hesabın var mı? giriş yap

  • bazen gerçekten taşı gediğine koyar.
    olay tekirdağ'da geçmektedir.
    3 aylık ilayda gecenin bir yarısı etinden et koparılmış gibi bağırmaya başlayınca acile gidilir. nöbetçi doktor muayene eder ve farklı bir şey yedirip yedirmediğimizi sorar. azıcık -ama gerçekten azıcık- kavun emdirildiği söylenir. doktorun cevabı:
    - yanında beyaz peynir ve rakı vermezseniz bağırır tabi.
    mekan tekirdağ olunca bir şey diyemedik. adam haklı.

  • yandaş mısınız?

    general mi olmak istiyorsunuz?

    amaa askeri okul bitirmediniz mi? hatta sizi almadılar mı?

    hiç problem değil artık akp hükümeti sayesinde her yandaş general olabiliyor.

    bu fırsatı kaçırmamak için yapmanız gereken tek şey ilçe teşkilatımıza üye olmak.

  • football manager'ın yıllardır en kadük kalmış kısmı olan duran toplara değinelim. duran toplar; günümüz futbolunda teknik direktörlerin oyuna direk etki edebildiği, sahadaki dizilişe müdahale edebildiği özel anlardır.

    herkes gibi ben de akan oyunda atılan golü daha çok severim. ama sezon başında; ayarladığım( kornerlerden defans ve atak, freekicklerden ise sadece direk/indirek defans senaryolarını ayarladım) ve antrenmanlarla desteklediğim duran top organizasyonlarında ligin zirvesinde yer alınca sizlerle paylaşmak istedim. şu an ligin ortasını geçmiş durumdayım.

    korner ile freekickten gol yemedim https://eksiup.com/p/4g592186zia3
    ve kornerde 12 golle ligin zirvesindeyim. https://eksiup.com/p/63592184c3a2
    (28 maçta durum bu.sezon devam ediyor)

    freekick atak kısmını da ayarlasam orada da fark yaratacağımı düşünüyorum. belki bu entryden sonra onu da ayarlar, sonuçları paylaşırım.

    bazılarınız, hazır duran top rutinleri indirip kullanıyordur ; fakat takımınız dizilişi ve duran top kullanan oyuncunuzun mevkisi hazır rutine uymuyorsa yarardan çok, zarara yol açıyor. dizilişiniz benimkinden farklı olacağından dolayı link vermek yerine tek tek mevkileri özelliklerine göre yazdım

    benim sezon başında ayarladığım duran top organizasyonları şöyle;
    korner defans=
    - 2 central defence(cd) uzun olan adamı tut(mark tall player)
    - 5 tane ortasaha/fullback 6 pasa sırayla dizin. (mark six yard)
    - 1 tane oyun kurucu veya pass/vision özelliği yüksek adamı ceza sahası kenarına koyun,kontra atak için(edge of the area)
    - 2 tane hızlı forveti(kanat forvette olur) ileri gönderin.

    korner atak=
    =uzak direk=
    - korner atak rutinleri direk takımızın dizilişiyle alakalı. o yüzden mümkün mertebe oyuncu tiplerine göre yazmaya çalıştım.
    -duran top kullanacak adamınızı "stay back if needed" olarak görevlendirin.( sanırım arayüzde problem var "taker" diye bi seçenek yok. bende böyle dolandım. benim duran top kullanan oyuncum mcr(ortasaha ortanın sağı?) pozisyonunda)
    - duran topu kullanan "far posta "ortayı kesecek
    - iki fullback "stay back"
    -1 dm veya defans özellikli orta sahanız "stay back if needed"
    - en iyi kafa vuran+zıplayan "attack from far post"(genelde targetman)
    - en iyi ikinci kafa vuran+zıplayan "lurk at the far post"(genelde central defence)
    - en iyi üçüncü kafa vuran+zıplayan "mark keeper"(genelde central defence)
    - anticipation ,decision,offball yüksek pırpır "attack near post"(genelde kanat olur)
    -anticipation ,decision,offball yüksek pırpır "attack ball from edge"(genelde kanat olur)
    - uzak şutu iyi, dönen topları toplayacak ortasaha nitelikli oyuncu "lurk outside"(genelde boxtobox, segundo vol. dlp,gibi oyuncular)

