hesabın var mı? giriş yap

  • - vay, chicago'ya gidecek bilete o kadar para verebiliyorsun demek.

    - uluslararası bir firmada mı çalışıyorsun, maaşın çok mu yüksek?

    - uçakta içkiler beleş mi?

    - abd vizesini sorunsuz almışsın demek ki.

    - ailen çok mu zengin? okumaya mı gezmeye mi?

    - aktarmasız uçuyorsun demek, çok havalısın.

    - uçakta internet mi var yoksa?

    - ne kadar havalısın amerikaya gidiyorsun, süper cool.

    mutlu musun yazar kardeşim?

    mutlu olunca söyle başlığını kapatalım.

  • genelde şehir dışında bulunan dinlenme tesisindeki çalışanların nerede oturduğunu düşünmek.
    her gün buraya nasıl geliyorlar diye hayret etmek.

  • edit: günlerce mesaj atan, kendi hikayesini paylaşan ve bizimle üzülen çok kişi oldu, herkese çok teşekkürler. ve buraya yazmak, sesimizi duyurmak işe yaradı, çünkü bugün itibariyle bir davamız var.

    ----

    benim var. hem de onu son görüşümden 3 gün sonrasına ait. ve ben adaleti artık burada arıyorum. savcı dosyayı her an kapatabilir. dosyanın kapanmaması için sesimizin yükselmesine destek olur musunuz?

    https://twitter.com/…tatus/1372986211019722760?s=20

    babam 29 temmuz 2020 tarihinde, kuşadası’ndaki yazlığımızdan alışveriş yapmak için bisikletiyle markete gitti. kuşadası nazilli pazarı yanı migros otoparkında ise 20 yaşında, 6 aylık ehliyeti olan, otoparka hızla giren kişinin çarpması sonucunda beyin kanaması geçirdi.

    5 ağustos’ta beyin ölümü gerçekleşti, 10 ağustos’ta ise kaybettik.

    ölümü ecelle değil, insan eliyle oldu.

    kazadan sonra polis tutanak tutmuş, sanığın sadece ifadesini almış ve babam ağır yaralı olduğu halde direkt serbest bırakmış. ayrıca, tuttukları tutanak kendi içinde aşırı derecede çelişiyor. bir yerde bisikletli arabanın önüne çarptı diyor, başka yerde arkaya, bazen sol ön tampon, bazen sol yolcu kapısı. babamın çarpışmanın etkisiyle nereye düştüğünü yazan yok, arabanın krokisi yok, ufacık bir kaza sonrasında bile arabanın fotoğrafını çektiren polis, çarpan arabanın fotoğrafını çekmemiş, tutanaklarda sanığın ifadesi dışında hiçbir şey yok. kazadan sonra polise gittiğimizde bize “zaten bu ülkede taksirle adam yaralamanın cezası ne kadar ki, çok da üstüne düşmeyin” demişliği var ama.

    arife günü (30.07.2020) ve bayramın ilk gününü (31.07.2020) kuşadası adliyesi’nde geçirirken biz, nöbetçi savcıyı dahi göremedik. ilk iş gününde, yani kazadan 6 gün sonra bir avukat bulduk ve vekalet verdik. zaten vekalet verdikten 3 gün sonra da babamı kaybettik. ölüm çok acı ancak ölümün başka bir insanın eliyle olması daha da acı. çarpan kişi bize ulaşmadı, hastaneye gelmedi, merak etmedi, sormadı, aramadı bile; yani pişmanlık göstermedi bile.

    avukat tuttuktan sonra dosyamıza bakan savcının atanmasını bekledik. ancak 1 eylül’de olur dediler, yani adli tatilden sonra. adli tatil de bitti ama bizim savcımız hala atanmadı. avukatımızı değiştirdik, daha deneyimli birini bulduk. yeni avukatımız fark ettti ki bizim dosyamız daha jandarmadaydı. dosyanın yerini tespit edip savcılık’a göndertmek yaklaşık 3-4 hafta sürdü, çünkü jandarma babamı hala yaralı sanıyor, ifadesini almayı bekliyordu. bu süreçte fark ettik ki, polis bizim ifademizi bile almamıştı, biz sanıktan şikayetçi bile olmamıştık, çünkü kimse bizi yönlendirmemişti.

