hesabın var mı? giriş yap

  • gece gece bu oyun yüzünden gözlerim dolu dolu yazıyorum şu entryi. bu gece zaten gereksiz bi duygu yüklenmesi vardı üzerimde. gireyim acık görev filan yaparım da kafam dağılır diye oynamaya başladım.
    bir görevde elemanı zindanlardan kurtarıyordum. neyse adamı kurtardıktan sonra baktım diğer mahkumlarda var aynı zindanda. kurtardığım yerde ebesinin dağında bi kalenin içinde olduğu için onları da kurtarayım dedim. şimdi kalede herkesi öldürdüm bunlara yemek su veren olmaz diye düşündüm. neyse tek tek açtım kilitleri çıktılar hepsi dağıldılar. arkamı döndüm 1 tane üstü başı pasaklı ama efendi birine benzeyen nord gördüm. çantama aldığım gereksiz kıyafetleri yere atmıştım. arkamda adam birden önüme atladı 'kardeşim özür dilerim bunları attın lazım değilse alabilir miyim? üstüm başım perişan' tarzında birşeyler söyledi ekranda seçeneklerde 'dokunma lan onlar benim' ve 'tabi alabilirsin kardeşim. ne demek' tarzı 2 seçenek vardı. alabileceğini söyledikten sonra sanki böyle gözlerinin içi parladı. hemen eğildi bütün attığım ezik kıyafetleri topladı giydi üstüne mutlu oldu. ben direk saveleyip çıktım oyundan. bu fakirliğin gözü kör olsun lan.
    çok yalnızım ve duygusalım gece gece.

  • entry girerken bir sekme daha açıyor ve tekrar ekşi sözlük'e girerek kelimelerin yazılışlarını kontrol ediyorum. ve bunu yapan tek yazar olmadığıma adım gibi eminim.

  • bu aşı en güvensizi falan değil.

    aşıları nature'a değerlendiren florian krammer bu aşının faz 2 sonuçları için şu ifadeleri kullanmış.

    "the safety profile of the vaccine was excellent, and for both doses was comparable to that of the placebo. no grade 3 adverse reactions were reported. "

    https://www.nature.com/…les/s41586-020-2798-3#sec13

    serdar savaş'ın siyasi menfaat sağlamak için bok attığı aşıdır. türkiye'de uygulaması başlayana kadar faz 3 sonuçlarının çıkması beklenmektedir.

    hani aşının oluşturduğu immünite diğer aşıların gerisinde diye eleştiriyle gelin anlarım ama aşı güvenli değil derseniz hadi oradan derler.

    brezilya'da 10.000 kişiden fazla bu aşıyla aşılandı ve ciddi bir yan etkiye rastlanmadı.

    bu aşağıdaki de faz 3'ün ilk sonuçları.

    são paulo’s butantan ınstitute, one of brazil’s leading biomedical research centers, which is carrying out the phase 3 tests, said the two-dose vaccine, called coronavac, proved to be safe in a trial so far involving 9,000 volunteers.

    https://www.reuters.com/…novac-brazil-iduskbn27429e

    benim profilime bakın iktidara yaslamadığım giri bulmakta zorlanırsınız hatta amma da siyasi giri girmişsin dersiniz ama bizde doğru işe bok atmak yok.

    neyse o.
    faz 3 çıkmadan vururlarsa doğru olmaz elbette ama aşının şu anda bilinen bir sorunu yok.

    yeterli bağışıklığı sağlamama ihtimali olabilir.

    buna söylenebilecek de şu. elimizde başka bir aşı yoksa bu hiç aşı olmamaktan bana kalırsa iyidir.

  • "bir zaman gelecek ve bizler tüm ümitlerimizden tek tek vazgeçmek zorunda kalacağız. işte o vakit anlayacağız ki; bir zamanlar körü körüne bel bağladığımız ümitler, aslında hayatımıza daha fazla acı ve zorluk katan yanılsamalardan başka bir şey değil." demiş kendileri.

  • burak yilmaz has been playing in galatasaray for 3 years and doing great job in the team. he is the hero of the team. many times, he saved his team most of the games by scoring in impossible position. he is also one of the favourite team-mate of sneijder. sneijer says always " playing with burak is a great opportunity for me to improve my scoring skills. this guy has unlimited power, he is everywhere on the pitch during 90minutes.his ball control is unbelievable. " we, galatasaray fans, are so luckly to have a scorer like him. ıf he goes to uk, it will be a big lose for galatasaray.

