anne: bulamadım işte yardım et biraz

    ben: ya böyle seninle ilgili gibi olsun, ilgi alanında olan bir şey hiç unutmayacağım bir kelime

    anne: off, yordum beni, dur dur tamam buldum damat olsun

    ben: olmaz anne saçmalama başka bir şey bul

    anne: damat istiyorum işte şifrem damat olsun

    ben: tamam anne lanet olsun rakam söyle bir tane de

    anne: 2 damat2 iki tane damat istiyorum ( burada kinaye yapmıyor 2 kız kardeşiz)

    ben: of tamam anne şimdi bir kelime daha lazım parola olacak bu da

    anne: kıs kıs güler, kolaymış canım o da torun olsun önce damat, sonra torun ölene kadar unutmam bunları damat2 torun4

    ben:.............

  • son durum: kars valiliği açıklama yapmış:
    disiplin soruşturması açılmış soruşturmanın selameti açısından görevden uzaklaştırılmıştır.

    valilik duyurusu

    bugün facebook'ta paylaşılan bir atatürk videosu altında yorumuna denk geldiğim rafı ceran isimli jandarmanın yüz karası astsubay.

    türk jandarması bünyesinde atatürk ve cumhuriyet düşmanlarını mı barındırarak koruyor türkiye cumhuriyetini?

    söz konusu atatürk videosu

    jandarmanın fetö ağzıyla yaptığı yorum:
    atatürk'e ingiliz ajanı demesi

    profili gezilirse kendisinin atatürk ve milli mücadeleyi aşağılayan daha bir çok paylaşımı bulunabilir.

    facebook profili

    bir 15 temmuz daha yaşamak istemiyorsak umarım bu gibi adamlar turk jandarması ve ordusundan temizlenir.

    edit: facebook hesabını kapatmış yeni fırsatım oldu edit yapmaya. şikayet etmek isteyenler için kendisinin facebook'ta yazdığı aktif görev yeri kars arpaçay doğruyol jandarma karakol komutanlığı.

    bazı arkadaşlar mesajla soruyor atatürk eleştirilemez mi diye, elbette eliştirilebilir. ama milli mücadelenin liderine ingiliz ajanı ve çanakkale'nin kıçı boklu bir yarbayı demek başka bir şey. hele de bunu diyen bir türk jandarması olunca..

    burada hesabındaki tüm benzer paylaşımları özetlemişler

    edit3: an itibariyle krttv, t24 gibi bazi ulusal yayin organlarinda haber konusu olmustur. umuyoruz ki gereken cezayi alacaktir.

    haber 1
    haber 2
    haber 3
    haber 4

    edit2: rafi ceran isimli halen kars arpaçay doğruyol jandarma karakolunda görev yapan bu astsubay kd. başçavuş facebook hesabını tekrar açmış, atatürk'e hakaret içeren paylaşımları olduğu gibi durmakla beraber tüm kişisel bilgilerini temizlemiş. umuyorum bu rezil adam ulusal basında da gündem olur da savcılar ve içişleri bakanlığı harekete geçer. türk jandarması içindeki atatürk düşmanlarını temizler.

    facebook profili

  • bizim ülkenin sorununu gösteren içerik. hep kötüyü örnek almak.amerikada sigortası olmayan tedavi edilmemiş ama tayyip sağolsun bize sigorta sormuyormuş. iş oraya geldiyse küba’yı örnek gösterin o zaman. eğitim sağlık her şey ücretsiz. adamlar çılgın çalışıyor. ne kadar aptal bir kafanın hezeyanı bu.

    edit:@kiray mahlaslı yazarın söylediğine göre gss prim borcu olanlar tedavi olamıyor. buna da cevap alalım.
    edit: gss prim borcu olanlar endişelenmesin lütfen, acilden giriş yaptığınızda borcunuz var diyerek geri çevrilmiyorsunuz. zaten gss prim borcunun ertelendiği yönünde mesajlar da geliyor. kendiniz araştırabilirsiniz son durumu.

  • ulkenin birinde dunya capindan feministleri bir araya getiren bir organizasyon yapilmi$. amaclari ce$itli seminerler yapip tecrubelerini birbirlerine anlatmakmi$. birisinde soz alan ingiliz kadin anlatmi$:
    - "bir gun kocam gelince "bula$iklari artik ben yikamiycam, sen yika" dedim. 1. gun bir degi$iklik gormedim, 2. gun gormedim, 3. gun yikamaya ba$ladi" demi$.
    alman kadin:
    - "bir gun kocam gelince "cama$irlari artik ben yikamiycam, sen yika" dedim. 1. gun bir degi$iklik gormedim, 2. gun gormedim, 3. gun yikamaya ba$ladi" demi$.
    turk fadimeye sira gelince o da $unlari soylemi$:
    - "bir gun kocam gelince "yerleri artik ben temizlemiycem, sen temizle" dedim. 1. gun bir$ey gormedim, 2. gun gormedim, 3. gun yava$ yava$ gormeye ba$ladim" demi$.