    dosyamız savcılığa gittikten sonra avukatımız dosyayı inceleme imkanı buldu, ama içinde tutanak dışında hiçbir şey yoktu. arabanın fotoğrafı yoktu, mobese görüntüleri yoktu, hiçbir şey yoktu. ama neyse ki biz mobese kaydına ulaşmıştık ve olayın nasıl olduğunu gördük. kuşadası polisi görgü tanığı da bulmadı, o kadar kalabalık yerde kimseye ulaşamadı. atanan savcı tekrar görgü tanığı bulunmasını istedi, dosyayı tekrar polise gönderdi ama tabii ki olaydan 3-4 ay sonra görgü tanığı yoktu ve bulunamadı.

    olaydan tam 8 ay sonra, 18 mart 2021 tarihinde trafik ihtisas dairesi’nden bilirkişi raporunu aldık. bilirkişi raporu sanığın kusursuz olduğuna ve babamın yüzde yüz suçlu olduğuna kanaat getirdi. oysa sanık videoda göründüğü gibi ana yoldaki araçlardan daha hızlı gidiyor, karşılaştırıldığında ise bu açıkça görülebiliyor. otoparkta hız yapıyor, otoparka girerken hızdan dolayı arabanın arkası patinaj yapıyor. ve rapora göre, sanık suçsuz…

    avukatımız hemen bu rapora itiraz etti ama artık umudumuz yok. savcı dosyayı kapatabilir. tek istediğimiz şey adalet. tek istediğimiz şey mevcut bilirkişi raporunun incelenmesi ve yeni bir bilirkişi raporu. ben her sabah telefonumdaki babamın öldüğü videoya uyanıyorum. 29 temmuzdan beri yaşamıyorum. tek istediğimiz şey adalet.

  • los angeles clippers'ın kendisini recruit ettiğini sandığımız son 1 hafta içinde, aksine kendisinin diğer superstarları** clippers'a recruit ettiğini öğrendiğimiz superstar. hepimiz ortada bir the decision olacağını beklerken kawhi leonard sessizce oynayacağı şehri, takımı ve oyuncuları seçmiş ve gerçekleşmesi adına beklemeye-oyalamaya başlamış. goat olabilmek için puppetmaster misali gizliden çalışmış.

    toronto raptors ve los angeles lakers fanlarının hayal kırıklığa uğraması oldukça anlaşılabilir, 1 hafta boyunca kendi takımlarında oynayacağını hayal ettikten, medyadaki çoğu kişinin bu yönde tweetlemesinden sonra oldukça normal. kawhi'nin hareketinin sorguladığını ve kirli bulunmasını dahi empati duyulabilir.

    bir tarafta şampiyonluğa taşıdığın ve tüm ülkeyi peşine taktığın bir takım, oldukça geniş bir kadro ve son derece başarılı bir yönetici olan masai ujiri varken toronto'ya tekrar dönmedi. diğer tarafta, bütün şaşası ile, anthony davis ile, lebron james ile ve max. boşluk yaratmak için ellerinde kalan genç ve ucuz kontratlı oyuncuları** bedavaya göndermiş lakers'ı seçmedi. gerçekten amiyane tabirle ben seçilmem seçerim dedi.

    neden los angeles clippers seçtiğine cevap olarak çok fazla etken buluruz. underdog olduğu ve evine yakın olduğu için dersin, veya kendi karakterine yakın olan(medya ile içli dışlı olmayan) sessiz sakin bir organizasyon olduğu için dersin, dersin de dersin. ama clippers denince bugüne kadar 2 şeyi diyemezdin. birincisi kazanmak kültürü, ikincisi güvenilir yönetim kadrosu için.

