hesabın var mı? giriş yap

  • kutsal bilgi kaynağı ekşi sözlük'te bu tip başlıklara göz yuman moderatörlerin iş ahlakına laflar hazırlıyorum.
    gün gelecek, büyük patlayacağım.
    biz yazar olacağımız zaman neler çektik, öss ye hazırlanır gibi hazırlandık çaylakken gireceğimiz entry'ler için.

    şimdi "bu başlık ve bu entry ne alaka, formata uygun mu?" diye soracaksınız.
    şaka lan şaka, kim soracak..

    para için buna bile göz yumulacak.

  • yazılanların çoğunu okudum.
    özetle: kendi arzusu doğrultusunda yaşayan kadınlar için, karşısındaki için kendini feda eden kadınlar üzülmüş.

    bence isabet olmuş. kadının çilekeşliğini yüceltmekten kurtuluruz belki böylece.

    sarma, börek yapip, evi tertemiz olan kadınlara sesleniyorum. lütfen hayatta kendinize dair bir zevkiniz olsun. evi her gün süpürmeyin. çıkın hoşunuza giden bir yerde kahve içip iyi bir kitap okuyun.
    bir akşam da sarma dolma yapmak yerine kahvaltı ediverin. o gün evde yayılıp dinlenin mesela.

    daha önemlisi bunları erkekler sizi tercih etsin diye yapmayın. kendiniz için yapın. mutlu olmak için, hayattan keyif almak için yapın. kendinizi kurban etmeye niyetli olursanız, emin olun sizi kurban edecek biri çıkacaktır.

  • über bir film. çok büyük bir hüzün. izlemek bile her sinema severin harcı değildir. izledim demek için filme tekrar tekrar bakmak gerekiyor. ayrıca philip seymour hoffman'ın gizemli dünyasından da esintiler sunduğuna inanırım. charlie kaufmann'ın şaheseridir.

  • "nasıl dükkan açarım" "ne satarım yeşillendirin pls" gibi saçma sapan sorulara cevap vermeyeceğimi baştan belirterek başlıkta en çok problem yaşanılan konulara değineceğim. yukarıdaki gibi sorunlara sahip olan arkadaşlar için internet derya deniz diyorum ve soru cevap formatında, bilgi kaynağı olmasını umarak bir şeyler yazıyorum.

    en öncelikli konu sanırım vergi konusu;
    etsy'de satış yaparsam vergi vermek zorunda mıyım? esnaf muafiyeti nedir?

    sonda diyeceğimi başta diyerek başlarsam; etsy'de satış yapıyorsanız ve ev ekonomisine katkı yapmak dışında bir amacınız yoksa yani yıllık asgari ücret karşılığını geçmeyen miktarda satış yapıyorsanız vergi vermenize gerek yok. fakat bu ha deyince vergi vermediğiniz anlamına gelmiyor. etsy'e herhangi bir belge sunmazsanız etsy sizden devletin istediği vergileri kesecektir. bu yaptığınız her satış başına etsy'nin kendi için yaptığı kesintileri haricinde "vat" "vergi" kesintisi yapacağı anlamına gelir.

    -buna nasıl engel olacaksınız?

    bağlı bulunduğunuz vergi dairesine giderek 9/6 vergi muafiyeti belgesine başvurmak istediğinizi belirteceksiniz. eğer koşulları sağlıyorsanız, herhangi bir işyerine sahip olmadan evde patik, sanat v.s üretiyorsanız bu belgeyi alabiliyorsunuz. böylece size gelen belgede bir "vat" "vergi" kimlik numarasına sahip oluyorsunuz. bu kimlik numarasının başına !tr! ibaresini koyarak etsy sisteminize girdiğinizde etsy size son bir ayda ödediğiniz vergileri geri ödüyor ve o andan sonraki satışlarınızdan vergi kesintisini yapmıyor. fakat misal; yıllık geliriniz asgari ücret toplamını aştı ama siz hala ufak işletmesiniz yani asgari ücreti çokta geçmiyorsunuz,

    ne yapacaksınız?