    korner atak=
    =yakın direk=
    - duran topu kullanan "near posta "ortayı kesecek
    - iki fullback "stay back"
    -1 dm veya defans özellikli orta sahanız "stay back if needed"
    - en iyi kafa vuran+zıplayan "attack near post"(genelde targetman)
    - en iyi ikinci kafa vuran+zıplayan "lurk at near post"(genelde central defence)
    - en iyi üçüncü kafa vuran+zıplayan "attack from far post"(genelde central defence)
    - anticipation ,decision,offball yüksek pırpır "mark keeper"(genelde kanat olur)
    -anticipation ,decision,offball yüksek pırpır "attack ball from edge"(genelde kanat olur)
    - uzak şutu iyi, dönen topları toplayacak ortasaha nitelikli oyuncu "go forward"(genelde boxtobox, segundo vol. dlp,gibi oyuncular)

    freekick defans=
    ==indirect -wide-==
    - 1 tane en iyi hava topuna ve markinge sahip cd altı pasın uzak bölgesi alan savunmasına görevlendirin( six yard box far post)
    -1 tane cd uzun adamı marke (mark a tall player)
    -4 tane ortasaha/fullbacki altı pasa dizin. ben altı pasın ortasına en kalıplı olanı koyuyorum.
    -- 1 tane oyun kurucu veya pass/vision özelliği yüksek adamı ceza sahası kenarına koyun,kontra atak için(edge of the area)
    - 1 tane hızlı forveti(kanat forvette olur) ileri gönderin.
    - geriye ne kaldıysa duvara gönderin

    ==deep==
    - 1 tane en iyi hava topuna ve markinge sahip cd altı pasın uzak bölgesi alan savunmasına görevlendirin( six yard box far post)
    -1 tane cd uzun adamı marke (mark a tall player)
    -4 tane ortasaha/fullbacki altı pasa dizin. ben altı pasın ortasına en kalıplı olanı koyuyorum.
    -- 1 tane oyun kurucu veya pass/vision özelliği yüksek adamı ceza sahası kenarına koyun,kontra atak için(edge of the area)
    - 1 tane kişi "man mark"
    - 2 tane hızlı forveti(kanat forvette olur) ileri gönderin.
    - geriye ne kaldıysa duvara gönderin

    "high octane football" entrysine de bakmanızı öneririm.(bkz: #142762430)

  • buna göz yuman kişi kesinlikle gavat değildir. her önünüze gelene gavat demeye çok alıştınız bakıyorum. gavat, bu durumdan nakti bir kazancı olan kişiye denilir.

    bu kişi godoştur.

  • gecenin kör bir vakti vefatını öğrendiğim babam, evin küçük bir odasında soğuk beton üzerinde yatıyor. beyaz bir örtüye sarınmış, kefen değil. dudağının kenarında bir tebessüm var, hala aklımda... her daim çatılmış kaşları ve kesmeye kıyamadığı sakalları yok. yanakları kırmızı. sanki her an olduğu yerden kalkıp "öğlene ne yiyeceğiz" diyecekmiş gibi, uyuyor gibi, şekerleme yapıyor gibi yüzüne bakınca. ama kımıldamıyor, konuşmuyor, susuyor.

    odanın kapısından bakıyorum. o yerde yatıyor ben onu izliyorum. hala bir rüyanın içindeyim gibi hissediyorum. biri beni dürtüp uyandırsın istiyorum. orda bekliyorum. çatılmış kaşları gevşemiş, dudağının kenarındaki tebessüm büyüyor gibi baktıkça.

