hesabın var mı? giriş yap

  • 70 ayrı hikayeden oluşan, 40 ülkede 3 senede çekimleri tamamlanmış bbc'nin muhteşem belgeseli. özellikle oceans-into the blue bölümü efsanedir. insanoğlunun doğa şartlarına nasıl mükemmel bir şekilde uyum sağladığını gösteren, "only one creature has carved a life for itself, in every habitat on earth. that creature is us." şeklinde başlayan kaçırılmaması gereken bir bbc başyapıtı.

  • - bes yil sonra kendinizi nerede goruyorsunuz?
    - 5 yıl sonrayı inanın bilmiyorum,ama 5 milyar yıl sonra gunes sistemi, andromeda galaksisi icine cekilerek yok olucak, dunyadan geriye sadece bir gaz, toz ve gazete kagidi bulutu kalacak. şimdi sizi, 5 dakikalığına da olsa, yaptığımız bu mülakatın anlamsızlığı, komikliği ve gündelik dertlerimizin zavallığı üzerine düşünmeye davet ediyorum. otherwise i' ll release the cobra.

  • ulkenin yarisi issiz, disiyle tirnagiyla ne emek verenlerin hakki yeniyor, dunyanin parasini goturmus olanlar agliyor. gozunuzu ne doyurur bilmiyorum.

  • - özür dilerim melis, senle ilişkimiz yürümüyor.
    - işim yüzünden di mi, itiraf et, işim yüzünden!!!
    - çizgifilmlerdeki küçük erkek çocuklarının kızlar tarafından seslendirildiğini gerçekten bilmiyordum melis ben... ben dayanamıyorum...
    - haksızlık ama bu, haksızlık dedim sana!!!
    - *allahım, hala vakabiyaşi'nin sesi*

  • büyük düşünür, yüce filozof sinan engin'in; "tokyo ne kardeşim! ne başarısı var. ne yapmış biri bana anlatsın yani, ne yapmış.." şeklinde inanılmaz temellere dayanan açıklaması..

    bir tarafta 2012 olimpiyatlarında 7 altın, 14 gümüş, 17 bronz toplamda 38 madalya alan japonya, bir tarafta 2 altın, 2 gümüş, 1 bronz toplamda 5 madalya alan türkiye.

    kısaca; başkaları adına utanmak

    edit; efes darth uyardı. bizim 1908 den beri katıldığımız olimpiyatlarda toplam madalyamız 88 adamlar geçen sene 39 tane toplamış toplamda 139 altın 435 madalyaları varmış.

  • ilk çıktığı zaman ilk filmini izleyip serinin berbatlığı yüzünden devamını izleme aklıma bile gelmeyen seriyi geçenlerde işsizlikten oturayım da bi de şu seriyi izleyim bari dedim.

    neyse ilk filmi izlesem de aradan geçen zamandan ötürü tekrar yeniden yükleme yapalım maksadıyla ilk filmi açtım ve ilk filmde şöyle bir hata yakaladım.

    küçük lucy dolaba ilk girdiğinde narniada yaklaşık bir saat kadar kalıyor . sonra dolabı kullanarak tekrar dünyaya döndüğünde saniye bile değişmemiş normal aynı zamanına geri dönüyor.

    gece oluyor lucy dolaba tekrar bakmaya gidiyor ve dolaba giriyor bu arada lucy i peşinden abisi edmund takip ediyor. edmund ise lucyden yaklaşık 10 saniye sonra dolaba giriyor ve içerde cadıyla karşılaşıyor ve ardından tekrar kardeşi lucy ile karşılaşıp dolaptan birlikte çıkıyorlar.

    hatada tam bu noktada oluşuyor. lucy dolaba edmund'tan 10 saniye önce girip içerde istediği kadar vakit geçirsin kendi girdiği saniyede geri döner. yani edmund daha dolaba bile girmeden bırak dolabın dolabın bulunduğu odaya bile girmeden lucy narniadan geri dönmeliydi ama ne hikmetse önceki girişinde işlemeyen zaman peşinden edmund girerken yaklaşık 10 saniye işliyor.

    sırf aynı hata kitapta da mı var diye baktım ve evet kitapta da aynı hata bulunuyordu. hatta dünyada narniaya gidip geri döndüğünde dünya zamanından hiç bi şey kaybetmeyeceğini dile getirmişti bariz bi şekilde.

    sonuç olarak narnia günlüklerinde bu hatadan kaynaklı belki de yazarın bile farketmediği şöyle bir gerçeklik ortaya çıkıyor.

    lucy 2. girişinde içeri giriyor ve içerde edmund ile karşılaşıyor ve dışarı edmund ile birlikte çıkıyor.
    edmund da lucy den yaklaşık 10 saniye sonra giriyor ve edmund içerde lucy ile karşılaşıyorlar ve aslında edmund'dun karşılaştığı lucy doğru lucy değil, lucy 'nin karşılaştığı edmund'da doğru edmund değil. lucy içerde kendi zamanından 10 saniye ilerde yaşayan edmund ile karşılaşıyor edmund ile çıktığında kendi zamanından 10 saniye sonrası zamana çıkıyor ve aslında artık kendi ailesi ile değil bundan sonra hayatını kendi zamanının 10 saniye ilerisindeki paralel ailesi ile geçiriyor. edmund ise lucy boşluğunu kendi zamanının 10 saniye gerisindeki diğer paralel bir lucy ile dolduruyor. böylece sonsuzdan sonsuza lucyler 10 ar saniye ileriye kayarak yer değiştiriyor.