    aynı şekilde vergi dairesine gidip 9/10 esnaf muafiyet belgesine başvuracaksınız. bu belgenin diğerinden farkı nedir? bunun da belirli bir sınırı olmakla beraber artık kısmen de olsa vergi mükellefi olduğunuzu ifade eden belgedir. bu belgeyi alıp ziraat bankasına giderek ticari bir hesap açtırıyorsunuz ve satışlarınızdan gelen para bu hesaba her aktarıldığında ziraat bankası bu paradan %4 kesinti yaparak devlete aktarıyor.

    etsy reklamlarıyla birlikte instagram, pinterest gibi kanallar önemli midir?

    bu konu çok çetrefilli. kolay olandan başlarsak etsy'nin kendi içerisinde reklamlar şu şekilde işler (örnek); siz günlük bir dolarlık bir yatırımla etsy içinde reklam verirsiniz
    ve etsy'de müşteri sizin ürününüzle eşleşen bir arama yaptığında ilk sayfada çıkacağınız garantilenir. eğer müşteri sizin ürününüze, etsy ads olarak etiketlenmiş ürününüze tıklarsa bu bütçenizden kesinti yapılacağı anlamına gelir. günlük bir dolarlık bir yatırım 3 kere reklam tıklama hakkınız olduğu anlamına gelir. satış olup olmaması önemli değildir (40 cente yakın bir ücret tık başına). tık başına sizin bütçenizden para kesilir. bir dolar tamamlandığında reklam otomatik durdurulur.

    -etsy'nin bir diğer reklam seçeneği offsite-ads nedir?

    offsite-ads etsy'nin kurumsal olarak verdiği reklamlardır. etsy facebook google gibi platformlar için bir reklam bütçesi ayırır (ek bilgi olarak amerika ve avrupa'da tv reklamı da verir) ve buralarda ilgili kişilere sizin ürünlerinizi gösterebilir. eğer sizin müşteriniz bu reklamı tıklayarak sizden sipariş verirse etsy ürün başına %15 ek kesinti yapar. eğer dükkanınız on bin dolar üzeri satış yapmış bir dükkansa bu kesinti %12 ye iner. ek olarak; bu kesinti hiçbir şekilde 100 doları geçemez. pahalı ürünler satıyorsanız 100 dolardan fazlası için endişelenmeniz gerekmiyor. tekrar ek olarak; son bir yılda on bin dolardan az satış yaptıysanız ya da tabii ki yeni bir dükkana sahipseniz bu seçenek tercihinize bağlıdır. istediğiniz zaman kapatabilirsiniz. eğer aksi durumdaysanız kapatamazsınız ama yukarıda da belirtildiği gibi ödediğiniz oran düşer.

    -instagram, pinterest gibi platformlarınızın aktif olması işe yarar mı?
    çok açık olarak işe yarar fakat bunlara vakit ayırıp ayıramayacağınız önemlidir. emek - fayda ön plana çıkar. ben zaten bu ilişkiden kurtulmak için etsy'i tercih ediyorum yoksa gider shopier falan kullanırdım. instagram "kasacağıma" etsy'e reklam vermek daha avantajlı geliyor.

    -etsy'de satışarı dolarla mı yoksa tl ile mi yapıyoruz?

    buna en kısa cevap; dolara endeksli tl ile satış yapıyorsunuz olur. nasıl? siz ürününüzü dolarla fiyatlandırıyorsunuz fakat fiyatınızı tl olarak giriyorsunuz elinize geçen para yine tl oluyor. dolarla satış yapabilir misiniz? evet. hızla artan kurlar dükkanınızda ürün sayısı fazlaysa sürekli fiyat güncellemesi yapmanızı gerektirir. doğrudan dolar fiyat belirleyebilirsiniz. fakat bu durumda ek olarak %1.1 "kur çevirimi" kesintisini kabul etmeniz gerekir. ben şahsi olarak bunu kabul ediyorum. dolar arttığında ürün fiyatlarının tl değerinin düşmesinden ve sürekli fiyat güncellemekten bıktım. (dolara geçseniz de elinize tl geçecek, etsy satış anındaki kurdan paranızı tl'ye çevirecek!)