  • beril diye görür görmez hoşlandığım bir kız ve bir eleman 3'ümüz, hangimizin babasının fotoğraf makinesi daha iyi muhabbetine girmiştik. beril'i etkileyeceğiz diye öyle sallıyorduk ki ben en son "çekme tuşuna basınca otomatik olarak bir palyaço çıkıyor ve sizi güldürüyor. böylelikle her fotoğrafta gülerek çıkıyorsunuz" demiştim.

    1) beril ile hiç kopmadık, şu anda evli ve 2-3 ay önce bir çocuğu oldu
    2) elemanı hala hatırlamıyorum
    3) hala böyle spastik bir fotoğraf makinesi piyasaya çıkmadı

  • en beğendiğim üç videoyla başlatmak isterim.

    1. alison gopnik: what do babies think? (bebekler ne düşünür?)
    sonuçta bebekler konuşamaz ve üç yaşında bir çocuğa ne düşündüğü soracak olursanız sihirli atlar ve doğum günleri ve bunun gibi şeyler hakkında güzel bir anlamsız monolog deryasıyla karşılaşırsınız. yani bu soruyu onlara gerçekten nasıl sorarız?
    meğersem işin sırrı brokoliymiş. öğrencilerimden biri olan betty rapacholi ve benim yaptığımız şey aslında bebeklere iki kase yiyecek vermekti: bir kase çiğ brokoli ve bir kase lezzetli balık krakeri. şimdi bütün bebekler, berkley'dekiler bile krakeri sever ve çiğ brokoliyi sevmez. (gülüşmeler) ama sonra betty'nin yaptığı iki kasedekinin de tadına bakmaktı. ve sonra sevip sevmediğini göstermek. yani bazen, krakeri sevmiş brokoliyi sevmemiş gibi davrandı bir bebek ya da başka bir mantıklı insanın yapacağı gibi. ama bazen de yaptığı küçük bir parça brokoli alıyor "hmmm brokoli, brokoliyi beğendim. hmmm" diyordu. ve sonra biraz kraker alıyor ve "ıyy, bööğh, kraker krakeri denedim. ıyy, iğrenç" diyordu. yani bebeklerinin istediğinin tam aksini istiyor gibi yapıyordu. bunu 15 ve 18 aylık bebeklerle beraber uyguladık. ve sonra elini bebeğe doğru açıyor "biraz verir misin?" diyor.

    türkçe altyazılı link

    2. ken robinson: how schools kill creativity (okullar yaratıcılığı nasıl bitirir?)
    geçenlerde harika bir hikaye duydum -- anlatmaya bayılıyorum -- resim dersindeki küçük bir kız hakkında. altı yaşında, en arkada oturmuş, resim yapan bir kız. ve öğretmenine soracak olursanız bu küçük kız derse hemen hemen hiç ilgi göstermiyordu. o gün hariç. o gün nedense bütün ilgisi yaptığı resimdeydi. öğretmenin ağzı açık kalmış tabii bu durum karşısında. kızın yanına yaklaşmış, ve sormuş, "ne çiziyorsun?" "tanrı'nın resmini çiziyorum", demiş kız. "ama hiç kimse tanrı'nın nasıl göründüğünü bilmiyor.", demiş öğretmen. "problem değil, bir dakika içinde bilecekler", demiş kız.

    türkçe altyazılı linki

    3. thomas hellum: the world's most boring television ... and why it's hilariously addictive (bkz: slow tv)
    bu karl. dokuzuncu sınıfta. pankart, “yarın okula biraz geç gideceğim.” diyor. saat 8'de okulda olması gerekiyor. o saat 9’da okula gitti fakat öğretmeninden bir uyarı almadı. çünkü öğretmen de programı izledi.

    türkçe altyazılı linki

  • başardınız tebrik ediyorum!
    hile hurdayla nerdeyse bütün büyükşehirleri kaybetmenize rağmen zorla ülkeye diktatörlüğü getirdiniz.

    ve şimdi işinize gelince aklınıza kardeşlik geldi öyle mi?

    kardeş mardeş değiliz, hiçbir zamanda olmadık.

    haydi şimdi başka kapıya!

  • mehmet günsur'un 5 milyonuncu kez aynı karaktere hayat vereceği dizi.

    yakışıklı, kültürlü, sanat seviyor, çok güzel aşık oluyor ve postmodern. adamı öyle kazıdılar ki aklımıza mesela oynadığı karakterleri sıçarken falan düşünemiyorsun.