    clippers, 2016 yılında doc rivers'ı president of basketball operations mevkinden azlederek ve profesyonel bir yönetim kadrosu kurmaya başlayarak, son 3 senede gösterdiği gelişim (#92236999)nolu entride hamleler üzerinden güzelce özetlenmiş. 2017 yılında kawhi'nin san antonio spurs ile ilişkisi bozulup, gözünü dışarıya çevirdiğinden bu yana doğru hamleler yapan bir takım ve güvenebileceği bir yönetim kadrosu ile karşı karşıyayız.

    bir diğer ve önemli etken ise takımın lob city sonrası nba haritasında kalıcı olabilmek adına kadronun kazanmak için herşeyi yapan, karakterli veteran oyuncular ile doldurulması. ek olarak son 2 yıl draftlarda, yüksek karakterli, söz dinleyen genç oyuncularla mükemmel bir rol dağılımı içinde playoff yarışında bulunması. playoffları 2018'de son 2 maçta kaybetmesi lakin 2019'da 48 galibiyete ulaşması ve ilk turda sağlıklı warriors hanedanı karşısında 2 maç alabilmesi takımın ve rol oyuncularının olası yeni bir hanedan yolculuğuna hazır olduğunu gösterdi.

    kawhi için geriye kalan tek seçim, goat hedefi için en doğru oyuncuları seçme kararı kaldı. ilk olarak kevin durant ile aynı takımda birleşmek istemiş, ama durant'in kyrie ırving ile brooklyn nets yolunu yapması sonrası diğer alternatif paul george a yöneldi. bu noktada belli ki kendisi kariyerinin geri kalanında en uyumlu olacağı superstar ile birlikte geçirmek istemiş, keza lebron james ve anthony davis yanına gitse başarı açısından çok daha kolay kazanabileceği yöne gidebilirdi.

    paul george seçimi biraz detaylandırmak istiyorum, ikiside southern california'da birer yıl arayla doğdular. paul george palmdale doğumlu, koleji fresno state university'de okumuş, aynı kawhi gibi sonuna kadar socal kültüründen çıkmış bir star. oyuncu karakteri ise diğer socal çıkma yıldızlar westbrook-harden gibi defolu değil scottie pippen profiline çok daha yakın bir isim. kawhi bundan sonraki kalan 6-7 yılında lige kendi yoluyla *gümbür gümbür damgasını vuracaktır.

    istediği ortamı ona verecek aday takımlardan, paul george ile birleşmesi adına salary cap ve draft compensation bakımından zengin ve geri kalan kariyerinde planların altüst olmasını engelleyecek bir front office'e sahip takım ile devam etme kararı almış ve son 2 sezon yaptığı her hamleyle kendisini bu vitrine çıkarmış olan los angeles clippers'ı seçmiş olan superstar.

    zannedersem önüzmüdeki sezonda yeni bir dynasty başlangıcı olarak (clippers yönetimine ciddi bir assist de yaparak), aynı şehirde olan rakibinden meşaleyi devralacaktır.

    hoşgelmiştir.

  • bedirhan umarim allahumme salli diye soylene soylene uzaklasan anneanneyi cok kafaya takmaz.turk bayrakli balon, erikli su, cay tabagina oturtulmus mum ve cakmak, evde bir bilimsel deney icin kullanilabilecek ne varsa toplamis gelmis. merhaba arkadaslar ben bedirhan diye lafa girip bidi bidi deneyini bi guzel anlatmis. bi cocuk yetistirme ozurlu yuzunden cesareti kirilmamistir, mutfaktan su kapip gelmistir bence

  • öğrencilik hayatım boyunca, bilinçaltıma hep "kötü" anılar işlemiş öğretmen tipi, zâlım.

    eveeeeeet çocuklar, hadi birbirimizi tanıyalım. önce ben kendimi tanıtayım. adım alfa, soyadım beta. gama yıldır bu mesleği sürdürmekteyim. önümüzdeki bu bir yıl boyunca sizlerin epsilon bilgisi dersine gireceğim. umarım güzel bir eğitim-öğretim yılı olur.