    - kargo?

    burada size türkiyede'ki kargo seçeneklerini, fiyat değerlendirmelerini sunacağım en son olarak denk gelebileceğiniz ptt kargo tartışmasını detaylandıracağım. sonuç olarak siz karar vereceksiniz.

    öncelikli olarak kendi kullandığım firmayı yazacağım ve bunun üzerinden işleyişi detaylandırarak çeşitli firmaların linklerini bırakacağım. (hayır indirim ya da teşvik almıyorum ama olsa da hayır demem.)

    (iyziship

    bütün firmalarda benzer sistem işler; ürünün gideceği adresi, paket boyutlarını, mal değerini içerik bilgisini sisteme girersiniz ve sistem size çeşitli firmaları sunar, fiyat tekliflerini sıralar. en başı tnt ve fedex çeker fiyat-hız performansı en iyi firmalar da bunlardır. siz bu firmalardan istediğinizi seçersiniz ödemeyi yaparsınız. ödemeyi yaptıktan sonra paketinizin tanınması için size bir kod verilir. bu kodu paketin üzerine yazarsınız ve anlaşmalı kargolar ile ücretsiz olarak paketinizin firmaya ulaşmasını sağlarsınız.

    paketiniz firmaya ulaştıktan sonra otomatik kantar, x-ray ve boyut ölçüm cihazına girer. burada sizin verdiğiniz bilgiler ile uyuşmazlık olursa (içerik, ölçü, ağırlık gibi) size bilgi verilir ve ek ödeme yapılması gerekirse ek ödeme yapmanız beklenir ya da kargosu sakıncalı ürün varsa aksiyon almanız beklenir. iyziship'te var, diğer firmalarda var mı bilmiyorum ama verdiğiniz ölçülerden daha ufak ölçülerde çıkarsa paketiniz para iadesi yapılır.

    eğer paket ölçüleriniz küçükse 1 hafta kadar süren kargo seçenekleri bulunur ve daha ucuza gider. genelde 1-2 desi aralığında paketleriniz amerika'ya fedex-tnt ile 400 lira (ağustos 2022) civarına ulaşır. 1 desi altı paketleriniz 120-130 liraya kadar düşebilir fakat gidiş süresi 1 haftaya kadar uzar bu hizmet genelde amerika için usps ile sağlanır. fedex ve tnt aksilik olmadığı sürece çıkışı yapıldıktan sonra 3-4 iş günü içerisinde amerika'ya adrese teslimatı gerçekleştirir.

    -desi nedir?
    desi sizin paketinizin hacimsel ağırlığıdır. 20x25x10 ölçülerindeki bir paketin desisi 1kg olur. yani siz bu paketin içerisine 100 gram da koysanız 1kg fiyatı biçilir. eğer bu paketin içerisine 2kg bir ürün koyarsanız bu sefer 2kg üzerinden fiyat biçilir.

