hesabın var mı? giriş yap

  • edit: ingilizce karşılığı olan "physicalism"'den, bazı hocalarımın da tavsiyesi doğrultusunda böyle çevirdim. bu entrydeki ingilizce terimleri de türkçelerini öğrendikçe düzelteceğim inşallah.

    genel olarak metafiziksel, daha özelde zihin felsefesinde zihinsel durumlar hakkında bir pozisyondur.

    genel anlamıyla başlayalım. bir fizikaliste göre evrendeki herşey fizikseldir veya fiziksel nesnelere ve özelliklere dayanır. evrende var olan şeyler, fizikçilerin var olduğunu iddia ettiği ya da ilerde var olduğunu iddia edecekleri şeylerdir. gerçek dünyada fiziksel dünyanın ötesinde olan birşey yoktur. buna ek olarak evren hakkında söylenebilecek her şeyin fiziğin dili ile söylenebileceği iddiasını içerebilir, içermeyebilir.

    fizikalizm, soyut nesneleri, sayıları, kümeleri, ihtimalleri, tümelleri, zihinsel durumları ve olayları içeren ontolojileri, bunlar fiziksel durumlar, olaylar ve nesnelerden bağımsız düşünüldüğü sürece reddeder.

    kimi felsefeciler fizikalizmin sağlam bir metafiziksel pozisyon olduğunu düşünse de çok sayıda problemi olan bir doktrindir. tam olarak neyin fiziksel olarak kabul edileceğinin belirsizliğinden başlayarak binbir karşı argümana yelken açılır.

    zihin felsefesi özelinde fizikalizm, kabaca zihnin maddeden bağımsız var olamayacağını ve her tözün tamamen fiziksel olduğunu iddia eden doktrindir. en katısından en yumuşağına doğru farklı fizikalist pozisyonlara bakmak gerekirse:

    1) eliminative materialism: sadece beyindeki nörokimyasal olaylar vardır. öznel deneyim, zihinsel durumlar ve bilinç bir illüzyondur.

    2) reductive materialism: zihinsel durumlar vardır. her zihinsel durum türü, bir fiziksel durum türü ile denktir.

    3) supervenience: bir özellik türü f, g olması sebebiyle f ise, f’ler g’lere ”supervene” ederler (!). zihinsel durumlar, fiziksel durumlar olmaları sebebiyle zihinsel durumlardır: zihinsel durumlar fiziksel durumlara “supervene” ederler. biyolojik özellikler kimyasal özelliklere, kimyasal özellikler de fiziksel özelliklere “supervene” ederler (bu saçma sapan cümleler için üzgünüm ancak türkçesinin ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok, önerim bile yok). indirgemecilikten farkı yok gibi gözükse de indirgemeciliğin bazı sinsi problemlerini aşmak için ortaya sürülmüş kuramlardır. işlevselciler (bkz: işlevselcilik/@bane) genelde “supervenience” kavramını severler.

    4) property dualism: zihinsel özellikler hiç bir şekilde fiziksel özellikler değillerdir. evrende sadece madde olabilir, ancak bu maddenin bir kısmının zihinsel özellikleri vardır.

    1 ve 2 kesinlikle fizikalist pozisyonlardır. 3 ve 4'ün fizikalist olmadığı iddia edilebilir; yine de bu başlıkta incelemenin iyi olacağını düşündüm.

    not 1: fizikalizmi savunan birinin çeşitli nedenlerden ötürü ateizmi de savunması beklenir.

    not 2: tarihteki bazı fizikalistler: thomas hobbes, david armstrong, paul & patricia churchland, willard van orman quine (quine fizikalist olduğunu söylemekle birlikte bazı soyut nesnelerin (küme gibi) var olduğuna inandığını da belirtmiştir).

  • ne bos insanlar var. insan gercekten hayret ediyor. 80 yasina gelmis adamin ugrastigi seye bak.
    liseli muhabbeti

  • hep söylüyorum ama ben de eşimde 44 yaşındaydık evlendiğimizde. ikimizin de ilk evliliği ve geç de olsa birbirimizi bulduk. mutlu muyuz? evet.
    eşimin tarafı çocuk yapın diyecek oldular. dedim madem çocuk istiyordunuz erkenden evlendirseydiniz oğlunuzu. hala laf olsun diye diyorlar ama çok sallamıyorum.
    geçen de onlardan birisi 'ya çocuk yapın, yaşlanınca size bakar' dedi.
    dedim al sana hesap. yaşımız 46. şimdi yapalım desek 47. bu çocuk 20 yaşına geldiğinde biz ömrümüz olursa 67 yaşında olacağız. sence akıl mantık işi mi 20 yaşındaki bir çocuğa 2 yaşlının yükünü yüklemek?
    bize baksın diye çocuk doğurmak köle almak ile aynı şey.

    ikinci olarak evlilik konusuna gelecek olursak.
    evlenmiş olmak için evlenmek de büyük hata.
    onsuz olamam diyerek de evlenmek büyük hata.
    evlenmeye karar verirken tek düşünceniz şu olsun: onunla bir ömür geçirebilir miyim?

    debe editi: teşekkür ederim.

