hesabın var mı? giriş yap

  • eğer sağlıklı beslenmek için bir hevesle alıyorsanız pek doğru bir şey yapmış sayılmazsınız. (bkz: akrilamid)

    sıcak hava sirkülasyonu ile pişirdiği düşüncesi ilk başta sağlıklı bir şey elde ediyorum gibi bir düşünce yaratabilir, tamamen yanılgıdan ibaret.
    haşlama, buğulama hariç 120 derece sonrası yapılan* tüm kızartmalar doğal bir şekilde akrilamid oluşumuna neden oluyor.
    genel olarak airfryerleri modlarını incelediğimde kızartmaları 180 ve üstü derecelerde yapıyor; ki bu da oluşabilecek akrilamid oranının en yüksek olduğu sıcaklıklar.
    üstelik bu tarz teknolojiler genellikle patates kızartması için kullanılıyor ve en yüksek kanserojen* oranı maalesef patates kızartmasında. genel olarak karbonhidrat ağırlıklı besinlerin kızartılmasında ortaya çıkan doğal akrilamid, protein ağırlıklı besinlerin çok çok üstünde.

    kısaca sağlıklı beslenmek adına bir şeyler yapmak istiyorsanız; düdüklü tencere veya normal tencere kullanmak oldukça mantıklı. canan karatay'a göre düdüklü tencere ile pişirilen yemekler, vitamin ve mineral kaybının en az yasandığı yiyecekler ama yavuz dizdar'a göre ise normal tencerede kısık ateşte pişirmenin en sağlıklısı olduğu söyleniyor.

    sağlıklı beslenme olayı günümüzde fazlaca kompleksleşmiş bir durumda. kanserojenden uzaklaşalım derken yediğimiz içtiğimizin nasıl yetiştirildiğine kadar gidiyor bu durum. kendi bahçende bile yetiştirsen, eğer şehirde yaşıyorsan yoldan geçen arabalar, ozon tabakasının bugünkü hali ve mevsim düzensizlikleri derken yine belli bir standartın üzerinde ürün elde edemiyorsun.
    bana kalırsa stressiz yaşayıp, tadını çıkartmalı bazı şeylerin ama farkında olarak. patates kızartmasını yersin ama bilincinde olarak. böylece haftada bir yersin, günün diğer saatlerini ona göre planlarsın ve dengelersin kendini..

    kaynak:
    akrilamid

  • yurtseverlermiş. 2500 liraya kitap satın alan adamlar yurtsever oldu bizler de işgal güçleri. açıklamalara tiplere hareketlere bi bak lan. belli, en iyi bu ikisi kırışacak parayı.

  • bu ifadeyi tarif etmeye kelimelerim yetmiyor. sadece olaya psikolojik olarak bakacağım. bu yangının insanlarda, özellikle çocuklarda bıraktığı travmalar, yaralar kolay silinmeyecek. kocaeli depreminden sonra ev verildi. ama o dönem orada olanların kulağından yardım edin çığlıkları hala gitmiyor. kapıyı sert çarpsan deprem zannediyorlar.

    psikoloji diye bir bilim var ve travma, travma sonrası stres bozukluğu gibi kavramları bilmelerini beklemiyorum. ama lütfen yorumun da, cehaletin de bokunu çıkarmasınlar.

  • 1) anket görünce dayanamadım diyip sadece kendisini övebileceği ankete yazanlar, gösteriş budalaları

    2) fakirliğini geyiğe vurmuş tam olarak neyi amaçladığı belli olmayan pis fakirler

    3) her başlıktan espri çıkarmaya çalışan geyik canavarları

    4) ciddiye alıp saatinin markasını yazan ötesini düşünmeyen insanlar

    5) zengin olmayıp zenginmiş gibi yaparak ilgi çekmeye çalışan zavallılar

    tiplemelerini barındıran anket.

  • bırak hakkari’yi iskenderun’da bile komutanlarımız bizi dağdan gelebilecek terör saldırısına karşı uyarırlardı. çok kez yaşandığını belirtirlerdi.

    orta doğu kültürü yine iş başında, tuttuğunu linç ediyor.

    tamam en güzel senin vatanın, en güzel senin ilin, en süper ülke burası. dağı taşı cennet. gerizekalılar.