    -ptt nedir?
    ptt'nin iki kargo seçeneği vardır. birisi turpex denen hızlı ama pahalı diğeri "küçük paket posta" olarak adlandırılan mektup gönderisinin paket biçimidir. aliexpress'ten yüzyılda gelen kargolarınız da benzer mantıkla çalışır.

    küçük paket posta toplamda iki kiloyu ve boyutlarının toplamı 90cm geçmeyen paketlerinizi gönderebileceğiniz bir seçenektir. fiyatı oldukça ucuzdur, yavaştır ve takip edilmesi sorunlu bir hizmettir. ptt size bir takip kodu verse de tüm aşamaları kontrol edemezsiniz. ülkeden çıktıktan sonra 1 ay güncelleme almayan paketlerim olmuştu. bu paketler ülkeden çıkıp ilgili ülkeye vardığında oranın posta hizmetinin sorumluluğuna girer. ptt devreden çıkar. ek olarak bu bilgiyi başka yerde bulamazsınız; avustralya, kanada, almanya, israil ülkelerine paket geldikten sonra kesinlikle takip kodunu güncellemez. paketiniz ulaştı mı ulaşmadı mı ancak müşteriden öğrenebilirsiniz.

    turpex?
    turpex ptt'nin hızlı alternatifidir. dhl firmasıyla çalışırlar. 3-4 gün içerisinde teslim yapılır fakat eskiden avantajlı olsa da artık değildir. hızlı artan enflasyon nedeniyle fiyatlandırması sdr ile belirlenir. bu nedenle diğer firmalarla kafa kafaya gider fiyatları. fiyat avantajı yoktur. sorun yaşamanız halinde iletişim zaten hak getire. tek avantajı ücretsiz kargo kutularıdır.

    -doğrudan firmadan hizmet almak;
    yani doğrudan bir ups, aras, fedex kargo şubesine giderek yurtdışı gönderi yapmak. boşa vakit kaybıdır. diğer firmalardaki 350 liralık kargoya beş bin lira fatura çıkarırlar.

    navlungo
    shipentegra

    gümrük nedir?
    gümrük sizin ürününüze girdiğiniz bilgilerle içeriğinin uyuşup uyuşmadığını, müşteri tarafından vergisinin ödenip ödenmediği gibi noktaları inceler. amerika için bin dolara kadar endişelenmeniz gerekmez. etsy zaten vergilendirmeleri yapar ve herhangi bir bilgilendirme yapmanız gerekmez. ürüne fatura koymanız da hiçbir ülke için zaruri değildir. ürünün seri üretim veya benzeri olmadığını varsayıyorum. avrupa haricinde diğer ülkelerde vergilendirme memurların inisiyatifine bağlıdır. bunlara bağlı olarak avrupa için ioss ingiltere için "vat" bilgilendirme numaraları vardır.

    ioss ve vat nedir?

    ioss avrupa ülkelerinin uyguladığı, benim tanımımla; ödenmiş vergi bilgilendirme sistemidir. etsy 200 euro kadar fiyata avrupa'ya satılan ürünlerden otomatik olarak vergi kesintisini müşteriye yapar ve sizi bu konuda bilgilendirir. etsy bu satış sonucunda sizin panelinizde sizi uyarır ve der ki; bu ürünün vergisi ödenmiştir müşteri gümrükte tekrar vergi ödemesin diye sana bir kod veriyorum, bu kodu kargo firmanla paylaş. firmalar size bu kodu girebileceğiniz bir alan sunar ve oraya girersiniz böylece ilgili ülkeye giren paketiniz gümrük ücretlerinden muaf tutulur. eğer etsy size böyle bir bilgilendirme yapmadıysa ürünün fiyatı vergilendirme diliminde değildir. gümrük memurunun inisiyatifine kalır.

    lucid nedir?
    almanya'nın çöp vergisidir. almanya'ya belirli firmalar üzerinden çöp verginizi ödersiniz ve gönderdiğiniz ürününüzün paketinin geri dönüşüm ücretini ödendiğini ve ülkeye girişinin uygun olduğunu kanıtlarsınız. yapmazsanız ürününüz ülkeye girmez ya da etsy aracılığıyla iki yüz bin euro'ya kadar ceza alabilirsiniz. önce lucid kayıt bu siteye girerek resmi olarak bu sisteme kişisel ya da firma olarak kaydolursunuz ve size verilen lucid numarasıyla herhangi bir geri dönüşüm firmasından yıllık gönderdiğiniz çöp ne kadarsa ona uygun bir para ödersiniz ve gönderdiğiniz paketlerinize bu firmanın stickerını yapıştırıp kargolarsınız. en uygun fiyatı 2-3 kg çöpe kadar 7-8 euro gibi bir fiyatla bu firma vermektedir.