    ben kendimi tanıttım, şimdi sıra sizde. ehi.* isim-soyad ve anne-baba mesleğini söyleyin. sağ baştan başla canım. (gözlüğün üzerinden bakmak sûretiyle parmağı ile kendisine göre sınıfın sol yanını işaret eder.)

    küçükken tabi insan anlamıyor, bu anne-baba mesleği söyletme merasiminin nedenini. sorunun altında yatan psikoloji, "öğrenciyi tanımaya çalışma çabası" olarak görülebiliyor ufağıken. fakat bu amatör eylemin sonuçları, öğrencilerde derin izler bırakıyor.

    +adım delta, soyadım zeta. babam çiftçi, annem ev hanımı.
    -evet çocuğum sen devam et.
    +adım ita, soyadım teta. babam mali müşavir, annem öğretmen.
    -aa, ne öğretmeni, nerede çalışıyor?
    +yota ilk öğretim okulunda, kappa bilgisi öğretmeni, örtmenim.
    -tamam yavrum sen devam et.
    +adım lamda, soyadım omikron. babam vefat etti, annem ev hanımı...

    bu muhtemel diyalogtan sonra, sınıf sessizliğe bürünür. "muhtemel"dir çünkü, her sınıfta anne veya babası vefa etmiş bir çocuğun olma ihtimali vardır. olaya sadece ölüm sertliği ile bakmayalım. her sınıfta, toplum normları tarafından "utanılcak" algısı oluşturan bir mesleği olan anne veya babaya sahip öğrenci olabilir. çocuk yaşta alın teri ile kazanılan paranın önemli olduğu, mesleğin çağrıştırdığı imgenin önemli olmadığını başkalarına anlatamayabilirsin. gerçi bunu başkalarına anlatmaya çalışmaya gerek yoktur fakat bu idrake varabilmek çocukken gerçekleşmeyebilir.

    yeni öğretmen ya da hocayla tanışılcak her sene başı zulümdür bu çocuklara. yetmezmiş gibi o gün ilk dersine giren tüm öğretmenler, sınıftaki öğrencilere anne-baba mesleklerini söyletir. bu yetim-öksüz çocuklara bu acıyı neden yaşatır bu öğretmenler?

    acaba, sınıfta "arkası" güçlü öğrenci var mı diye kontrol etme çabası mıdır bu? yoksa veliler toplantısında mesleğini bildiğiniz ebeveyne, usulüne göre hareket edebilme ön hazırlığı mıdır bu?

    iyi niyetli yaklaşayım bir de. sınıfta durumu iyi olmayan öğrencileri bulup onlara yardım edebilme ya da ona göre davranabilmek için yapılan bir tarama mıdır bu? eğer öyleyse, neden bu fecaat tüm sınıfın gözleri önünde gerçekleştirilmektedir?

    bu sorunun, çocuk ve sınıf psikolojisi üzerine etkileri detaylıca düşülümelidir. fosilleşmiş öğretmenlere belki durumun izhanı tebliğ edemeyiz fakat daha yetiştireceği yüzlerce-binlerce öğrenci olan genç öğretmenlerimiz, bu tehlikeyi idrak etmeliler.

  • yeter artık sözlük erkekleriyle uğraştığınız yeter.

    bırakın da istediğimizi giyelim, istediğimiz gibi dolaşalım. sizin yüzünüzden eve giderken teflon tavayla önümü kapatıyorum, artık yeter.

  • görsel
    1912-13'teki bulgar kuşatması sırasında, düşman topçusunun camiyi hedef yaparak ateş açması sonucu oluşan tahribat izleri. ibret olması için, bu izlerden bir tanesi onarılmadan öylece bırakılmıştır. bu şekilde bırakılma emrini verense, bizzat atatürk'tür.

  • istanbul'da okumaya gelen adama bile çomar diyecek kadar izansızları göstermiştir.

    ne çomarlığını gördünüz de hemen yapıştırdınız lafı? hey allaam ya.