hesabın var mı? giriş yap

  • bir daha görüşmeyi düşünmediğiniz adamların hesabı bölüşme ısrarınızı anlamalarını beklemeyin.

  • mantikli olaydir.

    cenaze surecleri sizin sandiginiz gibi degil lan. oyle sabah uyandik, bir tanidigin cenazesi var ogle namazina muteakip hadi gidelim bi de pide gomelim gibi gelismiyor olaylar.

    bazi insanlar olmeden once saatlerce hatta gunlerce yaninda bekleyen evladi, karisi, akrabasi ve yakinlari oluyor. bu insanlar yemeksiz, uykusuz, surekli ayakta bekliyor cenaze defnedilene kadar. bu bir nokta.

    onun disinda cidden cok iyi sevenleri, akrabalari, arkadaslari vs olabiliyor lan olenlerin. onlar da saatlerce hastane kapilarinda, gasilhanede, camide, mezarlikta hic bir sey yemeden bekliyorlar. dolayisiyla bu insanlara iki dilim pide dagitiliyor, definden sonra. ınanin kimse sevdigini veya en kotu ihtimalle bi tanidiginin sevdigini defnetmeye tercih etmez iki dilim pideyi.

    yas ortalamaniz 21 falan belli ki fazla cenaze yasamamissiniz, umarim cok gec yasarsiniz.

    edit: konuyu anlamayanlar icin hatirlatma yapayim. bu yemek dagitma olayi zaten olen kisinin cok yakin akrabalarina falan birakilmaz, uzak akraba arkadas vs halleder.

  • pipisini yara bandıyla bantlayan 3,5 yaşındaki yeğenimi binbir zorlukla bu durumdan kurtardıktan sonra soruyorum:
    -neden yaptın yavrum bunu?
    -artık işemek istemiyorum.*

  • ay olmasaydı ne olurdu?

    -mevsimler allak bullak olurdu

    dünyaya uyguladığı çekim etkisi de yok olacağı için gezegenimizin 23 derecelik eksen eğimi daha fazla artış gösterecekti, bunun sonucunda da mevsimler daha etkili olacaktı. yaz aylarında havalar daha sıcak kış aylarında ise havalar daha soğuk olacaktı. kutuplar güneş'e maruz kalacak, buz kütlelerini eritecek ve aşırı iklimsel değişimleri tetikleyecekti.gezegenimizin ekseninin eğiminde sadece bir derecelik bir değişiklik olması bile buz çağlarına neden olmak için yeterlidir.

    -okyanuslardaki değişim

    güneş ile birlikte ay, günde birkaç kez denizlerimizin seviyesini arttırmak ve azaltmaktan sorumludur. ay dünya etrafında dönerken, yerçekimi okyanusları ona doğru çeker ve böylece yüksek gelgitler oluşur. ay olmayınca gelgitler mevcut seviyesinin üçte birine inecek ve okyanusların dengesi bozulacaktır.ayrıca deniz seviyesi de etkilenecektir. böylece kutuplardaki deniz seviyesi önemli ölçüde artacaktır.

    -daha kısa günler

    dünya ve ay 4,5 milyar yıl önce oluştuğunda, gezegen o kadar hızlı dönüyordu ki günler sadece dört saat sürüyordu.ay olmasa günler çok daha kısa sürede tamamlanır.

    -istenmeyen uzay cisimlerine karşı doğal kalkanımızı kaybederdik.

    ay çekimi sayesinde gök cisimlerine karşı dünyamızı korur.onun olmadığı bir durumda olası asteroid çarpmalarına karşı savunmasız kalırdık.

    -değerli elementler

    altın, platin, paladyum, iridyum gibi elementlerin uygarlığımız için son derece değerli olduğu kanıtlanmıştır. ay hiç olmasaydı bu değerli elementler,dünyamızda yok denecek kadar az seviyede olacaktı.

    -rüzgarlar

    kuvvetli rüzgarlar nedeniyle insanlar duyma yetisine sahip olmayacaklardı. dolayısıyla konuşmak yerine işaretlerle anlaşmaya çalışacaklardı. bu da yetenek ve zeka gibi kavramların gelişimini büyük oranda etkileyecekti.

    kaynak

  • başlık: ergenliğimin kara günü
    entry: huzurlu bir akşamdı, kapalı kapılar arkasında o günlerde beni en özel hissettiren şeyi yapmıştım gene;osbir.
    neyse oturuyorum takılıyorum beyler, üst komşumuz geldi. 2 tane de taş gibi kızı vardı. kakara kikiriler, bunlar yanıma geldi sonra. önceki gece düğüne gitmişler, kamerayla düğünü çekmişler, açaymışımda izleyeymişik!. kitle kalabalık, aç gözlü!, düğün görmek isteyen; bir komşu, iki kızı, babaları, annem, kardeşim, yiğenim. aldım ön usb den taktım kamerayı. görmedi koduğum bilgisayarı. kasayı çektim biraz, arkaya uzandım taktım. doğruldum yerimde. otomatik kullan geldi amk, videoyu oynat dedim. herhangi bir intro yok, oyuncuların adını gösteren bir yazıda yok, videoyu çeken firmanın şahsın ismide yazmadı. latin olduğu her halinden belli bir abimiz, kadını karyolanın başına doğru eğmiş, tüm hırsıyla gibiyordu. şoktan kurtulup kapatana kadar büyük bi yaygara çıktı. kapattıktan sonra gözümü bilgisayarın ekranından ayırmadan öylece durdum. etrafımdaki konuşmaları dinledim. "kamerayı aldığımız çocuk hiç böyle bir çocuk değildi." "hemen arıycam o çocuğu terbiyesiz herif" falan. herkes odadan ayrıldı. ben o sürede taşları yerine oturtmuştum bile. kasanın arkasına eğildiğim sırada, kolum cd açma tuşuna basıyor, çıkan cd rom tekrar koluma çarpıp geri gidiyor, bilg. kamerayı gene görmüyor, otomatik kullanda cd yi açıyor.
    beyler 11 yıl geçti, o vidyodaki kadının yüzündeki acıyla karışık zevk ifadesi hala gözümün önünde. olaydan sonra yemekten içmekten kesildim. kendimi insanlara unutturmaya çalıştım. hayatımda hala etkilerini görüyorum.