    birileri omzuma dokunup dostça gelip geçiyor. kapıya dayanıyorum hala, bir yere dayanmam lazım, yıkılırım yoksa...

    hastalandığımız zamanlarda "durun ben sizi bir terletirim bişeyciğiniz kalmaz" diyen babam, buz gibi yatıyor. yanına sığışmak istiyorum. usulca yaklaşıyorum. elimi tereddütlü. korku değil bu, onun öldüğü gerçeği ile yüzleşmek. hani filmlerde görürüz ya öyle işte, dokunmakla, dokunmamak arasında kalıyorum. gözlerimi kapatıp elimi yüzünde gezdiriyorum. hala sıcak... bembeyaz, pırıl pırıl parlayan saçlarına dokunuyorum. bir ölüye dokunmak gibi değil bu. ölü gibi değil, ölmüş gibi değil. gözlerimi açıp saçlarını düzeltiyorum, kaşlarını. o kesmeye kıyamadığı sakallarından arta kalanları seviyorum. belki yaşarken sevemediğim kadar çok seviyorum babamı. o yatıyor, ben ağlıyorum. usulca çekiyorum elimi, elimde onun sıcaklığı, içimde ölümünün soğukluğu... ılık ılık ağlıyorum...

  • her alanda özelleşilsin ki vatandaş yarı maaşa çalışsın aradaki farkı da biz yandaşa yedirelim naraları geliyor.

  • avrupali kiz sokaga ciktiginda turkiyedeki kadar sapikla, namussuzla karsilasmadigindan haliyle verecegi tepkiler daha iliman oluyor.

    kardesim turkiye'de cocuklara, hayvanlara tecavuz ediliyor her gun; kizlar tedirgin, asik suratli gezmesin de napsin? sapiklara yuz mu versin?

  • umudu sonrasında acıya dönüştüren davranışlardır.

    3 sene öncesi. ben yine deli gibi aşığı oynuyorum, karşımda değişmeyen karakter. ölüyorum, eriyorum, sürünüyorum, azalıyorum ama severken. sevmekten ötesi, aşk bu. hangi kitabı görürsem elinde, ertesi gün o kitaba başlıyorum. facebook profilinde izlediğini gördüğüm filmlerin her sahnesini ezber ediyorum. sevdiği şarkıcıların şarkılarına sarılıp uyuyorum. umut işte, bir gün. bir gün olur da beraber izleriz o türkan şoraylı filmi, o salata yaparken ben balıkları kızartırım, beraber mırıldanırız o kadının acıklı şarkılarını. umut. olur mu, olur diyorum.

    neyse. neysesi çok. neysesi ahhhlı, neysesi kırmızı, neysesi bol tuzlu.

    bir gün dersteyiz. kış günü, karın karadenize ayak bastığı ilk gün, unutmam. önümde oturuyor. ya da hayır, ben onun arkasında oturuyorum, kasıtlı istekli. dersin ortasında birden arkasını dönüp ''coşkun sabah'ın aşığım sana doyamıyorum, ne de güzelsin bakamıyorum şarkısının devamı nasıldı yee?'' diye soruyor. söylüyorum, teşekkür edip önüne dönüyor. muhasebe dersinde hesap kitap yerine coşkun sabah mırıldanıyor. içimi karıştırıyorlar.

    ''bana sormuştu. dönüp arkasını bana aşığım sana'nın sözlerini sordu, seviyor işte, o da kocaman seviyor beni, hayat pek bi güzel, derste çok çabuk mu bitti ne, olsun, otobüste tıkış tıkış gitmek de çok güzel, beni seviyor, aşığım sana''

    ahh işte.

    nerden bilirdim, derste sevgilisine aşığım sana'nın sözlerini mesaj olarak attığını. bilsem söyler miydim o şarkının devamını ona?

    söylerdim.