    (bkz: beyler caktirmiyoruz)

  • 90'lı yıllar. 8 ya da 9 yaşlarındayım ve sanırım yaz ayları..
    eski evimizin bahçesinde oturuyoruz. annem kardeşimi uyutmaya çalışıyor, babam her akşam olduğu gibi rakısını yudumluyor, ben de tetris oynuyorum. biz bizeyiz ve huzurluyuz..
    önce babam odasına gidiyor, sonra da kardeşimle annem. benim yaşımdaki bir çocuk için oldukça geç denilebilecek bir saatte bahçede yalnız kalıyorum. fatih'le de o gece tanışıyoruz.

    yan komşumuz sevgi teyzeye erzurum'dan misafirliğe gelmişler. yanlış hatırlıyor olabilirim ama sevgi teyze; fatih'in halası oluyor.
    neyse..
    yan bahçede fatih'i görüyorum. çekingen bakışlarla, elimdeki tetrise bakıyor. benim ona baktığımı farkedince de; utanıp içeri kaçıyor. o gece bir daha görmüyorum..

    ertesi akşam aynı saatler. babam rakısını içip uyumaya gitmiş, annem kardeşimi uyutmanın derdinde, ben yine tetrisle oynuyorum. bahçedeyim ve yalnızım.
    yan bahçede fatih'i görüyorum. çekingen bakışlarla yine beni izliyor.

    - oynar mısın? diyorum,
    + kırılmasın! diyor.

    ilk kez o gece konuşuyoruz fatih'le. sabaha kadar sohbet ediyor, tetriste birbirimizin rekorunu geçmeye çalışıyoruz.
    ben ona mahallemizin en güçlü çocuğu emre'yi anlatıyorum, o bana geçen yaz yaylada yaptıklarını..

    2 ay tekirdağ'da kalacaklarını, babası iş bulursa buradan ev tutacaklarını, bulamazsa erzurum'a döneceklerini anlatıyor.
    - 'sen bizde kalırsın' diyorum çocuk aklımla.
    + 'annem izin vermez' diyor..

    çok samimi iki arkadaş oluyoruz sonraki günlerde. her sabah dışarı birlikte çıkıyor, akşam eve birlikte dönüyoruz. geceleri de bahçede tetris oynuyoruz..

    o bana ağaca tırmanmayı öğretiyor, ben ona yüzmeyi. o bana sapan yapmayı gösteriyor, ben ona misket oynamayı..

    oyunlarımız da enteresan..
    yüzlerce küçük kâğıt alıyoruz elimize mesela. üzerlerine rastgele talimatlar yazıyoruz tek tek.
    - 10 adım sağa
    - 3 adım sola
    -100 adım ileri
    - 80 adım sola gibi..
    sonra bu kağıtları rastgele çekip yazılanları yapıyor ve bütün tekirdağ'ı dolaşıyoruz. sırf kağıtta yazılanları yapmak için kaybolduğumuz günü hâla hatırlıyorum. akşam ezanından sonra eve geldik diye; bir araba dayak yemiştik annemizden..

    beyaz bir kağıt alıp; üzerine *arapçaya benzeyen ama aslında hiçbir şeye benzemeyen şekiller çiziyoruz. sonra bu kağıtları; yıllar sonra bulunmak üzere en olmadık yerlere gömüyoruz.. insanlığı trolleyip, tarihin seyrini değiştiricez çocuk aklımızla..

    "rastgele bir sayı seçelim ve bu sayıyı ömür boyu unutmayalım" diyoruz. ilk unutan, diğerine çikolata alsın. hem de en pahalısından..
    hergün birbirimizi deniyoruz ama nafile. ikimizde inatçıyız, asla unutmuyoruz..

    çocukluğumun en güzel günlerini, ömrümün en güzel yaz tatilini o sene yaşıyorum. fatih en iyi arkadaşım oluyor..

    ve maalesef yaz bitiyor. fatih'in babası iş bulamamış olacak ki; erzurum'a dönmek zorunda kalıyorlar.
    - 'sen bizde kal' diyorum çocuk aklımla.
    + 'annem izin vermez' diyor..

    önümüzdeki yaz yeniden buluşmak üzere vedalaşıyoruz. ama bu onu son görüşüm oluyor.. önümüzdeki yaz gelmiyorlar, bir sonraki yaz da öyle.. bir iki sene sonra sevgi teyzeler de taşınıp gidince; fatih'i bir daha hiç görmüyorum.

    facebook, twitter, instagram.. her yerde fatih'i arayarak geçiyor gençliğim. bulamıyorum..

    son çare olarak; ekşi sözlük geliyor aklıma..
    yıllar önce ezberlediğimiz o 7 haneli sayıyı; belki bir gün google'a yazar diyorum. sözlükten mesaj atamasa bile; en azından twitter kullanıyordur..

    ben unutmadıysam, o da unutmamıştır.
    hadi ulan. hadi bee.. çikolataları da ben alırım güzel kardeşim, söz. hem de en pahalısından..