    şimdilik bu kadar, vakit buldukça editleyeceğim. bol satışlar.

  • 6 yaşında göz kanserine yakalanan, 4 yasinda losemiye yakalanan el kadar bebeleri "kul hakki yemek" ile suçlayabilen şahsiyet. hayvanlarin da kansere yakalandigindan ayrıca bihaber.

    elhamdilillah müslümanmis. çocuğunu da ensara ver bari oldu olacak.

    edit: hesabini aktrollere satmis diyolar. oyle ise bilemicem, eskiden boyle degildi bu adam hatta tarzi bu degil. bunu yazan kişi hem müslümanım diyor hem de kul hakkı yiyenler allah katında değil bu dünyada cezalandırılır diye islama yeni bir şart getirmeye çalışıyor. entry absurd çünkü şahsen tanıdığım tüm kanser hastaları gariban kimseler idi. kul hakkı yiyenler 100 yıl yaşıyor. acı patlıcanı kırağı çalmazmış diye nenelerimiz boşuna dememiş. fakat her iki görüş de yanlış, carl sagan'in kaos teorisi doğru. evrende her şey rastgele oluyor. sorry to break the news.

  • suratına tükürmediğimiz bizim paramızın 3-4 katı ettiği günlerden nerelere. bulgaristan gibi cücük kadar ve fakir bir ülkenin para birimi bile bizimkini sekize katlamış.

    emeği geçenler gün yüzü görmesin!

    iki aşağıdaki mal için editliyorum.
    burada bahsettiğim ülke insanı değil direkt ülkenin kendisi ve bu ülkeye bakış açısı. olayı insanlara indirgeyip salak salak demagoji yapıp bir de destan yazmış. okuduğunu anlayacak kadar beynin olsun yeter.

  • göğsümüzü kabartan üniversitedir. öğrencisiyle, hocalarıyla çok yaşasınlar. en son nuri bilge ceylan altın palmiye aldığında yaşadığım bir gururu yaşattılar. birkaç entry yukarıda da bahsettikleri gibi times listesi ve qs listesi üniversitelerin (en azından kuzey amerikadakilerin) kendilerine baz aldığı ve birkaç basamak olsun yükselmek için bir taraflarını yırttıkları ranking listeleridir.

    kıçıkırık bir kuzey amerika üniversitesine hasbelkader yolu düşen bir adam olarak yerinden bildireyim; daha liste açıklanır açıklanmaz, yememiş içmemişler koştur koştur gidip rektörden demeç almışlar, birkaç saat içinde de e-news olarak herkese mail atmışlar: " okulumuz sağlık ve klinik alanlarında iki basamak yükselmiş, genel sıralamada yerimizi koruyoruz.. oley.." şeklinde.

    yani öyle "benim kafam yatmadı yaaaa, odtü şimdi tufts'dan, purdue'den daha mı iyi.." şeklinde mabadından yorum sallamakla olmuyor o işler. listeye girip de üniversitenin hangi parametrelere göre değerlendirildiğine ve odtü'nün hangi parametreye göre nasıl bir performans gösterdiğine bakarsanız, bu güzide okulumuzun nasıl bir başarı ortaya koyduğunu görürsünüz.