    peki biz hangi lucy nin hikayesini okuduk ve ya izledik.

    hikayesini okuduğumuz edmund lucy nin ardından dolaba girene kadar doğru lucy ama ardından bütün karakterler doğru zamanındaki karakterler olsa da sadece lucy geçmişten gelen lucy ile devam ediyor hikaye. edmund başından beri olan edmund peter ve susan da aynı şekilde. yani seyirci ve ya okuyucu da lucy gibi 10 saniye ilerdeki paralel evrene ışınlanmıyor edmund ile kalıp doğru zamanda kalıyor. bunun sebebi ise ikinci dolaba girişten sonra yazarın ve ya yönetmenin edmund un dolaba girmesiyle olayı edmund ile devam ettirmesi. kraliçeyle karşılaşıp kraliçe gidene kadar lucy görünmüyor ve ardından lucy çıkıyor meydana tumnus'ın evinden dönüyor . birlikte karşılaşıp dolaptan çıktıklarında ise edmund zamanda geriye gidip lucy'nin giriş zamanında çıkmadığından tam edmund ın giriş zamanında çıktıkları için lucy için 10 saniyelik bir fark ortaya çıkıyor.dolaba girene zaman kaybettirmeme özeliği olduğundan lucy paralel evrende devam ediyor hayatını.

    edit: koca hikayenin lucy'si de fake çıktı. bu da böyle bi boş araştırmamdır. işsizlik forever.

    edit : diğer bir yandan da kişi narnia'ya girdiği anda çıktığı için . giren bir kişi tekrar girdiği anda çıkmıyorsa ya içeride sonsuza kadar mahsur kalmıştır ve dışarı o anda çıkmadığı için bu kesindir ya da içeride ölmüştür. çok büyük bir hata gerçekten.

  • sayelerinde koca bir nesil "-de" ve "-ki"nin kullanımını, her "şey"in ayrı yazılması gerektiğini öğrenmiştir. öğretemedikleri bir grup ruh hastası da başlık açıp bunlara söver.

    ben senin neyi kastettiğini anlamak için cümlenin gelişine bakmak zorunda mıyım dangoz adam? adam "de"yi yanlış kullanıyor, biz kafamızda düzeltip doğrusunu anlıyoruz, herif bir de utanmadan "yanlış yazarım nolmuş?" kafasına giriyor, ruh hastası da "doğru kullan" diyen oluyor. hem suçlu hem güçlü lan. yeni türkiye'nin yeni grameri.

  • kapıyı kırmadan önce zile basmayı denemiştir, bunun üzerinden ego kasmak anca burnu büyük bi elfe yakışırdı. amk orta dünyanın başına ne geldiyse elfler yüzünden geldi hala sağa sola akıl veriyolar. ya işe yarasaydı?

    bunlara kalsa yüzük napılır diye senelerce tartışırlar, sonunda da sauron kapıya dayandığında erdemli şekilde geberirlerdi.

    eylem adamı gimli boş muhabbet yapmamış, emaneti çıkardığı gibi harekete geçmiştir. bana bunlarla gelin amk.

    elflere kalsa tbmm tutanakları gibi kitap olurdu yüzüklerin efendisi.

  • jack daniels'i nasıl içtiğinizin bir önemi yok. ister buzlu için ister kokteyl yapıp için. ister kolayla için.

    ama single malt scotch whisky'den söz ediyorsak buzsuz içilmelidir. zira single malt viskiye, tadını düzeltmek için konulan birkaç damlanın üzerinde su bile karıştırılması caiz değildir. buz da viski içinde ısınacağı için eriyecektir ve viskinin tadını gereğinden fazla seyrelticektir. whisky on the rocks diye bir tabir vardır bu iskoç icadıdır. adamlar eskiden nehir yataklarının dibinden ufak taşları toplarlarmış onları viskiye atarlarmış. işte taşın soğuğu viskiyi soğuturmuş, doğrudan buz olmadığı için de viskiye gereğinden fazla su karışması söz konusu olmazmış. daha önce de bu başlık altında muhtelif defalar dile getirildiği üzere bunun modern karşılığı viski taşıdır. alırsınız viski taşınızı buzdolabına koyarsınız. viski içeceğiniz zaman atarsınız içine. hem viskiyi buz gibi soğutur hem de fazla suyla tadını sulandırmaz.

    şurada en dandik single malt olmuş 300-400 lira, ona para verirken bir problem yok, yanında biraz daha para verip bi viski taşı alamıyorsanız dümdüz buz atıyorsanız da ne diyeyim size aq.

    buyrunuz biraz da komikli: https://www.youtube.com/watch?v=yvg1u-faqhy