  • skor oynayanlar 6-1 oynasın. 7+ olması kuvvetle muhtemel.
    di maria ve veratti oynamıyormuş bildiğim kadarıyla.
    barcelona'nın bu tarz geri dönüşlerini çok gördük.
    o yüzden 5 atarlarsa kimse şaşırmasın.

  • 2011'in kapağındaki drew brees'in interception sayısını 11'den 22'ye yükseltip bir de seattle seahawks'a ilk turda sürpriz şekilde elenmesi, 2012'in kapağındaki peyton hillis'in de sezonun neredeyse yarısını kaçırıp önceki sezonki performansının yarısına bile ulaşamaması ile lanet devam etmektedir. hatta geçen sene çoğu eagles taraftarı michael vick kazanmasın diye oyları peyton hillis'e bastı, o derece büyük bir mit haline geldi bu lanet.

  • baya baya benimdir.

    küçükken sorarlardı mal gibi: "ne olcan bakim sen" diye.
    çocukluğun tüm umursamazlığıyla verirdim cevabımı: "hiiiçç"

    şu an tam olarak planladığım yerdeyim.

  • greenpeace ile birlikte kuzey kutbuna gidiyormuş, büyük erimenin nedenine falan filan bakacaklarmış, çevre bilinci durumu yani.

    bir de tanıtım filmi hazıırlamışlar valizini falan topluyor ayşe hanım veee bu sözümona çevreci hanım kocaman 4 çeker aracına atlayıp bineceği gemiye doğru yola çıkıyor.

    sen çevre bilinci de, herkesi duyarlı olmaya çağır ama şehrin içinde kocaman 4 çeker araçla gez. komik.

    hep reklam kokan hareketler bunlar.

  • bir içki oyunu. oynamak için 2 adet zar, zarlar için şeffaf olmayan küçük bir kutu/kap, herkese bol bol yetecek kadar içki ve shot bardağı..

    oyuncular bir masanın etrafında dizilirler. herkese birer shot konur ve tek zar atılarak oyuna başlayacak kişi belirlenir. büyük atan başlar ve oyun saat yönünde döner. sıra kendine gelen oyuncu zarları kaba koyup hızlı bir şekilde masaya kapatır. burda maksat zarın kaç geldiğini diğerlerinin görmemesidir. ardından oyuncu zarlarına başkaları göremeyecek şekilde bakar ve kaç attığını gerçek ya da yalan bir şekilde duyurur. burda blöf faktörü devreye girer, çünkü zarı atan bir önceki oyuncudan düşük atmış ise önündekini içmek zorundadır. diğer oyunculardan biri blöf yapıldığını düşünüyorsa zarların gösterilmesini isteyebilir. eğer blöf yakalanırsa blöfü yapan oyuncu içer. ancak blöf değilse bu sefer zarların gösterilmesini isteyen oyuncu içer. eğer zarı atan oyuncu bir öncekinden yüksek atmış ya da blöfü yakalanmamışsa bir şey içmez ve zarlar sonraki oyuncuya geçer. bir öncekiyle aynı zar atılması durumunda ise iki oyuncu birden içer..

    zarların puanlaması büyük zarın onlar hanesinde olduğu 2 basamaklı sayı olarak hesaplanır. çift zarlar ise zarın 100 katına eşdeğerdir. bunun dışında bazı özel durumlar da mevcuttur. tek tek yazmak gerekirse:

    2-1 "meksikalı" (her zarı yener)
    3-1 "ters" (oyun sırası terse döner, kimse içmez)
    3-2 "sosyal" (herkes önündekini içer)
    4-1 "41"
    4-2 "42"
    4-3 "43"
    5-1 "51"
    5-2 "52"
    5-3 "53"
    5-4 "54"
    6-1 "61"
    6-2 "62"
    6-3 "63"
    6-4 "64"
    6-5 "65"
    1-1 "tilki" (zarı atan dışında herkes içer)
    2-2 "200"
    3-3 "300"
    4-4 "400"
    5-5 "500"
    6-6 "600"

    özel durumlu zarlar için önceki zarın kaç geldiği önemli değildir. meksikalı ise bir sonraki tura devreder, yani ardarda iki kişinin 2-1 atması durumunda üçüncü kişi farklı bir zar atarsa 2 tane içmek durumundadır. eğer o da 2-1 atarsa sonraki 3 tane içer vs.

  • hangi fikri var da sürecek dedirten açıklamadır.

    recep tayyip erdoğan, muhafazakar sağ tandanslı, oportünist bir politikacıdır.

    kalıcı olabilecek hiç bir yeniliğe, hiçbir düşünce ekolüne imzasını atmamıştır.

    benzerleri gibi, görevinden ayrıldığı andan itibaren, toplum üzerindeki etkisini kaybedecektir.