    buradan times higher education'ın sıralama yaparken kullandığı metodolojiye bakabilirsiniz: http://www.timeshighereducation.co.uk/…/methodology

    buradan da odtü'nün performansına:
    http://www.timeshighereducation.co.uk/…l-university

    görüldüğü gibi üniversiteyi rakipleri karşısında aşağı çeken iki temel parametre var: international outlook ve research

    bunlardan ilki üniversitenin uluslararası bağlantılarına göre yapılan değerlendirme. yani üniversitedeki uluslararası öğrenci ve akademisyen sayılarının, yerli öğrenci ve akademisyen sayısına oranına göre hesaplanıyor. haliyle bir ortadoğu ülkesinde kurulmuş, ismi de ortadoğu olan bir üniversitenin listedeki rakip üniversiteleri de göz önünde bulundurursak yabancı öğrenciler ve akademisyenler için ilk tercih olmayacağı aşikar.

    research kısmındaki puanlama ise üç temel kıstasa göre yapılıyor. tanınırlılık (reputation), üniversitedeki öğretim üyelerine araştırmaları için sağlanan ödenek ve fonlar, son olarak da üniversitedeki öğretim üyelerinin ortalama yayın sayısı. değerlendirme puanının %30'u da bu kriterler üzerinden hesaplanıyor. evvela türkiyede kurulmuş bir üniversite tanınırlık açısından bir amerikan yahut avrupa üniversitesine göre zaten mücadeleye 1-0 geriden başlıyor. yine başta kuzey amerikan üniversitelerinde olmak üzere batı üniversitelerinde hem devletten hem de özel kaynaklardan sağlanan araştırma fonları bizin gariban odtü'müzün fersah fersah üzerinde. sanırım tayyip'in odtü'ye örtülü ödenekten para aktardığını düşünmüyor hiçbirimiz. son olarak yayın sayısı ise yine kuzey amerika üniversitelerinin olmazsa olmazlarından. yani üniversitedeki hocalardan yayın yapmaları bekleniyor, hatta zorunlu kılınıyor. üniversiteye kabul ettikleri akademisyen eğer yayın üretmede performans gösteremiyorsa aynen şutlanıyor. (bkz: publish or perish) gerçi bizde de 5 yılda 270 makale yazan akademisyenler var ama bu numunelerden odtü'de olmadığını varsayıyoruz. dolayısıyla yök benzer bir yayın yapma zorunluluğu da getirmediği için, yayın ortalamalarının düşük çıkması çok anormal değil.

    kısacası puanlamanın %37.5 luk kısmında çok da elde olmayan sebeplerle yarıştığı üniversiteler karşısında epey düşük performans gösteren odtü, citation yani akademik dünyada yarattığı etkiden 100 üzerinden 92 puan çekmiş, canlar. eldeki imkanlarla daha iyisini yapabilen varsa buyursun çıksın ortaya.

    demem o ki, şu güzel müessese tayyib'in yönettiği ülkeden, ışid çatışmalarının yaşandığı bölgenin sadece 800 km kuzeyinde melih gökçek'in 25 yıldır belediye başkanlığı yaptığı kentten kaldırılıp, aynı hocalar ve öğrencilerle amerika'nın doğu yakasında bir şehre taşınsa bugün o listede çok rahat ilk 20'ye hadi bilemedin 30'a girer.

    ben de bu vesileyle başta odtü olmak üzere o listeye giren boğaziçi, itü, sabancı, bilkent ve koç üniversitesilerinde öğrenci-akademisyen-idareci olarak kim varsa gözlerinden öperim. gururumuzsunuz.

    bir de islamcı bir dangalak vardı geçenlerde, odtü, boğaziçi, bilkent yıkılmalı diyordu. hah işte o dallamalar da biliyor ki bu kurumlar ayakta kaldığı sürece bu ülkeyi teslim alamayacaklar. o sebeple:

    diren odtü
    diren boğaziçi
    diren bilkent

  • bence bu açık sağ-sol mevzusundan ziyade, uykulu olmak ve uykusuz olmanın aynı manada kullanılmasıdır.

    çok uykulu hissediyorum: uykum var

    çok uykusuz hissediyorum: uykum var.

    bundan büyük açık mı olur?